9 Ağustos 2011 Salı

IÇ ANADOLU KÜRTLERI ve HISAR

IÇ ANADOLU KÜRTLERI
Burada ilk olarak icanadolu kurtlerinin tarihini anlatip daha sonra Hisar Koyu tarihine gececegiz.Elbetteki Hisar tarihi icin koyun ileri gelenleriyle konusmak cok mantikli olacaktir.




BÖLÜM - - 1
Kurt asiretleri, 1700'lerin sonlarina dogru Haymana daglari civarlarinda gorulmeye baslanmistir. Bunlar gruplar halinde yayiliyordu. Asiretler Resvan - Cihanbeyli- ve Sihbizini federasyonuna bagliydi. Bunlar, Osmanli yonetiminin zorunlu mudahelesiyle batiya gocertilmelerininin yanisira yeni otlakliklarin bulunmasi ve alanlarinin gelistirilmesi icin buradaydilar. Kurtlerin Konya bolgesine ne zaman yerlestikleri konusunda kesin bir tarih vermek zor, ancak adlari 1767'lerde duyulmaya baslandi. Fransiz cografyaci Perrot 1850'lerde Haymana Kurtleri ile soylesiler gerceklestirmis ve bunlarin birkac kusak once burada bulunduklarini vurgulamistir. Kurt asiretleri 1800'de yil boyunca dogudan bu bolgeye gelmislerdir. Gocebe Kurtlerin uzerindeki yonetim kontrolu azdi. Bunlar, ancak 1880'lerde Osmanli yonetimi icerisinde entegre edildiler ve bu yildan itibaren Sultana vergilerini odemeye basladilar...
Yasar Kemal'in romanlarinda da goruldugu uzere, bunlarin gocebe hayati ve gelenekleri bir tarafa birakip surekli yerlesime gecisleri hicte kolay olmamistir. Daha onceleri yaylalarin kisilere verilip kullanim isi dengeli bir bicimde yapiliyordu. Osmanli yonetimi bunu (baskiyi), Kulu civarlarindaki yazlik otlaklari kullanan Kurtlerin kendi eski yasam bicimlerini terketmeleri icin yapmaktaydi. Buraya yerlesim, bir asiret ya da akraba grubuna verilen topraklar uzerinde ev insa etmeleri ve yerlesmeleri anlami tasiyordu. Osmanli ve daha sonrasi kurulan Turkiye Cumhuriyeti doneminde devlete ait topraklar, surekli yerlesim ve yeni koyler insa etme amaciyla dagitilmistir.
Yarasli Koyu 1662'de kurulmus eski koylerden birisidir. Gunumuzde Kulu civarlarinda bulunan Kurt koylerinden Dipdede 1830, Celep 1839, Tavsancali 1845, Serefli 1863, Beskardes ve Karacadag 1890'da kurulmuslardir. Karacadag'a gelis ile ilgili olarak koyde yasayan birisi soyle anlatmaktadir: Bizler pek hatirlamayiz, ancak buyuklerimizin anlatiklarina gore, kislari Adana'ya yazlari ise Haymana'ya gelirlermis. Ceyhan taraflarindan buralara gelmislerdi. Cadirlarda yasamlarini surdurmekteydiler. Daha sonra buraya yerlesmeye karar verdiler. Daha sonra cevrenin gozden gecirilmesi icin atli iki oncu grup yola cikmakta. Birisi Dondurma, digeri Yalinayak'a gelir. Gruplarin basi, iki ayri yerlesim yerinde yerlesme ile ilgili gerekcelerini dile getirir. Boylelikle Resvan asiretlerinin bir kolu olan Halikan'a bagli bu grup ikiye ayrilir. Sozkonusu bu koyler halen bunlara bagli..."
Ayni eserde, yerlesim yerlerinin insa tarihi ile ilgili bilgiler de ilgi cekici:
"Kulu: 1954'te ilce oldu. Ilcede Turkler cogunlukta. Turkmenler ve Ermeniler de var. Ermeniler, 1930'dan sonra Turkiye'nin bircok yerinde oldugu gibi buradan ayrildilar. Burada yasayan Kurt aileler var. Ancak buradaki tarihi gecmisleri pek eskiye dayanmiyor. Son yillarda Kulu cevresindeki (yayla) bu sayi cogalmakta. Gecimlerini saglamak icin evler ya da kulubeler satin almakta. Bunlar daha cok Agri tarafindan gelenlerden olusmakta.
Hisar: 1923'te Antep'in Islahiye kazasindan gelen muhacir Kurtler tarafindan kurulmustur.(Aslinda gercegi tam icermeyen bir idda,Cunku kurtulus savasi baslamadan once Hisar'da dedelerimiz vardi.).
Kozanli: 1800'lerde kuruldugu sanilmakta. 1954'te belediye oldu. Adana'nin Kozan ilcesindan gelenlerden olusmakta. Halkin cogunlugu Turk. Ancak eski kaynaklar, bunlarin Turk degil Kurt oldugunu belirtmekte.
Tavsancali: 1955'ten bu yana kasaba. Burada yasayan Kurtler Adiyaman, Mus ve Diyarbakir'dan gelmistir. Bunlar Halo veya Omeran asiretlerine baglidir. 1845'lerde yerlesim alani olmustur. Buranin eski adi Omeranli ya da Omerhanli, burada daha once yasayan Kurt buyuklerinin ismi olsa gerek. Bu isim halen orada yasayanlar tarafindan kullanilmakta. Zincirlikuyu: 1967'den beri kasaba. Burada yasayan Kurtlerin kokeni Elbistan ve Maras'a kadar uzanmaktadir. Kurtler buraya 1750 ile 1770'li yillar arasinda gelmislerdir. Ilkin Ankara'nin Karagoz, 1800'lerde de Zincirlikuyu'ya (o donemde Kurtoglu ismiyle taninmaya baslandi) gelmislerdir.
Acikuyu: Koyde yasayanlar Kurt kokenli. Tavsancali'ya bagli bir yayla olarak dusunulmustu. 1954'te Kulu'nun ilce olmasindan sonra, yayla sakinleri burayi koye donusturduler. Koy adini, buradaki kuyu suyunun fazla tuzlu olmasindan dolayi Acikuyu olarak almistir. Burada icme suyu sikintisi devam etmektedir.

Agilbasi: 1855'te Tatarlar Kafkaslari terkederek Kirim ve Romanya uzerinden Anadolu'ya varmislardir. O donemdeki yonetim bunlari koyun o zamanki adiyla Mandira'ya yerlesmelerine izin vermistir. 1861'lerde Ermeniler de, Erzurum ve Sivas cevresindeki katliamlardan kacarak buraya gelmislerdir. Ermeniler burayi sonradan terketmistir. Burada civardan gelen Kurtlerin nufusu giderek cogalmaya baslamistir.
Altilar: Daga yakin kurulmustur. Burada yasayan Kurtlerin dogudan, Haymana taraflarina geldikleri daha sonra buraya yerlestikleri, koyun adini buraya gelen ve 6 kisiden olusan gruptan aldigi belirtilir. Koken olarak Adiyaman, Urfa ve Sivas civarlarindaki asiretlere baglidirlar.
Arsinci: Koy, 1847'lerde dogudan (Kurdistan-Cev.) gelen Kurtler tarafindan kurulmustur.
Beskardes: Burada yasayan Kurtler Urfa, Siverek ve Adiyaman'dan gelmislerdir. Ilk once Altilar, ardindan Tavsancali, en son olarak 5 kardesten olusan bu topluluk bugunku koyu kurmuslardir. Kêy adini bu kardeslerden almistir. Sevki veya Sefkanli asiretine mensup koyluler daha sonra Deli Suleyman, Doymazlar ve Haci Mahmutlar kollarina ayrilmislardir.
Bogazoren: 1854'te kurulan bu koye ilk gelenlerin Tatarlar oldugu belirtilir. Nufusun bir kismi Kurtlerden olusmaktadir.
Bozan: 1908'de kurulmus. Kurtler buraya Kozan taraflarindan gelmislerdir. Ilkin Kisla yaylasi ve Yapali koyu civarlarinda yerlesmis daha sonra buraya gelmislerdir.
Burunagil: Buradaki Kurtler, Agri'dan, 6 yillik muhacirlik sonrasinda 1919'da Kulu'ya ulasmis, daha sonra buraya yerlesmislerdir.
Canimana: Kirsehir'den gelen ve Sihbizini asiretine mensup Kurtler tarafindan 1902'de kurulmustur.
Celep: Bir kisim kaynaklara gore burasi Erzurum, Adiyaman, Elazig ve Sivas'tan gelen Seifkari asiretine mensup olan Kurtlerce kurulmustur. 1765'lerde Beskardes ve Zincirlikuyu'ya ulasan Kurtler, 1839'da kendilerine verilen buraya yerlesmeye baslamislardir. Copler: 1870'te kurulmus. Tatarlar buranin hava sartlarina uymakta zorlaninca 1900'lerde Beskardes'teki Kurtlere satmislardir. 1922'de zorla surgune tabi edilen Kurtler de buraya yerlesmislerdir. Koy, bugun bile bu eski ve yeni gruplardan olusmaktadir.
Dipdede: Burasi bir Kurt koyu. Buradaki Kurtler 1830'da Erzurum taraflarindan buraya gelmislerdir. Dipdede isminin burada yasayanlarin atalari oldugu sanilir.


Karacadere: Bir Kurt koyudur. Tarihi ile ilgili bilgiye ulasilmamistir.
Kirkpinar: 1885'te kurulmustur. Burada yasayan Kurtler Maras, Islahiye ve Sivas'tan gelmislerdir.
Sogukkuyu: Koy halki Kurt'tur. 1843'te Canimana'ya konaklamislardir. Daha sonra burasini imar etmislerdir. Serefli: 1863'te kurulmus. Koy sakinleri Kurt kokenli olup Mus taraflarindan buraya gelmislerdir.
Tavlioren: 1870'lerde Tavlu bey himayesinde buraya gelen Kurtler, ilkin bu koyun 2 km. kuzeyine yerlesmislerdir. Burada cikan sorunlar yuzunden Ankara'ya bagli Tiras'a gecmislerdir. 1900'lerde buraya, koyun bulundugu yere tekrar gelip yerlesmislerdir. Tuzkaya: Tokat'a bagli Turhal kazasinin Kazava koyunden gelen Kurtlerden olusmaktadir. Bunlar Halikan asiretinin bir kolu olan Cutkan'a baglidirlar. Buradaki Kurtlerin gocebe olduklari, bunlarin ilk etapta Cukurova'ya geldikleri ve buradan Kulu'ya, ardindan burayi insa ettikleri, koyun ilk adinin ise Herema Cutkanli oldugu belirtilir. Koyun ismi 1932'de degistirildi.
Yazicayir: Yozgat'in Akdag'indan 1890'larda bu koyun 2 km. yakinlarina gelen Kurtlerden olusmakta. Kurtler 1920'de buraya yerlesir.
Yesilyurt: Gaziantep ve Sivas'tan gelen Kurtler tarafindan kurulmustur..." (4)
Kaynakca: 4- Kulu utvandrarbygd i Turkiet, I. Lundberg-I. svanberg, 1994 Uppsala.
BÖLÜM - - 2

iÇ ANADOLU KÜRTLERi


Ic anadolu kurdleri milli ozelliklerini yuzyillardir korumuslar. Kapali toplum yapisina sahip oldugundan kendi aralarinda onemli bir dayanisma var (Koy yasami).Yasli kesim yani bugun 70 80 yaslarinda olanlar Erivan radyosu
Ic anadolu'ya kimine gore surgun kimine gore daha iyi bir yasam icin kimine gorede konar-gocer olarak buraya geldiklerini soylerler..
Ic anadolu kurd genci 15-16 yaslarina geldimi, "Ben kimim, Nerden geldim" sorusuna yanit ariyor. Yaslilar ise susmayi tercih ediyor..
Gencler bu sorulari sorarken arastirma alani olarakta iki unsur gelir.

Birincisi=UNiVERSiTE Ikincisi=AVRUPA
Universiteyi kazanip buyuk illere giden gencler diger Kurd sehirlerinden genclerle tanisip onlarla bilgi alisverisinde bulunuyor....
Ikinci=AVRUPA Ic anadolulu kurdler ekonomik nedeniyle buyuk bir sekilde Avrupa'ya etmislerdir.
Bugun Avusturya, Isvicre, Hollanda, Danimarka Norvec, Isvec, gibi Avrupa ulkelerinde Kurd nufusunu Ic anadolu kurdleri olusturuyor..
Avrupa'dakilerlede ayni seyler gecerli.Dogulu kurdlerle tanisinca birlikteydik neden ayrildik??
Bu dusunce etrafinda siyasal ve kulturel olarak ayni dusunceleri paylasiyorlar, ve kendi topraklarinda degilde baska ulkelerde ekonomik sinirlari icinde bulunuyorlar...Yurtseverlik ise bu bulusmanin adi oluyor..

ASiRETLER

Asiret nedir? Gercek yada zahiri soy kutugune ve akrabaliga dayali sosyo-ekonomik bir orgutlenme bicimidir.
Gunumuz Kurdleri ayakta tutan dilin, tarihin, unutulmamasi ayni zamanda politik bir tercihi icermekte.
Tabi bugun Ic anadolu'da Asiret reisi yok. Yalniz asiret koyleri mevcuttur.
Ic anadolu kurdlerinin mensup oldugu asiretler arasinda; en onemlisi olarak Sexbizin(Sihbizin) asireti gelmektedir.
Digerleri Resia(Raso), Canbeg, Zirka, Teriki, Sixan, Heciban, Seweda,Psiya, atman asiretleri gelir.

SEXBIZINLI ASiRETi FEDERASYONU(SIHBIZIN)

Sexbizinli asiretinin Haymana'ya ne zaman geldikleri bilinmiyor.
Caldiran savasindan sonra bu kurdler Ic anadolu'da Haymana ilcesine yerlestiriliyor..
1514 yilinda asiret reisleri Seyh Huseyin onderliginde kalabalik sekilde goc ediyorlar.
Tam olarak geldikleri yerler:KUZEY IRAK'IN BEZEYAN bolgesi, Mus, Malazgirt, Elazig, ve Varto'dan gelmislerdir.
Haymana'nin 29 koyune dagilan asiret ilk yerlesim yeri ise Yenice bolgesidir 1894 Ankara vilayet salnamesine gore Yenice'nin o zamanki adi Sihbizinlidir.
Sexbizinli asiretnin koyleri toplami 36 dir.
Canima, Dipdede, Sogukcesme, Karacadere Konya KuLu'ya baglanmistir.
Sexbizinli koylerinin bir cogu dag yamaclarina kurulmustur.
Ote yandan asiret kendini pek hissedilir olmasada Palaniler ve Kerkukluler olarak adlandirir...
Derekok, Durutlar, Kayabasi, ve Mandira koyleri Kerkuk'ten geldikleri icin Kerkuklu oldukarini belirtirler..
Sexbizinlar Ic anadolu'da Canbeg ve Terxan asiretiyle icli dislidirlardir. Bu yuzden aralarinda zaman zaman surtusme olmustur.Terxanlilar kendilerini cesur, Sihbizinlilar ise kendilerini hirsiz sayarlar.Cok akinci ve savasci ruhlari vardir.
1, dunya savasinda Ataturk'u develerle karsilayanlar onlardir.
Yine bir deyise gore Terikilerden birinin elini ayagini kesip atsei bu ayak ve elle karistiran Sihbizinlilardir....

RESiAN(RISWAN)FEDERASYONU Halk dilinde(RASO)


Raso asireti kendi arasinda pek cok kola ayriliyor.
12 kola ayrilmaktadir. Kollarin adi ve dagildiklari bolgeler soyle.
NASIRLI-KOLU(YENiCEOBA, KUSCA, BURUMSUZ, KARAGEDiK, SEREFLi)
XALiKAN-KOLU(GOLYAZI, YAPALI, KARACADAG)
OMERA-KOLU(TAVSANCALI,BESKARDES ALTILAR, TAVLIOREN,
,YAZICICAYIR,COPLER)
SEWKi-KOLU (BULDUK,KERPiC,GUZELYAYLA,CELEP,ZiNCiRLiKUYU)
CELKA-KOLU (YESiLYURT,KIRKPINAR,HiSAR,KUTUKUSAGI(bir bölümü))
MOLiKA-KOLU (KIRKISLA)
BILiKA-KOLU S.KOCHiSAR'IN AKTAS KOYU HARiC TUM KOYLERi VE BALA ERBASAN)
SIXBILA-KOLU(KIRSEHiR,BOZTEPE VE CiCEKDAGI)
MiFKA-KOLU(KIRSEHiR BEREKETA CiCEKDAGI)
CuTKA-KOLU (CiHANBEYLi-KULU)
MiHiNA-OXCiYA KOLU(TAVSANCALI,KARACADAG,YOZGAT YERKOY)
Raso asiretide ic anadoluya surgun edildi...
Adiyaman Kurdu olan bu asiret bir takim isyanlar sonucu Kuzey Suriye'ye surgun edildi.
Daha sonra buraya alisamayan asiret daah sonra Ic anadolu'ya getirildi..
Geldikleri yer tam olarak ADIYAMAN-BESNi VE KAHTA'dir.
Genel olarak Adiyaman Kurdcesini ayni konusur.

NOT:Kirsehir Bereketa,Cicekdagi,Boztepe,Ankara, Bala,Erbasan haric digerleri Konya'nin KuLu ve Cihanbeyli ilcesine bagli koylerdir.
CANBEG ASiRETi FEDERASYONU


Canbeg asiretide surgun bir asirettir.
Onlarda ayni Raso asiretiyle hemen hemen ayni zamanda Ic anadolu'ya gelmistir. Geldikleri yerler ise MALATYA VE URFA'dir..
Ama daha cok Malatya'dan geldikleri soylenir..
Ic anadolu'da genellikle Konya'da fazladirlar.
Aksaray'dada Canbeg asireti mensuplari bulunur.RLER iSE MALATYA VE URFA KURTLERiDiR.

SIXAN ASiRETi


Ic Anadolu'da Haymanada'da yasayan asiretin 1780 yilinda Urfa'nin Suruc ilcesine bagli Ziyaret koyunden Haymana'nin Emirler, Kesikkavak, Emirler Eskicalis, Buyuk Konakgormez ve Eskisehir'in Mahmudiye ilcesibe bagli Balcikhisar koyune yerlestikleri rivayet ediliyor..
Sexanlilar ise bu tarihin kendileri icin dogru yalniz Ic anadolu'ya gelmeden once asiretin Suruc'ta gocebe olmadigini yerlesik olduklarini bilmedikleri bir nedenden surulduklerini soyluyorlar.
Kimisi Suruc'ta aile kavgasi (Kan davasi) yuzunden topraklarini, kardeslerine biraktiklarini dile getiriyorlar...
Hayman merkez ve dort koyunde Polatli, Bala'da Sexanlilar yasiyor..

MiKAiLi ASiRETi

Mikaililer daha cok Haymana'da yasiyor ve bu asiretin 1855 tarihinde Dogu Bayazit'tan Haymana ve Polatli'nin inler koyu cevresine gelip yerlesmislerdir.
Ama bu gelip yerlesmeleri "Hop" diye olmamistir.
Bu asiretin Zirka olma ihtimali ninde gozonunde alinmasi gerektigi soyleniyor...
Kurdistan tarihi adli eserinde M.Emin Zeki Zirka yada Zirikanli'larin yaklasik 500 aile olduklarini
ve bunlarin Ankara'nin kuzey-batisina geldiklerini belirtiyor..

Konya Kürtce konusan köyleri...
Cihanbeyli ilcesine bagli olan Kurd koyler..

Beskardes
Beyliova
Bulduk(Gunde Bulduq)
Cimen
Colkoy
Damlakuyu
Beskavak(Buyuk)
Beskavak(Kucuk)
Golyazi(Xalikan)
Gunyuzu(Cudkan)
Kandil
Kelhasan
Kirikisla(Molika)
Kutukkusagi(Kutiga)
Kusca(Hacilaro)
Saglik
Yapali(Qemera)
Yeniceoba(incove)
Zaferiye(Kayisoglu)

KuLu ilcesine bagli olan Kürtce konusan köyleri..
Acikuyu(Birtalik)
Altilar
Arsinci(Germik)
Beskardes(Torina)
Burnagil
Bozan
Celep
Copler(Copli)
Dipdede
Gokler
Hisar
Karacadag(Xalikan)
Karacadere
Kirkpinar
Serefli
Yazicicayir(Mehina)
Yesilyurt(Celikan)
Tavsancali(Omaro)
Zincirlikuyu(Gordoglu)

Sarayonu ilcesine bagli olan Kürtce konusan köyleri..
Boyali
Kadioglu
Sarikaya

Yunak ilcesine bagli olan Kürtce konusan köyleri..
Besisikli
Cayirbasi
Hatirli(Gunde xofe)
Hacifakili(Kamaran)
Haciomeroglu(Hacimaran)
Imamoglu(Bodan)
Karayayla
Kurtusagi(Kurdan)
Kocyazi(Civikan)
Meselij
Odabasi(Halisinan)
Ortakisla
Ozyayla
Saray(Golan ga)
Sinanli
Suluklu(Galikan)

Celtik ilcesine bagli Kürtce konusan köyleri...
Kasoren(Rengan)
Adakasim(Sorikan)
Buyukhasan
Isakusagi(Sagan)
Kucukhasan


Ankara Kürtce konusan köyleri...
Bala ilcesine bagli olan Kürtce konusan köyleri

Asagihacibekir(Axlera)
Asagioren
Aydogan
Bektasli(Rostika)
Buyukbiyik(Emera)
Buyukcamili(Camiliya Mezin)
Cigdemli
Davdanli(Davdana)
Derekisla(Xecaniya)
Egribasan
Erdemli(Yayla Kesike)
Erginkoy
Hanburun
Kesikkopru(Kesika)
Kucukbiyik(Gunde Hectehir)
Kucukcamili(Camiliya Cuk)
Tatarhoyuk
Tepekoy(Kulika)
Suguzel
Yukarihacibekir(Axlera)


SerefliKochisar ilcesine bagli olan Kürtce konusan köyleri..

Akarca
Aktas(Mihina)
Buyukdamlacik(Hezino)
Buyukkisla
Dogankaya
Kanlikisla
KucukDamlacik(Heciyo)
Odunbogazi
Yusufkuyusu

Golbasi ilcesine bagli tek kurd koyu
Karagedik
Kirsehir Kürtce konusan köyleri...
Cicekdag'na bagli Kürtce konusan köyleri...
Cicekdagi(Cicek)
Acikoy(Sorik)
Alahacili(Galikan)
Bahcepinar(Torin)
Barakli
Canakpinar(Ramiko)
Dohankas(Kungus)
Konurkale(Konir)
Mahmutlu(Qisle)
Pohrek(Gedar)
Sahinoglu
Yalnizagac(Zekera)

Boztepe ilcesine bagli Kürtce konusan köyleri..
Camalak
Cevirme
Cigdeli
Cimenli
Harmanalti(Sayipli)
Huseyinli
Kulhuyuk
Oksuzkale(Haladin)
UcKuyu
Uzunpinar


Akcakent ilcesine bagli Kurd koyu..

Avanoglu
Navend ilcesine bagli Kürtce konusan köyleri..
Gollu
Korpinar(Kaniya kurik)
Seyrekkoy(Hurmik)
Taburoglu
Tasinburnu(Mala bene)
Yesiloba(Guri)

Kaman ilcesine bagli Kürtce konusan köyleri..
Agapinar
Cadirlihacibayram
CadirliKormehmet
Hirfanlar
KekilliAli
MollaOsmanlar



IÇ ANADOLU KÜRTLERI -2


Dünya tarihinin bazi evrelerinde, var olmus bir çok halk topluluklari, yaratmis olduklari yüksek kültür ve tarih degerlerine ragmen yok olup gitmislerdir. Bu yok oluslarin dogal, sosyal ve siyasal bazi etkenlerden kaynaklandigi üzerinde tarih bilimcileri hem fikirdirler. Halklarin yokoluslari salt ilkçaga tekabül etmemektedir. Ortaçag'da ve 20.yy'in ilkbaslarinda da yok olmakla karsi karsiya kalmis halklar söz konusudur. Sömürgeciligin dogusuyla; isgal edilen topraklarin kültür uygarliklari ve degerleri sömürgeci güçlerin saldirilarina maruz kalmis ve tahrip edilmistir. Sömürgelere misyonerler gönderilmis, katliam ve zulümle onlarin kültürlerinin, dillerinin, degerlerinin ve yerli dinlerinin ilkel ve gayrimedeni oldugu kabul ettirilmeye çalisilmis ve yerli halklarin yarattiklari tüm deger
Bunlari anlatmamizin bir nedeni; ayni tarihsel sürecin farkli sekillerde de olsa, Anadolu ve Mezopotamya topraklarinda da yasanmasi gerçekligidir. Türkler'in Orta-Asya'dan çikarak Anadolu'ya yayildiklari dönemlerde, tarihin de kanitladigi gibi girdikleri topraklari yagma ve talan ederek, halklari ya zorla sürmüsler ya da yerli insanlar zulümden kaçarak göçebe konumuna girip kendilerine baska yurtlar edinmislerdir. Bunlardan biri de Mezapotamya - Kürdistan halklaridir. Daha sonralari kurulan Osmanli imparatorlugu döneminde de ayni politikalar farkli yöntemlerle devam etmistir. Özellikle Kürtler üzerindeki asimile politikalari, islam ve hilafet kalkan olarak kullanilarak; ümmet kisvesi altinda sürdürülmüstür.
Osmanli 17.yy'dan sonra girdigi sarsinti dönemlerinde, artik Kürtlere yönelik yasalar çikarilarak zorla dagitilmalari ve hatta uzak yerlere sürgüne tabi tutulmalari söz konusu olmustur. Karsi gelenlere saldiri ve katliamlar söz konusudur. iste bu saldiri, katliam ve sürgünlere tabi tutulanlardan bir bölümü günümüzde iç Anadolu'da yasayan Kürt toplumudur. Ama ne hikmetse yok olmus topluluklarin tersine, iç Anadolu Kürtleri 250 yillik bir sürece ragmen, kendi dil ve topluluklarini koruma, yasatma ve yasama erdemliligini gösterebilmislerdir.
Kürdistan'dan sonra en büyük Kürt kolonisi olan iç Anadolu Kürtleri, kimliklerini koruyor. Hatta okuyan insanlarin aile içinde Türkçe konusmasini "Xag Wirek" diyerek ayipliyorlar. Onlar, 68 ve 80'li yillar arasinda gelisen devrimci-toplumsal muhalefette yerlerini alirlarken; Kürdistan'in bir çok yerinde o dönemlerde kendine ayak bulan Türkiye soluna, iç Anadolu Kürt toplumu fazla sempatiyle bakmamis, aksine, ilk dönemlerinde DDKO içinde ve daha sonralari ise, farkli Kürt örgüt ve partilerinde yerlerini almislardir. Onlar Kürdistanlilarin yaninda olmayi ve onlarla iliski gelistirmeyi kendilerine bir ayricalik saymislardir. Bu, bilinçli bir taraf olmaktan ziyade, Kürt olmalarindan kaynaklanan bilinçalti ve güdüyle olusan ilkel bir Kürt kimligine sahip olmalarindan kaynaklaniyordu.
HADEP'in iç Anadolu Kürt yerlesim birimlerinde (sirasiyla; il, ilçe, kasaba, köy) aldigi oy orani, burada Kürt kimliginin bir resmini verir. Bu ayni zamanda, Kürt sorununu salt bir ekonomik sorun olarak gören devlet düsüncesinin de bilimsel, olmadigini, aksine çürüklügünü ortaya çikariyor. Ekonomik olarak güçlü degerlere sahip ve bu düzlemde de iktisadi istemleri pek de olmayan iç Anadolu Kürtler'inde de, ilk planda Kürdistan'daki gibi, kendini dayatan, Kürt kimligini taniyip özgürce ifade edebilmesi istemi çikiyor karsimiza.
Kimligin taninmasi isteminin bu Kürt kolonisinde de kendisini dayatmasinin nedenlerinden en önemlisi;1984'te baslayan gerilla savasi olmustur. Çünkü bu özgürlük savasiyla, Kürdistan'da da hizla gelisen ve büyük bir ivme kazanan, Türkiye'de de tüm toplumsal, sosyal dinamikleri sarsan ve uluslararasilasan Kürt halkinin özgürlük mücadelesi; Kürt kimliginde ve uluslararasilasmasinda bir rönansi yasatmistir. Genelde Kürt halkini etkileyen mücadele, iç Anadolu Kürtleri'ni de yogun bir sekillenmeyle karsi karsiya birakmistir. Bir yandan Kürdistan'da ülke ve kimlik kavramlari insanlarin beyinlerinde netlik kazanirken, diger yandan iç Anadolu Kürtler'inde de ülke ve kimlik kavramlari arasinda bir kargasa baslatmistir. O gerillaya katilirken, ülke bilincinden çok, Kürt kimliginden dolayi katilmistir.
250 yillik tarih sürecinde kendinde özgü bir kültür ve degerler birikimi yaratan iç Anadolu Kürt toplumunun; Kürdistan Ulusal Kurtulus Mücadelesi içinde yer almasinin örneklerini verirken; 74'te sehit düsen Mehmet Bayram, faili meçhul bir cinayete kurban giden HEP Ankara il baskani Av. Faik Candan, yüzlerce sehit gerilla, hapishanelerdeki onlarca özgürlük mahkumu ve HADEP eski Genel Baskani Murat Bozlak'i anmamak mümkün mü?
iç Anadolu Kürtlerinin Yerlesim Cografyasi :
Basta Konya iline bagli Cihanbeyli, Yeniceoba, Yunak, Kulu kazalari olmak üzere bu kazalarin köylerinin % 90'i Kürt köyüdür. Yine bu köylerle sinir olan Ankara'nin Haymana, Polatli, sereflikoçhisar ve Bala ilçelerinin Kürt köyleri ve onlarla sinir olarak Hirfanli Baraj'indan itibaren Kirsehir'in Kaman ilçesi, Pisyan asiretine mensup Kürt köyleri baslamaktadir. Kirsehir merkez köylerinin yarisi, Çiçekdagi kazasinin % 60 'i ve Boztepe kazasinin ise % 80'i Kürt köyleridir. Burada Konya, Ankara ve Kirsehir il sinirlari arasinda olan Kürt yerlesim birimlerinin birbirine ya sinir olduklari veya arlarinda çok az mesafe oldugu görülmektedir. Yine bu illere sinir Aksaray'da Kürtler vardir. Aksaray Kürtlerinin çogu Kürtçe'nin "Dimilî / Zazaca" diyalektigini konusmaktadirlar.
Yozgat Kürtleri; genellikle, Yozgat, Çorum, Tokat ve Amasya il sinirlarinin kesistigi bölgededir. Bu bölgeye serpistirilmis Kürt köyleri Çekerek, Zile, Alaca ve Ortaköy ilçelerine baglidirlar. Burada meskun köylerin sayisi 41'i bulmaktadir.
iç Anadolu Kürt toplumunun kültür birligi içerisinde olan ancak, daha çok Kürdistan'la cografik yakinligi olan Elbistan'la, Kayseri ili Sariz ilçesinin Kürtler'i ise yogun bir nüfus birikimi arz etmektedirler.
Bu incelememizde, daha çok Kirsehir, Ankara ve Konya Kürtleri üzerinde duracagiz.
Asiretler :
iç Anadolu Kürt asiretlerinin en büyükleri kuskusuz ki Resvan, Canbeg, (Cihanbeyli) ve sexbizini'lerdir. Bunun yaninda yogun bir nüfusa sahip Koçgiri ( Sanz ), Badili, Mahasi, Pisiyan ve Beski gibi asiretlere de iç Anadolu'da rastlanmaktadir. Bir çok asiret Kürdistan'dan küçük guruplar halinde sürüldükleri için Resvan ve Canbeg asiretleri arasinda erimistir.
Bir asiretler konfederasyonu olan Resvan asireti hakkinda yazili olan eski belge, serefname ve Osmanli imparatorlugu'nun iskan belgeleridir. serefname'de Resvan asireti Hasankeyf eyaletinin en büyük 8 asireti arasinda sayilir. Necdet Sakaoglu, "Köse Pasa" adli eserinde; "Dogu Anadolu'nun en namli ailelerinden olan Resvanzadeler, bir yandan konfederasyon üzerinde mukaata voyvodasi , bir yandanda Maras , Malatya ve Besni malikaneleri mutasarrifi olarak 200 yili askin kendi bölgelerinde mutlak söz sahibi oldular. Bu ocaktan 1650 ile 1850 arasinda çogu mirmiran rütbeli Halil Pasa, Ömer Pasa, Mehmet Pasa, Süleyman Pasa, Abdurrahman Pasa, Ömer Pasa(2), Abdurrahman Pasa (2) gibi taninmis derebeyleri gelip geçti. Devlet, bu hanedanin nüfuz alanina disardan yönetici göndermeyecek derecede çekingen davranmayi , zulüm ve taskinliklarini kulak ardi etmeyi seçti. Mesela 1750'de "
"Sen Resvanoglusun - bulunmaz narhin
Asilar öldürür - verdigin vergin
Altinda arap atin - elinde kargin,
Kollarinda cingirakli balar da döser..."
Resvani asireti hiyerarsi ve örgütlülük biçiminde baska bir çok asiretten farkliliklar göstermekteydi. Yusuf Halaçoglu, 8.yüzyilda Osmanli imparatorlugu iskan siyaseti adli yapitinda: "Resvan asireti gibi bazi tesekküllerde ise, kethüdalari, ihtiyarlari ve diger söz sahiplerinin istedikleri sahislari Boy beyi yapma yetkisine sahip olduklari görülmekte ve asiret Kethüdalari ise, tabi olduklari Boybeyi tarafindan tayin edilirlerdi. Buna ragmen Kethüdaligin irsi bir müessese oldugu ileri sürülmektedir." diye aktariyor.
Diger en büyük asiret olan Canbeg (Cihanbeyli) asireti ise Ulus diye anilmistir. Y. Halaçoglu ayni yapitinda Cihanbeyli asireti için; "Güneydogu ve dogu Anadolu'da Ulus adiyla anilan büyük asiret" diye bahsetmektedir. Resvan asiret konfederasyonu kendi içinde bir çok asirete ayriliyor. Bunlar sirasiyla; Belikan, Celikan, Oxciyan, Cutkan, Xelkan, Sêfkan, Nassir ê, sêxbilan, Mifkan, Omeran, Berkati, Sevidi, Moliki, Canbeg (Cihanbeyli)'dir.
Tek tük köyleri bulunan Milli asiretinden bilinen alt asiretler de söyle; Hatunoglu ve Hacibanli'dir.
Asiret federasyonlari içine girmeyen asiretler ise; Taburoglu, Pisiyan, Mahasi, Beski, Badili, Atmani, vs. dir. Bunlarin yerlesim birimlerinin adlari ise genelde Kürtçedir. Ancak Türk devleti bu Kürtçe isimleri de Kürdistan'da yaptigi gibi degistirmistir. Örnegin; Zakêrê ismi Yalnizagaç olarak, Qisla ismi Mahmutlu olarak ve Omêran ismi Tavsançali olarak degistirilmistir.
Nüfus (1990):
Kirsehir merkezi ve kirsal alanda toplam Kürt nüfusu 50.000, Ankara da 100.000, Konya'da 170.000 civarindadir.
200'ü askin Kürt yerlesim biriminin (ilçe, kasaba, köy) bulundugu Konya, Ankara, Kirsehir illerinin sinirlari içinde, il merkezleri dahil iç Anadolu kökenli Kürt nüfusu toplam olarak 300.000'i asmaktadir. Buna, bu illere daha sonralari Kürdistan'dan gelip yerlesen nüfus dahil degildir.
Özellikle baskent Ankara'da yasayan nüfusun dörtte birinin Kürt kökenli oldugunu söylersek, bu üç ildeki toplam Kürt nüfusunun yaklasik 1 Milyonu buldugu söylenebilir. Bu nüfus toplamina Çorum, Tokat, Yozgat, Amasya, Aksaray, Nigde ve Kirikkale'de yerlesik Kürt nüfusu eklenince 2 Milyona yaklastigi söylenebilir.
Kürdistan'dan kopus tarihleri, nedenleri ve geldikleri yerler :
iç Anadolu Kürtler'inin göç tarihleri daha çok Osmanli imparatorlugu'nun ikinci yarisina yani 18.yy'in sonlariyla 19.yy'in ilk yarisina tekabül etmektedir. Bu göçler, siyasal ve ekonomik nedenlerden kaynaklanmaktadir. Osmanli imparatorlugu'nda özellikle ikinci dönemin birinci çeyreginde meydana gelen isyanlarin kimlikten çok ekonomik nedenlerden kaynaklandigi bir gerçektir. Ama imparatorlugun yönetici kadrolari ve özellikle padisah için bu sürgünlerin esas nedeni Kürtleri dagitip, eritmek ve böylecede zararsiz, asker ve vergi deposu yaratmakti. Çünkü Osmanli imparatorlugu dagilma ve yikilma sürecine girmis; bir yandan Balkanlar olmak üzere birden çok cephede, komsulariyla ve bagimsizliklarini elde etmek isteyen halklarla savasa girmistir. Zaten 1683 yilindan beri devam eden savaslardan dolayi masraflar artmistir.
Hazineyi doldurmak için vergi mükelleflerini arttirmak, diger yandan savas cephelerine asker yetistirmek için ilk akla gelen potansiyel konar - göçer asiretler olmustur.
Asiretler konar-göçer olmalarindan dolayi, yaylak ve kislak bölgeleri arasinda hareket etmekteydiler. Yaylak ve kislaklari bazen birbirinden çok uzaklarda bulunmaktaydi. Erzurum yaylalarina, Firat nehri'nin çiktigi yerlere yaylamaga giden bir asiret kislak için Suriye çöllerine ve iran'a kadar inmekteydi. Bu devlet için bir çok sorumluluklari da beraberinde getirmekteydi. Bir yandan vergi alinamamasi, asker elde edilememesi ve diger yandan sürüleri ile yaylaklar arasinda gidip gelmelerde çevredeki tarim alanlarina zarar vermeleri en büyük sorunlardi. Yine bu sorun hakkinda Yücel Özkaya'da sunu aktarmaktadir; "Türkmen ve Kürt asiretleri bir yerde durmayip, yaz - kis yer degistirmekte ve yer degistirirken gitmis oldugu yerlerin halkina da zararlari dokunmaktaydi. Bu asiretlerin meselesi, 18.yy'in ilk yarisinda devleti devamli ugrastiran büyük bir sorundu.
Yukaridaki nedenlerden ötürü asiretlerin iskana tabi tutulmasina geçildi. ilk olarak 1692'de baslatilan ve göçebe asiretleri yerlesik hale getirmeyi amaçlayan iskan uygulamasi zor yöntemi kullanilarak yapilmaya çalisilmistir. Yani bu iskan politikasi bir sürgün ve cezalandirma eylemi olarak uygulanmaya konulmustur. Esas amaç olarak
a-) Göçebe asiretleri yerlesik hale getirip tarima yöneltmek, böylelikle vergi açigina kaynak bulmak,
b-) Asiretleri iskan ettirmek suretiyle, onlari disiplin ve denetim altina almak ve bu yolla asker devsirmeyi ve vergi toplamayi kolaylastirmak. iskanlarin amacina ulasmasi için asiretleri bölüp parçalamak, birbirine kirdirtmak da yöntemlerden biri olmustur.
ilk gizli çetecilik
Son günlerde Türkiyede aktüel olan devlet içi çeteler, hizbul-kontra gibi devlet tarafindan organize edilmis, katillerin ve çetlerin tarihçesi 1808'lerde kardesini bogdurarak tahta gelen II. Mahmud'a dayanmaktadir. II. Mahmud, Tuna boylarinda sikisan askerini doyurmak, asker açigini doldurmak için, Kürt asiretlerinden yararlanmak istedi. Ancak asiretlerin önce dize getirilmesi gerekliydi. iste Türk tarihinde ilk olarak devlet eliyle, devlet içinde gizli çeteler olusturuldu. Bunlarin bir amaci da Kürt asiretlerini dagitip, "zararsiz, yararlanilabilecek" bir konuma getirmekti. II.Mahmut tarafindan olusturulan bu çetelerin ilk icraati ise II.Mahmud'un kardesini bogarak öldürmek olmustur.
iç Anadolu Kürtleri'nin en büyük asiret federasyonu olan Resvan ve Canbeg Asiretleri'nin iskani bu dönemin devletini çok mesgul etmistir.
Cengiz Orhunoglu, (Osmanli imparatorlugu'nda asiretlerin iskani); "Cihanbeyli Asireti'nin iskani hakkinda sunu aktarmaktadir; " Güney-Dogu Anadolu Asiretlerinden olan ve eskiden beri oturmakta olduklari Gerger kazasini terk ederek Çemisgezek, Pertek ve Sagman kazalarina tabi köylere gidip, ahalisini sürerek kendileri yerlesen Cihanbeyli, seyh Hasanli ve Dede Sülü vs. cemaatlerinin bu hareketleri, Çemisgezek Kadisi Mevlana Mehmet tarafindan bir arzla istanbul'a sikayet edilmisti. Bunun üzerine 1705 yilinda Cihanbeyli asiretinin Rakka'ya sürülmesine gönderilen fermanla emir edilmisti."
Ancak onlarinda iskanlari Resvanlarla ayni döneme tekabül etmektedir. Yinede Kürdistan'da iskan isinin zor oldugunu görmekteyiz. 1692'de baslayan iskan siyasetinin tam basariya ulasmadigini ve bu isi sonuca ulastirmak için 1866' da tekrar devletin ise koyuldugunu ve hatta adina Firka -i islahiye denilen bir komisyon kuruldugunu görüyoruz.
Ankara Haymana'da sexbizini asiretinin iskan tarihi için Avrupali gezgin Hüterroth'un iskan tarihi olarak verdigi 1800 ile 1810'u dogru buluyoruz.
Yine baska bir yabanci kaynakta Kürt asiretlerinin 17.yy'in sonlarina dogru Haymana çevresindeki daglarda görünmeye basladiklari aktarilmaktadir. ( Bak. çev. Gabar Çiyan ) Ayni kaynak Resvan ve sexbizini asiretlerine bagli kisilerin Osmanli idaresinin kontrolünde batiya zorla göç ettirilmelerinin yanisira , hayvanlarina yeni otlaklar bulmak, otlaklarini genisletmek için de buraya gelmislerdi diyor.
18.yy boyunca Kürt asiretleri Orta Anadolu'ya gelmeye basladilar. 1850'li yillarda, Fransiz asilli cografyaci Perrot, Haymana'li Kürtlerle yaptigi söylesilerden yola çikarak, Kürtler'in enaz birkaç kusak önce buraya geldiklerini açiklamaktadir. (Çev. Gabar Çiyan) Bu asiretlerin mümkün oldugunca daginik , birbirinden kopuk yerlestirilmeleri özellikle planlanmis ve uygulanmistir.
" 18.yy'in ortalarindan sonra Kulu çevresinde yeni köyler kuruldu. Bundan baska yaz boyunca gezinilen yaylalar, yerlesik hale dönüstürüldü. Günümüzde Kulu'da bulunan Kürt köylere - ki bunlar göçerlerin yerlesik hale getirilmesinden sonra insa edildi - örnek verirsek , Dipdere'nin 1830'da, Celep'in 1839'da, Omeran (Tavsançali)'nin 1886'da, serefli'nin 1863'de, Beskardes ve Karacadag'in 1870'de, Kirkpinar'in 1886'da, Tuzkaya ve Yaziçayir'in temelleri 1890'da atildi." (Çev. G. Çiyan ) Türk devletinin Kürtlere yönelik zorunlu iskan ve daha sonralari sürgün siyasetleri günümüze kadar farkli sekillerde, devam etti. iç Anadolu'ya toplu asiret iskanlarindan sonra; Cumhuriyet Türkiye'sinin de sürgünleri eklenmistir.
Agri isyani'ndan sonra iç Anadolu Kürt köylerine bir çok Kürt gelmistir. Bunlara verilen ad ise "Muhacir" olmustur. Bu "Muhacirler" ordaki yerlesik Kürtlerle evlenerek kaynasip akraba olmuslardir.
Burada M. Emin Zeki'den bir pasaj aktarirken sürgünlerin Kürtler için, zor ve zalimane gerçeginin, günümüzde yakilan 3000 köy ve yerlerinden edilen 3 Milyona yakin Kürt insaninin " Kaderi" ile çakistigina sahit olmaktayiz. M. E. Zeki ; "1919 yilinda, Osmanlilarin 2. ordusunda erzak ve yiyecek sikintisi da bas gösterince, Diyarbekir ve yöresindeki Kürtlerden asker ve sivil olanlar yurtlarini birakarak Musul'a gitmeye zorlandilar. Bir bölümüde Adana ve Halep'e sürgün edildi. Çogu yollarda açliktan ve hastaliktan öldü. Bu arada Musul'a kadar gelebilenlerin anlattiklari olaylar, o masumlarin kitleler halinde yollarda yada erisebildikleri sehirlerin cadde ve sokaklarinda topluluklar halinde ölüsleri; dinleyicilerin ve görenlerin yüregini parçaliyordu." diyordu.



toklucaktan haberler

dernek nedir.amaçları

TOKLUCAK DER .in ARIK DER ile ZARA DER. yanyana olan arsa ile ilğili bilgiler.. 1- konu hakkında gelişmeler.. 2- varılan durum 3- dernek üyelerinin konu hakkında bilgileri GEREKLİ BİLGİLER TOPARLANIP ..GELİŞMELER..SİZLERE DUYURULACAKTIR. MAİL. ADRESİM ..haloyildiz@gmail.com ..SİZLERİN ULAŞABİLDİĞİ BİLGİLERİ PAYLAŞIRSANIZ ..YAYINLARIZ. ERGÜN YILDIZ..

DERNEK NEDİR? NASIL KURULUR?

Derneğin tanımı

23.11.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5253 sayılı Dernekler Kanununun 2. maddesinde derneğin tanımı; " Dernek: Kazanç paylaşma dışında, kanunlarla yasaklanmamış belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere, en az yedi gerçek veya tüzel kişinin, bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirmek suretiyle oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kişi topluluklarını” olarak yapılmıştır.

Kimler dernek kurabilir

Fiil ehliyetine sahip gerçek veya tüzel kişiler, önceden izin almaksızın dernek kurma hakkına sahiptir.

Dernek kurucusu olabilmeleri ile ilgili olarak, Türk Silâhlı Kuvvetleri ve kolluk kuvvetleri mensupları ile kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri hakkında özel kanunlarında getirilen kısıtlamalar saklıdır.

Ayrıca, onbeş yaşını bitiren ayırt etme gücüne sahip küçükler; toplumsal, ruhsal, ahlakî, bedensel ve zihinsel yetenekleri ile spor, eğitim ve öğretim haklarını, sosyal ve kültürel varlıklarını, aile yapısını ve özel yaşantılarını korumak ve geliştirmek amacıyla yasal temsilcilerinin yazılı izni ile çocuk dernekleri kurabilir veya kurulmuş çocuk derneklerine üye olabilirler.

Oniki yaşını bitiren küçükler yasal temsilcilerinin izni ile çocuk derneklerine üye olabilirler ancak yönetim ve denetim kurullarında görev alamazlar.

Çocuk derneklerine onsekiz yaşından büyükler kurucu veya üye olamazlar.

Dernek kurucusu olacak kişilerde aranan fiil ehliyetine ne şekilde sahip olunur.

4721 sayılı Türk Medeni Kanununda belirtildiği üzere; ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan her ergin kişinin fiil ehliyeti vardır.

Ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmamak: Yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk ve bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmamak yada bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkûm bulunmamaktır.

Ergin olmak: Onsekiz yaşını doldurmuş olmak veya onsekiz yaşın doldurmamış olduğu halde evlenmiş olmak yada onbeş yaşını doldurmuş küçüklerin kendi isteği ve velisinin rızasıyla mahkemece ergin kılınmış olmaktır.

Tüzel kişiler, kanuna ve kuruluş belgelerine göre gerekli organlara sahip olmakla, fiil ehliyetini kazanırlar. Tüzel kişinin iradesi, organları aracılığıyla açıklanır.

Dernekler özel hukuk tüzelkişisi olup, Türk Medeni Kanununun 48. maddesinde belirtilen tüm hak ve yetkilere sahiptir.

Hangi amaçla dernek kurulamaz

Anayasa ve kanunlarla açıkça yasaklanan amaçları veya konusu suç teşkil eden fiilleri gerçekleştirmek amacıyla dernek kurulamaz.

Derneğin amacı; kazanç paylaşma dışında, kanunlarla yasaklanmamış belirli ve ortak bir gayeyi gerçekleştirmeye yönelik, anlaşılabilir ve süreklilik arz etmelidir. Hukuka veya ahlâka aykırı olmamalıdır.

Derneğin kuruluş şekli

Dernekler, kuruluş bildirimini, dernek tüzüğünü ve gerekli belgeleri yerleşim yerinin bulunduğu yerin en büyük mülki amirine verdikleri anda tüzel kişilik kazanırlar.

Dernek tüzüğünün içeriği

Dernekler Mevzuatı gereğince derneğin tüzüğünde aşağıda gösterilen hususların belirtilmesi zorunludur:

a-Derneğin adı ve merkezi. (Derneğinizin adı, daha önce kurulmuş olan bir derneğin adından farklı olmak zorundadır. Dernek adını kontrol etmek için tıklayınız)

b-Derneğin amacı ve bu amacı gerçekleştirmek için dernekçe sürdürülecek çalışma konuları ve çalışma biçimleri ile faaliyet alanı.

c-Derneğe üye olma ve üyelikten çıkmanın şart ve şekilleri.

d-Genel kurulun toplanma şekli ve zamanı.

e-Genel kurulun görevleri, yetkileri, oy kullanma ve karar alma usul ve şekilleri.

f-Yönetim ve denetim kurullarının görev ve yetkileri, ne suretle seçileceği, asıl ve yedek üye sayısı.

g-Derneğin şubesinin bulunup bulunmayacağı, bulunacak ise şubelerin nasıl kurulacağı, görev ve yetkileri ile dernek genel kurulunda nasıl temsil edileceği.

h-Üyelerin ödeyecekleri giriş ve yıllık aidat miktarının belirlenme şekli.

ı-Derneğin gelir kaynakları.

i- Derneğin borçlanma usulleri.

j- Derneğin iç denetim şekilleri

k-Tüzüğün ne şekilde değiştirileceği.

l-Derneğin feshi halinde mal varlığının tasfiye şekli.

m-Dernek geçici yönetim kurulu üyelerinin adı, soyadı, görev ünvanı.

Dernek tüzüğünde kanunen belirtilmesi zorunlu hususlar dışında, Kanuna aykırı olmamak kaydıyla tüzükte yer alması istenilen diğer hükümler eklenebilir.

Örnek Dernek Tüzüğü İçin Tıklayınız.

Dernek kuruluşu için gerekli belgeler

Dernek kurucuları (en az yedi gerçek veya tüzel kişi) tarafından imzalanmış olan (Dernekler Yönetmeliği Ek-2’de bulunan) iki adet kuruluş bildirimi ve aşağıda belirtilen ekleri, derneğin kurulacağı yerin mülki idare amirliğine verilir.

a) Kurucular tarafından her sayfası imzalanmış üç adet dernek tüzüğü,

b) Kurucuların nüfus cüzdan fotokopisi,

c) Dernek kurucuları arasında tüzel kişiliklerin bulunması halinde; bu tüzel kişilerin unvanı, yerleşim yeri ve kuruluş belgesi ile tüzel kişiliklerin organları tarafından yetkilendirilen gerçek kişi de belirtilmek kaydıyla bu konuda alınmış kararın fotokopisi,

d) Kurucular arasında yabancı dernek veya dernek ve vakıf dışında kar amacı gütmeyen kuruluşlar bulunması halinde, bu tüzel kişilerin dernek kurucusu olabileceğini gösteren İçişleri Bakanlığınca verilmiş izin belgesi,

e) Kurucular arasında yabancı uyruklular varsa, bunların Türkiye'de yerleşme hakkına sahip olduklarını gösterir belgelerin fotokopileri,

f) Yazışma ve tebligatı almaya yetkili kişi veya kişilerin adı, soyadı, yerleşim yerlerini ve imzalarını belirten liste.

Büyükşehir belediyesi sınırları içinde kalan ilçeler hariç diğer ilçelerdeki dernek kuruluş işlemlerinde istenen belgeler birer arttırılarak verilir.

Dernekler, kuruluş bildirimi ve eklerini mülki idare amirliğine vermek suretiyle tüzel kişilik kazanırlar.

Çocuk derneklerine tüzel kişiler kurucu veya üye olamazlar, ayrıca çocuk derneklerinde kuruluş bildirimine, kurucu çocukların yasal temsilcilerinin izni eklenir.

Dernek kuruluş bildiriminin incelenmesi

Dernek kuruluş bildirimi ve belgelerin doğruluğu ile dernek tüzüğü, en büyük mülki amir tarafından altmış gün içinde dosya üzerinden incelenir.

Kuruluş bildiriminde, tüzükte ve kurucuların hukuki durumlarında kanuna aykırılık veya noksanlık tespit edildiği takdirde bunların giderilmesi veya tamamlanması derhal kuruculardan istenir. Bu istemin tebliğinden başlayarak otuz gün içinde belirtilen noksanlık tamamlanmaz ve kanuna aykırılık giderilmezse; en büyük mülki amir, yetkili asliye hukuk mahkemesinde derneğin feshi konusunda dava açması içir durumu Cumhuriyet savcılığına bildirir. Cumhuriyet savcısı mahkemeden derneğin faaliyetinin durdurulmasına karar verilmesini de isteyebilir.

Kuruluş bildiriminde, tüzükte ve belgelerde kanuna aykırılık veya noksanlık bulunmaz ya da bu aykırılık veya noksanlık belirli sürede giderilmiş bulunursa; keyfiyet derhal derneğe yazıyla bildirilir ve dernek, dernekler kütüğüne kaydedilir.

Derneğin zorunlu Organları hangileridir

Derneğin zorunlu organları, genel kurul, yönetim kurulu ve denetim kuruludur.

Dernekler zorunlu organları dışında başka organlar da oluşturabilirler. Ancak, bu organlara zorunlu organların görev, yetki ve sorumlulukları devredilemez.

Genel kurul, derneğin en yetkili karar organı olup; derneğe kayıtlı üyelerden oluşur. Genel kurul, dernek organlarını seçer ve derneğin diğer bir organına verilmemiş olan işleri görür.

Genel kurul, üyeliğe kabul ve üyelikten çıkarma hakkında son kararı verir, derneğin diğer organlarını denetler ve onları haklı sebeplerle her zaman görevden alabilir.

Yönetim kurulu, beş asıl ve beş yedek üyeden az olmamak üzere dernek tüzüğünde belirtilen sayıda üyeden oluşur.

Yönetim kurulu, derneğin yürütme ve temsil organıdır; bu görevini kanuna ve dernek tüzüğüne uygun olarak yerine getirir.

Temsil görevi, yönetim kurulunca, üyelerden birine veya bir üçüncü kişiye verilebilir.

Denetim kurulu, üç asıl ve üç yedek üyeden az olmamak üzere dernek tüzüğünde belirtilen sayıda üyeden oluşur.

Denetim kurulu, denetleme görevini, dernek tüzüğünde belirtilen esas ve usullere göre yapar; denetleme sonuçlarını bir raporla yönetim kuruluna ve genel kurula sunar.

Derneğin kuruluşundan sonra yapılması gereken işlemler

A- Defter tutulması

Dernekler tarafından tutulması zorunlu olan defterler temin edilerek kullanmaya başlanılmadan önce dernekler biriminden veya noterden onaylattırılmalıdır.

Dernekler aşağıda yazılı defterleri tutarlar.

a) İşletme hesabı esasında tutulacak defterler ve uyulacak esaslar aşağıdaki gibidir:

1) Karar Defteri: Yönetim kurulu kararları tarih ve numara sırasıyla bu deftere yazılır ve kararların altı toplantıya katılan üyelerce imzalanır.

2) Üye Kayıt Defteri: Derneğe üye olarak girenlerin kimlik bilgileri, derneğe giriş ve çıkış tarihleri bu deftere işlenir. Üyelerin ödedikleri giriş ve yıllık aidat miktarları bu deftere işlenebilir.

3) Evrak Kayıt Defteri: Gelen ve giden evraklar, tarih ve sıra numarası ile bu deftere kaydedilir. Gelen evrakın asılları ve giden evrakın kopyaları dosyalanır. Elektronik posta yoluyla gelen veya giden evraklar çıktısı alınmak suretiyle saklanır.

4) Demirbaş Defteri: Derneğe ait demirbaşların edinme tarihi ve şekli ile kullanıldıkları veya verildikleri yerler ve kullanım sürelerini dolduranların kayıttan düşürülmesi bu deftere işlenir.

5) İşletme Hesabı Defteri: Dernek adına alınan gelirler ve yapılan giderler açık ve düzenli olarak bu deftere işlenir.

6) Alındı Belgesi Kayıt Defteri : Alındı belgelerinin seri ve sıra numaraları, bu belgeleri alan ve iade edelerin adı, soyadı ve imzaları ile aldıkları ve iade ettikleri tarihler bu deftere işlenir.

b) Bilanço esasında tutulacak defterler ve uyulacak esaslar aşağıdaki gibidir:

1) (a) bendinin 1, 2, 3 ve 6 ncı alt bentlerinde kayıtlı defterleri bilanço esasında defter tutan dernekler de tutarlar.

2) Yevmiye Defteri, Büyük Defter ve Envanter Defteri: Bu defterlerin tutulma usulü ile kayıt şekli Vergi Usul Kanunu ile bu Kanununun Maliye Bakanlığına verdiği yetkiye istinaden yayımlanan Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğleri esaslarına göre yapılır.

Tutulacak defter ve kayıtların Türkçe olması zorunludur. Defterler mürekkepli kalemle yazılır.

Defterler bilgisayar ortamında da tutulabilir. Ancak form veya sürekli form şeklinde tutulacak defterler, kullanılmaya başlanmadan önce her bir sayfasına numara verilerek ve onaylatılarak kullanılabilir. Onaylı sayfalar kullanıldıktan sonra defter haline getirilerek muhafaza edilir.

Yevmiye defteri maddelerinde yapılan yanlışlar ancak muhasebe kurallarına göre düzeltilebilir. Diğer defter ve kayıtlara rakam ve yazılar yanlış yazıldığı takdirde düzeltmeler ancak yanlış rakam ve yazı okunacak şekilde çizilmek, üst veya yan tarafına veya ilgili bulunduğu hesaba doğrusu yazılmak suretiyle yapılabilir. Yanlış rakam ve yazının çizilmesi halinde, bu rakam ve yazıyı çizen tarafından paraflanır.

Defterlere geçirilen bir kayıt; kazımak, çizmek veya silmek suretiyle okunamaz hale getirilemez.

Karar defterinin sayfa sonunda imza için bırakılan bölümü hariç defterlerin satırları, çizilmeksizin boş bırakılamaz ve atlanamaz. Ciltli defterlerde, defter sayfaları ciltten koparılamaz. Tasdikli form veya sürekli form yapraklarının sırası bozulamaz ve bunlar yırtılamaz.

Derneklere ait belgeler, kaydedildikleri defterdeki kayıt sırasına uygun olarak numaralandırılır ve dosyalanarak saklanır.

Kayıt zamanı;

İşlemler, defterlere günlük olarak kaydedilir. Ancak, gelir ve gider kayıtları;

a) İşlemlerin, işin hacmine ve gereklerine uygun olarak muhasebe düzeni ve güvenliğini bozmayacak bir süre içinde kaydedilmesi şarttır. Bu gibi kayıtlar on günden fazla geciktirilmez.

b) Kayıtlarını devamlı olarak muhasebe fişleri ve bordro gibi yetkili amirlerin imza ve parafını taşıyan belgelere dayanarak tutan derneklerde, işlemlerin bunlara kaydedilmesi, deftere işlenmesi hükmündedir. Ancak bu kayıtlar, işlemlerin esas defterlere kırkbeş günden daha geç intikal ettirilmesine imkan vermez. Dernek defterlerinin denetim amacıyla istenmesi halinde, kırkbeş günlük sürenin dolması beklenmeden kayıtların işlenmesi zorunludur.

Hesap dönemi;

Derneklerde hesap dönemi bir takvim yılıdır. Hesap dönemi 1 Ocak’ta başlar ve 31 Aralık’ta sona erer. Yeni kurulan derneklerde hesap dönemi kuruluş tarihinde başlar ve 31 Aralık’ta sona erer.

Defterlerin ara tasdiki;

Bu defterlerin kullanılmasına sayfaları bitene kadar devam edilir ve defterlerin ara tasdiki yapılmaz. Ancak, bilanço esasına göre tutulan defterler ile form veya sürekli form yapraklı defterlerin, kullanılacağı yıldan önce gelen son ayda, her yıl yeniden tasdik ettirilmesi zorunludur.

B-Dernek gelirlerinin tahsilinde kullanılacak Alındı Belgelerinin bastırılması

Alındı belgelerinin biçimi;

Dernek gelirlerinin tahsilinde kullanılacak Alındı Belgeleri Dernekler Yönetmeliği 42. maddesinde belirtilen biçim ve ebatta yönetim kurulu kararıyla matbaaya bastırılır.

Alındı belgelerinin kontrolü;

Bastırılan alındı belgelerinin seri ve sıra numaraları ile diğer baskı işlerinde kusur bulunup bulunmadığı, sayman üyece kontrol edilir. Kontrolde hatalı olduğu ortaya çıkan cilt veya formlar geri verilerek aynı miktarda yenisi bastırılır. Alındı belgeleri, matbaadan sayman üye tarafından bir tutanak ile teslim alınır.

Alındı belgelerinin deftere kaydı;

Dernek saymanınca teslim alınan alındı belgelerinin tamamı, numarası en küçük olan alındı belgesi cildinden başlamak üzere defterin yalnızca başlangıç, bitiş ve serisi sütunları doldurularak, her bir satırda bir alındı belgesi cildi gösterilecek şekilde alt alta yazılmak suretiyle kaydedilir. Defterin diğer sütunları, alındı belgesi ciltlerinin gelir tahsil edecek kişilere teslim edilmesi veya teslim edilen alındı belgesi cildinin iade edilmesi sırasında doldurulur.

Alındı belgelerinin kullanımı;

Alındı belgeleri, gelir tahsil etme görev ve yetkisine sahip bulunanlara, sayman üyelerce imza karşılığı verilir ve kullanıldıktan sonra imza karşılığı geri alınır. Bu işlemler Alındı Belgesi Kayıt Defterinde gösterilir.

Alındı belgeleri, sabit boyalı sert veya sivri uçlu tükenmez kalemle okunaklı bir biçimde silintisiz ve kazıntısız olarak doldurulur. Ödemede bulunana asıl yaprak koparılarak verilir, koçan kısmı ciltte bırakılır. Düzenleme sırasında hata yapılırsa, hatalı belge yaprağı ödemede bulunana verilmez. Asıl ve koçan yaprakların üzerine “İPTAL” ibaresi yazılıp her ikisi koparılmadan ciltte bırakılır.

Form şeklinde bastırılan alındı belgeleri, elektronik sistemler aracılığıyla doldurulduktan sonra aslı ödemede bulunana verilir; sureti dosyasında muhafaza edilir.

C- Yetki belgesi düzenlenmesi

Dernek adına gelir tahsil edecek kişi veya kişiler, yetki süresi de belirtilmek suretiyle, yönetim kurulu kararı ile tespit edilir. Gelir tahsil edecek kişilerin açık kimliği, imzası ve fotoğraflarını ihtiva eden (Dernekler Yönetmeliği EK-19’da bulunan) “Yetki Belgesi” dernek tarafından üç nüsha olarak düzenlenerek, dernek yönetim kurulu başkanınca onaylanır. Yetki belgelerinin birer sureti dernekler birimlerine verilir.

Dernek adına gelir tahsil edecek kişiler, ancak adlarına düzenlenen yetki belgelerinin bir suretinin dernekler birimine verilmesinden itibaren gelir tahsil etmeye başlayabilirler

Yetki belgelerinin süresi, yönetim kurullarının görev süresi ile sınırlıdır. Yeni seçilen yönetim kurullarının, yetki belgelerini birinci fıkra esaslarına göre yenilemesi zorunludur. Yetki belgesinin süresinin bitmesi veya adına yetki belgesi düzenlenen kişinin görevinden ayrılması, ölümü, işine veya görevine son verilmesi, derneğin kendiliğinden dağıldığının tespit edilmesi veya fesih edilmesi gibi hallerde, verilmiş olan yetki belgelerinin dernek yönetim kuruluna bir hafta içinde teslimi zorunludur. Ayrıca, gelir toplama yetkisi yönetim kurulu kararı ile her zaman iptal edilebilir. Yetki belgesi ile ilgili değişiklikler yönetim kurulu başkanınca, onbeş gün içerisinde dernekler birimine bildirilir.

D -Gelir–Gider İşlemleri

Dernek gelirleri alındı belgesi ile tahsil edilir. Dernek gelirlerinin bankalar aracılığı ile tahsili halinde banka tarafından düzenlenen dekont veya hesap özeti gibi belgeler alındı belgesi yerine geçer.

Dernek adına gelir tahsil etmekle yetkili olan kişiler, tahsil ettikleri paraları otuz gün içerisinde dernek saymanına teslim ederler veya derneğin banka hesabına yatırırlar. Ancak, tahsilatı 2005 yılı için 1000.- YTL’yi (yeniden değerleme oranında artırılır) geçenler, 30 otuz günlük süreyi beklemeksizin tahsil ettikleri parayı en geç iki iş günü içinde dernek saymanına teslim ederler veya derneğin banka hesabına yatırırlar.

Dernek kasasında bulundurulabilecek para miktarı, ihtiyaçlar dikkate alınarak yönetim kurulunca belirlenir.

Dernek giderleri ise fatura, perakende satış fişi, serbest meslek makbuzu gibi harcama belgeleri ile yapılır. Ancak dernekler, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesi kapsamında bulunan ödemeleri için Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre gider pusulası, bu kapsamda da bulunmayan ödemeleri için Gider Makbuzu düzenlerler.

Dernekler tarafından kişi, kurum veya kuruluşlara yapılacak bedelsiz mal ve hizmet teslimleri (Dernekler Yönetmeliği EK-15’te bulunan) Ayni Yardım Teslim Belgesi ile yapılır. Kişi, kurum veya kuruluşlar tarafından derneklere yapılacak bedelsiz mal ve hizmet teslimleri ise Ayni Bağış Alındı Belgesi ile kabul edilir.

Bu belgeler; Dernekler Yönetmeliğinde ((EK-13) (EK- 14) ve (EK- 15)’de) gösterilen biçim ve ebatta, müteselsil seri ve sıra numarası taşıyan, kendinden karbonlu elli asıl ve elli koçan yaprağından meydana gelen ciltler veya elektronik sistemler ve yazı makineleri aracılığıyla yazdırılacak form veya sürekli form şeklinde, dernekler tarafından bastırılır. Form veya sürekli form şeklinde bastırılacak belgelerin, belirtilen nitelikte olması zorunludur.

Saklama süresi;

Defterler hariç olmak üzere, dernekler tarafından kullanılan alındı belgeleri, harcama belgeleri ve diğer belgeler özel kanunlarda belirtilen süreler saklı kalmak üzere, kaydedildikleri defterlerdeki sayı ve tarih düzenine uygun olarak 5 yıl süreyle saklanır.

İşletme hesabı tablosu;

İşletme hesabı esasına göre kayıt tutan dernekler yıl sonlarında (31 Aralık) (Dernekler Yönetmeliği EK-16’da gösterilen biçimde) “İşletme Hesabı Tablosu” düzenlerler.

Bilanço esasına göre raporlama;

Bilanço esasına göre defter tutan derneklerin yıl sonlarında (31 Aralık), Maliye Bakanlığınca yayımlanan Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğlerini esas alarak bilanço ve gelir tablosunu düzenlemeleri yeterlidir.

E-Üye kayıt işlemleri

Derneğe üye olmaları Kanunla yasaklanmamış olan ve dernek tüzüğüne göre üye olma şartlarını taşıyan kişilerin derneğin yönetim kuruluna yapacakları yazılı üyelik başvuruları yönetim kurulunca görüşülerek en çok otuz gün içinde üyeliğe kabul veya isteğin reddi şeklinde karara bağlanıp, sonucu müracaat sahibine yazı ile duyurulması zorunludur. Derneğin, ilk genel kurul toplantısının yapılacağı tarihe kadar, dernek tüzüğünde sayıları belirtilen yönetim ve denetleme kuruları üye tam sayısının asıl ve yedeklerini oluşturabilecek sayıdan az olmamak üzere üye kayıt edilmesine ihtiyaç bulunmaktadır.

Yönetim kurulunca, karar defterinde alınan karar ile üyeliğe kabul edilmiş bulunanlar dernek üyesi olurlar. Üyeliğe kabul kararının tarih ve sayısı ile üyenin kimlik bilgileri ve aidat ödentileri üye kayıt defterine kayıt edilir.

Yazılı olarak yapılacak üyelik başvurusu, dernek yönetim kurulunca en çok otuz gün içinde karara bağlanır ve sonuç yazıyla başvuru sahibine bildirilir. Başvurusu kabul edilen üye, bu amaçla tutulacak deftere kaydedilir.

Üyelik için kanunda veya tüzükte aranılan nitelikleri sonradan kaybedenlerin dernek üyeliği kendiliğinden sona erer.

Hiç kimse, dernekte üye kalmaya zorlanamaz. Her üye yazılı olarak bildirmek kaydıyla, dernekten çıkma hakkına sahiptir.

Tüzükte üyelerin çıkarılma sebepleri gösterilebilir.

Tüzükte çıkarma düzenlenmemişse üye, ancak haklı sebeple çıkarılabilir. Bu çıkarma kararına, haklı sebep bulunmadığı ileri sürülerek itiraz edilebilir.

F- Genel kurul toplantısı

Derneğin, kuruluş işlemlerinde eksiklik ve kanuna aykırılık bulunmadığına ilişkin olarak mahallin mülki amirliğince yapılan yazılı bildirimi izleyen altı ay içinde dernekler ilk genel kurul toplantısını yapmak ve organlarını oluşturmakla yükümlüdürler.

Genel kurul;

a) Dernek tüzüğünde belli edilen zamanlarda olağan,

b) Yönetim veya denetim kurulunun gerekli gördüğü hallerde veya dernek üyelerinden beşte birinin yazılı isteği üzerine otuz gün içinde olağanüstü toplanır.

Genel kurul toplantıya yönetim kurulunca çağrılır.

Çağrı usulü;

Yönetim kurulu, dernek tüzüğüne göre genel kurula katılma hakkı bulunan üyelerin listesini düzenler. Genel kurula katılma hakkı bulunan üyeler, en az onbeş gün önceden, günü, saati, yeri ve gündemi bir gazetede ilan edilmek veya yazılı ya da elektronik posta ile bildirilmek suretiyle toplantıya çağrılır. Bu çağrıda, çoğunluk sağlanamaması sebebiyle toplantı yapılamazsa, ikinci toplantının hangi gün, saat ve yerde yapılacağı da belirtilir. İlk toplantı ile ikinci toplantı arasındaki süre yedi günden az, altmış günden fazla olamaz.

Toplantı, çoğunluk sağlanamaması sebebinin dışında başka bir nedenle geri bırakılırsa, bu durum geri bırakma sebepleri de belirtilmek suretiyle, ilk toplantı için yapılan çağrı usulüne uygun olarak üyelere duyurulur. İkinci toplantının geri bırakma tarihinden itibaren en geç altı ay içinde yapılması zorunludur. Üyeler ikinci toplantıya, birinci fıkrada belirtilen esaslara göre yeniden çağrılır.

Genel kurul toplantısı bir defadan fazla geri bırakılamaz.

Toplantı usulü;

Genel kurula katılma hakkı bulunan üyelerin listesi toplantı yerinde hazır bulundurulur. Toplantı yerine girecek üyelerin resmi makamlarca verilmiş kimlik belgeleri, yönetim kurulu üyeleri veya yönetim kurulunca görevlendirilecek görevliler tarafından kontrol edilir. Üyeler, yönetim kurulunca düzenlenen listedeki adları karşısına imza koyarak toplantı yerine girerler. Kimlik belgesini göstermeyenler, belirtilen listeyi imzalamayanlar ile genel kurula katılma hakkı bulunmayan üyeler toplantı yerine alınmaz. Bu kişiler ve dernek üyesi olmayanlar, ayrı bir bölümde genel kurul toplantısını izleyebilirler.

Toplantı yeter sayısı sağlanmışsa durum bir tutanakla tespit edilir ve toplantı yönetim kurulu başkanı veya görevlendireceği yönetim kurulu üyelerinden biri tarafından açılır. Toplantı yeter sayısı sağlanamaması halinde de yönetim kurulunca bir tutanak düzenlenir.

Açılıştan sonra, toplantıyı yönetmek üzere bir başkan ve yeteri kadar başkan vekili ile yazman seçilerek divan heyeti oluşturulur.

Dernek organlarının seçimi için yapılacak oylamalarda, oy kullanan üyelerin divan heyetine kimliklerini göstermeleri ve hazırun listesindeki isimlerinin karşılarını imzalamaları zorunludur.

Toplantının yönetimi ve güvenliğinin sağlanması divan başkanına aittir. Genel kurul, gündemdeki konuların görüşülerek karara bağlanmasıyla sonuçlandırılır. Genel kurulda her üyenin bir oy hakkı vardır; üye oyunu şahsen kullanmak zorundadır.

Toplantıda görüşülen konular ve alınan kararlar bir tutanağa yazılır ve divan başkanı ile yazmanlar tarafından birlikte imzalanır. Toplantı sonunda, tutanak ve diğer belgeler yönetim kurulu başkanına teslim edilir. Yönetim kurulu başkanı bu belgelerin korunmasından ve yeni seçilen yönetim kuruluna yedi gün içinde teslim etmekten sorumludur.

Mahkemece kayyım atanması veya Medeni Kanunun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre görevlendirilme yapılması halinde, bu maddede yönetim kurulana verilen görevler bu kişiler tarafından yerine getirilir.

G-Genel kurul sonuç bildirimi;

Olağan veya olağanüstü genel kurul toplantılarını izleyen otuz gün içinde, yönetim ve denetim kurulları ile diğer organlara seçilen asıl ve yedek üyeleri içeren (Dernekler Yönetmeliği EK-3’te belirtilen) “Genel Kurul Sonuç Bildirimi “ ve ekleri yönetim kurulu başkanı tarafından mülki idare amirliğine bildirilir:

Bu bildirime;

a) Divan başkanı, başkan yardımcıları ve yazman tarafından imzalanmış genel kurul toplantı tutanağı örneği,

b) Tüzük değişikliği yapılmışsa, tüzüğün değişen maddelerinin yeni ve eski şekli ile dernek tüzüğünün son şeklinin her sayfası yönetim kurulunca imzalanmış örneği.

Eklenir.

Genel kurul sonuç bildirimi ve ekleri, büyükşehir belediyesi sınırları içinde kalan ilçeler hariç diğer ilçelerde bulunan dernekler tarafından iki suret olarak verilir.

Genel kurul sonuç bildirimleri, dernek yönetim kurulu tarafından yetki verilen bir yönetim kurulu üyesi tarafından da yapılabilir. Bildirimin yapılmamasından yönetim kurulu başkanı sorumludur.

Sandığı bulunan dernekler, sandıklarına ait genel kurul sonuç bildirimi ve eklerini bu maddede belirtilen usulde mülki idare amirliğine bildirirler.

H-Beyanname verilmesi

Beyanname verme yükümlülüğü

Dernek yönetim kurulu başkanları, her takvim yılının ilk dört ayı içinde bir önceki yıla ait Dernek Beyannamelerini (Dernekler Yönetmeliği EK-21’de bulunan) doldurarak mülki idare amirliğine vermekle yükümlüdürler. İl merkezlerinde ve büyükşehir belediyesi sınırları içinde kalan ilçelerde bulunan dernekler beyannamelerini bir adet, diğer ilçe merkezinde bulunanlar ise iki adet olarak verirler.

Şubeler, mülki idare amirliğine verecekleri beyannamelerin birer örneğini bağlı bulundukları derneğe de vermekle yükümlüdürler.

I-Değişikliklerin bildirilmesi

Dernekler, yerleşim yerlerinde (İkametgahlarında) meydana gelen değişiklikleri (Dernekler Yönetmeliği EK- 24’te bulunan)“Yerleşim Yeri Değişiklik Bildirimini”;

Genel kurul toplantıları dışında dernek organlarında meydana gelen değişiklikleri (Dernekler Yönetmeliği EK- 25’te bulunan) “Dernek Organlarındaki Değişiklik Bildirimini”

Doldurmak suretiyle, değişikliği izleyen otuz gün içinde mülki idare amirliğine bildirmekle yükümlüdürler. Bu belgeler, büyükşehir belediyesi sınırları içinde kalan ilçeler hariç diğer ilçelerde bulunan dernekler tarafından iki suret olarak verilir.

Dernek tüzüklerinde yapılan değişiklikler de tüzük değişikliğinin yapıldığı genel kurul toplantısını izleyen otuz gün içinde, (Dernekler Yönetmeliği EK-3’te bulunan) “Genel Kurul Sonuç Bildirimi “ ekinde mülki idare amirliğine bildirilir.

J-Taşınmazların bildirilmesi

Dernekler edindikleri taşınmazları tapuya tescilinden itibaren otuzgün içinde (Dernekler Yönetmeliği EK- 26’da bulunan)“Taşınmaz Mal Bildirimini Formu” nu doldurmak suretiyle mülki idare amirliğine bildirmekle yükümlüdürler.

Bu form, büyükşehir belediyesi sınırları içinde kalan ilçeler hariç diğer ilçelerde bulunan dernekler tarafından iki suret olarak verilir.

K-Mal bildirimi

04.5.1990 gün, 20508 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 3628 sayılı “Mal Bildiriminde bulunulması Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu”na ve bu Kanuna atfen çıkartılmış olan “Mal Bildiriminde bulunulması Hakkında Yönetmelik” gereğince, Türk Hava Kurumunun Genel Yönetim ve Merkez Denetleme Kurulu Üyeleri ile Genel Merkez Teşkilatında ve Türk Kuşu Genel Müdürlüğünde, Türkiye Kızılay Derneğinin Merkez Kurullarında ve Genel Müdürlük teşkilatında görev alanlar ve bunların Şube Başkanları ve Kamuya Yararlı Derneklerin Yönetim ve Denetim Kurulu Üyeleri (Mal Bildiriminde bulunulması Hakkında Yönetmelik ekinde bulunan) “Mal Bildirim Formu”nu tek nüsha olarak doldurmak ve tarih belirterek imzalamak suretiyle mal bildiriminde bulunmak zorundadırlar.

Türk Hava Kurumunun, Türkiye Kızılay Derneğinin ve Kamuya Yararlı Derneklerin Yönetim ve Denetim Kurulu Üyeleri için İçişleri Bakanlığına, bunların Şube Başkanları için bulundukları İl Valiliklerine, Türk Hava Kurumu ile Türkiye Kızılay Derneğinde görev alanlar için Kurum ve Dernek Genel Başkanlığına,

Bu göreve başlama tarihini izleyen bir ay içinde mal bildiriminde bulunmak zorundadırlar.

Mal bildiriminde bulunacak olanların kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait bulunan taşınmaz malları ile 1 inci derece Devlet Memurlarına yapılan aylık net ödemenin beş katından fazla tutarındaki her biri için ayrı olmak üzere, para, hisse senetleri ve tahviller ile altın, mücevher ve diğer taşınır malları, hakları, alacakları ve gelirleriyle bunların kaynakları, borçları ve sebepleri bu mal bildiriminin konusunu teşkil eder.

Mal varlığında önemli bir değişiklik olduğunda bir ay içinde,

Görevin sona ermesi halinde, ayrılma tarihini izleyen bir ay içinde,

Görevlere devam edenler, sonu (0) ve (5) ile biten yılların en geç Şubat ayı sonuna kadar,

Mal bildirimlerini yenilerler.

L-Derneğin İç Denetimi

Dernekte genel kurul, yönetim kurulu veya denetim kurulu tarafından iç denetim yapılabileceği gibi, bağımsız denetim kuruluşlarına da denetim yaptırılabilir.

Genel kurul veya yönetim kurulu, gerek görülen hallerde denetim yapabilir veya bağımsız denetim kuruluşlarına denetim yaptırabilir.

Genel kurul, yönetim kurulu veya bağımsız denetim kuruluşlarınca denetim yapılmış olması, denetim kurulunun yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz.

Derneğin denetleme kurulu; derneğin tüzüğünde gösterilen amaç ve amacın gerçekleştirilmesi için sürdürüleceği belirtilen çalışma konuları doğrultusunda faaliyet gösterip göstermediğini, defter, hesap ve kayıtların mevzuata ve dernek tüzüğüne uygun olarak tutulup tutulmadığını, dernek tüzüğünde tespit edilen esas ve usullere göre ve bir yılı geçmeyen aralıklarla denetler ve denetim sonuçlarını bir rapor halinde yönetim kuruluna ve toplandığında genel kurula sunar.”

İktibas: Dernekler Dairesi Başkanlığı