ABDÜLHAMİD'İN AĞZINDAN BİR NUTK-I HÜMÂYUN (İdam cezası almasına sebep olan şiir)
Kal'a-i âsâr-ı zulme verdim istihkâm-ı tam
Ettim istibdad ile tarihe ibka-ı nâm
Öyle tarsîn eyledim olsa cihan zir ü zeber
Attığım üss-i mezâlim haşre dek eyler devam
Ben o cellâdım, vatanda açtığım her yârenin
İltihâbı bir zaman etmez kabul-i iltiyâm
Nerde Cengiz, Engizisyon, nerde Haccac ü Yezid,
Nerde Timur, Hülâgû, nerde ecdâd-ı izâm
Nerdedir Şeddâd ü Nemrûd, nerdedir Ad-u Semûd
Her cihetçe zâlimân-ı dehre ben oldum imâm
Ben ölürsem mülk-ü millet bitmeden volkan gibi
Ka'r-ı lâhdimden tüter eflâka dûd-i intikam!
Ol kadar ezdim şu miskin milleti ki etmesin
Fasl-ı dâvâ eylemek'çün rûz-i mahşerde kıyâm!
--------------------------------------------------------------------
Dörtlükleri
Kime sordumsa seni, doğru cevap vermediler;
Kimi hırsız, kimi alçak, kimi deyyus! dediler...
Künyeni almak için, partiye ettim telefon,
"Bizdeki kayda göre, şimdi o meb'us!" dediler...
Kim demiştir kanun alınmıştır ayak altına,
Böyle bir halin vukuunda hamiyyet çiğnenir.
Devleti yolsuz görenler halt eder bir beldede,
Kaldırım olmazsa kanun-ı hükûmet çiğnenir.
Kim demiştir kanun alınmıştır ayak altına,
Böyle bir halin vukuunda hamiyyet çiğnenir.
Devleti yolsuz görenler halt eder bir beldede,
Kaldırım olmazsa kanun-ı hükûmet çiğnenir.
Felsefemdir kitab-ı imânım,
Taparım kendi rûhumun sesine.
Secde eyler hâkikatim her ân,
Kalbimin âteş-i mukaddesine.
Gözünü aç daha meydan var iken,
Dizginin canbaz elinde Neyzen!
Girmedim ya kapısından baktım,
Cennet'i at pazarı sandım ben.
Bî-namaz deyip beni Hak'dan uzak gören,
Sığmaz senin hayâline mihrâb ü mübrem.
Sen sade beş vakitte ararsın Allahını,
Ben her zaman onunla emîn ol beraberim.
Asrın yeni bir umdesi var, hak kapanındır.
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Geçmez ele bir pâye, kavuk sallamayınca,
Kürsî-i liyakat pezevenk, puşt olanandır!
Hayliden hayli kalınlaştı yobazlık yeniden,
Softalık zorlu anırtı ile aldı yürüdü.
Kara bir kinle taassub pusudan çıktı yine,
Yurdu şâhâne cehâlet yeni baştan bürüdü.
----------------------------------------------------------------------
İkilikler
Türkü yine o türkü, sazlarda tel değişti,
Yumruk yine o yumruk, bir varsa el değişti!
*
Kâbe'den maksat varmaktır yâra,
Kör gibi tapınma kuru duvara.
*
Mey'de Bektâşi göründüm, Ney'de oldum Mevlevî,
Meşrebim Mollâ-yi Rûmî, mezhebim Bektâşidir
*
Üstüne alma fakat dinle samur kürkçüyü sen,
Nasıl olsa kabahat sahibini terk etmez.
Koşma
Dudağında yangın varmış dediler,
Tâ ezelden yayan koşarak geldim.
Alev yanaklara sarmış dediler,
Sevdâ seli oldum; taşarak geldim.
Kapılmışım ak oduna bir kere,
Katlanırım her bir cefâya, cevre
Uğraya uğraya devirden devre
Bütün kâinatı aşarak geldim.
Yapmak, yıkmak senin bu gamlı ömrü.
Ben gönlümü sana verdim götürü.
Sana meftûn olduğumdan ötürü
Sarhoş oldum Neyzen, coşarak geldim.
SAHNE-I ÖMRÜMDEN NEFS-I EMMAREYE HİTÂBIM !
Alemin bağızârını ....yim,
Sünbül-ü verd-ü hârını ....yim,
Andelib-i nizârını ....yim,
Hasılı nevbâharını ....yim!
Bana yoktur, lüzumu gülşeninin,
Şeb-i tarik-ü rûz-ı rû’ şeninin,
Ne gülâmanın, ne de zeninin,
Hepsinin tâ mezarını ....yim!
Ağlamam ben, ben erkeğim erkek,
Hayli güçtür bana cefâ etmek,
Minnet bu ömrü de be felek,
Atını al tımarını ....yim!
Güççedir bu fakiyi aldatmak,
Yüzdürüp sonra künteden atmak,
Gözünü aç da sen bana bir bak,
Ben senin i’tibârını ....yim!
Sâkıy-i mâh-rûyına ....yım,
Gülünün reng-ü bûyuna ....yım,
Mutribin hây-u hûyuna ....yım,
Sâgar-ı neşvedârını ....yim!
Yok safâsı hezâr-ı dem-gerinin,
Gül-sitanda şükûfe-i terinin,
Bezm-i sahba-yı rûh perverinin,
Neşvesile humarını ....yim!
Feleğin uğradımsa vartasına,
....yım ağzının tam ortasına;
Bunu yazsın cihan da hartasına;
Kıta’at-ü bihârını ....yim!
Çukurçeşme – İstanbul, 1317
İSKELET
Sen, ey tarih-i millet, ey şehâdetnâme-i ecdâd,
Haber ver böyle günlerde, ederdin kimden istimdâd?
Uyan bir kerre bak mülke sen ey pürşân olan mazi,
Yıkıldı üstüne halin şu kanlı kirli enkazı.
Şu binlerce zinâ-zâde vatan bâziçe olmuştur.
Ocak’ lardan esâs-ı devlete kundak konulmuştur.
Sunuldu millete zehrâb-ı şer câm-ı cehâletle,
Yed-i İblis’i bûs etti eşekler hüsn-i niyyetle.
Mületevvestir bugün cümle devair siyn-ü zilletle,
Yazılmıştır vukûat-ı ahire hun-ı milletle.
Nezâretler, irâdetler verildi usta Cavid’ e.
O demde başladı aylıkları ehlince tezyîde.
Uyup her dâire kanuna çevrildi fırıldıklar,
Usûl-i darbı tuttu Meclis-i Milli’ de yardaklar.
Çıkıp kürsi-i istikrâza keşkûl dest-i devlette,
Beyân-ı nutkeden bir cenfedâdır râh-ı millete.
Davul boynunda halkın, parsayı bir kaç şakıy toplar,
Ki onlar da Cemâl, Enver ile Tal’ât gibi hoplar.
Kaçarlar, dîdeden olmak nihân onlarca bir şey mi?
Vatan uğrunda tebdil-i mekân onlarca bir şey mi?
Sadedden çıktım amma hâtıra bir fıkra gelmiştir,
Eğer tasdi’ edersem de geçilmez, çünkü pek nâdir.
Var imiş çingenede bir ayı, bir de maymun,
Oynatır bunları gündüz üçü birden memnun.
Olarak avdet ederler ahıra her akşam,
Gel, yoğurtsuz durmazmış, acıkırmış bu ağam.
Yolda bir kâse yoğurdu alarak saklarmış,
O çıkınca dışarı maymun onu haklarmış.
Her ne artarsa dibinde ayının çehresine,
Sürerek hem çekilirmiş köşede hücresine.
Kahveden vakti gelince çıkarak çingâne,
Uzanırmış, ahıra doğru, yoğurtla nâne.
Bir bakarmış ki içinde çanağın yeller eser,
Bu işi hangisinin yaptığını aklı keser;
Öyle yâ işte na maymun, yatıyor başta yular,
Ağzını burnunu durmaz öteki vîra yalar.
Yapışırmış sobaya çingene işte o zaman,
Dayağı yer ayı maymun köşede hande-kûnân.
Şu bir fıkra, fakat insan için şayân-ı ibrettir,
Gülüp de geçme, tetkik et, tamamen bir hakiykattir.
Adem – abâd-ı mâziden gelir bir nevha-i efsüs,
Sımâh-ı millete çarpar, duyan kim? Mevce-i kâbûs.
Bu halkın ruhunu, iz’anını boğmuş cehâletle,
Çakal doğmuştur aslandan beşer şeklinde bir kitle.
Kanında kalmamış, ecdâdının aşâr-ı vicdânı,
Takılmış boynuna lavk-ı esâret, işte bürhanı.
Berât-ı acz-ü zillet cephesinde hilkaten mestûr,
Necât-û fevz-ü hürriyyet, zafer indinde hep menfûr.
Tereddüd gözlerinde bi kararîye işârettir,
Sözünden tab’-bî rengi nükûle bir alâmettir.
Koşar ser-der hevâ her bir leîmin mâverâsından,
Nedir maksad sorulsa bî haberdir mâcerâsından.
Edâninin elinde şerre âlet, hakk-ı mazlûma,
Ocak’larda tüner her dem müşâbih bûm-ı meş’ûma.
Dilinde metu-i fetvâ-yı cinâyet vird-i dâimdir,
Zulümle kan akıtmak sanki dinî bir merâsimdir.
Belâ-yı kahr-u istibdada teşne şu’lesiz gözler,
O kâbûs-ı girânı vuslat-ı canân gibi özler.
Ocak’da and içirmişler bu hun- lisan-ı ma’lüme,
Hep onlar âşinâ Merkez’ deki esrâr-ı mektûme.
Biçer elbette kendi ektiğin herkes bu âlemde,
Bekaa yok sûr-ı şâdîde ve nâşâdî-i mâtemde.
Fakat kaanun-ı hikmette budur şer nâme-i defter;
Fazîlet muhyi-i şâdî, cehâlet mâteme müncer.
Esâs-ı pâydâri-i vatan, devlet adâlettir,
Maarif- ilm-ü fen, san’at, birer bâb-ı sa’adettir.
Belâ-yı cû’ ile endîşe-i ferdâ sokaklardan,
Temessül eylemiş, şekl-i ahâlide geçer her an.
Bütün gün milleti ta’kib eder bir div-i nevmîdî,
Girer sakf-u cidârından büyûtun tayf-ı tehdidi.
Emeller tîşe-i gamla kazılmış hufrede medfün,
Gönül küskün, kararmış dîdeler, erbâb-ı hak mescûn.
Açılmış dest-i eytâm-u erâmil arş-ı Rahman’a,
Kapanmış perde-i bu zulmistan-ı hüsrâna.
Şikâyet var, mehâkim yok; maraz çoktur, devâ mefkûd,
Belâ çok, def’ eden yoktur, yanar belde, sular mesdûd.
Giden gelmezse serhadde gelen de dönmez elbette,
Firâr etmişse askerden karar eyler şakavette,
Sadakat, hüsn-i hizmet hep mükâfata mukabildir.
Güler yüz, iltifât, ihsan-u eltâfa muadildir.
“Görüp ahk3am-ı asrı münhârif sıdk-u selâmetten
Çekildim izzet-ü ikbâl ile bâb-ı hükûmetten.”
Deyen şu Dâhî-i â’zam, rehâ peymâ-yı millettir.
Açıp tarihi kabristanda say emsâlini bir bir:
Dayak, zindan, nefiy, gurbet, mezâlim, katl-u istibdâd.
Hakiykat ehline tatbiyk olunmak bizdedir mu’tad
Evet üç beş deni meydân-ı idlâle atılmıştır.
Hemen beş on beyinsiz bu eracîfe takılmıştır.
Cehâlet perde-pûş-i nazra-i idrâk-ü isti’dad.
Rezilet, sâlib-i şerm-ü hacâlet herçibâdabâd.
Âtaletten uyuşmuş mâr-i sermâ-dideye benzer,
Hazîz-i meskenetten sem saçar bu mel’anet göster.
İnanmaz ilme, takdire, kulak asmaz tedâbire,
Pes-ü belâsını görmek gelir güç çünkü hınzîre.
Şu on yıllık idâre sarstı mülkü taâ esâsından.
Anasır da vilâyetler gibi ayrılmada her an.
Açıldı saf-be saf harb-ü sefer hâriçte, dâhilde,
Kuruldu heymeler merkezde, serhadde, menâzilde
Vatan evlâdı önce başlandı mahv-u i’dâma,
Büründü serteser her yer sehâb-ı zulm-ü âlâma.
Zuhûra yüz tutunca bizdeki asâr-ı izmihlâl,
Görüldü başlarında hepsinin sevdâ-yı istiklâl
Cehâletten serîr-i hâkimiyyet çöktü alçaldı
Hulâsa mülk-ü milletten kuru bir iskelet kaldı.
Eskişehir, 5/2/1335
ŞÜPHE
Şüphemin dalgaları her dini boğdu, aştı,
Gönlümün yolları gittikçe karanlıklaştı.
Bir teselli veremez bilgi denen şu kötürüm,
Hele imân ise, o köhne yular, mahz-ı cürüm.
Sû-i kasd eylemiyen aklına iyman edemez,
Takılıp bir masalın ardına mantık gidemez.
İşte su nâmütenahi denilen varlıklar,
Sevdiğim fâhişenin bir piçi dersem ne çıkar?
Kâinatı doğuran kahbe bilir iç yüzünü,
Önü zulmet, sonu zulmet, nideyim gündüzünü?
Sen takıl da peşine bir sürü ehl-i tarabın,
Korkmadan gir kanına hikmetin, aşkın şarabın!
Beyoğlu, 1938
O ÖLMEDİ!
Tanrı ölmez, O dilerse görünür bir müddet,
Kaybolunca O’nu kalbinde bulur her millet.
Biliyormuş kaderin cilvesini evvelce,
Bütün ecrâm-ı semâ yasla büründü o gece.
Yaklaşan bir acı önce güneşi korkuttu,
Ay tutuldu diyemem gökyüzü mâtem tuttu.
Ata geçtin ebedin mevki-i müstahkemine
Bir direktif veriyor arza, beşer âlemine!
Bize ilhâm ile isâl ediyor her haberi,
Ki O’nun kudret-i külliye, emirber neferi.
Bağladı dâr-ı fenânın ebede telsizini,
Güdelim açtığı yollardan mübârek izini.
Atatürk’ ün beşere sunduğu peymânı budur:
Atatürk’ e inananlar er olur, sulhu korur!
Beyoğlu, 1938
AÇMAZ
Ulu Tanrı’m, bu Arap açmazı Türkü yendi
Tam bin üç yüz sene bîcareye Müslim dendi
Altı bin yıl maval gezdi ağızdan ağıza
Kapılan yandı bu iman denilen mıhladıza
Aslı yok, astarı yok, esteri yok, kervanı var
Aklı yok, rehberi yok, varlığı yok, şeytanı var
Bu uğurda sürünenler tamam üç yüz milyon
Hepsi de birbirinin zıddı ve şer’an mel’un
Bin bir uçlu kazığı çak diye verdin deliye
Bağladın hem de yularsız biz kâl ü belîye
Gece bastı kara kaplı kitap oldu hâkim
Anırırken tepişen bunca eşek hep âlim
Hepsi de kendisinin gittiği yol doğru sanır
Razıdır yaptığına az buçuk elden utanır
Utanırdan garazım menfaatinden korkar
Yoksa her şeye müsait o sarık, kanlı yular
Sargı sarmış gibi bir kör çıbana, manzarası
O kızıl fes, o Grek damgası, yüzler karası
Taşıdı yüz sene bu illeti bîçare vatan
O cinayet sürüsü gitti sılaya karadan
Âdem’ in hasleti temsil edemez bu piyesi
Türke düştü beşerin zaviye-i tesviyesi.
Balıkesir, 1926
O’ NA
Değil binlerce milyonlarca, milyarlarca aşıklar
Senin hep gölgeni sevmiş, yüzünden bîhaber gitmiş
Dem vurmuş enbiyalar nâr-ı aşkından
Tutuşmuş hepsi kül olmuş, özünden bîhaber gitmiş
Bütün edyânı gûna-gûn’ a olmuş kaşların mihrap
Kapanmış secdeye bunlar gözünden bîhaber gitmiş
Elindeki körlerin şu ilm ü mantık kör ışık olmuş
Düşenler dam-ı davaya sözünden bîhaber gitmiş
Şarabı “Len-terânî” den içermiş sâki-i hikmet
Bizim leyl-i firakın gündüzünden bîhaber gitmiş
ANLADIN MI?
Hicran destanını kendinden oku,
Mecnundan duyupta rivayet etme,
Aşkın leylâsını gördünse söyle,
Söz temsili bulup hikâyet etme,
Yüz bin leylâ doğar âlemde her gün,
Senin aradığın zevk, safa, düğün.
Tutacağın işi önden düşün;
Daha ilk adımda nedamet etme.
Sevdanın önünde pek güvenilmez,
Tutuşursan eğer kolay sönülmez.
Bu yolun hükmüdür geri dönülmez,
Canına kıymazsan seyahat etme.
İyi bak kabına olmasın delik,
Boşuna taşırsın gider gündelik.
Ânında ölmedi, ettiğin iyilik,
Alem duysun diye inat etme.
Kâbe’den maksadın varmaktır yara,
Kör gibi tapınma, kuru duvara,
Hızırı istersen kendinde ara,
Bulamadım gibi rezalet etme!
Muhabbet herkesin aklını çelmez,
Gönül viranesi kolay düzelmez,
Alemden çekinme bir zarar gelmez,
Sen kendi kendine hiyanet etme.
Sen, şatır gönlüne hicran dolmasın,
Gençliğin gülseni gamla solmasın,
“Neyzen” gibi aklın yarda olmasın,
Özründen çok büyük kabahat etme!
Tıp Fakültesi Hastanesi 1337
ÖZ DUYGUM
Zat-ı sultan-ı beka, yani meâni husrevî
Saz ve söz ahengin etmiş aşka bûrhan-ı kavî
Ben ezel sermestiyim, meydanım arş-ı müstevî
Aksedince gönlüme şems-i hakikat Pertevî
Meyde Bektaşî göründüm neyde oldum Mevlevî
Nur-ı hüsnün, nâr-ı aşkın şem’ine pervane var
Ömrümü vakfeyledim, birdir bana mehd ü mezar
Varsa kalmış sırr-ı hilkatten yegâne yadigâr
İşve-i ney, neşve-i mey etti gönlümde karar
Gûş edince bezm-i vahdette rumûz-ı Bişnevî
Hubb-ı Haydar bu tarîkın hem sonu, hemde başıdır
Cavidan ü Mesnevî, misbâh-ı şu’ le-pâşıdır
Suret-i manada Hünkâreyn sır kardaşıdır
Meşrebin Molla-yı Rumî, mezhebim Bektaşîdir
Ta ezelden yandı dilde bu çerâğ-ı manevî
Rişte-i ömrüm rebâb-ı cismimin evtârıdır
Her rek-i can perde dest-i hecr, bestegârıdır
Zahm-ı sinem lâledir gözyaşlarım enhârıdır
Hamse-i âl-i abâ esrarının gülzarıdır
Bu iki nurun tecellâsı ile gönlüm evi
Olmadım meftunu mâlin, rütbenin sim ü zerin
Zevki, şevki neyle meydir rind-i azade-serin
Dest-i cûdundan çekip kallâvî-yi Peygamberin
Mazhar oldun feyzine Neyzen Cenab-ı Hayder’ in
Kilk-i irfan-ı beyanın yazdı bu şi’r-i nevi.
ÇAR NİKOL’ A
Ateş-i zulmü başından burc-ı tahta çıkmada
Bunca vâhın, nâlenin, derdin, gamın, âhın, ofun
Dübb-i ekber kutbuna baktım tefe’ül eyledim
Taht-ı çarın tersine dönmüş semada Moskof’ un
İnfilak eylesinde çeşm-i ezel
Bu hayasız diyarâ yağsın ecel
Kıl tecelli ya....,ya Kahhar
Kalsın erbâb-ı mel’ anet nâçâr
Aç bıraktın milleti, hırsızlığı sürdün öne
İsterim Allah’tan tez günde ikbalin söne
Bin musibet, bin belâ yağmaktadır günden güne
İsterim Allah’ tan tez günde ikbalin söne
Bazı gençler seni taklit ediyormuş duydum
Pek fena bir çığır açtın Neyzen
Serserilik denilen mahbubu
Alamaz koynuna her boşta gezen
İKİ KIT’ A
Şu doksan milyon Alman, hikmetiyle, ilm ü fenniyle
Tasavvuf ıstılahınca fenâfi’l-Hitler olmuştur
Feragat tacının altında vahdet sırrı zâhirdir
O yerlerde bu gün sulhun perisi asker olmuştur
Hangi ıslahata başvursan düzelmez memleket
Bir giderse fışkırır bin mertekip, bin muhtelis
Kanlı hendekler kazar devletle millet beynine
Saltanattan yadigâr-ı mel’ anettir her....
AYDEDE
Takdirin tasvibin bollaşır oldu,
Hüsufe uğrama, aman ay dede!
Nimetler, hizmetler kapalı geçsin,
Şüpheye düşmesin zaman, ay dede!
Saptın mı acaba tuttuğun yoldan?
Dualar almışsın yetimden, duldan,
....
Şu dümen kırışın yaman, ay dede!
O pembe bulutlar, sarardı, soldu;
Muhâlif rüzgârla yelkenler doldu;
İşaret feneri görünmez oldu,
Her yanı bastırdı duman, ay dede!
Yetişir gurbetten aldığın öğüt;
Kim sola yanaştıysa kalmıştır züğürt;
Sen suya yular tak, altından yürüt;
Sesini çıkarmaz saman, ay dede!
1948
MEVLANA
Yaş elli beş, boy boyunca, imiş biraz kanbur,
Demek ayıb değil amma edepte hayli kusûr
Bir inhinâ ki sevimli şu devr-i pirîde,
Fenâ-yı mutlak içinde bir ölmeyen zinde.
Başında bir keçeden takke amma, sivri ucu,
Pek öyle dikkat edilmez, şi’ârı göz yorucu.
İner o takkenin altından omza dek saçlar,
Kıvırcık uçları, pek çok değilse de ak var.
Kulakların küpesinden yukarısını perçem
Kapatmış, ondaki ma’na, bir uzlet-i mübhem.
Alın açık gibi amma görünmüyor o kadar,
Ve takye haylice inmiş ki nâsiye pek dar.
Hutût-ı cephe mukavvesce ince, sık ve derin
Kaşında bir iki ak var, çatık değil de yakın.
Sakal da nîm-kıvırcık, uzunca, kır düşmüş,
Dururdu sol kulağında bir ince halka, gümüş.
Bıyıklar ağzını örtmüş, bu bir süküt-ı belîğ,
Firaak-ı Şems’i eder sabr-u aşk ile teblîğ.
Ten esmerimsi, yanaklarda sâye-i sufret,
Bu gölge zıll-i ledünden hâyal-i mahviyyet.
Kaş uçları kapamış, göz kapakları mestûr,
Bu gölgelikde ki kirpiklerin zılâli, fütûr.
Nazarlarında tahâkküm var amma nâ-mahsûs,
Akardı her nigehinden nice cihân-ı şümûs.
Bakışlarında meâni akar, coşar, köpürür,
Bir ân-ı lemhada kalbi ebedlere götürür.
Yeşil, pamukları çımış solukça hırkası var,
O vardı sâdece sırtında bir de bir şalvar.
Zemîni yerden epeyce yukarda bir taş oda,
İçinde musluk, ocak var, tavan, taban tahta.
Bir enli pencere şark-ı şimâliye nazır,
Bina da Devre-i Selçuk’a ait, anlaşılır.
Basit içindeki eşya, pek azdı mefrûşât,
Bu hücreden çok uzaktı gam-ı hayât-ü memât.
Girince pencerenin karşısındaki köşeyi
Tutan bu pîr idi, peşinde vardı neyle meyi.
Önünde râhleye benzer ve oyma bir kürsî
Derûn-ı hücre bütün bir mehâbet-i kudsî.
Bu akdesiyyeti i’ lâ ederdi Mevlânâ,
Yazan serâiri işte bu nûr-ı arz-ü semâ,
Fakat bilir misiniz, bû huzûr-ı izzette,
Bu kûşede ve bu ayn-el-yakin hakiykatte.
Dikilmiş arşa kadar bir sütûn-i ıtmi’nân,
Bu nûr, nûr-ı Ali’dir, emânet-i Kur’an,
Ulûm-ı zâhire burda güneşte bir yarasa,
Fezâ-yı lâyetenâhiyyet acizden de kısa,
Uyûn-i felsefe a’ma, vukuf-ı fen kötürüm,
Bu yerden ben şunu bildim demek cahîm, uçurum
Serîr-i saltanatı fakr, ihtişamı dehâ,
Şehi bir aşk-ı müebbed ki hep firaak-u bükâ.
Semâsı hîç-i mutlak, şihâb-ı sâkıbı gâm,
Terâneler ile mülhem, yağar hayâl-i elem.
Mesîl-i hâme-i ma’nâ nedir? Kelâm-ı sübût,
Lafızda yer tutabilsin serâir-i lâhût.
Bu dinde düzah-u cenneti, azâblar yanıyor,
Bırak hayâtı, ölüm, ra’ şelerle kıvranıyor.
Mezârı hufre-i vuslet, taşı hayâl-i emel,
Harâbe-i şubehâtın içinde yok meş’al.
Bu yerde yok olabilmek kadar bir emr-i asîr
Tahayyül eyliyemem ben ki eyleyim tasvir.
Dehâ-yı hârikanın bu, harîm-i hikmetidir,
Kader bu hikmete bigânedir, maiyyetidir.
Fakat bu hikmete sermâyedir vücud-ı adem,
Heman bu yokluğa karşı bütün sücûd-ı kıdem.
Bir izdihâm-ı müebbed değil, bu, sırr-ı vücûd,
Bu sırda oldu nümâyân hakaayık-i mevcûd.
Demek ki kendini bilmekte vâr imiş hikmet,
Muhabbet ehli olan, kendini bilir elbet.
Bilirse al neyi vakt-i terânedir Neyzen,
Hayât bir dem-i sıhhat, kaçırma fırsatı sen!
Tıp Fakültesi Hastahanesi 16/2/1337
FELEK
Yamansın her zaman aldattın beni
Hem düşürdün, hem de kaldırdın felek
Mecnun’sun diyerek Leylâ peşinden
Issız vadilere saldırdın felek
Rehberimsin dedin, benise kördüm
Elimle başıma çok çarap ördüm
Kendimi unuttum âlemi gördüm
Hesapsız günahlar aldırdın felek
Bir devadır dedin zehir tattırdın
Gençliğin okunu boşa attırdın
Körlerin yurdunda ayna sattırdın
Çıkmaz sokaklara daldırdın felek
Uyuşmadı gönlüm mert ile zenle
Ne bir iş bilenle, ne boş gezenle
Hicran köşesinde bozuk düzenle
Neyzen’e her telden çaldırdın felek
BANA NE
Serseri bir herifim, kevn-ü mekândan bana ne,
Ezelî derbederim, hükm-î zamandan bana ne,
Kendimi ... lemedim pir-ü cevandan bana ne,
Bir mümessel ölümüm kâr-ü ziyandan bana ne,
Kaniim hiçliğe âsâr-ı cihandan bana ne?
Nefsimin ecnebisi olduğumu anlayalı,
İlmi, fenni hiçe saydım ve bütün mahasalı,
Medeniyet benim indimde bugün bakla falı,
Sen gözetle bitecektir köse dehrin sakalı,
Bu oyundan, o koyundan, karamandan bana ne?
Baş siyasetçi olan şu ( Klemanso ), ( Askit )
Alaman, Yunan, İtalyan sürerek her yere fit,
Ördüler serhad-i vicdana ölümden bir çit
Beşeri soymak için dalga ile bir sürü it,
Hırlaşırlar o o yandan, bu bu yandan bana ne?
Gerçi gittim ... min doğrusuna ben kırk yıl,
Gel .ötün varsa humarından o sahbanın ayıl,
Bir boğaz tokluğuna her şeye oldum da kail
Serserisin diye iş vermediler; gül de bayıl,
Muktezası bu olan arz-u beyandan bana ne?
Berk-i aşkın ... oldu siper-i saikası,
Nefsimin santralında babamın hârikası,
Ne vakit geçmiş ise, destime fırsat yakası,
Kendimi sanmış idim âb-ı hayatın sakası,
Şimdi vuslat arayan servi revandan bana ne?
Olmuşum vâd-i hayretteki aczimle alil,
Edemez hikmet-i esrarını insan-ı gavil,
Göremez gördüğümü, şerh-ü beyan-ü tafsil,
Bu muallim, bu muharrir, bu muhacir, bu asil,
Bu zavallı, bu siyasi bu yamandan bana ne?
Bulamaz derdime çare babam olsa lokman,
Satılır beş paraya din pazarında iman,
Düşünün halimi bir kere ne çektim ihvan,
Romatizma, metelik yok, rakısız aç ve yayan,
Kanlı tacı taşıyan taht-ı revandan bana ne?
Gün olur ki bulamazsın ne bir ekmek, ne tütün,
Parçalanmış ceketin, belki açıktır da .ötün,
Bana ne bundan efendim? ... beni dinle ve bütün,
Nâz-ı ibda-ı zaferle bizim illerde bu gün,
Esiyor bâd-ı sabâ toz koparandan bana ne?
....yim kalp dinini kahbe, gâvur Avrupa’ nın,
Onu ıslah-ı adalet diye hâkim yapanın,
Vatikan’ da öperiken .ötünü kart papanın,
Ararım aslını İncil’ e gönülsüz tapanın,
Çekemezsin beni, bu sendeki kandan bana ne?
Çalabın birliğine can-ü gönülden taparım,
Türemin gayrisi hiç bir yola gitmem saparım,
Karımı Salih efendi diye dursun yaparım,
Yakasından, sakalından o gün elbet kaparım,
Bu yavuklum var iken o kezibandan bana ne?
Derd-i mâzi ile bir ökseye kasden bastık,
Vatanı, halkı cehaletle kavurduk, kastık,
San’ atı, ilmi siyaset ile boğduk, astık,
Yoksa şimdi başımı koymak için bir yastık,
O fırından, şu hamamdan ve bu candan bana ne?
Müslümanlıkta tasavvuf geriyor cehle göğüs,
Râfızî, şîa ve sünnî tanıma hepsine küs,
Bunları suret-i zâhirdeki alâyişi süs,
Kerbelâ, Mekke, Medine, Horosan, Kilise, Kudüs,
Medrese, tekke, manastır, Vatikan’ dan bana ne?
1933
HAYAT ARMONİSİ
Suçlu elbette ceza-dîde olur, olsa bile
Çiftliği, fabrikası, bankası, hatta vapuru
Onu mahkûm edemez emr-i adalet bile
Var ise şayet elinde mütehassıs raporu
Anladın ya bu işin iç yüzünü, kes sesini
Kimseye açma sakın, nefsini dikkatle koru
Sözüm ver de kulak git sazını eyle akort
Bil hayat armonisinde şu minor la majoru
Böyledir şartı hayatın şu cihan-ı gamda
Para verdinse yerinme, vapuru sanma boru
Alınır taht-ı tedaviye azab-ı vicdan
Korkmasın katil ve gaddarın eğer varsa zoru
Fahrî üstad-ı cihan olsa gerektir Neyzen
Ki onun sanatıdır sahne-i tıbbın dekoru
GEÇER
Izdırabın sonu yok sanma, bu âlem de geçer,
Ömr-i fâni gibidir, gün de geçer, dem de geçer,
Gam karar eyliyemez hânde-i hurrem de geçer,
Devr-i şâdi de geçer gussa-i mâtem de geçer,
Gece gündüz yok olur, ân-ı dem âdem de geçer.
Bu tecellî-i hayat aşk ile büktü belimi,
Çağlayan göz yaşı mı, yoksa ki hicrân seli mi?
İnliyen sâz-ı kazânın acaba bam teli mi?
Çevrilir dest-i kaderle bu şu’ ünun filimi,
Ney susar, mey dökülür, gulgule-i Cem de geçer.
İbret aldın, okudunsa şu yaman dünyadan,
Nefsini kurtara gör masyâd-ı mâfihâdan.
Niyyet-i hilkâtı bu aşk-ı cihân-arâdan,
Önü yokdan, sonu .oktan, bu kuru da’ vâdan
Utanır gayret-i gufranla cehennem de geçer.
Ne şerîat, ne tariykat, ne hakiykat, ne türe,
Süremez hükmünü bunlar yaşadıkça bu küre,
Câhilin korku kokan defterini Tanrı düre!
Mâ’ rifet mahkemesinde verilen hükme göre,
Cennet iflas eder, efsâne-i Adem de geçer.
Serseri Neyzen’ in aşkınla kulak ver sözüne,
Girmemiştir bu avâlim, bu bedyi’ gözüne.
Cehlinin kudreti baktırmadı kendi özüne.
Pir olur sâkiy-i gül çehre bakılmaz yüzüne,
Hâk olur pîr-i mugan, sohbet-i hemdem de geçer.
1943
AYGIR İMAM
Ben nasihat veremem gerçi size Aygır İmam
Kafa tutma saz için sen de bize Aygır İmam
Su-i niyyet taşıyan alçağa lânet olsun
Yoktur asla garazım zatınıza Aygır İmam
Sana karşı kötülük varsa eğer kalbimde
Atarım varlığımı Akdeniz’ e Aygır İmam
Sayarım hatırını, hem de seni incitmem
Korkarım taş atamam ben kerize Aygır İmam
Saldırışlarda soğukkanlılığın mucizedir
Hani örnek gibisin İngilize Aygır İmam
Bu akort olmadı, dersin üzülürsün boşuna
Kulak asma olur olmaz pürüze Aygır İmam
.... rurdun içine orgu akort etmek için
Kardinal olsaydın Portekiz’ e Aygır İmam
Gel düzen meselesinde adını b.. latma
Dokuza çıktı mı inmez sekize Aygır İmam
Şu kulaksızlığını radyo da ilân ettin
Bu rezalet foyası çıktı dize Aygır İmam
Bir çelik parçası davanızı tekzip etti
Sustuk amma hepimiz, ben geveze Aygır İmam
Musikî servetinin haznesi, ardiyyesi yok
Yüklemiştir onu hak bir öküze Aygır İmam
Bu da gül pembesi derdin de kırardın, rekoru
Kadı olsaydın eğer sen Serez’e Aygır İmam
Paraca pulca bu yıl hayli kalınlaştın ha
Ateş-i “ Veylün likülli hümeze ” Aygır İmam
Pek zebûn-küs diyemem amma ezersin zayıfı
Lüpe geldi mi taparsın semize Aygır İmam
Yan bakarsın biraya, konyağa amma geriden
Kıç atarsın, şaraba, sertçe düze Aygır İmam
Bayılırsın pilice zannederim tilki gibi
Lüferin tazesi olmaz mı meze Aygır İmam
Saldırırsın boğarak nağmelerinle bezme
Köfteye, meyveye, bolca çereze Aygır İmam
Katakulli okuma, nağmelerin kaşkariko
Hilede taş çıkarırsın Muiz’e Aygır İmam
Bir kütüksün bu ilimde fakat aslın meçhul
Benzemezsin meşeye, pınala, hatta cevize Aygır İmam
Bir sicillin sayılır bu yazılar varlığına
İşte müsveddesi, sen çek temize Aygır İmam
Beyoğlu, 1936
BU DA BULUNSUN
Öpüldükçe be levs-âlûd etekler
Bükülmez bir zaman hain bilekler
Dualar, hüsnüniyetler, dilekler
Şifabahş olmadı gitti emekler
Bu ....den beka her kim ki bekler
Güler, ahvâline itler, eşekler
Bakan müstakbele, maziye, hâle
Görür, mahkûmdur millet zevale
Girer zanneylemek mızrak çuvale
Teşebbüs etmedir emr-i muhale
Bu.... beka her kim ki bekler
Güler ahvâline itler, eşekler
HAVÂLE
Düzelmiyen şu âlemin işini,
Ulu Tanrı’m olan nûra bırakım,
Sabreyledim, kırk yıl sıktım dişimi,
Gün görmeyi Nefh-i Sûra bıraktım.
Avrupa’yı, siyaseti, plânı,
Devletlerce uydurulan yalanı,
İngiliz’i, Fransız, Yunan’ı,
Felek denen şu kanbura bıraktım.
Enver’ ini, Topal’ ını, Şaşı’ yı,
Sakallı’ yı, bizim Çeribaşı’ yı
Malla’ daki tavşanlara aşıyı
Vurmak için bir doktora bıraktım.
Tetkik ettim her mesleği, her dini,
Bulamadım gamsız bir tek ferdini,
Anlatmak için Siyonist’ e derdimi,
Marko Paşa ile Tur’ a bıraktım.
Binbir aşrı doğururken bir gece,
Güvenilmez bu feleğe zerrece,
Bak tarihe saltanatlı bir nice
Süleyman tahtını mura bıraktım.
Çok krala çalkalayınca eleği,
Hâkim ettim kazma ile küreği
Mişlyarlarca mehpâreyi, meleği
Mezâr gibi bir çukura bıraktım.
Görsün cihan serseriler pirini,
Vermem Türk’ ün yerini
Müselleste olan üçün birini,
Konstantin’ le Anzavur’ a bıraktım.
Kulak asmam gürültüye, sese ben,
Baktım kalbim eli pişe, pese ben.
Yeri göğü yapan mühendise ben
İrfân adlı bir mezura bıraktım.
Feylesofa kaptan etsem Papi’ yi,
Göremezler fırtınayı tipiyi.
İspermeçet-zâde ile Kirpi’ yi
Mihrân ile Haçador’ a bıraktım.
Dilencilik yetmez gibi eline,
Dâr-ül hikme çıktı hakkın halline,
İstibrâyı sürsün frenk eline,
Mes’eleyi bir kubura bıraktım.
Yeni sahne zannetme ki bozuktur,
Piyesine hırlayanlar buçukutur.
İnci midir sancı mıdır ne .oktur.
Kemiğini direktöre bıraktım.
Deli Neyzen al mansuru destine,
Terâneyle selâm yolla dostuna,
Matbuatın masasının üstüne
Seyyâh iken kırık billûr bıraktım.
Haydarpaşa, 1337
MEŞIME-I ÜMMID
Deli gönül, daldın yine engine,
Hatırından neler gelip geçiyor?
Şarktan garba, garbdan şarka uçuşan
Bulutlardan haber gelip geçiyor.
Sevir’ deki muâhede, siyaset,
Çoktan çöktü, bunu bilmek mâharet.
Kerâmete kıç attıran ferâset
Postası her sefer gelip geçiyor.
Baktım harbin yıldızına, şebine:
Emperyalist kaynayacak dibine.
Derin duyan her devletin kalbine
Yırtıcı bir hatar gelip geçiyor.
Bir siyaset, bu saltanat, bu nişan,
Avlanan vicdana bir kanlı kapan,
Altı bin yıl bu, lâf değil, çarpışan
Kılıçlardan beşer gelip geçiyor.
Bu bayrağın mızrağının ucunda
Bir el gördüm, küre var avucunda,
Kehânetin Türk’ e ait burcunda,
Yeni bir şahaser gelip geçiyor.
Mebdeine kadar baktım hilkatin,
Göz gezdirdim düşturuna vahdetin
Milletine yâr olmayan devletin
Kapısından zafer gelip geçiyor.
Neyzen! İnsanların her bir katında
Gönül gözü az, gencinde, kartında,
Üniforma sandığımız sırtında
Pıhtıdan bir semer, geşip geçiyor.
Tıp Fakültesi Hastahanesi 1337
AKIN
Esselâm ey ulucan, İbn-i Süreyya Kör Ali
Bâb-ı Haydar’ da tevârüsle müheyyâ Kör Ali
Nam-ı zatın Ali İhsan da olur ya Kör Ali
Künyeni böylece yazmaktaki mana Kör Ali
Her muhatap nazar-ı dilde serâpâ Kör Ali
Künyeniz ailece; eski Kızılbaşoğlu
Kökünüzden başınız Babıâli’ ye bağlu
Bilirim ki yüreğin derd-i vatanla oğulu
Gerçi devlet ile hemsin, bu siyaset, bu gulû
Bence tarihi de bıktırdı bu dava Kör Ali
Pek kolaylık ile olmaz bu işin tesviyesi
Şekl-i milliyeti bozmuş, tepeden zaviyesi
Yeni baştan yapınız sahneyi, fikri, piyesi
Dolmasın bir sürü sırtlanla amel nahiyesi
Bir iken tecrübeniz oldu dü-bâlâ Kör Ali
Her taraftan yine cûşân oluyor, ehl-i hulûl
Semtiniz olmada çok alçağa mersâ-yı vusûl
Bulmasın fikr-i edânî vü fiten cây-ı husûl
Çevirin ters yüzüne bunları ettirme kabul
Oluyor hemdeminiz bir sürü ednâ Kör Ali
Açmazın hurdesi malûm ya dışarıdan görünür
Rûh-ı maksat bilenin fikrine her an görünür
Tecrübe ehline âyîne-i devrân görünür
Hall-i esrar-ı muamma sana rahşân görünür
Münkeşiftir sana bu ka’r-ı muamma Kör Ali
Rehberin şule-i tarih-i mükerrer olsun
Maksadın hikmet-i azminle mukadder olsun
Tarh u zâidle bu iş vahdete müncer olsun
Geçen âsâr-ı vekâyi’ sana ezber olsun
Ortadan kalkar adamla bu belâya Kör Ali
İhityaç artmalı takdîs ile ehl-i hünere
Nazar-ı gaye uzandıkça, huzur-ı beşere
Verme yüz sanata bîgâne olan derbedere
Olmalı hisle mücehhez yazılan bu sefere
Etmeyin soysuzu ikdâr ile bâlâ Kör Ali
Almayın mahfel-i fikre edevât-ı kenefi
Seçin eşhâs-ı hıyanet ile ehl-i şerefi
Çıkmasın ahd-ı karibin yine şerrü’ l- halefi
Size atfen, kokuyor bir nice âmâl-i hafî
Hakka karşı ürüyor eski heyûlâ Kör Ali
Fikr-i icad-ı hayat-ı nev olursa hidemât
Yok, değildir, bu cihetçe, elinizde âlat
Sı..lan b..ları tathîre gerek tensîkât
Ediniz ehl-i fezâille bu sa’yi ispat
Olmasın sahn-ı vatan alçağa me’va Kör Ali
Herkesin lokması bir cevher olursa, işine
Uyar edvâr-ı siyaset feleğin gerdişine
Takmayın her “it” i bu mevkib-i sa’yin peşine
Bu demir leblebidir, gelmez esâfil dişine
Ehl-i hak belli olur lâhzada ra’ na Kör Ali
Beslenir rûy-ı melâhat diye bin şahs-ı kabîh
Bunların varlığıdır millet için zulm-ı sarîh
Sine-i devleti tarih ile ettik teşrîh
Aşikâr oldu, maraz, geçti, nezaket, telmîh
İş bu merkezde diyor cümle etibbâ Kör Ali
Haladan geldi a sor aklıma ey merd-i metin
Gösteriş, akıbeti her vakit eyler tayin
Istıfâ’ ya o kadar teşne ki bu fikr ü zemin
İşinizde hak erenler ola himmetle mu’în
Doğruya yardım eder Hazret-i Mevlâ Kör Ali
Tıp Fakültesi Hastahanesi Haydarpaşa 1337
BAKTIM, AĞLADIM
Yâd-ı hayâl-i yar ile
Gülzâra baktım, ağladım,
Andım şemim-i kâkülün,
Ezhâra baktım, ağladım,
Kalbim esir-i aşk-ı yâr,
Gönlüm hevayı bî-karar,
Eşkim misâl-i cuybar,
Asâra baktım, ağladım.
Hicrân ile dil oldu hun,
Bahtım yaman, tali’ zebun,
İkbali gördüm ser-nigun
İdbâra baktım, ağladım.
Müstekbelim olmuş hebâ,
Hâlim belâ-ender belâ,
Mâzideki bî-intihâ,
A’sâra baktım, ağladım.
Bir bî-kesim, bî-hânımân,
Şimdi bana dağlar mekân,
Feryâdıma ma’kes olan
Kühsâra baktım, ağladım.
Kalb-i hazînim ye’s – pûş,
Hemrazım oldu hep vuhûş,
Karşımda pür cûş-u hurûş
Enhâra baktım, ağladım.
Firkatle ney feryâd-zen,
Tanbur ise sevdâ-füken,
Mızrâb-ı gamdan inliyen
Evtâra baktım, ağladım.
Sen nerdesin ey nazlı yâr,
Sinemde aşkın paydâr,
Kalbimde senden yadgâr
Esrâra baktım, ağladım.
Çukurçeşme-İstanbul, 1317
NE DESEM ?
Acaba ben de bugün kendime insan mı desem
Yoksa emsalimi temsil ile hayvan mı desem
Her yanından kemirir yurdumu azgın bir hırs
Çekilen kahra lütuf, çileye ihsan mı desem
Dahli yok kimseciğin, hep kabahat kendimde
Delilik min-tarafillâh bana bir şan mı desem
Gözünü açma da sen var elin efkârına uy
Eli dinle, ele bak, el sözüne kan mı desem
Şu sadakat denilen köhne tuzak yok mu bugün
Yeni dinde buna ben sure-i şeytan mı desem
Dalkavukluk denilen ilm-i hulûlün sırrı
Bilinirse apışır servet ü sâmân mı desem
İşte yüz bulduların yağtığı iş, bildiği söz
İstikamet karaborsa, çala tırpan mı desem
Gizli bir el izi var her dolabın çarhında
Ser dümen dalgada, gel bak şuna kaptan mı desem
Soramaz kimse cesaretle şerîrin işini
Astığı astık olur; kestiği kurban mı desem
Yedi Eylül ile fethetti refahın yolunu
Topatan kal’asına işte kumandan mı desem
Eski bir ekzemadır şimdiki Van meselesi
Çok karıştırma yalandır, bu da bühtan mı desem
Karagözcü ne komuş perdeye göstermeye bak
Sen bırak da sözü git dertlerine yan mı desem
İsterim ben de öğünmek hani bilgi nerede
Her kelin perçemine sünbül ü reyhan mı desem
Vâizin sunduğu kevserle cemaat sarhoş
Camiye bar mı desem, mescide dükkân mı desem
Yaptırır âdeme her şeyi geçim dünyası
Kara kaplı kitabın falları ferman mı desem
Sonu yoktur, bu didişmek ezelîdir Neyzen
Hikmetin buyruğu elân kemâkân mı desem
TÜRK’ E BİRİNCİ ÖĞÜT
Şimdi geldin az buçuk aslından imana Türk
Çekmek isterdim seni çoktan beri divana Türk
Sinede mihrab-ı Beytullah’ ı bul, virane Türk
Bî-tekellüf gir harîm-i Hazret-i Yezdan’a Türk
Bastığın yerlerde şan ver cinsine, vicdana Türk
Dizginin canbaz elinde olmasın bak dikkat et
Çektiğin âlâm-ı istibdadı vird-i ibret et
Davran artık, nefsini öğrenmeye son gayret et
Kalbini aşk-ı vatanla mabed-i milliyyet et
Ateş-i hicranla ver su hançer-i giryâna Türk
Arş-ı âlâya asıldı huccet-i milliyyetin
Kendi nefsinde görülsün halka, hakka hizmetin
Ehl-i zulme kulluk etmekle onulmaz illetin
Madrabaz kumpanyasından farklı kalmaz devletin
Zorla anlat bunları aza-yı Mebusâna Türk
Himmet-i pir-i zamanla tayy-i eb’ad eyledin
Hâk olan ecdadını ihya edüp şad eyledin
Ölmeyen tarihini dünyaya inşâd eyledin
Sâyesinde dipçiğin bir varlık icad eyledin
Dehre eyvallah dedirttin yazdığın fermana Türk
Cevher-i hilkat senin askerliğinle müftedir
Ma’bed-i milliyyetinde oldu mabudun demir
Arş-ı mevcudiyetinde âlem-i imkân nedir
Yaptığın şu inkılâbı ölçemez hikmet, cebir
Gıpta eyler saha-i icadına efsane Türk
Bir belâsın İtilaf’ ın kuvvet-i mağruruna
Bir kırık kağnıyla çıktın fenn-i harbin Tûr’una
Bunca devlet oldu mağlûp akıbet mahsuruna
S..tın amden ilm ü fennin hikmet-i düsturuna
Doğrusu açlık pes etti sendeki idmana Türk
Hikmet-i hilkat seni kılmış temeddünden muaf
Bir beis yok etsen âsâr-ı asırdan inhirâf
Hacc-ı Ekber’ se muradın, kalbini eyle tavaf
Varsa cürmün, bilmemektir kendini, et itiraf
Kendin attın kendini her zillete, hüsrana Türk
İşte Mekke, Müslümanlık inhisâr altındadır
Hacca niyyet eyleyen katl ü hasar altındadır
Bak vatan baştan başa bin iftikâr altındadır
Yuttuğun bir lokma, halv ihtikâr altındadır
Bir nazar kıl bunca yıldır verdiğin kurbana Türk
Bir ceza çektin ki on beş yıl sebepten bî-habîr
Üç buçuk mülhid rezilin keyfine oldun esir
Padişah alçak, kumandan fahişe, hain vezir
Sû-i idrakinle Azrail’i zannetin sefîr
Böyle girdin suretâ âyîne-i devrana Türk
Kendi yurdunda, evinde kaç asır kaldın garib
Başına oldu musallat bin heyûlâ-yı acîb
Medrese, tekke, mekâtib, hepsi de millet firîb
Aldığın kâfi sana Gazi-i Ekber’ den nasib
Katma esrar-ı Hüda’ ya bir zaman bîgâne Türk
Sıdk ile askerliğin kâfi rızaullah için
Üzme artık kendini bir şeyh için, dergâh için
Eğme başın suret-i iblise eyvallah için
Çektiğin çille yekûnen bilki, illallah için
Kanma âyin-i Cem’ e, irşada, bir meydana Türk
Varsa aslı bunların âlemde ....ler beni
Aşikâr etmiş sana eşyayı Hallâk-ı ganî
Beklenen esmâ-i Hak’ dan bil ki mangır madeni
Dervişi bağlar yularsız tekkeye şeyh-i denî
Olma artık bir kenef kandiline pervane Türk
Âl-i Osman’ da Hasan, yahut Hüseyn, yahut Ali
Var mıdır böyle isim bak; bu hakikat pek celî
Hepsi de baştan kıça zulm u tasalluk mahmeli
Tam bin üç yüz yıl bu fitne, oldu halkın engeli!
Sen bıraktın hakkı, taptın zalime, sultana Türk
Kurduğun tâk-ı siyaset âsmâna gıbta-res
Aylı yıldızlı şu bayrak Kehkeşân’ a gıbta-res
Yazdığın ferman-ı milliyyet cihana gıbta-res
Ahd u mîsakındaki kudret zamana gıbta-res
Aferinler içtiğin peymâne-i peymâna Türk
Sulhu imza eyledin mahbûb-i âlemsin bugün
Çınlıyor ufk-ı siyasette kemalâtın bütün
En muazzam inkılâbı sen ki yaptın işte dün
Bir değil bin yâr seven az bile gönlün içün
Top gibi sağlam .... aşk ulu cephana Türk
Aşk ile fasl-ı .... şimdi germiyyet verin
Menzil-i imana şeklen ruh-ı milliyyet verin
Şaha kalkan her .... âbiş-i ziynet verin
Baştan atma yapmayın, bu hizmete kıymet verin
Neslimiz azlaştı, hoş bak, hizmet et nisvâna Türk
Öyle .... ki .... er nişanı kalmasın
Güft ü gûya avretin asla zamanı kalmasın
Başka sevda çekmeye tâb u tüvânı kalmasın
Meclis-i nisvâda erkek imtihanı kalmasın
Sen isim bulmakla meşgul ol doğan oğlana, Türk
Kızları tayin edin resmî umûr-ı devlete
Evlenince aşina olsun merhâm-ı hizmete
Valide vâkıf bulunsun ihtiyaca servete
Başka bir revnak verir hatun kişi cemiyyete
Pişdâr olsun kadın her saha-i imrâna, Türk
Kükremiş bunca .... var ümmet-i merhumede
Eyliyor arz-ı salâbet saha-i ma’lûmede
Anlamam hikmet nedir şu âdet-i meş’ûmede
Mantık olmaz böyle bir hürriyyet-i mahkûmede
Duymamıştır böyle derdi sorsalar Lokman’ a Türk
Her muattal .... kudurmuş pür lehîb-i ihtiras
İhtilâc-ı kahr-ı hasretten diler daim halâs
Bir sefarethâne-i gamdır ki yok bekçi, kavas
Bir cehennemdir ki vuslat yutkunur hicrana has
Bir beladır ki musallat dert ile dermana Türk
Olmalı hatun kişi zor-i .... le zarta-keş
Ufk-ı aşkı yakmalı hicranlı bir kızgın güneş
.... velhâsılı, esmer, beyaz, zenci, habeş
Vardır istiğna eden bir çok eşek, abdal, gebeş
Bunları teşbih eder erbâb-ı dil hayvana, Türk
Düşmesin .... in zebûn mekkârede kuyruk gibi
Şanla sallansın .... top gibi, tomruk gibi
.... yumruk alt .... marpuç,... pulluk gibi
....yer kalmalı virane bir .... gibi
Dikkat et, bak, sıhhatında bu gibi noksana Türk
.... haysiyyet temeldir dildeki cemiyyete
Mensec-i vuslat modeldir sanat-ı nesviyyete
Düşmesin Musa gibi ol nesne Tûr-ı şehvete
Bir şereftir bu şerait unsur-ı milliyyete
Karşı durmaktır hüner enfüsteki tufana Türk
Evvelâ lazım çobanlık hikmet-i matlab ile
Sâniyen sanat, ziraat feyz-i rûz u şeb ile
Sonra karnın doydu mu Türkane bir meşreb ile
Balta, tırpan, manda, kağnı, panguduz merkeb ile
Git .... bir dûş-ı istilâ Frengistan’ a Türk
Beyzâ-i ankayı anla boş tavuk kehkehleme
Ehli takdir eylesin, sen kendini pehpehleme
Alt yanından kaydırıp ta mâverâya dehleme
Lâ-yukâlî bir hata-yı hırs ile yestehleme
Sapma şehrâh-ı safadan vadi-i isyana Türk
İ’tilâ-yı mülk için milli .... kartalmalı
Mor .... maplak gibi ta ka’r-ı .... dalmalı
.... zorla her santimde gümrük almalı
Âşıkân sırt üstü saatlerce baygın kalmalı
Böyle gir dinî zaferle ravza-i rıdvâna Türk
Bastığın anda gıcırtı kağnıyı andırmalı
Bâde-i vuslât .... mest edüp kandırmalı
Dehledikçe hırs ile yekdiğerin kızdırmalı
.... safadan bahs açarken .... fındık kırmalı
Böyle yap asma kulak hakkındaki bühtâna Türk
Yasemini sineye tezyîn eder bir çift turunç
Çizmeden versin nişan .... ki yapışsın .... konç
Öyle zannetsin görenler .... bir dökme tunç
İlk nazarda .... gıdıklansın .... kırsın kulunç
Nesl-i âti aşkına .... minnet et canana Türk
Verdim Etlik Bağlarından pendime işte hitâm
İstemez bundan ziyade halka tatvîl-i kelâm
Affedin, yoktur sözümde intizam u insicâm
Serseri bir Neyzen’im, âşıklara ba’de’s-selâm
Yadigâr olsun bu nazmım meclis-i ihvâna Türk
Ankara – Etlik 1923
TÜRKE İKİNCİ ÖĞÜT
Gel, günaydın, şimdi bak şu kurduğun âsâra Türk
Başlamıştır ülke isti’dâdını izhâra Türk
Âsmânı yık yığ, istiklâli istikrara Türk
Nanköre açtırma göz, hiç verme yüz ağyâra Türk
Basmasın nâdân ayağı rehgüzâr-ı yâre Türk
Zalimin titrek elinden çektin aldın dizgini
Kükresin nâmerde tarihinde bir kaplan kini
Tuttuğun yol asra ait her teceddüdden yeni
“Müstakim ol Hazret-i Müncî utandırmaz seni”
Aklın erdiyse yeter bir Vâhid ü Kahhar’ a Türk
Kudret-i fıtrıyyeni andıkça ah ettim sana
Gitme maziye dedim, talim-i râh ettim sana
Şapka giydirdimse zannetme külâh ettim sana
Can gözüyle sahne-i dilden nigâh ettim sana
Verme artık gönlünü, dükkân gibi îcâra Türk
Vahdet-i milliyyedir efrâdı ancak kurtaran
Aşk-ı Gazi ateşiyle kaynayan millete kan
“Hâkimiyyet milletindir”, gökte ol sahip-kıran
Zağlasın çarh-ı felek şimşîrini, sen salt kuşan
Bir emirberdir kapından bastığın seyyâre Türk
Gönlünü gark eyle menşûr-ı dehânın rengine,
Bak riyâzî bir nazarla şimdi Türkün cengine
Öyle bir Türkâne meşreple getir ki dengine
Sâz-ı sulhun perde perde nağme kat ahengine
Ey güneşten sıçramış her ferdi ateşpâre Türk
İnkilâbı halk ederken parladıkça mu’cizât
Anlamış sinyaldeki imayı ruh-i hadisât
Bekliyor siması devrânın güneşten iltifat
Hâle-i sulh-ı cihana verdi ay yıldız hayat
Ben de şaştım bu terennümlerdeki esrara Türk
Varsa dostun dipçiğindir, öp de omzunda taşı
Merde hürmet eyle, nâmerdi görünce çat kaşı
Bak nasıl rapt eyledin etrafı, Moskof kardaşı
Bence senden çok küçüktür eski tarihin yaşı
Âsmâna kak temel arz eyle de mimara Türk
Âsmâna kak, temelden maksadım teyyare yap
Cehli kahrettikçe idrakinle fenne, ilme tap
Gitme mazinin karanlık yollarından, garbe sap
Varsa iblisin külâhı, sen atik davran da kap
S....da giydir düşmen-i bîdâd olan eşrâra Türk
Mümkünün tahlili ânde bin tecelliyât olur
Tehlikeyle oynanılmaz akıbet heyhât olur
Himmet-i tarih ile her müddeâ ispat olur
İnkirâzın tahtı kürsî-i ilâhiyyat olur
Bence davetnâmedir bu safsata idbâra Türk
Kalkmadıkça bunlar ev, yer, bağ, çayır yoktur sana
Bunları kaldır, maarifte bayır yoktur sana
Kendi mülkündür vatan, ortak gayır yoktur sana
Yık dedim, yık, kanlı kürsîden hayır yoktur sana
Ba’demâ meydan bırakma bunları tekrara Türk
Kendi mülkünde garibane dilendin din için
Tıpkı beygirler gibi döndürdü şeyh ayin için
Sırtta heybe, cerre çıktın gafleti telkıyn için
Pek fedakârane yandın bir Kureyşî kin için
Çal da söylet bunları sazındaki evtâra Türk
Gönlünü dinî tufeylîden temizle gün gibi
Aşka iman et de durma vuslata küskün gibi
Çektiğin âlâm-ı eyyâmı unutma dün gibi
Aç gözün, çıldırma bir Leylâ için Mecnun gibi
Bir marazdır bu; de geç, âşıktaki efkâra Türk
Bir müzisyen geldi Alman Ştrigler’miş adı
Öyle kudret var ki idrakinde aklım oynadı
Anladıkça gönlünü Türkün muhabbet kaynadı
Garbın asrî bir dimağınca sazın varmış tadı
Kısmet oldu çok şükür dinletmesi bîdâra Türk
Bence ibdâ’ın ocağı gönlünün altındadır
Kesmiyor sanma, kılıç bir köhne eski kındadır
Aşkı tekfîr etme, mesuliyyeti sırtındadır
Bir kulak ver kendine, gönlün bunun farkındadır
Sen neden bîgânesin ruhundaki eş’âra Türk
Söyle aşkın lânesinden kim yadırgattı seni
Hangi alçak aşka düşman etti, aldattı seni
Kendi mümkündür bu ülke, kim tutup attı seni
İtimadın bir kuru iman için sattı seni
Sen ki Cibril’i yaparken orduna mekkâre Türk
Musikîye ârız olmuştur yobazlık bit gibi
Bu akan çirk-i hilâfet sanata kibrit gibi
Saltanat davasına her faslı bir şahit gibi
Toplanıp hep bir ağızdan hırlaşırlar it gibi
Eyle bunlardan şikâyet dâhi-i serdara Türk
Kırk sekiz yıl kişver-i ibdâ’ı sardım, bekledim
Altı bin yıllık birikmiş bir de mazi ekledim
Kurduğum tabya haraba tuttu yüz, mertekledim
Gördüğüm âsâr ile müstakbeli gerçekledim
Sığmaz artık tuttuğun yol vadi-i inkâra Türk
Eşşeğinden patriğin her kim nasip almış ise
Her ne varsa bildiği fensiz: Boş anbar, boş kese
Garbı takdir etmeyen nâdânı sokma meclise
Hakka iman etmemek olmuş seviyye iblis’ e
Bastığın kâfi değil mi bunca yıl mantara Türk
Cevher-i milliyyeni soymuş harami, Kâbe’de
Cehle gömmüş ruhunu, sonra aratmış türbede
Öyle aldatmış ki teslimiyyetin bî-arbede
Sersem etmiş halkı döndürdükçe curnalcı dede
Ehl-i ....’ten hazer kıl, çünkü benzer mâra Türk
Hangi sem’iyyet olursa girme taktırma yular
Goncası milliyetin ağyâr elinde tez solar
Hür yaşa bak yadigârı ceddinin şu ordular
Karşısında İ’tilâf orduları zor durdular
Düşmanı teshîr eden başındaki mehpâre Türk
Dinlemem bir kimseyi, fikrim, kararım kendimin
Âsmânım kendimin, leylim, nehârım kendimin
Medd ü cezrim kendimin, ka’rım, kenarım kendimin
Çember-i devrâna hâkimdir, medârım, kendimin
Sırrımı fâş etmedim bî-intihâ âsâra Türk
Bu eserler inkılâbın ekmeliydi şüphesiz
Türkün istikbali ondan münceliydi şüphesiz
Tuttuğun el-Gazi-i müncî eliydi şüphesiz
Âkil-i ferdâne-bîna meş’âliydi şüphesiz
Secde eyler âsmânlar şemsini ikrara Türk
İstanbul - 1929
HEKİMLERE NAZ
Bir hazâkatzedeyim midemi tıp tepti benim
Kırk katır tepse yıkılmazdı şu aciz bedenim
Kapladı her yanımı sancı, elem, ağrı, bere
Bir mezar oldu cihan, sanki etibbâ haşere
Hastane sanarak yok yere girdim çıktım
İbret aldım oralardan ve canımdan bıktım
Avnî’min himmeti erdi yine imdadımıza
Hâtime çekti bir el nâle vü feryadımıza
Kalmamıştır gibi aciz bedenimde bir şey
Yaşasın sine-i millete Hasan Vasıf Bey
CANAN’ A
Sevdalı akşamlar tekin değildir
Pek dolaşma gönül viranesinde
Gururlu güneşler boyun eğildir
Şaka yoktur aşkın efsanesinde
Çok mutlu yıldızlar çıktı çığırdan
Farkı yoktur aşıkların sağırdan
Önce dumanları başlar ağırdan
Şaka yoktur aşkın efsanesinde
İhtimal vermezsin, hem inanmazsın
Ateşler sarmıştır, sen uyanmazsın
Mest olduktan sonra artık yanmazsın
Gönlüm gibi hikmet peymânesinde
Taptığın mihraplar çöker bir anda
Her şey olmuş bitmiş gibi meydanda
Tutuştu çırağlar, sevda devranda
Yanıyorum sazın teranesinde
Bir serseriyim ki dur aman bilmem
Kalbinden başka hiçbir mekân bilmem
Gök kandil olmuşum, âsumân bilmem
Bir mazi gözlerin meyhanesinde
Karanlık zülfünü bir görmek için
Göz kanat olmuştum cin melek için
Bana yeter artık buselik için
Hatıra telleri dil şânesinde
Gönül rebâbında olamaz düzen
Aşkım bu yıldızı yüzünden süzen
Buluşuruz yarın geceye Neyzen
Cananın kalbinde, gam lânesinde
İstanbul 1923
VARLIĞIM
Ruhumda sunduğun mukaddes günah
Kanımda ateşten bir şarap oldu
Sevdanın şimşeği çakınca gönlüm
Nağmesi alevden bir rebâb oldu
Gökyüzü yıkıldı, yıldızlar söndü
Güneş hiç doğmadı, ay geri döndü
Kâinat kayboldu hiçe büründü
Aşkından başkası hep harap oldu
O hırçın hayalin ey sarhoş melek
Serencâm besteler bana gülerek
Son gece verdiğin zehirli çiçek
Hicranlar şerh eden bir kitap oldu
Vefasız tali’im bir kara kaya
Yalvardım, söylettim bu sırrı naya
Varlığım yok oldu gün saya saya
İçinden çıkılmaz bir hesap oldu
1923
ÖLÇÜ
İtimadım belki kalmıştır diye insanlığa
Günde bir kere şeytan kalbimi yoklar benim
Bizde vicdani telâkkiler bu yolda ölçülür
Zevk alır görse perişan hâlimi toklar benim
Cavidanî sözlerim sanma isabet eylemez
Saplıdır kalb-i hedefte attığım oklar benim
Her.... benzerdi bin bir Apis’li mabede
Heykel-i Fir’avn’e döndü ....ğım ....lar benim
Ezkaza bir lokma et yersem hayalen, vergici
Rüzgâr altından geçerken zartamı koklar benim
1946
ŞEKSPİR
Şekspir’ in bütün âsârını değil, birine
Feda imiş Britanya o hikmet-efserine
Ne muhteşem, ne derin bir mehâbet-i takdir
Yeter bu İngilizin ilme aşkını tasvir
Revân eder acı sözlerle tayf-ı hikmetini
Bu serzeniş ile sezmiş vatan muhabbetini
1921
İSTANBUL RADYOSUNDA MUSİKÎ
Tüylerim ürperiyor duydukça
Musikî namına zillet şu sazı
Yurdumuzdan azametle yayılır
Cehlin âfâk-ı cihana avazı
Okuyuşta daha hâlâ tecvit
Ağzına .... madrabazı
Telsizin işlemesinden maksat
Çıksın üç beş .... boğazı
Radyodan her gece garbın yüzüne
Geyirir zannederim bir yobazı
BİLİR
Hakikat çıkması şu kahpe dünya,
Bu çok kısa yoldan dönenler bilir;
Bu yolun sırrıdır fırsatlar, sevda,
Tutuşup parlayıp sönenler bilir.
Aldana aldana gevredi dinim;
Kalmadı düşmana, feleğe kinim;
Doğruyu söylersem çarpar yeminim;
Bu cengi, pusuya sinenler bilir.
Durma sor halini, hastanın, sağın;
Tabii solacak gülleri bağın;
Hayatın içini, kara toprağın
Üstünden altına inenler bilir.
Geniştir, ölçülmez hayalin çölü;
Karşımda her diri söylenen ölü;
Çok güçtür geçmesi bu sakar gölü;
Dümensiz gemiye binenler bilir.
GÖNLÜMÜN MEYHÂNESİNDEN HİTAP !
Dinleyen her zerreye bin bir hitâbım var benim,
Kâinât isminde hiçden bir kitâbım var benim!
Ya hitâbımdan okursun, yâ kitabımdan beni,
Yazdığım efsânede on altı bâbım var benim!
Hey’etimde müttefik mağrıbla maşrık, veçhe yok;
Gayr-i mer’î zerrede bin âftâbım var benim!
Hüsn-i mutlak bir yudumda kendini gayb eyledi,
Gönlümün humhanesinde böyle nâbım var benim!
Varlığımdan intihâsızlık terennüm eyliyen
Bezm-i hiçide adem adlı rebâbım var benim!
Neşvemiz bî-ibtidadır işvemiz bî-intihâ,
Böyle bir sâkiye candan intisâbım var benim!
Meyve-i memnua’dan çekmiş bizim pîr-i mugân,
Neyzen’im, gönlümde bin bir küp şarâbım var benim!
1944 İstanbul
YOBAZ
Bir güneş görmesi kaabil değil erbâb-ı dile,
Kaplamış sis gibi etrafı gürûh-ı hazele;
.... ümmet denilen şu haşere
.... dır bence huzûr-i beşere.
Cennet’i fasl-ı taharet iledir isbatı,
Sanki yutmuş gibidir mebhas-ı kazuratı,
Yakışır şekline timsâl-i fezayih dense,
Bir yıkık eski kenef künküne benzer ense.
Koku aldıkça koşar hırs ile mevtâ peşine,
Benzemiştir yüzü sırtlan derisinden meşine.
Sû-i hazım olsa gerek bilmediği varsa onun,
Midesi iskele sanki odun oğlu odunun !
Ankara 1923
GEÇERİM
Geçen gençlik günlerine yanmıyan
Yok gibidir, bense bakar geçerim.
Yoku vara, varı hiçe gömerek
Her solukta bir gam yakar geçerim.
Durulmadı gitti belirsiz başım,
Kardaşımdan başka herkes kardaşım.
Kader, zaman, kader, hicrân yoldaşım,
Dertli ırmak oldum, akar geçerim.
Devrin siyâseti pek saçma sapan,
Pişirdiği pazarlıklar çok yavan,
Matbu’atın ocağında kaynayan
Kazanlara bir kulp takar geçerim.
Araştırdım hakiykat notlarında,
Yok bir ma’na dehrin vur tutlarında,
Şi’rimdeki duygu bulutlarında
Bir şimşeğim, hicrân çakar geçerim.
Göz kapamam hiç bir Tûr’un nûruna,
Perde açtım İsrâfil’in sûruna,
Kalbimdeki yanan aşkın uğruna
Cehennemi yakar yıkar geçerim.
Anladın mı beni yakan o piri ?
Neyle meyle bak ne yaptı fakîri
Ebedleri kucaklıyan esiri
Ma’na gibi deler, çıkar geçerim.
Bulamazsın cevherimi bir kânda,
Gömülüyüm bir mukaddes nihânda,
Gönlümdeki ışığımla bir anda
Yüz bin Leylâ sever bıkar geçerim.
Neyzen gibi serserinin fakîyr’in
Mihrâbıyım içindeki zamîrin,
Men-Rabbüke diyen Münkir, Nekir’in
Defterini dürer, tıkar geçerim.
Tıp Fakültesi Hastahanesi 1337
HAYATIMDA
Ne başım var, ne kıçım var, be felek
Tıpkı .... çevirdin beni!
Kurtulamadım gitti anha minhâdan,
Şu son siyâsete çevirdin beni.
Sağlıkta minhetle hasr-ü neşroldum,
Ölen umudlara teneşir oldum,
Mezar taşları ile dertleşir oldum,
Âyân’ da hey’ete çevirdin beni!
Mezhebimde haham, papaz, hocalar,
Orsa pupa, yalpalayıp bocalar,
Her gören bir âletimi kurcalar,
Pirsiz bir san’ata çevirdin beni!
Aşkın perisine attım sazdan ok,
Ta kalbime düştü, yalvardı pek çok,
Benden başka yarasını saran yok.
Sevdâlı gurbete çevirdin beni.
Şahikâ mı hiç bir bulut yürümez?
Kalemim de her nükteyi sürümez,
Hürmet eder herkes, lâkin el sürmez,
Kâ’be’den sirkate çevirdin beni!
Kimim, neyim? Yok sırrımı bir bilen,
İster yaşa, ister öl, ister dilen.
Avrat pazarında yanlış işliyen.
Akrepsiz saate çevirdin beni!
Züğürtlükten her tarafım kanadı,
İflâs etti .... im, dibe kaynadı.
Başım başka kıçım başka oynadı,
Ta.aksız şehvete çevirdin beni.
Ne tutan var, ne çatan, ne kaışan,
O meyhâne bu kerhâne Pötişan,
Erenlerin kapısında dolaşan,
Neyzen adlı ite çevirdin beni!
Tıp Fakültesi Hastahanesi 1337
NOKTA
Şu yola kırk senedir attım adım,
Daha hâlâ beni ben anlamadım.
Aklımın erdiği bir şey varsa,
Fikrim eb’ad-ı hayâli yarsa
Cezr-ü medlerle, ebedle ezele
Varmış olsam o reh-i lem-yezele.
Bana rehber olacak şû’le, adem,
Ademin şû’lesi hiçî der isem
Bunca varlık ki benim meşhûdum
Nur-ı aşkınla bütün mescûdum.
Ve ademden edişim acze rücû,
Saçıyor pîşîme milyarla tulû.
Her tulû’un şeb-i bîdârından,
Şu fezâüâ-yı hafâ-bârından.
Yağıyor bunca serâir güneşi.
Yakıyor aczimi hayret ateşi.
Aczimin de buna âciz kalışı,
Der demez meselenin geldi başı;
Halleder noktayı aklen, hissen,
Bunu tekrar okuyup dikkat eden.
Tıp Fakültesi Hastahanesi-Haydarpaşa,1337
NEYZEN’İN ŞARKILARINDAN
Derdinle gönül derdime dert katarak her gün
Neşe ile avundum da gönül gülmedi bir gün
Çılgın geçecek sandığım hep günlerim ölgün
Yadınla harap, dert ile ortak gönül her gün
Deli gönlümü sana verdiğim akşam
Kanmadan zevkine geçti de akşam
Şimdi viran kalan o bahçelerde
Derdi verir gönlüme, derdin her akşam
Gitti gelmez gönül virane kaldı
Ne sabr u mecal var, ne takat kaldı
Yadınla teselli bahane kaldı
Gitti gelmez, gönül virane kaldı.
EŞŞOLU
Ne için boş durursun
Çalış eşşolu, eşşolu
Yiyecek yok mu dedin ha
Alış eşşolu, eşşolu
Anırıp durma çemende
Ara bul ilim ile fende
Olma bir .... sen de
Karış eşşolu, eşşolu
Uyuyan menzili bulmaz
O balın gülleri solmaz
Topal eşşekle olmaz
Yarış eşşolu, eşşolu
Bırakıp kîl ile kâli
Unutup ol emr-i muhali
Sana dargın ise vali
Barış eşşolu, eşşolu.
KOŞMA
Hicrân kucağında tuttuğun sırdaş,
Çağlamış, bulanmış, durulmuş olsun,
Sözüne, sazına güven de yanaş,
Kulağı ezelden burulmuş olsun.
Boş kafa gezdiren seyyahlar gibi
Keşkülünün delik çıkmasın dibi,
Ârifden anlasın seçsin garibi,
Hakiykat yolunda yorulmuş olsun.
Taban tepmiş olan hak kervânında,
Dostunu konutlar tatlı canında,
Koçlar gibi duran pir meydanında,
Aslanlar yurdunda kurulmuş olsun.
Gel dese de bakmanakas aşına,
Bir fırsat arar da kakar başına,
Dostun namerd dehrin mihek taşına,
Felâket pazarında vurulmuş olsun.
Duysun aşkın elindeki rebâbı,
Okunsun, alnında çille kitabı,
Neyzen gibi günahının hesabı,
Mezara girmeden sorulmuş olsun.
Çemberlitaş, 1908
imranlı toklucakköyü
toklucaktan haberler
dernek nedir.amaçları
TOKLUCAK DER .in ARIK DER ile ZARA DER. yanyana olan arsa ile ilğili bilgiler.. 1- konu hakkında gelişmeler.. 2- varılan durum 3- dernek üyelerinin konu hakkında bilgileri GEREKLİ BİLGİLER TOPARLANIP ..GELİŞMELER..SİZLERE DUYURULACAKTIR. MAİL. ADRESİM ..haloyildiz@gmail.com ..SİZLERİN ULAŞABİLDİĞİ BİLGİLERİ PAYLAŞIRSANIZ ..YAYINLARIZ. ERGÜN YILDIZ..
DERNEK NEDİR? NASIL KURULUR?
Derneğin tanımı
23.11.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5253 sayılı Dernekler Kanununun 2. maddesinde derneğin tanımı; " Dernek: Kazanç paylaşma dışında, kanunlarla yasaklanmamış belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere, en az yedi gerçek veya tüzel kişinin, bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirmek suretiyle oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kişi topluluklarını” olarak yapılmıştır.
Kimler dernek kurabilir
Fiil ehliyetine sahip gerçek veya tüzel kişiler, önceden izin almaksızın dernek kurma hakkına sahiptir.
Dernek kurucusu olabilmeleri ile ilgili olarak, Türk Silâhlı Kuvvetleri ve kolluk kuvvetleri mensupları ile kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri hakkında özel kanunlarında getirilen kısıtlamalar saklıdır.
Ayrıca, onbeş yaşını bitiren ayırt etme gücüne sahip küçükler; toplumsal, ruhsal, ahlakî, bedensel ve zihinsel yetenekleri ile spor, eğitim ve öğretim haklarını, sosyal ve kültürel varlıklarını, aile yapısını ve özel yaşantılarını korumak ve geliştirmek amacıyla yasal temsilcilerinin yazılı izni ile çocuk dernekleri kurabilir veya kurulmuş çocuk derneklerine üye olabilirler.
Oniki yaşını bitiren küçükler yasal temsilcilerinin izni ile çocuk derneklerine üye olabilirler ancak yönetim ve denetim kurullarında görev alamazlar.
Çocuk derneklerine onsekiz yaşından büyükler kurucu veya üye olamazlar.
Dernek kurucusu olacak kişilerde aranan fiil ehliyetine ne şekilde sahip olunur.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununda belirtildiği üzere; ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan her ergin kişinin fiil ehliyeti vardır.
Ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmamak: Yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk ve bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmamak yada bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkûm bulunmamaktır.
Ergin olmak: Onsekiz yaşını doldurmuş olmak veya onsekiz yaşın doldurmamış olduğu halde evlenmiş olmak yada onbeş yaşını doldurmuş küçüklerin kendi isteği ve velisinin rızasıyla mahkemece ergin kılınmış olmaktır.
Tüzel kişiler, kanuna ve kuruluş belgelerine göre gerekli organlara sahip olmakla, fiil ehliyetini kazanırlar. Tüzel kişinin iradesi, organları aracılığıyla açıklanır.
Dernekler özel hukuk tüzelkişisi olup, Türk Medeni Kanununun 48. maddesinde belirtilen tüm hak ve yetkilere sahiptir.
Hangi amaçla dernek kurulamaz
Anayasa ve kanunlarla açıkça yasaklanan amaçları veya konusu suç teşkil eden fiilleri gerçekleştirmek amacıyla dernek kurulamaz.
Derneğin amacı; kazanç paylaşma dışında, kanunlarla yasaklanmamış belirli ve ortak bir gayeyi gerçekleştirmeye yönelik, anlaşılabilir ve süreklilik arz etmelidir. Hukuka veya ahlâka aykırı olmamalıdır.
Derneğin kuruluş şekli
Dernekler, kuruluş bildirimini, dernek tüzüğünü ve gerekli belgeleri yerleşim yerinin bulunduğu yerin en büyük mülki amirine verdikleri anda tüzel kişilik kazanırlar.
Dernek tüzüğünün içeriği
Dernekler Mevzuatı gereğince derneğin tüzüğünde aşağıda gösterilen hususların belirtilmesi zorunludur:
a-Derneğin adı ve merkezi. (Derneğinizin adı, daha önce kurulmuş olan bir derneğin adından farklı olmak zorundadır. Dernek adını kontrol etmek için tıklayınız)
b-Derneğin amacı ve bu amacı gerçekleştirmek için dernekçe sürdürülecek çalışma konuları ve çalışma biçimleri ile faaliyet alanı.
c-Derneğe üye olma ve üyelikten çıkmanın şart ve şekilleri.
d-Genel kurulun toplanma şekli ve zamanı.
e-Genel kurulun görevleri, yetkileri, oy kullanma ve karar alma usul ve şekilleri.
f-Yönetim ve denetim kurullarının görev ve yetkileri, ne suretle seçileceği, asıl ve yedek üye sayısı.
g-Derneğin şubesinin bulunup bulunmayacağı, bulunacak ise şubelerin nasıl kurulacağı, görev ve yetkileri ile dernek genel kurulunda nasıl temsil edileceği.
h-Üyelerin ödeyecekleri giriş ve yıllık aidat miktarının belirlenme şekli.
ı-Derneğin gelir kaynakları.
i- Derneğin borçlanma usulleri.
j- Derneğin iç denetim şekilleri
k-Tüzüğün ne şekilde değiştirileceği.
l-Derneğin feshi halinde mal varlığının tasfiye şekli.
m-Dernek geçici yönetim kurulu üyelerinin adı, soyadı, görev ünvanı.
Dernek tüzüğünde kanunen belirtilmesi zorunlu hususlar dışında, Kanuna aykırı olmamak kaydıyla tüzükte yer alması istenilen diğer hükümler eklenebilir.
Örnek Dernek Tüzüğü İçin Tıklayınız.
Dernek kuruluşu için gerekli belgeler
Dernek kurucuları (en az yedi gerçek veya tüzel kişi) tarafından imzalanmış olan (Dernekler Yönetmeliği Ek-2’de bulunan) iki adet kuruluş bildirimi ve aşağıda belirtilen ekleri, derneğin kurulacağı yerin mülki idare amirliğine verilir.
a) Kurucular tarafından her sayfası imzalanmış üç adet dernek tüzüğü,
b) Kurucuların nüfus cüzdan fotokopisi,
c) Dernek kurucuları arasında tüzel kişiliklerin bulunması halinde; bu tüzel kişilerin unvanı, yerleşim yeri ve kuruluş belgesi ile tüzel kişiliklerin organları tarafından yetkilendirilen gerçek kişi de belirtilmek kaydıyla bu konuda alınmış kararın fotokopisi,
d) Kurucular arasında yabancı dernek veya dernek ve vakıf dışında kar amacı gütmeyen kuruluşlar bulunması halinde, bu tüzel kişilerin dernek kurucusu olabileceğini gösteren İçişleri Bakanlığınca verilmiş izin belgesi,
e) Kurucular arasında yabancı uyruklular varsa, bunların Türkiye'de yerleşme hakkına sahip olduklarını gösterir belgelerin fotokopileri,
f) Yazışma ve tebligatı almaya yetkili kişi veya kişilerin adı, soyadı, yerleşim yerlerini ve imzalarını belirten liste.
Büyükşehir belediyesi sınırları içinde kalan ilçeler hariç diğer ilçelerdeki dernek kuruluş işlemlerinde istenen belgeler birer arttırılarak verilir.
Dernekler, kuruluş bildirimi ve eklerini mülki idare amirliğine vermek suretiyle tüzel kişilik kazanırlar.
Çocuk derneklerine tüzel kişiler kurucu veya üye olamazlar, ayrıca çocuk derneklerinde kuruluş bildirimine, kurucu çocukların yasal temsilcilerinin izni eklenir.
Dernek kuruluş bildiriminin incelenmesi
Dernek kuruluş bildirimi ve belgelerin doğruluğu ile dernek tüzüğü, en büyük mülki amir tarafından altmış gün içinde dosya üzerinden incelenir.
Kuruluş bildiriminde, tüzükte ve kurucuların hukuki durumlarında kanuna aykırılık veya noksanlık tespit edildiği takdirde bunların giderilmesi veya tamamlanması derhal kuruculardan istenir. Bu istemin tebliğinden başlayarak otuz gün içinde belirtilen noksanlık tamamlanmaz ve kanuna aykırılık giderilmezse; en büyük mülki amir, yetkili asliye hukuk mahkemesinde derneğin feshi konusunda dava açması içir durumu Cumhuriyet savcılığına bildirir. Cumhuriyet savcısı mahkemeden derneğin faaliyetinin durdurulmasına karar verilmesini de isteyebilir.
Kuruluş bildiriminde, tüzükte ve belgelerde kanuna aykırılık veya noksanlık bulunmaz ya da bu aykırılık veya noksanlık belirli sürede giderilmiş bulunursa; keyfiyet derhal derneğe yazıyla bildirilir ve dernek, dernekler kütüğüne kaydedilir.
Derneğin zorunlu Organları hangileridir
Derneğin zorunlu organları, genel kurul, yönetim kurulu ve denetim kuruludur.
Dernekler zorunlu organları dışında başka organlar da oluşturabilirler. Ancak, bu organlara zorunlu organların görev, yetki ve sorumlulukları devredilemez.
Genel kurul, derneğin en yetkili karar organı olup; derneğe kayıtlı üyelerden oluşur. Genel kurul, dernek organlarını seçer ve derneğin diğer bir organına verilmemiş olan işleri görür.
Genel kurul, üyeliğe kabul ve üyelikten çıkarma hakkında son kararı verir, derneğin diğer organlarını denetler ve onları haklı sebeplerle her zaman görevden alabilir.
Yönetim kurulu, beş asıl ve beş yedek üyeden az olmamak üzere dernek tüzüğünde belirtilen sayıda üyeden oluşur.
Yönetim kurulu, derneğin yürütme ve temsil organıdır; bu görevini kanuna ve dernek tüzüğüne uygun olarak yerine getirir.
Temsil görevi, yönetim kurulunca, üyelerden birine veya bir üçüncü kişiye verilebilir.
Denetim kurulu, üç asıl ve üç yedek üyeden az olmamak üzere dernek tüzüğünde belirtilen sayıda üyeden oluşur.
Denetim kurulu, denetleme görevini, dernek tüzüğünde belirtilen esas ve usullere göre yapar; denetleme sonuçlarını bir raporla yönetim kuruluna ve genel kurula sunar.
Derneğin kuruluşundan sonra yapılması gereken işlemler
A- Defter tutulması
Dernekler tarafından tutulması zorunlu olan defterler temin edilerek kullanmaya başlanılmadan önce dernekler biriminden veya noterden onaylattırılmalıdır.
Dernekler aşağıda yazılı defterleri tutarlar.
a) İşletme hesabı esasında tutulacak defterler ve uyulacak esaslar aşağıdaki gibidir:
1) Karar Defteri: Yönetim kurulu kararları tarih ve numara sırasıyla bu deftere yazılır ve kararların altı toplantıya katılan üyelerce imzalanır.
2) Üye Kayıt Defteri: Derneğe üye olarak girenlerin kimlik bilgileri, derneğe giriş ve çıkış tarihleri bu deftere işlenir. Üyelerin ödedikleri giriş ve yıllık aidat miktarları bu deftere işlenebilir.
3) Evrak Kayıt Defteri: Gelen ve giden evraklar, tarih ve sıra numarası ile bu deftere kaydedilir. Gelen evrakın asılları ve giden evrakın kopyaları dosyalanır. Elektronik posta yoluyla gelen veya giden evraklar çıktısı alınmak suretiyle saklanır.
4) Demirbaş Defteri: Derneğe ait demirbaşların edinme tarihi ve şekli ile kullanıldıkları veya verildikleri yerler ve kullanım sürelerini dolduranların kayıttan düşürülmesi bu deftere işlenir.
5) İşletme Hesabı Defteri: Dernek adına alınan gelirler ve yapılan giderler açık ve düzenli olarak bu deftere işlenir.
6) Alındı Belgesi Kayıt Defteri : Alındı belgelerinin seri ve sıra numaraları, bu belgeleri alan ve iade edelerin adı, soyadı ve imzaları ile aldıkları ve iade ettikleri tarihler bu deftere işlenir.
b) Bilanço esasında tutulacak defterler ve uyulacak esaslar aşağıdaki gibidir:
1) (a) bendinin 1, 2, 3 ve 6 ncı alt bentlerinde kayıtlı defterleri bilanço esasında defter tutan dernekler de tutarlar.
2) Yevmiye Defteri, Büyük Defter ve Envanter Defteri: Bu defterlerin tutulma usulü ile kayıt şekli Vergi Usul Kanunu ile bu Kanununun Maliye Bakanlığına verdiği yetkiye istinaden yayımlanan Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğleri esaslarına göre yapılır.
Tutulacak defter ve kayıtların Türkçe olması zorunludur. Defterler mürekkepli kalemle yazılır.
Defterler bilgisayar ortamında da tutulabilir. Ancak form veya sürekli form şeklinde tutulacak defterler, kullanılmaya başlanmadan önce her bir sayfasına numara verilerek ve onaylatılarak kullanılabilir. Onaylı sayfalar kullanıldıktan sonra defter haline getirilerek muhafaza edilir.
Yevmiye defteri maddelerinde yapılan yanlışlar ancak muhasebe kurallarına göre düzeltilebilir. Diğer defter ve kayıtlara rakam ve yazılar yanlış yazıldığı takdirde düzeltmeler ancak yanlış rakam ve yazı okunacak şekilde çizilmek, üst veya yan tarafına veya ilgili bulunduğu hesaba doğrusu yazılmak suretiyle yapılabilir. Yanlış rakam ve yazının çizilmesi halinde, bu rakam ve yazıyı çizen tarafından paraflanır.
Defterlere geçirilen bir kayıt; kazımak, çizmek veya silmek suretiyle okunamaz hale getirilemez.
Karar defterinin sayfa sonunda imza için bırakılan bölümü hariç defterlerin satırları, çizilmeksizin boş bırakılamaz ve atlanamaz. Ciltli defterlerde, defter sayfaları ciltten koparılamaz. Tasdikli form veya sürekli form yapraklarının sırası bozulamaz ve bunlar yırtılamaz.
Derneklere ait belgeler, kaydedildikleri defterdeki kayıt sırasına uygun olarak numaralandırılır ve dosyalanarak saklanır.
Kayıt zamanı;
İşlemler, defterlere günlük olarak kaydedilir. Ancak, gelir ve gider kayıtları;
a) İşlemlerin, işin hacmine ve gereklerine uygun olarak muhasebe düzeni ve güvenliğini bozmayacak bir süre içinde kaydedilmesi şarttır. Bu gibi kayıtlar on günden fazla geciktirilmez.
b) Kayıtlarını devamlı olarak muhasebe fişleri ve bordro gibi yetkili amirlerin imza ve parafını taşıyan belgelere dayanarak tutan derneklerde, işlemlerin bunlara kaydedilmesi, deftere işlenmesi hükmündedir. Ancak bu kayıtlar, işlemlerin esas defterlere kırkbeş günden daha geç intikal ettirilmesine imkan vermez. Dernek defterlerinin denetim amacıyla istenmesi halinde, kırkbeş günlük sürenin dolması beklenmeden kayıtların işlenmesi zorunludur.
Hesap dönemi;
Derneklerde hesap dönemi bir takvim yılıdır. Hesap dönemi 1 Ocak’ta başlar ve 31 Aralık’ta sona erer. Yeni kurulan derneklerde hesap dönemi kuruluş tarihinde başlar ve 31 Aralık’ta sona erer.
Defterlerin ara tasdiki;
Bu defterlerin kullanılmasına sayfaları bitene kadar devam edilir ve defterlerin ara tasdiki yapılmaz. Ancak, bilanço esasına göre tutulan defterler ile form veya sürekli form yapraklı defterlerin, kullanılacağı yıldan önce gelen son ayda, her yıl yeniden tasdik ettirilmesi zorunludur.
B-Dernek gelirlerinin tahsilinde kullanılacak Alındı Belgelerinin bastırılması
Alındı belgelerinin biçimi;
Dernek gelirlerinin tahsilinde kullanılacak Alındı Belgeleri Dernekler Yönetmeliği 42. maddesinde belirtilen biçim ve ebatta yönetim kurulu kararıyla matbaaya bastırılır.
Alındı belgelerinin kontrolü;
Bastırılan alındı belgelerinin seri ve sıra numaraları ile diğer baskı işlerinde kusur bulunup bulunmadığı, sayman üyece kontrol edilir. Kontrolde hatalı olduğu ortaya çıkan cilt veya formlar geri verilerek aynı miktarda yenisi bastırılır. Alındı belgeleri, matbaadan sayman üye tarafından bir tutanak ile teslim alınır.
Alındı belgelerinin deftere kaydı;
Dernek saymanınca teslim alınan alındı belgelerinin tamamı, numarası en küçük olan alındı belgesi cildinden başlamak üzere defterin yalnızca başlangıç, bitiş ve serisi sütunları doldurularak, her bir satırda bir alındı belgesi cildi gösterilecek şekilde alt alta yazılmak suretiyle kaydedilir. Defterin diğer sütunları, alındı belgesi ciltlerinin gelir tahsil edecek kişilere teslim edilmesi veya teslim edilen alındı belgesi cildinin iade edilmesi sırasında doldurulur.
Alındı belgelerinin kullanımı;
Alındı belgeleri, gelir tahsil etme görev ve yetkisine sahip bulunanlara, sayman üyelerce imza karşılığı verilir ve kullanıldıktan sonra imza karşılığı geri alınır. Bu işlemler Alındı Belgesi Kayıt Defterinde gösterilir.
Alındı belgeleri, sabit boyalı sert veya sivri uçlu tükenmez kalemle okunaklı bir biçimde silintisiz ve kazıntısız olarak doldurulur. Ödemede bulunana asıl yaprak koparılarak verilir, koçan kısmı ciltte bırakılır. Düzenleme sırasında hata yapılırsa, hatalı belge yaprağı ödemede bulunana verilmez. Asıl ve koçan yaprakların üzerine “İPTAL” ibaresi yazılıp her ikisi koparılmadan ciltte bırakılır.
Form şeklinde bastırılan alındı belgeleri, elektronik sistemler aracılığıyla doldurulduktan sonra aslı ödemede bulunana verilir; sureti dosyasında muhafaza edilir.
C- Yetki belgesi düzenlenmesi
Dernek adına gelir tahsil edecek kişi veya kişiler, yetki süresi de belirtilmek suretiyle, yönetim kurulu kararı ile tespit edilir. Gelir tahsil edecek kişilerin açık kimliği, imzası ve fotoğraflarını ihtiva eden (Dernekler Yönetmeliği EK-19’da bulunan) “Yetki Belgesi” dernek tarafından üç nüsha olarak düzenlenerek, dernek yönetim kurulu başkanınca onaylanır. Yetki belgelerinin birer sureti dernekler birimlerine verilir.
Dernek adına gelir tahsil edecek kişiler, ancak adlarına düzenlenen yetki belgelerinin bir suretinin dernekler birimine verilmesinden itibaren gelir tahsil etmeye başlayabilirler
Yetki belgelerinin süresi, yönetim kurullarının görev süresi ile sınırlıdır. Yeni seçilen yönetim kurullarının, yetki belgelerini birinci fıkra esaslarına göre yenilemesi zorunludur. Yetki belgesinin süresinin bitmesi veya adına yetki belgesi düzenlenen kişinin görevinden ayrılması, ölümü, işine veya görevine son verilmesi, derneğin kendiliğinden dağıldığının tespit edilmesi veya fesih edilmesi gibi hallerde, verilmiş olan yetki belgelerinin dernek yönetim kuruluna bir hafta içinde teslimi zorunludur. Ayrıca, gelir toplama yetkisi yönetim kurulu kararı ile her zaman iptal edilebilir. Yetki belgesi ile ilgili değişiklikler yönetim kurulu başkanınca, onbeş gün içerisinde dernekler birimine bildirilir.
D -Gelir–Gider İşlemleri
Dernek gelirleri alındı belgesi ile tahsil edilir. Dernek gelirlerinin bankalar aracılığı ile tahsili halinde banka tarafından düzenlenen dekont veya hesap özeti gibi belgeler alındı belgesi yerine geçer.
Dernek adına gelir tahsil etmekle yetkili olan kişiler, tahsil ettikleri paraları otuz gün içerisinde dernek saymanına teslim ederler veya derneğin banka hesabına yatırırlar. Ancak, tahsilatı 2005 yılı için 1000.- YTL’yi (yeniden değerleme oranında artırılır) geçenler, 30 otuz günlük süreyi beklemeksizin tahsil ettikleri parayı en geç iki iş günü içinde dernek saymanına teslim ederler veya derneğin banka hesabına yatırırlar.
Dernek kasasında bulundurulabilecek para miktarı, ihtiyaçlar dikkate alınarak yönetim kurulunca belirlenir.
Dernek giderleri ise fatura, perakende satış fişi, serbest meslek makbuzu gibi harcama belgeleri ile yapılır. Ancak dernekler, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesi kapsamında bulunan ödemeleri için Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre gider pusulası, bu kapsamda da bulunmayan ödemeleri için Gider Makbuzu düzenlerler.
Dernekler tarafından kişi, kurum veya kuruluşlara yapılacak bedelsiz mal ve hizmet teslimleri (Dernekler Yönetmeliği EK-15’te bulunan) Ayni Yardım Teslim Belgesi ile yapılır. Kişi, kurum veya kuruluşlar tarafından derneklere yapılacak bedelsiz mal ve hizmet teslimleri ise Ayni Bağış Alındı Belgesi ile kabul edilir.
Bu belgeler; Dernekler Yönetmeliğinde ((EK-13) (EK- 14) ve (EK- 15)’de) gösterilen biçim ve ebatta, müteselsil seri ve sıra numarası taşıyan, kendinden karbonlu elli asıl ve elli koçan yaprağından meydana gelen ciltler veya elektronik sistemler ve yazı makineleri aracılığıyla yazdırılacak form veya sürekli form şeklinde, dernekler tarafından bastırılır. Form veya sürekli form şeklinde bastırılacak belgelerin, belirtilen nitelikte olması zorunludur.
Saklama süresi;
Defterler hariç olmak üzere, dernekler tarafından kullanılan alındı belgeleri, harcama belgeleri ve diğer belgeler özel kanunlarda belirtilen süreler saklı kalmak üzere, kaydedildikleri defterlerdeki sayı ve tarih düzenine uygun olarak 5 yıl süreyle saklanır.
İşletme hesabı tablosu;
İşletme hesabı esasına göre kayıt tutan dernekler yıl sonlarında (31 Aralık) (Dernekler Yönetmeliği EK-16’da gösterilen biçimde) “İşletme Hesabı Tablosu” düzenlerler.
Bilanço esasına göre raporlama;
Bilanço esasına göre defter tutan derneklerin yıl sonlarında (31 Aralık), Maliye Bakanlığınca yayımlanan Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğlerini esas alarak bilanço ve gelir tablosunu düzenlemeleri yeterlidir.
E-Üye kayıt işlemleri
Derneğe üye olmaları Kanunla yasaklanmamış olan ve dernek tüzüğüne göre üye olma şartlarını taşıyan kişilerin derneğin yönetim kuruluna yapacakları yazılı üyelik başvuruları yönetim kurulunca görüşülerek en çok otuz gün içinde üyeliğe kabul veya isteğin reddi şeklinde karara bağlanıp, sonucu müracaat sahibine yazı ile duyurulması zorunludur. Derneğin, ilk genel kurul toplantısının yapılacağı tarihe kadar, dernek tüzüğünde sayıları belirtilen yönetim ve denetleme kuruları üye tam sayısının asıl ve yedeklerini oluşturabilecek sayıdan az olmamak üzere üye kayıt edilmesine ihtiyaç bulunmaktadır.
Yönetim kurulunca, karar defterinde alınan karar ile üyeliğe kabul edilmiş bulunanlar dernek üyesi olurlar. Üyeliğe kabul kararının tarih ve sayısı ile üyenin kimlik bilgileri ve aidat ödentileri üye kayıt defterine kayıt edilir.
Yazılı olarak yapılacak üyelik başvurusu, dernek yönetim kurulunca en çok otuz gün içinde karara bağlanır ve sonuç yazıyla başvuru sahibine bildirilir. Başvurusu kabul edilen üye, bu amaçla tutulacak deftere kaydedilir.
Üyelik için kanunda veya tüzükte aranılan nitelikleri sonradan kaybedenlerin dernek üyeliği kendiliğinden sona erer.
Hiç kimse, dernekte üye kalmaya zorlanamaz. Her üye yazılı olarak bildirmek kaydıyla, dernekten çıkma hakkına sahiptir.
Tüzükte üyelerin çıkarılma sebepleri gösterilebilir.
Tüzükte çıkarma düzenlenmemişse üye, ancak haklı sebeple çıkarılabilir. Bu çıkarma kararına, haklı sebep bulunmadığı ileri sürülerek itiraz edilebilir.
F- Genel kurul toplantısı
Derneğin, kuruluş işlemlerinde eksiklik ve kanuna aykırılık bulunmadığına ilişkin olarak mahallin mülki amirliğince yapılan yazılı bildirimi izleyen altı ay içinde dernekler ilk genel kurul toplantısını yapmak ve organlarını oluşturmakla yükümlüdürler.
Genel kurul;
a) Dernek tüzüğünde belli edilen zamanlarda olağan,
b) Yönetim veya denetim kurulunun gerekli gördüğü hallerde veya dernek üyelerinden beşte birinin yazılı isteği üzerine otuz gün içinde olağanüstü toplanır.
Genel kurul toplantıya yönetim kurulunca çağrılır.
Çağrı usulü;
Yönetim kurulu, dernek tüzüğüne göre genel kurula katılma hakkı bulunan üyelerin listesini düzenler. Genel kurula katılma hakkı bulunan üyeler, en az onbeş gün önceden, günü, saati, yeri ve gündemi bir gazetede ilan edilmek veya yazılı ya da elektronik posta ile bildirilmek suretiyle toplantıya çağrılır. Bu çağrıda, çoğunluk sağlanamaması sebebiyle toplantı yapılamazsa, ikinci toplantının hangi gün, saat ve yerde yapılacağı da belirtilir. İlk toplantı ile ikinci toplantı arasındaki süre yedi günden az, altmış günden fazla olamaz.
Toplantı, çoğunluk sağlanamaması sebebinin dışında başka bir nedenle geri bırakılırsa, bu durum geri bırakma sebepleri de belirtilmek suretiyle, ilk toplantı için yapılan çağrı usulüne uygun olarak üyelere duyurulur. İkinci toplantının geri bırakma tarihinden itibaren en geç altı ay içinde yapılması zorunludur. Üyeler ikinci toplantıya, birinci fıkrada belirtilen esaslara göre yeniden çağrılır.
Genel kurul toplantısı bir defadan fazla geri bırakılamaz.
Toplantı usulü;
Genel kurula katılma hakkı bulunan üyelerin listesi toplantı yerinde hazır bulundurulur. Toplantı yerine girecek üyelerin resmi makamlarca verilmiş kimlik belgeleri, yönetim kurulu üyeleri veya yönetim kurulunca görevlendirilecek görevliler tarafından kontrol edilir. Üyeler, yönetim kurulunca düzenlenen listedeki adları karşısına imza koyarak toplantı yerine girerler. Kimlik belgesini göstermeyenler, belirtilen listeyi imzalamayanlar ile genel kurula katılma hakkı bulunmayan üyeler toplantı yerine alınmaz. Bu kişiler ve dernek üyesi olmayanlar, ayrı bir bölümde genel kurul toplantısını izleyebilirler.
Toplantı yeter sayısı sağlanmışsa durum bir tutanakla tespit edilir ve toplantı yönetim kurulu başkanı veya görevlendireceği yönetim kurulu üyelerinden biri tarafından açılır. Toplantı yeter sayısı sağlanamaması halinde de yönetim kurulunca bir tutanak düzenlenir.
Açılıştan sonra, toplantıyı yönetmek üzere bir başkan ve yeteri kadar başkan vekili ile yazman seçilerek divan heyeti oluşturulur.
Dernek organlarının seçimi için yapılacak oylamalarda, oy kullanan üyelerin divan heyetine kimliklerini göstermeleri ve hazırun listesindeki isimlerinin karşılarını imzalamaları zorunludur.
Toplantının yönetimi ve güvenliğinin sağlanması divan başkanına aittir. Genel kurul, gündemdeki konuların görüşülerek karara bağlanmasıyla sonuçlandırılır. Genel kurulda her üyenin bir oy hakkı vardır; üye oyunu şahsen kullanmak zorundadır.
Toplantıda görüşülen konular ve alınan kararlar bir tutanağa yazılır ve divan başkanı ile yazmanlar tarafından birlikte imzalanır. Toplantı sonunda, tutanak ve diğer belgeler yönetim kurulu başkanına teslim edilir. Yönetim kurulu başkanı bu belgelerin korunmasından ve yeni seçilen yönetim kuruluna yedi gün içinde teslim etmekten sorumludur.
Mahkemece kayyım atanması veya Medeni Kanunun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre görevlendirilme yapılması halinde, bu maddede yönetim kurulana verilen görevler bu kişiler tarafından yerine getirilir.
G-Genel kurul sonuç bildirimi;
Olağan veya olağanüstü genel kurul toplantılarını izleyen otuz gün içinde, yönetim ve denetim kurulları ile diğer organlara seçilen asıl ve yedek üyeleri içeren (Dernekler Yönetmeliği EK-3’te belirtilen) “Genel Kurul Sonuç Bildirimi “ ve ekleri yönetim kurulu başkanı tarafından mülki idare amirliğine bildirilir:
Bu bildirime;
a) Divan başkanı, başkan yardımcıları ve yazman tarafından imzalanmış genel kurul toplantı tutanağı örneği,
b) Tüzük değişikliği yapılmışsa, tüzüğün değişen maddelerinin yeni ve eski şekli ile dernek tüzüğünün son şeklinin her sayfası yönetim kurulunca imzalanmış örneği.
Eklenir.
Genel kurul sonuç bildirimi ve ekleri, büyükşehir belediyesi sınırları içinde kalan ilçeler hariç diğer ilçelerde bulunan dernekler tarafından iki suret olarak verilir.
Genel kurul sonuç bildirimleri, dernek yönetim kurulu tarafından yetki verilen bir yönetim kurulu üyesi tarafından da yapılabilir. Bildirimin yapılmamasından yönetim kurulu başkanı sorumludur.
Sandığı bulunan dernekler, sandıklarına ait genel kurul sonuç bildirimi ve eklerini bu maddede belirtilen usulde mülki idare amirliğine bildirirler.
H-Beyanname verilmesi
Beyanname verme yükümlülüğü
Dernek yönetim kurulu başkanları, her takvim yılının ilk dört ayı içinde bir önceki yıla ait Dernek Beyannamelerini (Dernekler Yönetmeliği EK-21’de bulunan) doldurarak mülki idare amirliğine vermekle yükümlüdürler. İl merkezlerinde ve büyükşehir belediyesi sınırları içinde kalan ilçelerde bulunan dernekler beyannamelerini bir adet, diğer ilçe merkezinde bulunanlar ise iki adet olarak verirler.
Şubeler, mülki idare amirliğine verecekleri beyannamelerin birer örneğini bağlı bulundukları derneğe de vermekle yükümlüdürler.
I-Değişikliklerin bildirilmesi
Dernekler, yerleşim yerlerinde (İkametgahlarında) meydana gelen değişiklikleri (Dernekler Yönetmeliği EK- 24’te bulunan)“Yerleşim Yeri Değişiklik Bildirimini”;
Genel kurul toplantıları dışında dernek organlarında meydana gelen değişiklikleri (Dernekler Yönetmeliği EK- 25’te bulunan) “Dernek Organlarındaki Değişiklik Bildirimini”
Doldurmak suretiyle, değişikliği izleyen otuz gün içinde mülki idare amirliğine bildirmekle yükümlüdürler. Bu belgeler, büyükşehir belediyesi sınırları içinde kalan ilçeler hariç diğer ilçelerde bulunan dernekler tarafından iki suret olarak verilir.
Dernek tüzüklerinde yapılan değişiklikler de tüzük değişikliğinin yapıldığı genel kurul toplantısını izleyen otuz gün içinde, (Dernekler Yönetmeliği EK-3’te bulunan) “Genel Kurul Sonuç Bildirimi “ ekinde mülki idare amirliğine bildirilir.
J-Taşınmazların bildirilmesi
Dernekler edindikleri taşınmazları tapuya tescilinden itibaren otuzgün içinde (Dernekler Yönetmeliği EK- 26’da bulunan)“Taşınmaz Mal Bildirimini Formu” nu doldurmak suretiyle mülki idare amirliğine bildirmekle yükümlüdürler.
Bu form, büyükşehir belediyesi sınırları içinde kalan ilçeler hariç diğer ilçelerde bulunan dernekler tarafından iki suret olarak verilir.
K-Mal bildirimi
04.5.1990 gün, 20508 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 3628 sayılı “Mal Bildiriminde bulunulması Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu”na ve bu Kanuna atfen çıkartılmış olan “Mal Bildiriminde bulunulması Hakkında Yönetmelik” gereğince, Türk Hava Kurumunun Genel Yönetim ve Merkez Denetleme Kurulu Üyeleri ile Genel Merkez Teşkilatında ve Türk Kuşu Genel Müdürlüğünde, Türkiye Kızılay Derneğinin Merkez Kurullarında ve Genel Müdürlük teşkilatında görev alanlar ve bunların Şube Başkanları ve Kamuya Yararlı Derneklerin Yönetim ve Denetim Kurulu Üyeleri (Mal Bildiriminde bulunulması Hakkında Yönetmelik ekinde bulunan) “Mal Bildirim Formu”nu tek nüsha olarak doldurmak ve tarih belirterek imzalamak suretiyle mal bildiriminde bulunmak zorundadırlar.
Türk Hava Kurumunun, Türkiye Kızılay Derneğinin ve Kamuya Yararlı Derneklerin Yönetim ve Denetim Kurulu Üyeleri için İçişleri Bakanlığına, bunların Şube Başkanları için bulundukları İl Valiliklerine, Türk Hava Kurumu ile Türkiye Kızılay Derneğinde görev alanlar için Kurum ve Dernek Genel Başkanlığına,
Bu göreve başlama tarihini izleyen bir ay içinde mal bildiriminde bulunmak zorundadırlar.
Mal bildiriminde bulunacak olanların kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait bulunan taşınmaz malları ile 1 inci derece Devlet Memurlarına yapılan aylık net ödemenin beş katından fazla tutarındaki her biri için ayrı olmak üzere, para, hisse senetleri ve tahviller ile altın, mücevher ve diğer taşınır malları, hakları, alacakları ve gelirleriyle bunların kaynakları, borçları ve sebepleri bu mal bildiriminin konusunu teşkil eder.
Mal varlığında önemli bir değişiklik olduğunda bir ay içinde,
Görevin sona ermesi halinde, ayrılma tarihini izleyen bir ay içinde,
Görevlere devam edenler, sonu (0) ve (5) ile biten yılların en geç Şubat ayı sonuna kadar,
Mal bildirimlerini yenilerler.
L-Derneğin İç Denetimi
Dernekte genel kurul, yönetim kurulu veya denetim kurulu tarafından iç denetim yapılabileceği gibi, bağımsız denetim kuruluşlarına da denetim yaptırılabilir.
Genel kurul veya yönetim kurulu, gerek görülen hallerde denetim yapabilir veya bağımsız denetim kuruluşlarına denetim yaptırabilir.
Genel kurul, yönetim kurulu veya bağımsız denetim kuruluşlarınca denetim yapılmış olması, denetim kurulunun yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz.
Derneğin denetleme kurulu; derneğin tüzüğünde gösterilen amaç ve amacın gerçekleştirilmesi için sürdürüleceği belirtilen çalışma konuları doğrultusunda faaliyet gösterip göstermediğini, defter, hesap ve kayıtların mevzuata ve dernek tüzüğüne uygun olarak tutulup tutulmadığını, dernek tüzüğünde tespit edilen esas ve usullere göre ve bir yılı geçmeyen aralıklarla denetler ve denetim sonuçlarını bir rapor halinde yönetim kuruluna ve toplandığında genel kurula sunar.”
İktibas: Dernekler Dairesi Başkanlığı
TOKLUCAK DER .in ARIK DER ile ZARA DER. yanyana olan arsa ile ilğili bilgiler.. 1- konu hakkında gelişmeler.. 2- varılan durum 3- dernek üyelerinin konu hakkında bilgileri GEREKLİ BİLGİLER TOPARLANIP ..GELİŞMELER..SİZLERE DUYURULACAKTIR. MAİL. ADRESİM ..haloyildiz@gmail.com ..SİZLERİN ULAŞABİLDİĞİ BİLGİLERİ PAYLAŞIRSANIZ ..YAYINLARIZ. ERGÜN YILDIZ..
DERNEK NEDİR? NASIL KURULUR?
Derneğin tanımı
23.11.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5253 sayılı Dernekler Kanununun 2. maddesinde derneğin tanımı; " Dernek: Kazanç paylaşma dışında, kanunlarla yasaklanmamış belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere, en az yedi gerçek veya tüzel kişinin, bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirmek suretiyle oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kişi topluluklarını” olarak yapılmıştır.
Kimler dernek kurabilir
Fiil ehliyetine sahip gerçek veya tüzel kişiler, önceden izin almaksızın dernek kurma hakkına sahiptir.
Dernek kurucusu olabilmeleri ile ilgili olarak, Türk Silâhlı Kuvvetleri ve kolluk kuvvetleri mensupları ile kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri hakkında özel kanunlarında getirilen kısıtlamalar saklıdır.
Ayrıca, onbeş yaşını bitiren ayırt etme gücüne sahip küçükler; toplumsal, ruhsal, ahlakî, bedensel ve zihinsel yetenekleri ile spor, eğitim ve öğretim haklarını, sosyal ve kültürel varlıklarını, aile yapısını ve özel yaşantılarını korumak ve geliştirmek amacıyla yasal temsilcilerinin yazılı izni ile çocuk dernekleri kurabilir veya kurulmuş çocuk derneklerine üye olabilirler.
Oniki yaşını bitiren küçükler yasal temsilcilerinin izni ile çocuk derneklerine üye olabilirler ancak yönetim ve denetim kurullarında görev alamazlar.
Çocuk derneklerine onsekiz yaşından büyükler kurucu veya üye olamazlar.
Dernek kurucusu olacak kişilerde aranan fiil ehliyetine ne şekilde sahip olunur.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununda belirtildiği üzere; ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan her ergin kişinin fiil ehliyeti vardır.
Ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmamak: Yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk ve bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmamak yada bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkûm bulunmamaktır.
Ergin olmak: Onsekiz yaşını doldurmuş olmak veya onsekiz yaşın doldurmamış olduğu halde evlenmiş olmak yada onbeş yaşını doldurmuş küçüklerin kendi isteği ve velisinin rızasıyla mahkemece ergin kılınmış olmaktır.
Tüzel kişiler, kanuna ve kuruluş belgelerine göre gerekli organlara sahip olmakla, fiil ehliyetini kazanırlar. Tüzel kişinin iradesi, organları aracılığıyla açıklanır.
Dernekler özel hukuk tüzelkişisi olup, Türk Medeni Kanununun 48. maddesinde belirtilen tüm hak ve yetkilere sahiptir.
Hangi amaçla dernek kurulamaz
Anayasa ve kanunlarla açıkça yasaklanan amaçları veya konusu suç teşkil eden fiilleri gerçekleştirmek amacıyla dernek kurulamaz.
Derneğin amacı; kazanç paylaşma dışında, kanunlarla yasaklanmamış belirli ve ortak bir gayeyi gerçekleştirmeye yönelik, anlaşılabilir ve süreklilik arz etmelidir. Hukuka veya ahlâka aykırı olmamalıdır.
Derneğin kuruluş şekli
Dernekler, kuruluş bildirimini, dernek tüzüğünü ve gerekli belgeleri yerleşim yerinin bulunduğu yerin en büyük mülki amirine verdikleri anda tüzel kişilik kazanırlar.
Dernek tüzüğünün içeriği
Dernekler Mevzuatı gereğince derneğin tüzüğünde aşağıda gösterilen hususların belirtilmesi zorunludur:
a-Derneğin adı ve merkezi. (Derneğinizin adı, daha önce kurulmuş olan bir derneğin adından farklı olmak zorundadır. Dernek adını kontrol etmek için tıklayınız)
b-Derneğin amacı ve bu amacı gerçekleştirmek için dernekçe sürdürülecek çalışma konuları ve çalışma biçimleri ile faaliyet alanı.
c-Derneğe üye olma ve üyelikten çıkmanın şart ve şekilleri.
d-Genel kurulun toplanma şekli ve zamanı.
e-Genel kurulun görevleri, yetkileri, oy kullanma ve karar alma usul ve şekilleri.
f-Yönetim ve denetim kurullarının görev ve yetkileri, ne suretle seçileceği, asıl ve yedek üye sayısı.
g-Derneğin şubesinin bulunup bulunmayacağı, bulunacak ise şubelerin nasıl kurulacağı, görev ve yetkileri ile dernek genel kurulunda nasıl temsil edileceği.
h-Üyelerin ödeyecekleri giriş ve yıllık aidat miktarının belirlenme şekli.
ı-Derneğin gelir kaynakları.
i- Derneğin borçlanma usulleri.
j- Derneğin iç denetim şekilleri
k-Tüzüğün ne şekilde değiştirileceği.
l-Derneğin feshi halinde mal varlığının tasfiye şekli.
m-Dernek geçici yönetim kurulu üyelerinin adı, soyadı, görev ünvanı.
Dernek tüzüğünde kanunen belirtilmesi zorunlu hususlar dışında, Kanuna aykırı olmamak kaydıyla tüzükte yer alması istenilen diğer hükümler eklenebilir.
Örnek Dernek Tüzüğü İçin Tıklayınız.
Dernek kuruluşu için gerekli belgeler
Dernek kurucuları (en az yedi gerçek veya tüzel kişi) tarafından imzalanmış olan (Dernekler Yönetmeliği Ek-2’de bulunan) iki adet kuruluş bildirimi ve aşağıda belirtilen ekleri, derneğin kurulacağı yerin mülki idare amirliğine verilir.
a) Kurucular tarafından her sayfası imzalanmış üç adet dernek tüzüğü,
b) Kurucuların nüfus cüzdan fotokopisi,
c) Dernek kurucuları arasında tüzel kişiliklerin bulunması halinde; bu tüzel kişilerin unvanı, yerleşim yeri ve kuruluş belgesi ile tüzel kişiliklerin organları tarafından yetkilendirilen gerçek kişi de belirtilmek kaydıyla bu konuda alınmış kararın fotokopisi,
d) Kurucular arasında yabancı dernek veya dernek ve vakıf dışında kar amacı gütmeyen kuruluşlar bulunması halinde, bu tüzel kişilerin dernek kurucusu olabileceğini gösteren İçişleri Bakanlığınca verilmiş izin belgesi,
e) Kurucular arasında yabancı uyruklular varsa, bunların Türkiye'de yerleşme hakkına sahip olduklarını gösterir belgelerin fotokopileri,
f) Yazışma ve tebligatı almaya yetkili kişi veya kişilerin adı, soyadı, yerleşim yerlerini ve imzalarını belirten liste.
Büyükşehir belediyesi sınırları içinde kalan ilçeler hariç diğer ilçelerdeki dernek kuruluş işlemlerinde istenen belgeler birer arttırılarak verilir.
Dernekler, kuruluş bildirimi ve eklerini mülki idare amirliğine vermek suretiyle tüzel kişilik kazanırlar.
Çocuk derneklerine tüzel kişiler kurucu veya üye olamazlar, ayrıca çocuk derneklerinde kuruluş bildirimine, kurucu çocukların yasal temsilcilerinin izni eklenir.
Dernek kuruluş bildiriminin incelenmesi
Dernek kuruluş bildirimi ve belgelerin doğruluğu ile dernek tüzüğü, en büyük mülki amir tarafından altmış gün içinde dosya üzerinden incelenir.
Kuruluş bildiriminde, tüzükte ve kurucuların hukuki durumlarında kanuna aykırılık veya noksanlık tespit edildiği takdirde bunların giderilmesi veya tamamlanması derhal kuruculardan istenir. Bu istemin tebliğinden başlayarak otuz gün içinde belirtilen noksanlık tamamlanmaz ve kanuna aykırılık giderilmezse; en büyük mülki amir, yetkili asliye hukuk mahkemesinde derneğin feshi konusunda dava açması içir durumu Cumhuriyet savcılığına bildirir. Cumhuriyet savcısı mahkemeden derneğin faaliyetinin durdurulmasına karar verilmesini de isteyebilir.
Kuruluş bildiriminde, tüzükte ve belgelerde kanuna aykırılık veya noksanlık bulunmaz ya da bu aykırılık veya noksanlık belirli sürede giderilmiş bulunursa; keyfiyet derhal derneğe yazıyla bildirilir ve dernek, dernekler kütüğüne kaydedilir.
Derneğin zorunlu Organları hangileridir
Derneğin zorunlu organları, genel kurul, yönetim kurulu ve denetim kuruludur.
Dernekler zorunlu organları dışında başka organlar da oluşturabilirler. Ancak, bu organlara zorunlu organların görev, yetki ve sorumlulukları devredilemez.
Genel kurul, derneğin en yetkili karar organı olup; derneğe kayıtlı üyelerden oluşur. Genel kurul, dernek organlarını seçer ve derneğin diğer bir organına verilmemiş olan işleri görür.
Genel kurul, üyeliğe kabul ve üyelikten çıkarma hakkında son kararı verir, derneğin diğer organlarını denetler ve onları haklı sebeplerle her zaman görevden alabilir.
Yönetim kurulu, beş asıl ve beş yedek üyeden az olmamak üzere dernek tüzüğünde belirtilen sayıda üyeden oluşur.
Yönetim kurulu, derneğin yürütme ve temsil organıdır; bu görevini kanuna ve dernek tüzüğüne uygun olarak yerine getirir.
Temsil görevi, yönetim kurulunca, üyelerden birine veya bir üçüncü kişiye verilebilir.
Denetim kurulu, üç asıl ve üç yedek üyeden az olmamak üzere dernek tüzüğünde belirtilen sayıda üyeden oluşur.
Denetim kurulu, denetleme görevini, dernek tüzüğünde belirtilen esas ve usullere göre yapar; denetleme sonuçlarını bir raporla yönetim kuruluna ve genel kurula sunar.
Derneğin kuruluşundan sonra yapılması gereken işlemler
A- Defter tutulması
Dernekler tarafından tutulması zorunlu olan defterler temin edilerek kullanmaya başlanılmadan önce dernekler biriminden veya noterden onaylattırılmalıdır.
Dernekler aşağıda yazılı defterleri tutarlar.
a) İşletme hesabı esasında tutulacak defterler ve uyulacak esaslar aşağıdaki gibidir:
1) Karar Defteri: Yönetim kurulu kararları tarih ve numara sırasıyla bu deftere yazılır ve kararların altı toplantıya katılan üyelerce imzalanır.
2) Üye Kayıt Defteri: Derneğe üye olarak girenlerin kimlik bilgileri, derneğe giriş ve çıkış tarihleri bu deftere işlenir. Üyelerin ödedikleri giriş ve yıllık aidat miktarları bu deftere işlenebilir.
3) Evrak Kayıt Defteri: Gelen ve giden evraklar, tarih ve sıra numarası ile bu deftere kaydedilir. Gelen evrakın asılları ve giden evrakın kopyaları dosyalanır. Elektronik posta yoluyla gelen veya giden evraklar çıktısı alınmak suretiyle saklanır.
4) Demirbaş Defteri: Derneğe ait demirbaşların edinme tarihi ve şekli ile kullanıldıkları veya verildikleri yerler ve kullanım sürelerini dolduranların kayıttan düşürülmesi bu deftere işlenir.
5) İşletme Hesabı Defteri: Dernek adına alınan gelirler ve yapılan giderler açık ve düzenli olarak bu deftere işlenir.
6) Alındı Belgesi Kayıt Defteri : Alındı belgelerinin seri ve sıra numaraları, bu belgeleri alan ve iade edelerin adı, soyadı ve imzaları ile aldıkları ve iade ettikleri tarihler bu deftere işlenir.
b) Bilanço esasında tutulacak defterler ve uyulacak esaslar aşağıdaki gibidir:
1) (a) bendinin 1, 2, 3 ve 6 ncı alt bentlerinde kayıtlı defterleri bilanço esasında defter tutan dernekler de tutarlar.
2) Yevmiye Defteri, Büyük Defter ve Envanter Defteri: Bu defterlerin tutulma usulü ile kayıt şekli Vergi Usul Kanunu ile bu Kanununun Maliye Bakanlığına verdiği yetkiye istinaden yayımlanan Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğleri esaslarına göre yapılır.
Tutulacak defter ve kayıtların Türkçe olması zorunludur. Defterler mürekkepli kalemle yazılır.
Defterler bilgisayar ortamında da tutulabilir. Ancak form veya sürekli form şeklinde tutulacak defterler, kullanılmaya başlanmadan önce her bir sayfasına numara verilerek ve onaylatılarak kullanılabilir. Onaylı sayfalar kullanıldıktan sonra defter haline getirilerek muhafaza edilir.
Yevmiye defteri maddelerinde yapılan yanlışlar ancak muhasebe kurallarına göre düzeltilebilir. Diğer defter ve kayıtlara rakam ve yazılar yanlış yazıldığı takdirde düzeltmeler ancak yanlış rakam ve yazı okunacak şekilde çizilmek, üst veya yan tarafına veya ilgili bulunduğu hesaba doğrusu yazılmak suretiyle yapılabilir. Yanlış rakam ve yazının çizilmesi halinde, bu rakam ve yazıyı çizen tarafından paraflanır.
Defterlere geçirilen bir kayıt; kazımak, çizmek veya silmek suretiyle okunamaz hale getirilemez.
Karar defterinin sayfa sonunda imza için bırakılan bölümü hariç defterlerin satırları, çizilmeksizin boş bırakılamaz ve atlanamaz. Ciltli defterlerde, defter sayfaları ciltten koparılamaz. Tasdikli form veya sürekli form yapraklarının sırası bozulamaz ve bunlar yırtılamaz.
Derneklere ait belgeler, kaydedildikleri defterdeki kayıt sırasına uygun olarak numaralandırılır ve dosyalanarak saklanır.
Kayıt zamanı;
İşlemler, defterlere günlük olarak kaydedilir. Ancak, gelir ve gider kayıtları;
a) İşlemlerin, işin hacmine ve gereklerine uygun olarak muhasebe düzeni ve güvenliğini bozmayacak bir süre içinde kaydedilmesi şarttır. Bu gibi kayıtlar on günden fazla geciktirilmez.
b) Kayıtlarını devamlı olarak muhasebe fişleri ve bordro gibi yetkili amirlerin imza ve parafını taşıyan belgelere dayanarak tutan derneklerde, işlemlerin bunlara kaydedilmesi, deftere işlenmesi hükmündedir. Ancak bu kayıtlar, işlemlerin esas defterlere kırkbeş günden daha geç intikal ettirilmesine imkan vermez. Dernek defterlerinin denetim amacıyla istenmesi halinde, kırkbeş günlük sürenin dolması beklenmeden kayıtların işlenmesi zorunludur.
Hesap dönemi;
Derneklerde hesap dönemi bir takvim yılıdır. Hesap dönemi 1 Ocak’ta başlar ve 31 Aralık’ta sona erer. Yeni kurulan derneklerde hesap dönemi kuruluş tarihinde başlar ve 31 Aralık’ta sona erer.
Defterlerin ara tasdiki;
Bu defterlerin kullanılmasına sayfaları bitene kadar devam edilir ve defterlerin ara tasdiki yapılmaz. Ancak, bilanço esasına göre tutulan defterler ile form veya sürekli form yapraklı defterlerin, kullanılacağı yıldan önce gelen son ayda, her yıl yeniden tasdik ettirilmesi zorunludur.
B-Dernek gelirlerinin tahsilinde kullanılacak Alındı Belgelerinin bastırılması
Alındı belgelerinin biçimi;
Dernek gelirlerinin tahsilinde kullanılacak Alındı Belgeleri Dernekler Yönetmeliği 42. maddesinde belirtilen biçim ve ebatta yönetim kurulu kararıyla matbaaya bastırılır.
Alındı belgelerinin kontrolü;
Bastırılan alındı belgelerinin seri ve sıra numaraları ile diğer baskı işlerinde kusur bulunup bulunmadığı, sayman üyece kontrol edilir. Kontrolde hatalı olduğu ortaya çıkan cilt veya formlar geri verilerek aynı miktarda yenisi bastırılır. Alındı belgeleri, matbaadan sayman üye tarafından bir tutanak ile teslim alınır.
Alındı belgelerinin deftere kaydı;
Dernek saymanınca teslim alınan alındı belgelerinin tamamı, numarası en küçük olan alındı belgesi cildinden başlamak üzere defterin yalnızca başlangıç, bitiş ve serisi sütunları doldurularak, her bir satırda bir alındı belgesi cildi gösterilecek şekilde alt alta yazılmak suretiyle kaydedilir. Defterin diğer sütunları, alındı belgesi ciltlerinin gelir tahsil edecek kişilere teslim edilmesi veya teslim edilen alındı belgesi cildinin iade edilmesi sırasında doldurulur.
Alındı belgelerinin kullanımı;
Alındı belgeleri, gelir tahsil etme görev ve yetkisine sahip bulunanlara, sayman üyelerce imza karşılığı verilir ve kullanıldıktan sonra imza karşılığı geri alınır. Bu işlemler Alındı Belgesi Kayıt Defterinde gösterilir.
Alındı belgeleri, sabit boyalı sert veya sivri uçlu tükenmez kalemle okunaklı bir biçimde silintisiz ve kazıntısız olarak doldurulur. Ödemede bulunana asıl yaprak koparılarak verilir, koçan kısmı ciltte bırakılır. Düzenleme sırasında hata yapılırsa, hatalı belge yaprağı ödemede bulunana verilmez. Asıl ve koçan yaprakların üzerine “İPTAL” ibaresi yazılıp her ikisi koparılmadan ciltte bırakılır.
Form şeklinde bastırılan alındı belgeleri, elektronik sistemler aracılığıyla doldurulduktan sonra aslı ödemede bulunana verilir; sureti dosyasında muhafaza edilir.
C- Yetki belgesi düzenlenmesi
Dernek adına gelir tahsil edecek kişi veya kişiler, yetki süresi de belirtilmek suretiyle, yönetim kurulu kararı ile tespit edilir. Gelir tahsil edecek kişilerin açık kimliği, imzası ve fotoğraflarını ihtiva eden (Dernekler Yönetmeliği EK-19’da bulunan) “Yetki Belgesi” dernek tarafından üç nüsha olarak düzenlenerek, dernek yönetim kurulu başkanınca onaylanır. Yetki belgelerinin birer sureti dernekler birimlerine verilir.
Dernek adına gelir tahsil edecek kişiler, ancak adlarına düzenlenen yetki belgelerinin bir suretinin dernekler birimine verilmesinden itibaren gelir tahsil etmeye başlayabilirler
Yetki belgelerinin süresi, yönetim kurullarının görev süresi ile sınırlıdır. Yeni seçilen yönetim kurullarının, yetki belgelerini birinci fıkra esaslarına göre yenilemesi zorunludur. Yetki belgesinin süresinin bitmesi veya adına yetki belgesi düzenlenen kişinin görevinden ayrılması, ölümü, işine veya görevine son verilmesi, derneğin kendiliğinden dağıldığının tespit edilmesi veya fesih edilmesi gibi hallerde, verilmiş olan yetki belgelerinin dernek yönetim kuruluna bir hafta içinde teslimi zorunludur. Ayrıca, gelir toplama yetkisi yönetim kurulu kararı ile her zaman iptal edilebilir. Yetki belgesi ile ilgili değişiklikler yönetim kurulu başkanınca, onbeş gün içerisinde dernekler birimine bildirilir.
D -Gelir–Gider İşlemleri
Dernek gelirleri alındı belgesi ile tahsil edilir. Dernek gelirlerinin bankalar aracılığı ile tahsili halinde banka tarafından düzenlenen dekont veya hesap özeti gibi belgeler alındı belgesi yerine geçer.
Dernek adına gelir tahsil etmekle yetkili olan kişiler, tahsil ettikleri paraları otuz gün içerisinde dernek saymanına teslim ederler veya derneğin banka hesabına yatırırlar. Ancak, tahsilatı 2005 yılı için 1000.- YTL’yi (yeniden değerleme oranında artırılır) geçenler, 30 otuz günlük süreyi beklemeksizin tahsil ettikleri parayı en geç iki iş günü içinde dernek saymanına teslim ederler veya derneğin banka hesabına yatırırlar.
Dernek kasasında bulundurulabilecek para miktarı, ihtiyaçlar dikkate alınarak yönetim kurulunca belirlenir.
Dernek giderleri ise fatura, perakende satış fişi, serbest meslek makbuzu gibi harcama belgeleri ile yapılır. Ancak dernekler, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesi kapsamında bulunan ödemeleri için Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre gider pusulası, bu kapsamda da bulunmayan ödemeleri için Gider Makbuzu düzenlerler.
Dernekler tarafından kişi, kurum veya kuruluşlara yapılacak bedelsiz mal ve hizmet teslimleri (Dernekler Yönetmeliği EK-15’te bulunan) Ayni Yardım Teslim Belgesi ile yapılır. Kişi, kurum veya kuruluşlar tarafından derneklere yapılacak bedelsiz mal ve hizmet teslimleri ise Ayni Bağış Alındı Belgesi ile kabul edilir.
Bu belgeler; Dernekler Yönetmeliğinde ((EK-13) (EK- 14) ve (EK- 15)’de) gösterilen biçim ve ebatta, müteselsil seri ve sıra numarası taşıyan, kendinden karbonlu elli asıl ve elli koçan yaprağından meydana gelen ciltler veya elektronik sistemler ve yazı makineleri aracılığıyla yazdırılacak form veya sürekli form şeklinde, dernekler tarafından bastırılır. Form veya sürekli form şeklinde bastırılacak belgelerin, belirtilen nitelikte olması zorunludur.
Saklama süresi;
Defterler hariç olmak üzere, dernekler tarafından kullanılan alındı belgeleri, harcama belgeleri ve diğer belgeler özel kanunlarda belirtilen süreler saklı kalmak üzere, kaydedildikleri defterlerdeki sayı ve tarih düzenine uygun olarak 5 yıl süreyle saklanır.
İşletme hesabı tablosu;
İşletme hesabı esasına göre kayıt tutan dernekler yıl sonlarında (31 Aralık) (Dernekler Yönetmeliği EK-16’da gösterilen biçimde) “İşletme Hesabı Tablosu” düzenlerler.
Bilanço esasına göre raporlama;
Bilanço esasına göre defter tutan derneklerin yıl sonlarında (31 Aralık), Maliye Bakanlığınca yayımlanan Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğlerini esas alarak bilanço ve gelir tablosunu düzenlemeleri yeterlidir.
E-Üye kayıt işlemleri
Derneğe üye olmaları Kanunla yasaklanmamış olan ve dernek tüzüğüne göre üye olma şartlarını taşıyan kişilerin derneğin yönetim kuruluna yapacakları yazılı üyelik başvuruları yönetim kurulunca görüşülerek en çok otuz gün içinde üyeliğe kabul veya isteğin reddi şeklinde karara bağlanıp, sonucu müracaat sahibine yazı ile duyurulması zorunludur. Derneğin, ilk genel kurul toplantısının yapılacağı tarihe kadar, dernek tüzüğünde sayıları belirtilen yönetim ve denetleme kuruları üye tam sayısının asıl ve yedeklerini oluşturabilecek sayıdan az olmamak üzere üye kayıt edilmesine ihtiyaç bulunmaktadır.
Yönetim kurulunca, karar defterinde alınan karar ile üyeliğe kabul edilmiş bulunanlar dernek üyesi olurlar. Üyeliğe kabul kararının tarih ve sayısı ile üyenin kimlik bilgileri ve aidat ödentileri üye kayıt defterine kayıt edilir.
Yazılı olarak yapılacak üyelik başvurusu, dernek yönetim kurulunca en çok otuz gün içinde karara bağlanır ve sonuç yazıyla başvuru sahibine bildirilir. Başvurusu kabul edilen üye, bu amaçla tutulacak deftere kaydedilir.
Üyelik için kanunda veya tüzükte aranılan nitelikleri sonradan kaybedenlerin dernek üyeliği kendiliğinden sona erer.
Hiç kimse, dernekte üye kalmaya zorlanamaz. Her üye yazılı olarak bildirmek kaydıyla, dernekten çıkma hakkına sahiptir.
Tüzükte üyelerin çıkarılma sebepleri gösterilebilir.
Tüzükte çıkarma düzenlenmemişse üye, ancak haklı sebeple çıkarılabilir. Bu çıkarma kararına, haklı sebep bulunmadığı ileri sürülerek itiraz edilebilir.
F- Genel kurul toplantısı
Derneğin, kuruluş işlemlerinde eksiklik ve kanuna aykırılık bulunmadığına ilişkin olarak mahallin mülki amirliğince yapılan yazılı bildirimi izleyen altı ay içinde dernekler ilk genel kurul toplantısını yapmak ve organlarını oluşturmakla yükümlüdürler.
Genel kurul;
a) Dernek tüzüğünde belli edilen zamanlarda olağan,
b) Yönetim veya denetim kurulunun gerekli gördüğü hallerde veya dernek üyelerinden beşte birinin yazılı isteği üzerine otuz gün içinde olağanüstü toplanır.
Genel kurul toplantıya yönetim kurulunca çağrılır.
Çağrı usulü;
Yönetim kurulu, dernek tüzüğüne göre genel kurula katılma hakkı bulunan üyelerin listesini düzenler. Genel kurula katılma hakkı bulunan üyeler, en az onbeş gün önceden, günü, saati, yeri ve gündemi bir gazetede ilan edilmek veya yazılı ya da elektronik posta ile bildirilmek suretiyle toplantıya çağrılır. Bu çağrıda, çoğunluk sağlanamaması sebebiyle toplantı yapılamazsa, ikinci toplantının hangi gün, saat ve yerde yapılacağı da belirtilir. İlk toplantı ile ikinci toplantı arasındaki süre yedi günden az, altmış günden fazla olamaz.
Toplantı, çoğunluk sağlanamaması sebebinin dışında başka bir nedenle geri bırakılırsa, bu durum geri bırakma sebepleri de belirtilmek suretiyle, ilk toplantı için yapılan çağrı usulüne uygun olarak üyelere duyurulur. İkinci toplantının geri bırakma tarihinden itibaren en geç altı ay içinde yapılması zorunludur. Üyeler ikinci toplantıya, birinci fıkrada belirtilen esaslara göre yeniden çağrılır.
Genel kurul toplantısı bir defadan fazla geri bırakılamaz.
Toplantı usulü;
Genel kurula katılma hakkı bulunan üyelerin listesi toplantı yerinde hazır bulundurulur. Toplantı yerine girecek üyelerin resmi makamlarca verilmiş kimlik belgeleri, yönetim kurulu üyeleri veya yönetim kurulunca görevlendirilecek görevliler tarafından kontrol edilir. Üyeler, yönetim kurulunca düzenlenen listedeki adları karşısına imza koyarak toplantı yerine girerler. Kimlik belgesini göstermeyenler, belirtilen listeyi imzalamayanlar ile genel kurula katılma hakkı bulunmayan üyeler toplantı yerine alınmaz. Bu kişiler ve dernek üyesi olmayanlar, ayrı bir bölümde genel kurul toplantısını izleyebilirler.
Toplantı yeter sayısı sağlanmışsa durum bir tutanakla tespit edilir ve toplantı yönetim kurulu başkanı veya görevlendireceği yönetim kurulu üyelerinden biri tarafından açılır. Toplantı yeter sayısı sağlanamaması halinde de yönetim kurulunca bir tutanak düzenlenir.
Açılıştan sonra, toplantıyı yönetmek üzere bir başkan ve yeteri kadar başkan vekili ile yazman seçilerek divan heyeti oluşturulur.
Dernek organlarının seçimi için yapılacak oylamalarda, oy kullanan üyelerin divan heyetine kimliklerini göstermeleri ve hazırun listesindeki isimlerinin karşılarını imzalamaları zorunludur.
Toplantının yönetimi ve güvenliğinin sağlanması divan başkanına aittir. Genel kurul, gündemdeki konuların görüşülerek karara bağlanmasıyla sonuçlandırılır. Genel kurulda her üyenin bir oy hakkı vardır; üye oyunu şahsen kullanmak zorundadır.
Toplantıda görüşülen konular ve alınan kararlar bir tutanağa yazılır ve divan başkanı ile yazmanlar tarafından birlikte imzalanır. Toplantı sonunda, tutanak ve diğer belgeler yönetim kurulu başkanına teslim edilir. Yönetim kurulu başkanı bu belgelerin korunmasından ve yeni seçilen yönetim kuruluna yedi gün içinde teslim etmekten sorumludur.
Mahkemece kayyım atanması veya Medeni Kanunun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre görevlendirilme yapılması halinde, bu maddede yönetim kurulana verilen görevler bu kişiler tarafından yerine getirilir.
G-Genel kurul sonuç bildirimi;
Olağan veya olağanüstü genel kurul toplantılarını izleyen otuz gün içinde, yönetim ve denetim kurulları ile diğer organlara seçilen asıl ve yedek üyeleri içeren (Dernekler Yönetmeliği EK-3’te belirtilen) “Genel Kurul Sonuç Bildirimi “ ve ekleri yönetim kurulu başkanı tarafından mülki idare amirliğine bildirilir:
Bu bildirime;
a) Divan başkanı, başkan yardımcıları ve yazman tarafından imzalanmış genel kurul toplantı tutanağı örneği,
b) Tüzük değişikliği yapılmışsa, tüzüğün değişen maddelerinin yeni ve eski şekli ile dernek tüzüğünün son şeklinin her sayfası yönetim kurulunca imzalanmış örneği.
Eklenir.
Genel kurul sonuç bildirimi ve ekleri, büyükşehir belediyesi sınırları içinde kalan ilçeler hariç diğer ilçelerde bulunan dernekler tarafından iki suret olarak verilir.
Genel kurul sonuç bildirimleri, dernek yönetim kurulu tarafından yetki verilen bir yönetim kurulu üyesi tarafından da yapılabilir. Bildirimin yapılmamasından yönetim kurulu başkanı sorumludur.
Sandığı bulunan dernekler, sandıklarına ait genel kurul sonuç bildirimi ve eklerini bu maddede belirtilen usulde mülki idare amirliğine bildirirler.
H-Beyanname verilmesi
Beyanname verme yükümlülüğü
Dernek yönetim kurulu başkanları, her takvim yılının ilk dört ayı içinde bir önceki yıla ait Dernek Beyannamelerini (Dernekler Yönetmeliği EK-21’de bulunan) doldurarak mülki idare amirliğine vermekle yükümlüdürler. İl merkezlerinde ve büyükşehir belediyesi sınırları içinde kalan ilçelerde bulunan dernekler beyannamelerini bir adet, diğer ilçe merkezinde bulunanlar ise iki adet olarak verirler.
Şubeler, mülki idare amirliğine verecekleri beyannamelerin birer örneğini bağlı bulundukları derneğe de vermekle yükümlüdürler.
I-Değişikliklerin bildirilmesi
Dernekler, yerleşim yerlerinde (İkametgahlarında) meydana gelen değişiklikleri (Dernekler Yönetmeliği EK- 24’te bulunan)“Yerleşim Yeri Değişiklik Bildirimini”;
Genel kurul toplantıları dışında dernek organlarında meydana gelen değişiklikleri (Dernekler Yönetmeliği EK- 25’te bulunan) “Dernek Organlarındaki Değişiklik Bildirimini”
Doldurmak suretiyle, değişikliği izleyen otuz gün içinde mülki idare amirliğine bildirmekle yükümlüdürler. Bu belgeler, büyükşehir belediyesi sınırları içinde kalan ilçeler hariç diğer ilçelerde bulunan dernekler tarafından iki suret olarak verilir.
Dernek tüzüklerinde yapılan değişiklikler de tüzük değişikliğinin yapıldığı genel kurul toplantısını izleyen otuz gün içinde, (Dernekler Yönetmeliği EK-3’te bulunan) “Genel Kurul Sonuç Bildirimi “ ekinde mülki idare amirliğine bildirilir.
J-Taşınmazların bildirilmesi
Dernekler edindikleri taşınmazları tapuya tescilinden itibaren otuzgün içinde (Dernekler Yönetmeliği EK- 26’da bulunan)“Taşınmaz Mal Bildirimini Formu” nu doldurmak suretiyle mülki idare amirliğine bildirmekle yükümlüdürler.
Bu form, büyükşehir belediyesi sınırları içinde kalan ilçeler hariç diğer ilçelerde bulunan dernekler tarafından iki suret olarak verilir.
K-Mal bildirimi
04.5.1990 gün, 20508 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 3628 sayılı “Mal Bildiriminde bulunulması Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu”na ve bu Kanuna atfen çıkartılmış olan “Mal Bildiriminde bulunulması Hakkında Yönetmelik” gereğince, Türk Hava Kurumunun Genel Yönetim ve Merkez Denetleme Kurulu Üyeleri ile Genel Merkez Teşkilatında ve Türk Kuşu Genel Müdürlüğünde, Türkiye Kızılay Derneğinin Merkez Kurullarında ve Genel Müdürlük teşkilatında görev alanlar ve bunların Şube Başkanları ve Kamuya Yararlı Derneklerin Yönetim ve Denetim Kurulu Üyeleri (Mal Bildiriminde bulunulması Hakkında Yönetmelik ekinde bulunan) “Mal Bildirim Formu”nu tek nüsha olarak doldurmak ve tarih belirterek imzalamak suretiyle mal bildiriminde bulunmak zorundadırlar.
Türk Hava Kurumunun, Türkiye Kızılay Derneğinin ve Kamuya Yararlı Derneklerin Yönetim ve Denetim Kurulu Üyeleri için İçişleri Bakanlığına, bunların Şube Başkanları için bulundukları İl Valiliklerine, Türk Hava Kurumu ile Türkiye Kızılay Derneğinde görev alanlar için Kurum ve Dernek Genel Başkanlığına,
Bu göreve başlama tarihini izleyen bir ay içinde mal bildiriminde bulunmak zorundadırlar.
Mal bildiriminde bulunacak olanların kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait bulunan taşınmaz malları ile 1 inci derece Devlet Memurlarına yapılan aylık net ödemenin beş katından fazla tutarındaki her biri için ayrı olmak üzere, para, hisse senetleri ve tahviller ile altın, mücevher ve diğer taşınır malları, hakları, alacakları ve gelirleriyle bunların kaynakları, borçları ve sebepleri bu mal bildiriminin konusunu teşkil eder.
Mal varlığında önemli bir değişiklik olduğunda bir ay içinde,
Görevin sona ermesi halinde, ayrılma tarihini izleyen bir ay içinde,
Görevlere devam edenler, sonu (0) ve (5) ile biten yılların en geç Şubat ayı sonuna kadar,
Mal bildirimlerini yenilerler.
L-Derneğin İç Denetimi
Dernekte genel kurul, yönetim kurulu veya denetim kurulu tarafından iç denetim yapılabileceği gibi, bağımsız denetim kuruluşlarına da denetim yaptırılabilir.
Genel kurul veya yönetim kurulu, gerek görülen hallerde denetim yapabilir veya bağımsız denetim kuruluşlarına denetim yaptırabilir.
Genel kurul, yönetim kurulu veya bağımsız denetim kuruluşlarınca denetim yapılmış olması, denetim kurulunun yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz.
Derneğin denetleme kurulu; derneğin tüzüğünde gösterilen amaç ve amacın gerçekleştirilmesi için sürdürüleceği belirtilen çalışma konuları doğrultusunda faaliyet gösterip göstermediğini, defter, hesap ve kayıtların mevzuata ve dernek tüzüğüne uygun olarak tutulup tutulmadığını, dernek tüzüğünde tespit edilen esas ve usullere göre ve bir yılı geçmeyen aralıklarla denetler ve denetim sonuçlarını bir rapor halinde yönetim kuruluna ve toplandığında genel kurula sunar.”
İktibas: Dernekler Dairesi Başkanlığı