21 Nisan 2011 Perşembe

Kırısoçheri’den Koçgiri’ye 1200 Yıllık Konfederasyon:


Kırısoçheri’den Koçgiri’ye 1200 Yıllık Konfederasyon:




325 yılında İKırısoçheri’den Koçgiri’ye 1200 Yıllık Konfederasyon:znik’te toplanan Ekümenik Hıristiyan konsilinde Hıristiyanlığın Roma İmparatorluğunun resmi dini olarak kabul edilip Anadolu’nun kadim inanışlarının yasaklaması ile birlikte Anadolu’da sosyal hayatı düzenleyen, iç barışı ve huzuru sağlayan ruhani yapılar ve sosyal kurumlar yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kaldılar. Ve doğal olarak Anadolu’nun kadim halkı kutsal saydıkları kurumlar önderliğinde İznik Konsil kararları ile dayatılan yeni dine karşı direniş başlattılar.
Hıristiyan Kilisesi halkın bu haklı direnişini çok kanlı bir biçimde bastırdı. Halk ağır şiddete maruz kaldı, zorunlu göçe tabii tutuldu, soykırıma varan insanlık dışı eylemlerle yok edilmenin eşiğine geldi.
Anadolu’nun kadim halkı devletin gücünü arkasına almış olan Hıristiyanlara karşı açık bir biçimde muhalefet etmenin kendilerini çok hızlı bir yok oluşa sürüklediğini çok geçmeden fark ettiler. Varlıklarını korumak için açık muhalefeti terk ederek, yeni bir savunma stratejisi geliştirdiler.
Anadolu’da Hıristiyan olmayanlara yaşam hakkı verilmiyordu. Onlar da takiyye yaptılar, Hıristiyanlarmış gibi göründüler. Daha da ileri giderek – Tıpkı bugün Alevilerin asıl Müslümanlar bizleriz demeleri gibi- dışarıya karşı asıl Hıristiyanların kendileri olduklarını dahi iddia ettiler.
Anadolu halkı gerçek Hıristiyanlar bizleriz dediler ama sudan bahanelerle;
-Kiliseyi, kilisenin dogmalarını, kurumları, kilise hiyerarşisini ve ruhban sınıfının otoritesini reddettiler.
-Hıristiyan azizlerine, kutsal ekmeğe ve ikonlara yapılan kutsal ibadete şiddetle karşı çıktılar.
-Hz. İsa’nın düpedüz bir insan olduğunu, onun babasının dünyanın yaratıcısı olamayacağını savundular .
-Asla kiliseye gitmediler, ibadetlerini inatla ‘proseuchai’ denilen evlerde (dua evi/cem evi) yaptılar.(1)
Bugün hala güncelliğini koruyan Alevilere yönelik o ünlü ve iğrenç ‘mum söndü’ iftirası da ilk defa bu dönemde Hıristiyan kilisesinin vaazlarında görülmeye başlandı.
“Kız kardeşleri, kayınvalideleri veya görümceleriyle kirlenmiş olanlara, ziyafet için toplanıp içki içtikten sonra ışıkları kapayan ve akrabalığa, yaşa ve cinsiyete bakmadan âlem yapanlara lanet olsun”.(2)
Anadolu halkının gerçekten Hıristiyan olmadan, kendisine Hıristiyan süsü vermesi Hıristiyan kilisesini tatmin etmedi. Katliamlar devam etti.
Gün geldi bıçak kemiğe dayandı. Miladi 836 yılında ortaya Carbeas adında bir kahraman çıktı ortaya. Eskişehir civarında Amorium kalesinin komutanıydı. Hıristiyanlar babasını katletmişlerdi. Beş bin kişilik ordusunu aldı Arguvan’a geldi orada bir şehir inşa etti. Daha sonra merkezini Divriği’ye taşıdı. Bizans’ın ve Ortodoks kilisesinin baskısından bunalmış halk onun etrafında toplandı. Carbeas’a en büyük katılım Kuzey Batı Dersim’den, Balu (Bugünkü Palu ve civarı) diyarından geldi.
Kuzey Batı Dersim bölgesinde aşiretler o çağda genel olarak ‘Balaki’ aşiretleri olarak adlandırılıyorlardı. Bu nedenle bir konfederasyon halinde Carbeas’ın etrafında toplanan bu aşiretlere Araplar ‘Bayalika’ adını verdiler. Onlar ise kendilerini Palu’lu anlamına gelen bir sözcükle tanımladılar ‘Paluikiyan’
Carbeas’ın çevresinde toplanan ‘Paluikiyan’lar.Darda, zorda kaldıklarında dışarıya karşı Hıristiyan’mış gibi davranıyorlar ve aradaki ses benzerliğinin ardına sığınarak, Aziz Paul’e ve Paulikiyan kilisesine bağlıolduklarını söylüyorlardı.
Batılı kaynaklarda ‘Paulikiyan’lar olarak geçen bu konfederasyonun ne Hıristiyan Paulikan kilisesi, ne de de bu kilisenin kurucusu Aziz Paul’le hiç ilişkileri olmadı – Bugün Ali adının ardına sığınan Alevilerin Hz. Ali ile bir ilişkilerinin olmadığı gibi-.

Carbeas’ın liderliğinde toplanan bu konfederasyonu oluşturan başlıca aşiretler şunlardı
Bu aşiretlerin büyük bir bölümü Kuzey Batı Dersim’den olmak üzere Anadolu’nun çeşitli bölgelerden gelerek Maciran’a (İmranlı , Divriği ve yakın coğrafyası) yerleştiler. Divriği’ni başkent yaptılar ve burada bir kale inşa ettiler.

Carbeas etrafında toplanan kuvvetlerle Maciran’dan kalkarak Bizans içlerine uzanan çok sayıda akınlar düzenledi. Savunmasız, silahsız ve çaresiz halkı katletmeye kolaylığına alışmış Bizans orduları yerel halktan oluşmuş düzenli kuvvetler karşısında tutunamadılar. Büyük yenilgiler tattılar
Carbeas 863 yılında Ankara Savaşı’nda, bugün Hüseyingazi adı ile anılan tepenin sırtlarında Hakk’a yürüdü. Bedeni aynı yerde toprağa verildi. Carbeas’tan sonra topluluğun başına Chrysocheir (Kırısoçher) geçti. Krısoçher büyük bir kahramandı. Bizans imparatoru III. Michael’i Samsat önlerinde çok ağır yenilgiye uğrattı. Bizans İmparatorluk ordusu bu yenilgi ile adeta dağıldı. Eskişehir önlerinde bir başka Bizans ordusunu daha yendi. Chrysocheir Dersim’den Ege Denizi’ne kadar bütün Doğu Roma topraklarının tartışmasız egemeni oldu. Anadolu’nun önemli şehirleri Ankara, İzmit, İznik ve İzmir’i ele geçirdi.
Krisoçher 872 yılında bugünkü Seyitgazi ilçesinin yanı başındaki tepede Bizanslılarla yaptığı savaşta Hakk’a yürüdü.
Koçgiri’lilerin inşa ettikleri Divriği kalesi Bizans’a ve Hıristiyan Kilisesi’ne karşı direnişini 873 yılına kadar sürdürdü. O yıl, Divriği merkezli büyük bir deprem oldu. Bunu fırsat sayan yakınlardaki bir Bizans Ordusu, kaleye saldırdı. Koçgiri’liler, depremin yaralarını sarmakla meşgullerdi. Savaşacak, karşı koyacak durumda değillerdi. Direnme güçleri yoktu Kaçabilenler kaçtılar. Tutsak edilenlerin büyük bir bölümü Ortodoks askerler tarafından kılıçtan geçirildiler. Çaltı Çayı günlerce kızıl kan aktı. Bizanslılar biz kısım Koçgiri’liyi de Balkanlara sürdüler, burada zorunlu iskana tabii tuttular
Krısoçher’e bağlı konfederasyon onun zamanında ve ondan sonra onun adı ile anıldı; Kırısoçheri Konfederasyonu. Bu federasyonun adı Osmanlı kayıtlarına Koçkili, Koçkirlü olarak geçti.
Bu adlandırma zaman içinde evrile çevrile Koçgiri’ye dönüştü..
‘Koçgiri’lilerin kurduğu devletin başkenti Divriği idi. Bu devletin ruhani merkezi ise Karahöyük (Bugünkü Hacı Bektaş,) mabediydi. Bu dergahın bulunduğu bölge de konfederasyonunun bir parçasıydı ve konfederasyona adını veren efsanevi komutanın ismi ile anılıyordu: Kırısoçheri
On ikinci yüzyıldan sonra Türkçe bölgede hakim dil haline geldi. Kırısoçheri adı da Türkçeleşti Kırşehri oldu.
Alevilerin destanlaştırarak toplumsal belleklerinin bir parçası haline getirdikleri Hüseyin Gazi ve Battal Gazi işte bu Koçgiri konfederasyonunun kurucusu ve komutanlarıdırlar. Onların gerçek isimleri Carbeas ve Chrysocheir’dir.
Carbeas’ın Divriği (başkent) İmranlı, Zara, Refahiye ve Hafik’i içine alan bölgede kurduğu, Kırısoçher ile gücünün doruğuna erişen bu devlet; Aslında Koçgirililer’in kurduğu bir Alevi devletiydi.
Battalnameler Koçgirililer adını verdiğimiz Alevi konfederasyonunun Bizanslılar ile yaptıkları mücadeleyi anlatan halk destanlarıdırlar.
Hıristiyan kilisesine karşı kurulan konfederasyona en büyük desteğin Kuzey Batı Dersim’den gelmesinin bir sebebi vardı.
Yedinci yüzyılda bu bölgede Silvanus adında bir mürşit yaşadı. Silvanus bir ozandı ve ozanlık geleneğinin kurucusur yani piriydi. Onun yaşadığı yüzyılda İstanbul’unda Bizans’ın imparatorluk makamında oturan IV. Konstantin’in (668-685) Orta Anadolu’da ortaya çıkan Hıristiyanlık karşıtı bir isyanı bastırmak için geniş yetkilerle donattığı bir görevlisini Şebinkarahisar’a ’a gönderdi. Sebinkarahisar’dan Kuzey Batı Dersim’e geçen İmpartorluk görevlisi Silvanus’u tutukladı . Önce onu ikna ederek yolundan döndürmeye çalıştı. Silvanus tavrından ve davasından ödün vermedi. Bunun üzerine Bizans görevlisi önceden meydana topladığı aralarında Silvanus’un müritlerinin de bulunduğu kalabalığa Silvanus’u taşlamalarını emretti. Silvanus’un müritleri bir kişi hariç pirlerini taşa tutmaktansa ölmeyi tercih ettiler. Silvanus’a ilk ve tek taşı öğrencisi ve evlatlığı attı.
Bu hikaye resmi tarihin on altıncı yüzyılda taşımaya çalıştığı ancak bu yüzyılda yaşadığını bir türlü kanıtlayamadığı Pir Sultan Abdal’ın gerçek yaşam öyküsüdür. Bu öykü 610 yılında Kuzey Batı Dersim’de hala onun adını taşıyan (Silvus Dağı) bir kutsal tepenin eteklerinde başladı ve 680 yılında Bedehton ovasının kuzeyinde hüzünlü bir şekilde son buldu.
Koçgiri üzerine yaptığım geniş araştırmayı belki de gereğinden fazla özetleyerek yukarıda vermeye çalıştım. Bu sunumu beni soru yağmuruna tutan Koçgiri’li dostları daha fazla bekletmemek adına kitabın yayınlanmasını beklemeden erkenden yaptım.
Alevi Esnaflarına Cevap
Ben Koçgiri’liyim, köküm Dersim’den gelir. Resmi yazıcıların elinde oyuncak olmuş, hurafeler içinde kaybolup gitmiş olan asıl tarihimi -elimden geldiği kadar- arayıp bulmaya, bulup yazmaya, yazıp yaygınlaştırmaya çalışıyorum.
Yüzyıllardır, sizin tarihiniz oralarda diye bizleri Necef çöllerine, Asya steplerine sürenler, bizleri kör kuyularda boğanlar, geçmişimizi çalanlar, tarihimizi tarumar edenler, Şimdi çıkmışlar ortaya diyorlar ki; ‘Erdoğan Çınar, kitaplarında Hıristiyanlığın bir mezhebi olan Paulikienizmi Alevilik; kiliselerini Alevi ocağı; kilise kurucularını Alevi dedesi;’ olarak sunuyor.
Onların gözünde;
-Kiliseye gitmeyen, Kiliseyi, kilisenin dogmalarını, kurumları, kilise hiyerarşisini ve kilise ruhban sınıfının otoritesini reddeden, -Hıristiyan azizlerine, kutsal ekmeğe ve ikonlara yapılan kutsal ibadete de vaftize karşı çıkan , Hz. İsa’nın düpedüz bir insan olduğunu, onun babasın dünyanın yaratıcısı olamayacağını savunan, Meryem’le ve onun bakireliği ile dalga geçen, Hıristiyanlarla İsa’yı haça germeyip, assalardı ipe mi tapacaktınız diye alay eden, Hıristiyan kilisesi ile tutuştuğu savaşta yüz binlerce insanını feda eden bu insanlar Hıristiyan;
-Haklarında ne kadar kaynak varsa hepsinde bunların Hıristiyanların ibadet için toplandıkları o yapıya yani kiliseye gitmeyi reddettikleri için katledildikleri yazılan bu insanlar kilise mensubu;
-Hıristiyan kilisesinin en büyük düşman ilan ettiği Silvanus (Pir Sultan) bir papaz.
-Ben de bir Hıristiyan misyoneriyim.
Onlar benim yazdıklarım arasından cımbızla cümleler çekip bu cümleler üzerinden gündem belirlemeye çalışıyorlar. Ben onlara diyorum ki; Benim ortaya koyduğum bir ‘Alevi tarih tezi’ var. Bu tez bir bütündür.
İnsanları çağdışı, ilkel ve kafatasçı dürtülerle ajite etmeyi bir tarafa bırakın. Yetmiş iki millete aynı nazarla bakmayı temel prensip sayan Alevileri bu türden söylemlerle tahrik edemezsiniz. Pir Sultan Abdal Türk olmaz ise kıyamet mi kopar. Ahmet Edip Harabi Ermeni değil mi? Hangi Alevi ona saygıda kusur ediyor.
Şia tarihini ve İslamiyet’in hilafet kavgalarını işte Aleviliğin tarihi budur diye önümüze konulduğu günleri gerilerde bıraktık. Bu devir kapandı. Bunun dışında gerçek Alevi tarihine ilişkin geliştirdiğiniz bir teziniz varsa getirin onu koyun meydana.
Aleviliğin geçmişine dair, ne buldunuz da ortaya çıkardınız?
Aleviliğin hangi karanlık noktasını aydınlattınız?
Çok bilindik hurafeleri derlemekten toplamaktan, yayınlamaktan başka ne yaptınız şimdiye kadar?
Sadede davet ediyorum sizleri. Eğer benim Alevi tarih tezimi eleştirecekseniz, esasa gelin.
Nasıl oluyor da, Anadolu’da, binlerce yıldan bu yana kuşaktan kuşağa ve kulaktan kulağa aktarılarak bugüne gelen Battal Gazi menakıp ve destanlarında anlatım bulan olaylar, Carbeas ve Chrysocheir dönemi Anadolu’sunda yaşanan tarihi olaylarla, hiçbir tereddüde yer bırakmayacak şekilde bire bir örtüşüyor?
Nasıl oluyor da Carbeas Ankara yakınında Mamak’ta yaşamını yitiriyor, tesadüfe bakın aynı savaşta ve aynı yerde ve aynı zamanda Hüseyin Gazi’de Hakka yürüyor.
Nasıl oluyor da Battal Gazi ile Chrysocheir aynı savaşa katılıp , aynı yerde ve aynı zamanda Hakk’a yürüyorlar mezarları bile aynı yerde oluyor. (Sakın ola ki bir Emevi komutanının hayat hikayesini Battal Gazi budur diye anlatmaya kalkmayın)
Nasıl oluyor da; Aleviler Carbeas’ı, Chrysocheir’i böylesine sahiplenip, bağırlarına basıyorlar. Seyitgazi degahı,Hüseyingazi tepesi Aleviler tarafından neden bu kadar kutsal sayılıyor?
Nasıl oluyor da on altıncı yüzyılda yaşadı dediğiniz Pir Sultan’ın bu yüzyılda yaşadığının bir kanıtını bulup ortaya koyamıyorsunuz. Yüz elli milyon Osmanlı belgesi arasından bir tane kayıt bulup çıkaramıyorsunuz?
Benim tezim ortada. Hayır, bu anlatılanlar doğru değil diyorsanız. Karşı tezinizi dinleyelim. Aydınlatın bizleri.
Erdoğan Çınar yalan söylüyor. Sizlerden duyalım. İşin doğrusunu sizler anlatın;
-Koçgiri konfederasyonunu oluşturan aşiretler anayurtlarını terk ederek İmranlı-Divriği bölgesine, tam da Paulikiyan’ların yaşadıkları ve devlet kurdukları bölgeye ne zaman geldiler ?
-Neden geldiler?
-Onları bir konfederasyon çatısı altında toplanmaya iten sebep neydi?
-Koçgiri adının kaynağı nedir? Bu konfederasyon neden bu isimle anılıyor?
-Daha önce Koçgiri’lilerin yaşadıkları bölgede, aynı şehirlerde, aynı köylerde yaşayan Bizans’ın ve Hıristiyan kilisesinin korkulu rüyası Paulikiyan’lara ne oldu, nereye gitti bu insanlar?
-Eğer Pir Sultan Abdal on altıncı yüzyılda yaşadı diyorsanız. Nerede bunun belgesi, kaydı?
Varsa belgeniz? Koyun şu belgeyi masanın üzerine herkes görsün. Tartışma bitsin.Erdoğan Çınar Pir Sultan’ı Ermeni yaptı, Yıldız dağı Şebinkarahisar’ın güneyinde kalmaz , gibi ipe sapa gelmez detaylarla akılları bulandırmayın. Yıldız dağı Şebinkarahisar’ın neresinde kalırsa kalsın, Pir Sultan Abdal’ın etnik kökeni ne olursa olsun, bu onun yaşadığı yüzyılı değiştirmez.
Geçmişimizi çaldınız.
Tarihimizi tarumar ettiniz.
Şimdi gerçeğe giden yola küçük bir ışık düştü.Tarihimizle tanışma, özümüzle kucaklaşma şansı yakaladık.
Ortalığı yıkıyorsunuz , skandal, skandal diye.
Yüzyıllardır Şia tarihini ve İslamiyet’in hilafet kavgalarını Alevi tarihi diye yutturdunuz bu millete. Aleviliğin köklerini Asya steplerine, Arap çöllerine taşıdınız. O yazdıklarınız skandal değil de benim yazdıklarım mı skandal?

Alın size bir skandal daha:
Açıkça söylüyorum; ‘ARAPLARIN BAYALİKA AVRUPALILARIN PAULİKİYAN OLARAK ADLANDIRDIKLARI İNSANLAR ASLINDA KOÇGİRİ’LİLERDİR.
Bence siz hiç vakit kaybetmeyin çökün bilgisayarlarınızın başına. Erdoğan Çınar bu sefer de Koçgiri’lileri Hıristiyan yaptı, diye sağa sola mesajlar göndermeye başlayın.
Tahrik edin Koçgiri’lileri.
Dersim’lileri zıvanadan çıkarın.
Aleviler’i ayaklandırın.
Cihat vaktidir. Din elden gidiyor çünkü.
Sonra üçünüz beşiniz bir araya gelin, bir kitap çıkarın. Kitabın kapağına da benim ismimi mutlaka yazın. Şöyle yukarılara bir yere kendi isimlerinizin de üstünde olsun ki göze batsın, satışa katkısı olsun.
Bu ekonomik kriz ortamında bir de matbaaya borç takmayın
Erdoğan ÇINAR
Dipnotlar
1) Bizanslı Hetetiklerin Tarihi- Bizans Dünyasında Hıristiyan Düalist Heretikler (650-1405), Yayına Hazırlayanlar Janet Hamilton-Bernard Hamilton-Barış Baysal, Kalkedon Yayınları, İstanbul, Mart 2010.
2) Age.

toklucaktan haberler

dernek nedir.amaçları

TOKLUCAK DER .in ARIK DER ile ZARA DER. yanyana olan arsa ile ilğili bilgiler.. 1- konu hakkında gelişmeler.. 2- varılan durum 3- dernek üyelerinin konu hakkında bilgileri GEREKLİ BİLGİLER TOPARLANIP ..GELİŞMELER..SİZLERE DUYURULACAKTIR. MAİL. ADRESİM ..haloyildiz@gmail.com ..SİZLERİN ULAŞABİLDİĞİ BİLGİLERİ PAYLAŞIRSANIZ ..YAYINLARIZ. ERGÜN YILDIZ..

DERNEK NEDİR? NASIL KURULUR?

Derneğin tanımı

23.11.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5253 sayılı Dernekler Kanununun 2. maddesinde derneğin tanımı; " Dernek: Kazanç paylaşma dışında, kanunlarla yasaklanmamış belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere, en az yedi gerçek veya tüzel kişinin, bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirmek suretiyle oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kişi topluluklarını” olarak yapılmıştır.

Kimler dernek kurabilir

Fiil ehliyetine sahip gerçek veya tüzel kişiler, önceden izin almaksızın dernek kurma hakkına sahiptir.

Dernek kurucusu olabilmeleri ile ilgili olarak, Türk Silâhlı Kuvvetleri ve kolluk kuvvetleri mensupları ile kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri hakkında özel kanunlarında getirilen kısıtlamalar saklıdır.

Ayrıca, onbeş yaşını bitiren ayırt etme gücüne sahip küçükler; toplumsal, ruhsal, ahlakî, bedensel ve zihinsel yetenekleri ile spor, eğitim ve öğretim haklarını, sosyal ve kültürel varlıklarını, aile yapısını ve özel yaşantılarını korumak ve geliştirmek amacıyla yasal temsilcilerinin yazılı izni ile çocuk dernekleri kurabilir veya kurulmuş çocuk derneklerine üye olabilirler.

Oniki yaşını bitiren küçükler yasal temsilcilerinin izni ile çocuk derneklerine üye olabilirler ancak yönetim ve denetim kurullarında görev alamazlar.

Çocuk derneklerine onsekiz yaşından büyükler kurucu veya üye olamazlar.

Dernek kurucusu olacak kişilerde aranan fiil ehliyetine ne şekilde sahip olunur.

4721 sayılı Türk Medeni Kanununda belirtildiği üzere; ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan her ergin kişinin fiil ehliyeti vardır.

Ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmamak: Yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk ve bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmamak yada bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkûm bulunmamaktır.

Ergin olmak: Onsekiz yaşını doldurmuş olmak veya onsekiz yaşın doldurmamış olduğu halde evlenmiş olmak yada onbeş yaşını doldurmuş küçüklerin kendi isteği ve velisinin rızasıyla mahkemece ergin kılınmış olmaktır.

Tüzel kişiler, kanuna ve kuruluş belgelerine göre gerekli organlara sahip olmakla, fiil ehliyetini kazanırlar. Tüzel kişinin iradesi, organları aracılığıyla açıklanır.

Dernekler özel hukuk tüzelkişisi olup, Türk Medeni Kanununun 48. maddesinde belirtilen tüm hak ve yetkilere sahiptir.

Hangi amaçla dernek kurulamaz

Anayasa ve kanunlarla açıkça yasaklanan amaçları veya konusu suç teşkil eden fiilleri gerçekleştirmek amacıyla dernek kurulamaz.

Derneğin amacı; kazanç paylaşma dışında, kanunlarla yasaklanmamış belirli ve ortak bir gayeyi gerçekleştirmeye yönelik, anlaşılabilir ve süreklilik arz etmelidir. Hukuka veya ahlâka aykırı olmamalıdır.

Derneğin kuruluş şekli

Dernekler, kuruluş bildirimini, dernek tüzüğünü ve gerekli belgeleri yerleşim yerinin bulunduğu yerin en büyük mülki amirine verdikleri anda tüzel kişilik kazanırlar.

Dernek tüzüğünün içeriği

Dernekler Mevzuatı gereğince derneğin tüzüğünde aşağıda gösterilen hususların belirtilmesi zorunludur:

a-Derneğin adı ve merkezi. (Derneğinizin adı, daha önce kurulmuş olan bir derneğin adından farklı olmak zorundadır. Dernek adını kontrol etmek için tıklayınız)

b-Derneğin amacı ve bu amacı gerçekleştirmek için dernekçe sürdürülecek çalışma konuları ve çalışma biçimleri ile faaliyet alanı.

c-Derneğe üye olma ve üyelikten çıkmanın şart ve şekilleri.

d-Genel kurulun toplanma şekli ve zamanı.

e-Genel kurulun görevleri, yetkileri, oy kullanma ve karar alma usul ve şekilleri.

f-Yönetim ve denetim kurullarının görev ve yetkileri, ne suretle seçileceği, asıl ve yedek üye sayısı.

g-Derneğin şubesinin bulunup bulunmayacağı, bulunacak ise şubelerin nasıl kurulacağı, görev ve yetkileri ile dernek genel kurulunda nasıl temsil edileceği.

h-Üyelerin ödeyecekleri giriş ve yıllık aidat miktarının belirlenme şekli.

ı-Derneğin gelir kaynakları.

i- Derneğin borçlanma usulleri.

j- Derneğin iç denetim şekilleri

k-Tüzüğün ne şekilde değiştirileceği.

l-Derneğin feshi halinde mal varlığının tasfiye şekli.

m-Dernek geçici yönetim kurulu üyelerinin adı, soyadı, görev ünvanı.

Dernek tüzüğünde kanunen belirtilmesi zorunlu hususlar dışında, Kanuna aykırı olmamak kaydıyla tüzükte yer alması istenilen diğer hükümler eklenebilir.

Örnek Dernek Tüzüğü İçin Tıklayınız.

Dernek kuruluşu için gerekli belgeler

Dernek kurucuları (en az yedi gerçek veya tüzel kişi) tarafından imzalanmış olan (Dernekler Yönetmeliği Ek-2’de bulunan) iki adet kuruluş bildirimi ve aşağıda belirtilen ekleri, derneğin kurulacağı yerin mülki idare amirliğine verilir.

a) Kurucular tarafından her sayfası imzalanmış üç adet dernek tüzüğü,

b) Kurucuların nüfus cüzdan fotokopisi,

c) Dernek kurucuları arasında tüzel kişiliklerin bulunması halinde; bu tüzel kişilerin unvanı, yerleşim yeri ve kuruluş belgesi ile tüzel kişiliklerin organları tarafından yetkilendirilen gerçek kişi de belirtilmek kaydıyla bu konuda alınmış kararın fotokopisi,

d) Kurucular arasında yabancı dernek veya dernek ve vakıf dışında kar amacı gütmeyen kuruluşlar bulunması halinde, bu tüzel kişilerin dernek kurucusu olabileceğini gösteren İçişleri Bakanlığınca verilmiş izin belgesi,

e) Kurucular arasında yabancı uyruklular varsa, bunların Türkiye'de yerleşme hakkına sahip olduklarını gösterir belgelerin fotokopileri,

f) Yazışma ve tebligatı almaya yetkili kişi veya kişilerin adı, soyadı, yerleşim yerlerini ve imzalarını belirten liste.

Büyükşehir belediyesi sınırları içinde kalan ilçeler hariç diğer ilçelerdeki dernek kuruluş işlemlerinde istenen belgeler birer arttırılarak verilir.

Dernekler, kuruluş bildirimi ve eklerini mülki idare amirliğine vermek suretiyle tüzel kişilik kazanırlar.

Çocuk derneklerine tüzel kişiler kurucu veya üye olamazlar, ayrıca çocuk derneklerinde kuruluş bildirimine, kurucu çocukların yasal temsilcilerinin izni eklenir.

Dernek kuruluş bildiriminin incelenmesi

Dernek kuruluş bildirimi ve belgelerin doğruluğu ile dernek tüzüğü, en büyük mülki amir tarafından altmış gün içinde dosya üzerinden incelenir.

Kuruluş bildiriminde, tüzükte ve kurucuların hukuki durumlarında kanuna aykırılık veya noksanlık tespit edildiği takdirde bunların giderilmesi veya tamamlanması derhal kuruculardan istenir. Bu istemin tebliğinden başlayarak otuz gün içinde belirtilen noksanlık tamamlanmaz ve kanuna aykırılık giderilmezse; en büyük mülki amir, yetkili asliye hukuk mahkemesinde derneğin feshi konusunda dava açması içir durumu Cumhuriyet savcılığına bildirir. Cumhuriyet savcısı mahkemeden derneğin faaliyetinin durdurulmasına karar verilmesini de isteyebilir.

Kuruluş bildiriminde, tüzükte ve belgelerde kanuna aykırılık veya noksanlık bulunmaz ya da bu aykırılık veya noksanlık belirli sürede giderilmiş bulunursa; keyfiyet derhal derneğe yazıyla bildirilir ve dernek, dernekler kütüğüne kaydedilir.

Derneğin zorunlu Organları hangileridir

Derneğin zorunlu organları, genel kurul, yönetim kurulu ve denetim kuruludur.

Dernekler zorunlu organları dışında başka organlar da oluşturabilirler. Ancak, bu organlara zorunlu organların görev, yetki ve sorumlulukları devredilemez.

Genel kurul, derneğin en yetkili karar organı olup; derneğe kayıtlı üyelerden oluşur. Genel kurul, dernek organlarını seçer ve derneğin diğer bir organına verilmemiş olan işleri görür.

Genel kurul, üyeliğe kabul ve üyelikten çıkarma hakkında son kararı verir, derneğin diğer organlarını denetler ve onları haklı sebeplerle her zaman görevden alabilir.

Yönetim kurulu, beş asıl ve beş yedek üyeden az olmamak üzere dernek tüzüğünde belirtilen sayıda üyeden oluşur.

Yönetim kurulu, derneğin yürütme ve temsil organıdır; bu görevini kanuna ve dernek tüzüğüne uygun olarak yerine getirir.

Temsil görevi, yönetim kurulunca, üyelerden birine veya bir üçüncü kişiye verilebilir.

Denetim kurulu, üç asıl ve üç yedek üyeden az olmamak üzere dernek tüzüğünde belirtilen sayıda üyeden oluşur.

Denetim kurulu, denetleme görevini, dernek tüzüğünde belirtilen esas ve usullere göre yapar; denetleme sonuçlarını bir raporla yönetim kuruluna ve genel kurula sunar.

Derneğin kuruluşundan sonra yapılması gereken işlemler

A- Defter tutulması

Dernekler tarafından tutulması zorunlu olan defterler temin edilerek kullanmaya başlanılmadan önce dernekler biriminden veya noterden onaylattırılmalıdır.

Dernekler aşağıda yazılı defterleri tutarlar.

a) İşletme hesabı esasında tutulacak defterler ve uyulacak esaslar aşağıdaki gibidir:

1) Karar Defteri: Yönetim kurulu kararları tarih ve numara sırasıyla bu deftere yazılır ve kararların altı toplantıya katılan üyelerce imzalanır.

2) Üye Kayıt Defteri: Derneğe üye olarak girenlerin kimlik bilgileri, derneğe giriş ve çıkış tarihleri bu deftere işlenir. Üyelerin ödedikleri giriş ve yıllık aidat miktarları bu deftere işlenebilir.

3) Evrak Kayıt Defteri: Gelen ve giden evraklar, tarih ve sıra numarası ile bu deftere kaydedilir. Gelen evrakın asılları ve giden evrakın kopyaları dosyalanır. Elektronik posta yoluyla gelen veya giden evraklar çıktısı alınmak suretiyle saklanır.

4) Demirbaş Defteri: Derneğe ait demirbaşların edinme tarihi ve şekli ile kullanıldıkları veya verildikleri yerler ve kullanım sürelerini dolduranların kayıttan düşürülmesi bu deftere işlenir.

5) İşletme Hesabı Defteri: Dernek adına alınan gelirler ve yapılan giderler açık ve düzenli olarak bu deftere işlenir.

6) Alındı Belgesi Kayıt Defteri : Alındı belgelerinin seri ve sıra numaraları, bu belgeleri alan ve iade edelerin adı, soyadı ve imzaları ile aldıkları ve iade ettikleri tarihler bu deftere işlenir.

b) Bilanço esasında tutulacak defterler ve uyulacak esaslar aşağıdaki gibidir:

1) (a) bendinin 1, 2, 3 ve 6 ncı alt bentlerinde kayıtlı defterleri bilanço esasında defter tutan dernekler de tutarlar.

2) Yevmiye Defteri, Büyük Defter ve Envanter Defteri: Bu defterlerin tutulma usulü ile kayıt şekli Vergi Usul Kanunu ile bu Kanununun Maliye Bakanlığına verdiği yetkiye istinaden yayımlanan Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğleri esaslarına göre yapılır.

Tutulacak defter ve kayıtların Türkçe olması zorunludur. Defterler mürekkepli kalemle yazılır.

Defterler bilgisayar ortamında da tutulabilir. Ancak form veya sürekli form şeklinde tutulacak defterler, kullanılmaya başlanmadan önce her bir sayfasına numara verilerek ve onaylatılarak kullanılabilir. Onaylı sayfalar kullanıldıktan sonra defter haline getirilerek muhafaza edilir.

Yevmiye defteri maddelerinde yapılan yanlışlar ancak muhasebe kurallarına göre düzeltilebilir. Diğer defter ve kayıtlara rakam ve yazılar yanlış yazıldığı takdirde düzeltmeler ancak yanlış rakam ve yazı okunacak şekilde çizilmek, üst veya yan tarafına veya ilgili bulunduğu hesaba doğrusu yazılmak suretiyle yapılabilir. Yanlış rakam ve yazının çizilmesi halinde, bu rakam ve yazıyı çizen tarafından paraflanır.

Defterlere geçirilen bir kayıt; kazımak, çizmek veya silmek suretiyle okunamaz hale getirilemez.

Karar defterinin sayfa sonunda imza için bırakılan bölümü hariç defterlerin satırları, çizilmeksizin boş bırakılamaz ve atlanamaz. Ciltli defterlerde, defter sayfaları ciltten koparılamaz. Tasdikli form veya sürekli form yapraklarının sırası bozulamaz ve bunlar yırtılamaz.

Derneklere ait belgeler, kaydedildikleri defterdeki kayıt sırasına uygun olarak numaralandırılır ve dosyalanarak saklanır.

Kayıt zamanı;

İşlemler, defterlere günlük olarak kaydedilir. Ancak, gelir ve gider kayıtları;

a) İşlemlerin, işin hacmine ve gereklerine uygun olarak muhasebe düzeni ve güvenliğini bozmayacak bir süre içinde kaydedilmesi şarttır. Bu gibi kayıtlar on günden fazla geciktirilmez.

b) Kayıtlarını devamlı olarak muhasebe fişleri ve bordro gibi yetkili amirlerin imza ve parafını taşıyan belgelere dayanarak tutan derneklerde, işlemlerin bunlara kaydedilmesi, deftere işlenmesi hükmündedir. Ancak bu kayıtlar, işlemlerin esas defterlere kırkbeş günden daha geç intikal ettirilmesine imkan vermez. Dernek defterlerinin denetim amacıyla istenmesi halinde, kırkbeş günlük sürenin dolması beklenmeden kayıtların işlenmesi zorunludur.

Hesap dönemi;

Derneklerde hesap dönemi bir takvim yılıdır. Hesap dönemi 1 Ocak’ta başlar ve 31 Aralık’ta sona erer. Yeni kurulan derneklerde hesap dönemi kuruluş tarihinde başlar ve 31 Aralık’ta sona erer.

Defterlerin ara tasdiki;

Bu defterlerin kullanılmasına sayfaları bitene kadar devam edilir ve defterlerin ara tasdiki yapılmaz. Ancak, bilanço esasına göre tutulan defterler ile form veya sürekli form yapraklı defterlerin, kullanılacağı yıldan önce gelen son ayda, her yıl yeniden tasdik ettirilmesi zorunludur.

B-Dernek gelirlerinin tahsilinde kullanılacak Alındı Belgelerinin bastırılması

Alındı belgelerinin biçimi;

Dernek gelirlerinin tahsilinde kullanılacak Alındı Belgeleri Dernekler Yönetmeliği 42. maddesinde belirtilen biçim ve ebatta yönetim kurulu kararıyla matbaaya bastırılır.

Alındı belgelerinin kontrolü;

Bastırılan alındı belgelerinin seri ve sıra numaraları ile diğer baskı işlerinde kusur bulunup bulunmadığı, sayman üyece kontrol edilir. Kontrolde hatalı olduğu ortaya çıkan cilt veya formlar geri verilerek aynı miktarda yenisi bastırılır. Alındı belgeleri, matbaadan sayman üye tarafından bir tutanak ile teslim alınır.

Alındı belgelerinin deftere kaydı;

Dernek saymanınca teslim alınan alındı belgelerinin tamamı, numarası en küçük olan alındı belgesi cildinden başlamak üzere defterin yalnızca başlangıç, bitiş ve serisi sütunları doldurularak, her bir satırda bir alındı belgesi cildi gösterilecek şekilde alt alta yazılmak suretiyle kaydedilir. Defterin diğer sütunları, alındı belgesi ciltlerinin gelir tahsil edecek kişilere teslim edilmesi veya teslim edilen alındı belgesi cildinin iade edilmesi sırasında doldurulur.

Alındı belgelerinin kullanımı;

Alındı belgeleri, gelir tahsil etme görev ve yetkisine sahip bulunanlara, sayman üyelerce imza karşılığı verilir ve kullanıldıktan sonra imza karşılığı geri alınır. Bu işlemler Alındı Belgesi Kayıt Defterinde gösterilir.

Alındı belgeleri, sabit boyalı sert veya sivri uçlu tükenmez kalemle okunaklı bir biçimde silintisiz ve kazıntısız olarak doldurulur. Ödemede bulunana asıl yaprak koparılarak verilir, koçan kısmı ciltte bırakılır. Düzenleme sırasında hata yapılırsa, hatalı belge yaprağı ödemede bulunana verilmez. Asıl ve koçan yaprakların üzerine “İPTAL” ibaresi yazılıp her ikisi koparılmadan ciltte bırakılır.

Form şeklinde bastırılan alındı belgeleri, elektronik sistemler aracılığıyla doldurulduktan sonra aslı ödemede bulunana verilir; sureti dosyasında muhafaza edilir.

C- Yetki belgesi düzenlenmesi

Dernek adına gelir tahsil edecek kişi veya kişiler, yetki süresi de belirtilmek suretiyle, yönetim kurulu kararı ile tespit edilir. Gelir tahsil edecek kişilerin açık kimliği, imzası ve fotoğraflarını ihtiva eden (Dernekler Yönetmeliği EK-19’da bulunan) “Yetki Belgesi” dernek tarafından üç nüsha olarak düzenlenerek, dernek yönetim kurulu başkanınca onaylanır. Yetki belgelerinin birer sureti dernekler birimlerine verilir.

Dernek adına gelir tahsil edecek kişiler, ancak adlarına düzenlenen yetki belgelerinin bir suretinin dernekler birimine verilmesinden itibaren gelir tahsil etmeye başlayabilirler

Yetki belgelerinin süresi, yönetim kurullarının görev süresi ile sınırlıdır. Yeni seçilen yönetim kurullarının, yetki belgelerini birinci fıkra esaslarına göre yenilemesi zorunludur. Yetki belgesinin süresinin bitmesi veya adına yetki belgesi düzenlenen kişinin görevinden ayrılması, ölümü, işine veya görevine son verilmesi, derneğin kendiliğinden dağıldığının tespit edilmesi veya fesih edilmesi gibi hallerde, verilmiş olan yetki belgelerinin dernek yönetim kuruluna bir hafta içinde teslimi zorunludur. Ayrıca, gelir toplama yetkisi yönetim kurulu kararı ile her zaman iptal edilebilir. Yetki belgesi ile ilgili değişiklikler yönetim kurulu başkanınca, onbeş gün içerisinde dernekler birimine bildirilir.

D -Gelir–Gider İşlemleri

Dernek gelirleri alındı belgesi ile tahsil edilir. Dernek gelirlerinin bankalar aracılığı ile tahsili halinde banka tarafından düzenlenen dekont veya hesap özeti gibi belgeler alındı belgesi yerine geçer.

Dernek adına gelir tahsil etmekle yetkili olan kişiler, tahsil ettikleri paraları otuz gün içerisinde dernek saymanına teslim ederler veya derneğin banka hesabına yatırırlar. Ancak, tahsilatı 2005 yılı için 1000.- YTL’yi (yeniden değerleme oranında artırılır) geçenler, 30 otuz günlük süreyi beklemeksizin tahsil ettikleri parayı en geç iki iş günü içinde dernek saymanına teslim ederler veya derneğin banka hesabına yatırırlar.

Dernek kasasında bulundurulabilecek para miktarı, ihtiyaçlar dikkate alınarak yönetim kurulunca belirlenir.

Dernek giderleri ise fatura, perakende satış fişi, serbest meslek makbuzu gibi harcama belgeleri ile yapılır. Ancak dernekler, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesi kapsamında bulunan ödemeleri için Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre gider pusulası, bu kapsamda da bulunmayan ödemeleri için Gider Makbuzu düzenlerler.

Dernekler tarafından kişi, kurum veya kuruluşlara yapılacak bedelsiz mal ve hizmet teslimleri (Dernekler Yönetmeliği EK-15’te bulunan) Ayni Yardım Teslim Belgesi ile yapılır. Kişi, kurum veya kuruluşlar tarafından derneklere yapılacak bedelsiz mal ve hizmet teslimleri ise Ayni Bağış Alındı Belgesi ile kabul edilir.

Bu belgeler; Dernekler Yönetmeliğinde ((EK-13) (EK- 14) ve (EK- 15)’de) gösterilen biçim ve ebatta, müteselsil seri ve sıra numarası taşıyan, kendinden karbonlu elli asıl ve elli koçan yaprağından meydana gelen ciltler veya elektronik sistemler ve yazı makineleri aracılığıyla yazdırılacak form veya sürekli form şeklinde, dernekler tarafından bastırılır. Form veya sürekli form şeklinde bastırılacak belgelerin, belirtilen nitelikte olması zorunludur.

Saklama süresi;

Defterler hariç olmak üzere, dernekler tarafından kullanılan alındı belgeleri, harcama belgeleri ve diğer belgeler özel kanunlarda belirtilen süreler saklı kalmak üzere, kaydedildikleri defterlerdeki sayı ve tarih düzenine uygun olarak 5 yıl süreyle saklanır.

İşletme hesabı tablosu;

İşletme hesabı esasına göre kayıt tutan dernekler yıl sonlarında (31 Aralık) (Dernekler Yönetmeliği EK-16’da gösterilen biçimde) “İşletme Hesabı Tablosu” düzenlerler.

Bilanço esasına göre raporlama;

Bilanço esasına göre defter tutan derneklerin yıl sonlarında (31 Aralık), Maliye Bakanlığınca yayımlanan Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğlerini esas alarak bilanço ve gelir tablosunu düzenlemeleri yeterlidir.

E-Üye kayıt işlemleri

Derneğe üye olmaları Kanunla yasaklanmamış olan ve dernek tüzüğüne göre üye olma şartlarını taşıyan kişilerin derneğin yönetim kuruluna yapacakları yazılı üyelik başvuruları yönetim kurulunca görüşülerek en çok otuz gün içinde üyeliğe kabul veya isteğin reddi şeklinde karara bağlanıp, sonucu müracaat sahibine yazı ile duyurulması zorunludur. Derneğin, ilk genel kurul toplantısının yapılacağı tarihe kadar, dernek tüzüğünde sayıları belirtilen yönetim ve denetleme kuruları üye tam sayısının asıl ve yedeklerini oluşturabilecek sayıdan az olmamak üzere üye kayıt edilmesine ihtiyaç bulunmaktadır.

Yönetim kurulunca, karar defterinde alınan karar ile üyeliğe kabul edilmiş bulunanlar dernek üyesi olurlar. Üyeliğe kabul kararının tarih ve sayısı ile üyenin kimlik bilgileri ve aidat ödentileri üye kayıt defterine kayıt edilir.

Yazılı olarak yapılacak üyelik başvurusu, dernek yönetim kurulunca en çok otuz gün içinde karara bağlanır ve sonuç yazıyla başvuru sahibine bildirilir. Başvurusu kabul edilen üye, bu amaçla tutulacak deftere kaydedilir.

Üyelik için kanunda veya tüzükte aranılan nitelikleri sonradan kaybedenlerin dernek üyeliği kendiliğinden sona erer.

Hiç kimse, dernekte üye kalmaya zorlanamaz. Her üye yazılı olarak bildirmek kaydıyla, dernekten çıkma hakkına sahiptir.

Tüzükte üyelerin çıkarılma sebepleri gösterilebilir.

Tüzükte çıkarma düzenlenmemişse üye, ancak haklı sebeple çıkarılabilir. Bu çıkarma kararına, haklı sebep bulunmadığı ileri sürülerek itiraz edilebilir.

F- Genel kurul toplantısı

Derneğin, kuruluş işlemlerinde eksiklik ve kanuna aykırılık bulunmadığına ilişkin olarak mahallin mülki amirliğince yapılan yazılı bildirimi izleyen altı ay içinde dernekler ilk genel kurul toplantısını yapmak ve organlarını oluşturmakla yükümlüdürler.

Genel kurul;

a) Dernek tüzüğünde belli edilen zamanlarda olağan,

b) Yönetim veya denetim kurulunun gerekli gördüğü hallerde veya dernek üyelerinden beşte birinin yazılı isteği üzerine otuz gün içinde olağanüstü toplanır.

Genel kurul toplantıya yönetim kurulunca çağrılır.

Çağrı usulü;

Yönetim kurulu, dernek tüzüğüne göre genel kurula katılma hakkı bulunan üyelerin listesini düzenler. Genel kurula katılma hakkı bulunan üyeler, en az onbeş gün önceden, günü, saati, yeri ve gündemi bir gazetede ilan edilmek veya yazılı ya da elektronik posta ile bildirilmek suretiyle toplantıya çağrılır. Bu çağrıda, çoğunluk sağlanamaması sebebiyle toplantı yapılamazsa, ikinci toplantının hangi gün, saat ve yerde yapılacağı da belirtilir. İlk toplantı ile ikinci toplantı arasındaki süre yedi günden az, altmış günden fazla olamaz.

Toplantı, çoğunluk sağlanamaması sebebinin dışında başka bir nedenle geri bırakılırsa, bu durum geri bırakma sebepleri de belirtilmek suretiyle, ilk toplantı için yapılan çağrı usulüne uygun olarak üyelere duyurulur. İkinci toplantının geri bırakma tarihinden itibaren en geç altı ay içinde yapılması zorunludur. Üyeler ikinci toplantıya, birinci fıkrada belirtilen esaslara göre yeniden çağrılır.

Genel kurul toplantısı bir defadan fazla geri bırakılamaz.

Toplantı usulü;

Genel kurula katılma hakkı bulunan üyelerin listesi toplantı yerinde hazır bulundurulur. Toplantı yerine girecek üyelerin resmi makamlarca verilmiş kimlik belgeleri, yönetim kurulu üyeleri veya yönetim kurulunca görevlendirilecek görevliler tarafından kontrol edilir. Üyeler, yönetim kurulunca düzenlenen listedeki adları karşısına imza koyarak toplantı yerine girerler. Kimlik belgesini göstermeyenler, belirtilen listeyi imzalamayanlar ile genel kurula katılma hakkı bulunmayan üyeler toplantı yerine alınmaz. Bu kişiler ve dernek üyesi olmayanlar, ayrı bir bölümde genel kurul toplantısını izleyebilirler.

Toplantı yeter sayısı sağlanmışsa durum bir tutanakla tespit edilir ve toplantı yönetim kurulu başkanı veya görevlendireceği yönetim kurulu üyelerinden biri tarafından açılır. Toplantı yeter sayısı sağlanamaması halinde de yönetim kurulunca bir tutanak düzenlenir.

Açılıştan sonra, toplantıyı yönetmek üzere bir başkan ve yeteri kadar başkan vekili ile yazman seçilerek divan heyeti oluşturulur.

Dernek organlarının seçimi için yapılacak oylamalarda, oy kullanan üyelerin divan heyetine kimliklerini göstermeleri ve hazırun listesindeki isimlerinin karşılarını imzalamaları zorunludur.

Toplantının yönetimi ve güvenliğinin sağlanması divan başkanına aittir. Genel kurul, gündemdeki konuların görüşülerek karara bağlanmasıyla sonuçlandırılır. Genel kurulda her üyenin bir oy hakkı vardır; üye oyunu şahsen kullanmak zorundadır.

Toplantıda görüşülen konular ve alınan kararlar bir tutanağa yazılır ve divan başkanı ile yazmanlar tarafından birlikte imzalanır. Toplantı sonunda, tutanak ve diğer belgeler yönetim kurulu başkanına teslim edilir. Yönetim kurulu başkanı bu belgelerin korunmasından ve yeni seçilen yönetim kuruluna yedi gün içinde teslim etmekten sorumludur.

Mahkemece kayyım atanması veya Medeni Kanunun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre görevlendirilme yapılması halinde, bu maddede yönetim kurulana verilen görevler bu kişiler tarafından yerine getirilir.

G-Genel kurul sonuç bildirimi;

Olağan veya olağanüstü genel kurul toplantılarını izleyen otuz gün içinde, yönetim ve denetim kurulları ile diğer organlara seçilen asıl ve yedek üyeleri içeren (Dernekler Yönetmeliği EK-3’te belirtilen) “Genel Kurul Sonuç Bildirimi “ ve ekleri yönetim kurulu başkanı tarafından mülki idare amirliğine bildirilir:

Bu bildirime;

a) Divan başkanı, başkan yardımcıları ve yazman tarafından imzalanmış genel kurul toplantı tutanağı örneği,

b) Tüzük değişikliği yapılmışsa, tüzüğün değişen maddelerinin yeni ve eski şekli ile dernek tüzüğünün son şeklinin her sayfası yönetim kurulunca imzalanmış örneği.

Eklenir.

Genel kurul sonuç bildirimi ve ekleri, büyükşehir belediyesi sınırları içinde kalan ilçeler hariç diğer ilçelerde bulunan dernekler tarafından iki suret olarak verilir.

Genel kurul sonuç bildirimleri, dernek yönetim kurulu tarafından yetki verilen bir yönetim kurulu üyesi tarafından da yapılabilir. Bildirimin yapılmamasından yönetim kurulu başkanı sorumludur.

Sandığı bulunan dernekler, sandıklarına ait genel kurul sonuç bildirimi ve eklerini bu maddede belirtilen usulde mülki idare amirliğine bildirirler.

H-Beyanname verilmesi

Beyanname verme yükümlülüğü

Dernek yönetim kurulu başkanları, her takvim yılının ilk dört ayı içinde bir önceki yıla ait Dernek Beyannamelerini (Dernekler Yönetmeliği EK-21’de bulunan) doldurarak mülki idare amirliğine vermekle yükümlüdürler. İl merkezlerinde ve büyükşehir belediyesi sınırları içinde kalan ilçelerde bulunan dernekler beyannamelerini bir adet, diğer ilçe merkezinde bulunanlar ise iki adet olarak verirler.

Şubeler, mülki idare amirliğine verecekleri beyannamelerin birer örneğini bağlı bulundukları derneğe de vermekle yükümlüdürler.

I-Değişikliklerin bildirilmesi

Dernekler, yerleşim yerlerinde (İkametgahlarında) meydana gelen değişiklikleri (Dernekler Yönetmeliği EK- 24’te bulunan)“Yerleşim Yeri Değişiklik Bildirimini”;

Genel kurul toplantıları dışında dernek organlarında meydana gelen değişiklikleri (Dernekler Yönetmeliği EK- 25’te bulunan) “Dernek Organlarındaki Değişiklik Bildirimini”

Doldurmak suretiyle, değişikliği izleyen otuz gün içinde mülki idare amirliğine bildirmekle yükümlüdürler. Bu belgeler, büyükşehir belediyesi sınırları içinde kalan ilçeler hariç diğer ilçelerde bulunan dernekler tarafından iki suret olarak verilir.

Dernek tüzüklerinde yapılan değişiklikler de tüzük değişikliğinin yapıldığı genel kurul toplantısını izleyen otuz gün içinde, (Dernekler Yönetmeliği EK-3’te bulunan) “Genel Kurul Sonuç Bildirimi “ ekinde mülki idare amirliğine bildirilir.

J-Taşınmazların bildirilmesi

Dernekler edindikleri taşınmazları tapuya tescilinden itibaren otuzgün içinde (Dernekler Yönetmeliği EK- 26’da bulunan)“Taşınmaz Mal Bildirimini Formu” nu doldurmak suretiyle mülki idare amirliğine bildirmekle yükümlüdürler.

Bu form, büyükşehir belediyesi sınırları içinde kalan ilçeler hariç diğer ilçelerde bulunan dernekler tarafından iki suret olarak verilir.

K-Mal bildirimi

04.5.1990 gün, 20508 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 3628 sayılı “Mal Bildiriminde bulunulması Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu”na ve bu Kanuna atfen çıkartılmış olan “Mal Bildiriminde bulunulması Hakkında Yönetmelik” gereğince, Türk Hava Kurumunun Genel Yönetim ve Merkez Denetleme Kurulu Üyeleri ile Genel Merkez Teşkilatında ve Türk Kuşu Genel Müdürlüğünde, Türkiye Kızılay Derneğinin Merkez Kurullarında ve Genel Müdürlük teşkilatında görev alanlar ve bunların Şube Başkanları ve Kamuya Yararlı Derneklerin Yönetim ve Denetim Kurulu Üyeleri (Mal Bildiriminde bulunulması Hakkında Yönetmelik ekinde bulunan) “Mal Bildirim Formu”nu tek nüsha olarak doldurmak ve tarih belirterek imzalamak suretiyle mal bildiriminde bulunmak zorundadırlar.

Türk Hava Kurumunun, Türkiye Kızılay Derneğinin ve Kamuya Yararlı Derneklerin Yönetim ve Denetim Kurulu Üyeleri için İçişleri Bakanlığına, bunların Şube Başkanları için bulundukları İl Valiliklerine, Türk Hava Kurumu ile Türkiye Kızılay Derneğinde görev alanlar için Kurum ve Dernek Genel Başkanlığına,

Bu göreve başlama tarihini izleyen bir ay içinde mal bildiriminde bulunmak zorundadırlar.

Mal bildiriminde bulunacak olanların kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait bulunan taşınmaz malları ile 1 inci derece Devlet Memurlarına yapılan aylık net ödemenin beş katından fazla tutarındaki her biri için ayrı olmak üzere, para, hisse senetleri ve tahviller ile altın, mücevher ve diğer taşınır malları, hakları, alacakları ve gelirleriyle bunların kaynakları, borçları ve sebepleri bu mal bildiriminin konusunu teşkil eder.

Mal varlığında önemli bir değişiklik olduğunda bir ay içinde,

Görevin sona ermesi halinde, ayrılma tarihini izleyen bir ay içinde,

Görevlere devam edenler, sonu (0) ve (5) ile biten yılların en geç Şubat ayı sonuna kadar,

Mal bildirimlerini yenilerler.

L-Derneğin İç Denetimi

Dernekte genel kurul, yönetim kurulu veya denetim kurulu tarafından iç denetim yapılabileceği gibi, bağımsız denetim kuruluşlarına da denetim yaptırılabilir.

Genel kurul veya yönetim kurulu, gerek görülen hallerde denetim yapabilir veya bağımsız denetim kuruluşlarına denetim yaptırabilir.

Genel kurul, yönetim kurulu veya bağımsız denetim kuruluşlarınca denetim yapılmış olması, denetim kurulunun yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz.

Derneğin denetleme kurulu; derneğin tüzüğünde gösterilen amaç ve amacın gerçekleştirilmesi için sürdürüleceği belirtilen çalışma konuları doğrultusunda faaliyet gösterip göstermediğini, defter, hesap ve kayıtların mevzuata ve dernek tüzüğüne uygun olarak tutulup tutulmadığını, dernek tüzüğünde tespit edilen esas ve usullere göre ve bir yılı geçmeyen aralıklarla denetler ve denetim sonuçlarını bir rapor halinde yönetim kuruluna ve toplandığında genel kurula sunar.”

İktibas: Dernekler Dairesi Başkanlığı