30 Aralık 2010 Perşembe

Axayê Eziz İle Koçgiri üzerine sohbet

Axayê Eziz İle Koçgiri üzerine sohbet
Doxan Yıldırım
Aşağıdaki röportaj 1993 yılında yapıldı. Yazının kaleme dökülmesi ise 1996 yılına ait. Alişan Beg’in ölümünde rol alan Dursun ve Haydar dedemle yakın akraba idi. Şimdi bu yazının amacı dışında, ama dedem ve ebem bir gece öldürülen babasından geriye kalan altınları soymaya gelen Haydar ve bir gurup arkadaşının işkencesine maruz kalırlar.
Yeni cumhuriyetçi yönetim vurgun sonrası halkı eşkıyaya veya açlık ve sefaletten eşkıyalaşanlara teslim etmiştir. Dursun ve Haydar’ın şimdi hayatta olmayan üçüncü kardeşi Ankara’da bira fabrikasında çalıştı. Dursun’un kızı Elmas ve Haydar’ın oğlu Haydar henüz hayatta. Haydar Koçgiri direnişçilerinin Dersim’e ricati sırasında orada hayata gelir ve çocukluğunda Zazaca öğrenir. Dursun ve Haydar ve Hüseyin’in kızkardeşi, Çiller hükümeti sırasında ekonomi işlerinde hükümetin danışmanı olan Dr. Ufuk Söylemez’in anasıdır.
25 Aralık 2009
* * *
Axayê Eziz ile ilk olarak 1993 yılında İmranlı ilçesinin S. köyünde biraraya geldik. Axa 65 yaşlarında hoşsohbet bir yaşlı, yöremizdeki nerede ise tüm ihtiyarlar gibi o da kendisine takılıp şaka etmeyi bir saygısızlık saymak bir yana birlikte neşelenilen bir kaynak olarak görüyor. Sıcak bir yaz günü, kavakların serin gölgeliğinde, Axa; hem iş yorgunluğunu çıkartmakta ve hem de buz gibi su ile karıştırdığı rakısını yudumlamaktadır. Onun bu boş zamanını fırsat bilerek kendisi ile sohbete başladım. Belli bir zaman geçtikten ve içtiği rakıya rağmen Axa'nın kendisine hakim olduğuna kanaat getirdikten sonra yanımdaki küçük teybi açtım. Zaman zaman S. köyünden M'nin de katıldığı- 45-50 yaşlarında- Kürtçe ve Türkçe karışık olarak yürütülen sohbeti tümüyle Türkçeleştirerek sunmayı yararlı görüyorum. Sohbet yenilgi sorasının psikolojisi ile ilgili bazı ipuçları veriyor.

Axa'nın dedesinin dedesi Kasım axadır. O sıralar Koçgiriyi Kasım axa temsil eder. Kasım axa Erzıncan'ın Refahiye ilçesinin Eski Koçgiri köyünden-şimdilerde resmi ismi Gumusakar- göç eder ve gelip Qonax'a (Yeni Kapımahmut) yerleşir. Axa büyük dedesi Kasım'ın vergi topladığını da belirtir. "Peki bizimkiler Eski Koçgiri'ye nereden gelmişler?" sorusuna Axa daha önceleride sıkça duyduğum cevabı veriyor: "Gulo, Ovacığın Hopık köyünden...". ( Aynı köyden Zülfikar dergisinin 8. sayısında yayınlanan röportajda Kevreşli Dursun Qember de bahsedersede o, bu köyün Hozat'a bağlı olduğunu belirtir. Erzincan valisi Ali Kemali Kaynak yayınlarınca basılan ERZINCAN adli kitabının 119. sayfasında HOPIK adlı bir köyden bahseder ve bunun Ovacığa bağlı olduğunu belirtir.)

- Axa amca; Macirler'e (İmranlı ilçesi) Türkler'in nasıl yerleştikleriğini azçok biliyorum. Onların buraya yerleşmesine müsaade eden kimdi, nasıl oldu?

AXA:1898 Osmanlı- Rus savaşından sonra Kars yöresinden bir grup Türk savaştan kaçarak bugünkü İmranlı'ya gelip konuyorlar. O zamanlar İmranlı toprakları dedem Xanaxa'ya ait. Mustafa paşa Türkler'i oradan çıkarmak için Xanaxa'ya yardıma gelir. Xanaxa önünde ayağa kalkmadı diye Mustafa paşa Türkler'in Macirler'e (İmranlı'ya) yerleşmesine yardımcı olur. Xanaxa daha sonra onları zorla çıkarmak ister. Bunun üzerine Sivas'tan müfreze gönderilir ve macirler böylece zorla dedemin topraklarına yerleştirilir.

- Alişan begin öldürülmesine amcan Gaxur (gerçek ismi Gulali B.N) katılmıştı. Kim ne için Alişan begi öldürtmek istedi?

AXA: Zara kaymakamı, önce Kördeduzulu Cano'ya Alişan begin evine bomba atması teklifinde bulunuyor. Kendisinin İmranlı'ya müdür yapılacağı söyleniyor. O red ediyor. Zara kaymakamı gelip Gamixi aşiretinden olan Tuzözülü Dursun'a teklifte* bulunuyor. O da ben bunu enişteme söyliyeyim diyor. Gaxur (Gulali) Dursunun eniştesidir. Qaur’in hanimi Dursun#un teyzesidir. Dursun amcam Gaxur'u kandırıyor ve kendisine bomba veriyor, Kardeşi Haydar'ı da Gaxur ile birlikte gönderiyor. Alişan Beg daha önce Gaxur'u - gerçek ismi Gulali olan Gaxur Alişer'in hanımı Zarife'nin de kardeşidir- Erzincan'da idamdan kurtarmıştı.

Alişan Beg, o sıralar, İmranlı'da fırına yakın bir yerde oturuyor; evinin pencereleri alçak, annesi ile kızı da kendisi ile birlikte oturuyorlar. Gaxur bombayı alıp atıyor (Bu sırada S'li M'de söze karışıp "hayır Gaxur atmıyor, eli gitmiyor, Tuzözülü Heydo atıyor" diyorsada Gaxur'ın yeğeni bu görüşe pek itibar etmiyor. Ben o sırada yakın akrabalarımdan olan M'nin babasının dayısı gelen Gaxur'ı "kurtarmak" için mi bunu söylediğini düşünüyorum). Bombayı attıktan sonra Alişan Beg yinede ölmezdi. O da bombayı alıp dışarıya atmak istiyor, bomba elinde patlıyor. Alişan Beg ölüyor, yatakta olan annesi ve kızı yaralanıyorlar. Olay sonrası Heydo ile Gaxur Çulfarn'ın a-arkasındaki Şaxdepe'ye kaçıyorlar. Gaxur orada düşünüyor: "ulan avradını .................pezevengi ! Alişan Beg benim akrabam. O beni idamdan kurtardı..." diyor ve silahını çekip Heydo'yu deviriyor.

Bundan sonra Gaxur dağa çıkıyor. Bu sefer müdür'ü öldürdü diye Gaxur'ın vur emri çıkarılıyor. İt ite boğduruluyor. Askeriye gönderiliyor, çetelerde jandarmalara katılıyor. Karacavêran dağında bununla kardeşinin oğlu suya iniyor (O arada M. "Basur yaylası" diyorsa da Axa hatırlamadığını belirtiyor). Çeşme üzerinde Gaxur ile kardeşinin oğlu otururlarken etrafı jandarma ve çetelerce sarılıyor. Gaxur Karaçayırlı Katolik'in kurşunu ile vuruluyor.

Alişan Begi öldürmeyi ne için kabul etti Gaxur ? Sanıyorum bunların aralarında gene bir şeyler varimiş...? (Bu arada Gaxur'un zorla Hacibeg'in torununu kaçırdığı ve elinden kızı alması nedeniyle Gaxur'ın Alişan beg'e zıt düştüğü şeklinde bir yorum M. tarafından yapılıyorsada bu konuda mutabakat sağlanamıyor.)

AXA: Yok bir şey yok imiş, Gaxur'u destekleyen gene Alişan Beg idi.
- Sonra Tuzözülü Dursun'u Haydar Beg vurdurdu, değilmi?
AXA: Onu Zara'da bir çerkez vurdu.
- Onu Haydar Beg gil öldürttü, değilmi?
AXA: Evet.
...................................................................(burada kısa bir bölün anlaşılmıyor B.N)
AXA: Bakma Alişan Beg çok iyi niyetli bir insandı
- Doğru Alişan beg için öyle söyleniyor. Alişan Beg'in ne tahsil gördüğünü biliyormusunuz?
AXA: Baba onlar büyük tahsil görmüşler...
- Istanbul 'da mı okumuşlardı?
AXA: Ha orada okumuşlardı (pek emin olmayan bir eda ile B.N). Sonra durum şöyle baba: Alişan Beg ile Haydar Beg Alişêr'e danışarak iş yaparlardı. Yani hepsi aklı ondan alıyorlardı.
- Dersim'e gittikten sonrada Seyit Rıza gil ile ilişkilerde aynı durum sözkonusu.
AXA: Alişan devlet taraflısıdır. Fakat Haydar Beg tümüyle Alişêr'in emrinde.
- Alişan Beg devlet taraflısı...?
AXA: Yani o" durun yapmayın" diyor.
- Dr. Nuri Dersimi'nin isminide işitmişmisin?
AXA:Ona Kullik Nurimi ne diyorlardı? Onun kitabı da geldi. Bizim köyde birisinde vardı da, ben istedimde Alirıza alınıca ( Burada ismi geçen Alirıza; Alişêr'in köylüsü olup, Alişêr'in babasının amcası Xıdıraxa'nın torunudur; olayın vuku bulduğu 1960' lı yıllarda köyü Ağızgêr'in de muhtarıdır. Genellikle Alişêr'in kitabının yakalanması olarak yaygınlaşan olayın aslı şöyle: O yıllarda Kutanlı Ali'ye Hêci sık sık Suriye'ye giderek çeşitli kaçak eşyalar getirir. Bir ara Nuri Dersimi'de "Kürdistan Tarihinde Dersim" adlı eserinden birkaç tanesini memlekete getirmesi için Ali'ye verir. O, kitaplardan bir tanesini Alirıza'ya verir. Birgün İmranlı kaymakamı muhtarın evine gelir, o ara rafın üstündeki kitaplara da bir bakmak ister. Kitaplar'ın içerisinde Nuri Dersimi'ye ait kitabı da görür. Alirıza bunun üzerine içerye alınıp hakkında dava açılır. Aynı sırada , Alişêr'in kardeşinin torunu Mustafa'nın 1995 yılında kendisi ile görüşmemiz sırasında beyan ettiğine göre, Alişêr'in Arap harfleri ile kendi el yazısı ile yazdığı bir tomar kağıt ve defter-Alirıza idam edilecek yaygarasının yarattığı korkudan- yakılır. B.N) yaktı.

(Kaseti dinlerken araya çocuk sesleri karışıyor, bu nedenle bir kesim anlaşılmıyor.)
- Nuri Beg dedin?
AXA: Onların üçü de Musayib axa'nın torunları. Üç kardeş bir ardıçta gizleniyorlar, tertereciler onları vurdular. Karacavêranlı Qopuk bunların elebaşısıydı. Benim rahmetli babam anlatıyordu. Azimet babamın yakın akrabasıydı. Azimet Bey ve kardeşleri öldürüldükten sonra babam, amcam Gaxur gil 10-12 kişi toplanıyorlar. Qopuğun evinin önüne gidip gizleniyorlar. Onun ahırı yanda imiş, gelip atına yem veriyor. Fakat bunların eli kolu kalkmıyor ki bu adamı vuralar. İki sefer gidiyorlar, ikisinde de elleri kolları kalkmıyor.

Öldürülenler Azimet, Bahri ve Zabit Beylerdi. Bunların gizlendikleri yerin üstünde büyük bir ardıç varmış. Ardıca karakuş konuyor. Bunlar kuşa kurşun atar atmaz yakınlarında bulunan terteleciler(Bu terteleciler sünnü Türk köylüleridir B.N) çıkıp iki kardeşi öldürüyorlar. Sabit Bey kaçıp kurtulmayı başarıyor. Kardeşlerinin öldüğünü görünce o da dönüyor, çatışmaya giriyor ve "madem kardeşlerim öldü ben de öleyim" diyor.
- Musayib Axa Qonaklı idi, değilmi?
AXA: Evet, Musayib Axa'da Kasım Axa'nın oğlu idi.
- Bu kardeşlerden kimsenin çocukları varmı?
AXA: Bahri Bey dışında hepsinin çocukları var. Şu an Goma Mıxê de yaşıyorlar.
- Haydar Bey'in hanımı kimin kızı idi?
AXA: Belçanlı Dedo'nın kızı.
- Alişan Beg'in ölümü ile bu üç kardeş'in ölümü arasında bir ilişkiden bahsedildiğini zarzor hatırlıyorum.
AXA: Dedo'nın kızı Alişan Bey vurulduğunda daha Haydar Beg ile evlenmemişti.
M: Haydar Bey'in ilk ve asıl hanımı Ruqiya Xanım vardı. Rukiya xanım Axa dayının öz akrabası.
- Zabit Beg ve kardeşleri öldürülünce Ruqiya Xanım'ın kabahati Alişan Beg de gördüğü ve öç aldığı gibi bir durumdan bahsediliyordu...
AXA: O durum şöyledir: "Haydar Beg sen bu işi ("ayaklanmayı" B.N.) yapmasaydın kardeşlerimin başınada bu gelmezdi... Ayaklanmanın sebebi Alişêr ile sensin, kardeşlerim sizin yüzünüzden öldürüldü" diyordu. Qonax ta Derbab Xatun vardı. O Nuri Beg'in ailesi; Zabit, Bahri ve Azimet Beylerinde annesi idi. Gaxur'ı şımartanda o idi. "Ayaklanmayı yapan siz idiniz, siz kurtardınız, benim çocuklarım vuruldu...". Alişan Beg'i Gaxur'a vurduranda bu idi.
- Gaxur gilin yayıklar içerisinde Karadeniz'den Suşehri yoluyla silah getirdikleri söyleniyordu. Silahlar ele geçmişti. Bu olaylardan sonramıydı?
M: He bu olaydan sonra idi. İmranlı'yı basacaklardı.
- Nasıl oldu, ihbarmı oldu? Kim ihbar etti?
M: He ihbar oldu. Bilmiyoruz, duyduğumuza göre kadınların ihbar ettiği söyleniyor. Değilmi Axa dayı?
AXA: Bilemiyorum.
M: Gaxur'ın Suşehrin'de kivrası varmış, hem kebap yapmış. Gaxur ile kardeşinin oğlu Heydo birlikte imişler, kebabı yemişler, sabahleyin susamışlar. Gaxur Heydo'ya "sen git gez gel "diyor. Benim ebem tam anlatıyordu....Heydo "Apo çevrede taze potin izleri var, sigara içip atmışlar, çıkma!) diyor.Gaxur "kimse benim yanıma yanaşamaz"diyor...
AXA: Bak Gaxur'ı vurduran Taklatlı kör Sılo idi. Bu kör Sılo haber veriyor.
- Bu kör Sılo türk. Bizimkiler cahillik yapıyorlar. Gene kivra ol, fakat sırrını verme.
M: Gaxur "eğer vurursa beni Karaçayırlı Katolik'in kurşunu vurur" diyor. Başka kimse ona kurşun atamıyormuş, çünkü atan atıp vuramayınca vuruluyormuş. Düşünebiliyormusun o kurşun atarak atın zengisini koparıyor. Katolik kurşunu atınca bir kulağından giriyor diğerinden çıkıyor. Gaxur taşı alıp kulaklarında dayıyor ve yine kurşun atıyor ama... boşuna...
- Peki mesela İmranlıyı bizim Kürtlerin ele geçirince bir Kürt bayrağını çektiklerinden bahsediliyor. Bu bayrağın renkleri ne?
AXA: Böyle bir şeyi bilmiyoruz, bizimkiler padişah taraflısı**. Biz Atatürk'ü istemiyoruz diyorlar.
M: Padişah diyorlar fakat padişah devrilmiş...
- Eğer bu dediğiniz doğru ise onun sebebi şöyledir: Padişah Sevr'de hem Kürdistan'ı ve hem de Ermeninistan'ı kabul ediyor. Fakat Atatürk Misaki Milli'yi ilan etmekle Kürtlerin haklarını inkar ediyor. Bu nedenle bizimkiler M. Kemal'i istemiyor olmalılar.
M: Alişêr 'ben yetişip Atatürkle konuşsaydım onu 24 saatte ikna ederdim' diyor. Herif o kadar akıllıymış. Fakat Dersim'in hırsızı kivrası idi. Gelip çağırıyorlar Alişêr'de çıkıp köpeğin gelenleri ısırmasını engellemek istiyor. Adam arkadan vurup öldürüyor.***
- Yok Alişêr M. Kemal'i kandıramazdı çünkü o da hesabını biliyordu.
M: Fakat diri diri istemiş Alişêr'i
AXA: He ölü olarak istememiş.
M: Ölü olarak istememiş. "Böyle adam dünyaya bir sefer gelir" demiş (Burada yönetimin, yapılan zalimlikleri Topal Osman v.b emir kulu katillere yıkarak, M. Kemal'i ve diğer suç ortaklarını temize çıkarma çabalarının belli bir etkide bulunduğu anlaşılıyor B.N.).
- M. Kemal herkesi, Haydar ve Alişan Bey gillerin hepsini, affediyor ama sadece Alişêr'i af etmiyor. Çünkü M. Kemal Alişêr'in bunların içerisinde tek olduğunu biliyordu. Bir de Nuri Dersimi affedilmiyor.
AXA: Nuri Dersimi Suriye'de idi...?
- Evet Suriye'de idi. Alişêr'in gönderilmesi kararlaştırılmıştı ama Alişêr öldürülüyor.
M: Peki bu M. Kemal Türkmidir yoksa Alevimi?
- M. Kemal esasen Türk değil Mekadonyalı. Fakat kendisini Türk gibi kabul ediyor. Bunlar Türkleşmişler. M.Kemel Alevi değil. Birçok kişi M. Kemal'i Alevi yapmak istiyor. 'Babasının ismi Aliriza, annesinin ismi Zübeydedir; bu da gösteriyorki Alevidir" diyorlar. Gerçek değil, bizimkiler Alevi. M. kemal'de bizimkilerini kırıyor. M Kemal’in olen kardeslerinden birisinin ismi Omer.

Axa dayı Alişêr'in yazdığı İngiliz sefaretine götürülüp atılması istenen mektup meselesi vardı. Neydi biliyormusun, mektup ele geçmişti herhalde...?
AXA: Qoniqesili Qember efendiye **** mektup veriliyor. O götürüp mektubu İngiliz sefareti yerine Türk sefaretine atıyor. Bilemiyo, mektup ele geçiyor.
- Bir başka yerde de Dolmabahçe'ye atıldığını duymuştum...
AXA: Yok Türk sefaretine. Hatta ona hep 'ulan sen bir mektubu da götürüp İngiliz sefaretine atamadın...!' diyorlar.
- O Türk sefareti değildir, olsa olsa başka bir resmi dairedir. Çünkü Türkiye'de Türk sefareti olmaz.
AXA. neyse götürüp attı. Mektup Türklerin eline geçti.
- O zaman Osmanlı daha ayakta?
AXA: Ayakta tabii!
- O zaman daha burada vurgun olmamıştı?
AXA: Olmuştu. Mektubu götürüp buradaki durumu, buradaki katliamları anlatıyordu.

O zaman çok büyük darbe aldık. Ben yetişmedim ama, bizim şöyle iki kat odamız ( Bu arada eliyle odanın yüksekliğini ve uzunluğunu çiziyor B.N.)varmış. Topal Osman bastığında bizim o odanın arkasında 61 kişiyi kendire dizerek duvarı üstüne deviriyorlar. O cenazeler hala orada yatıyor.
- Üstüne mezar falan yapıldımı?
AXA: Yok!

Axa amcayı hüzün basıyor, suratı değişiyor, sesi boğuklaşıyor. 'Muhabeti kesip üzüntüye sebep oldum' diye düşünüyorum. Çevremdekilerin de yardımıyla yeni bir konu bulup bu meseleyi kapatıyorum. Amacım acıları yeniden yaşatmak değil. Ancak geçmiş nesiller ile şimdiki ve gelecek nesiller arasında bağın birçok yönüyle, en azından geçmişte yaşanan olumsuzlukların tekrarlanmaması bağlamında, gerekli ve de yararlı olduğuna inanıyorum. Genel bir tarih bilincine varış kuşkusuz tek tek yerel birimlerin deneylerinden, öncelikle de oralı olanların,dersler çıkarmaktan geçtiğini vurgulamak istiyorum.


NOTLAR

*Kevenlili Mehmedê Alicin'in ifade ettiğine göre Zara kaymakamı, aynı köyden Mehmed'in yakın akrabaları olan Şükrü ve Mustafa efendiye "Alişan Begi vurun, size ne isterseniz vereyim" diyor. Onlar bu durumu Alişan Beg'e iletiyorlar. Haydar Beg'in torunu Kamuran ise Zara kaymakamının Musayib axa gillerden ve Alişan Beg'in kız kardeşi ile evli olan İsmail axa'ya Alişan Begi öldürme teklifinde bulunduğunu ancak bu isteğin red edildiğini bana ifade etti. Anlaşılan Zara kaymakamı ve onun arkasındakiler 'iti ite kırdırmak' için epeyce çaba harcamışlar.

Alişan Beg'in öldürülmesi ile ilgili Alişêr'in köylüleri ve de yeğenlerinin çocukları olan Hasan Gazi ve onun ufak kardeşi Haydar'da tutuklanmıştı. Haydar; henüz çok ufak iken, babasının öldürülmesinden sonra dul kalan annesini Gaxur'ın "kaçırması" nedeniyle Gaxur'ın yanında büyür ve ona çeşitli olaylarda eşlik eder. Hasan Gazi'de kardeşi Haydar ile akrabalık bağı nedeniyle tutuklanır. Suçsuzluğu sabit olan H. Gazi; iki sene kadar hapis yattıktan sonra, bu arada Haydar Beg gilin çabalarıyla da, serbest bırakılmış; kardeşi bilinmeyen nedenlerle hapiste ölmüştü.

** Alişêr önderliğindeki Koçgiri ve Dersim güçleri Dersim ve havalisindei Osmanlı Devletine ve akabinde Ruslara karşı direnirler. Amaç kurtarılan Kürt-Alevi bölgelerinde bu yöre halkının özgürlüğünü sağlamaktır. Bu bölgelerde Kürtlük ve Alevilik kavramlarının özdeşleştiğini ve bu durumun hala kismen bugün de geçerli olduğunu burada vurgulamak gerekiyor. Bu nedenle Türk aleviler de kendilerini Kürt sayarlardı.

Birinci Dünya savaşı sonrası Osmanlı hükümeti Sevrde Kürtler'e özerkliği kabul eder. Fakat bu örneğin Koçgiri mıntıkasının da içerisinde olduğu kürt-alevi mıntıkalarını kapsamaz. Kaldıki bu durum fiili duruma da aykırıdır, zira o bölgede denetim ve yönetim tümden yerel güçlerin elindedir. Rus Bolşevik devrimi ile birlikte durumda değişiklik gündeme gelmiş, Rus orduları bölgeden çekilmiş; Ermeniler tümden ya katledilimiş ya da sürülmüşlerdi. Bu durum güçler dengesinin kürt-aleviler'in aleyhinde değişmesi anlamına gelir. M. Kemal bu değişikliklerin akabinde siyaset sahnesinde ismini duyurmaya başlar. O baştan itibaren büyük devletlere verdiği mesajlar ile kendisinin bunlar için tehlike oluşturmadığını, fiili iktidarın padişahtan çıktığı ve stabiliteyi sağlamada kendisinin tek reel güç olduğunu göstermek istemiştir. Onun en büyük savaşı, en başta kürtler olmak üzere, içerdeki halklara karşıdır. Buyuk devletler basta Ingiltere ve Rus mirasini devralan Sovyetler arada kendi guvenlikleri icin tampon bir ulkeye ihtiyac duyarlar. Kendi lehlerine bir iliski icin, her biri, kurtler’in aleyhine olacak olan bazi tavizleri bu ikinci derecedeki ittihatcilara verir. Sonrasi uzunca bir sure askeri ***huriyet’in tarihidir, ki bazi yonleriyle bugunlerde de hayatiyetini devam ettirdigini iddia etmek yanlis olmaz.

Bu durumu gören Alişêr'in o sıralar yeni kurulan Kürt Teali Cemiyeti ile bu ara ilişkiye girmiş olması mantıki görünmektedir. Fakat bu ilişki birilerinin önderliğini kabul etme gibi anlaşılmamalı. Kaldıki ne sözkonusu cemiyetin o sıralar halkı ayaklandırma gibi resmi bir çizgisi var, ne de Koçgiri ve Dersim'deki fiili durum başkalarının uzaktan kumanda yoluyla önderliğine el vermektedir. (K.T.C. daha "müslüman kardeşler" kandırmacasının yarattığı sersemliği aşmanın sancıları içerisindedir. Kürtler'in önemli bir kesimi safça bu "kontrata" sadık kaldı. Koçgiri katliamı diğer kürt kesimlerinde sarsıntılar yarattı, artan kaygılar ile birlikte bu güçler devlete karşı tutumlarında radikalleştiler. Onlar Padişahlık ile olan "kontratın" yine devleti oluşturan güçlerce bozulmasına tepki ile M.Kemal'e baş kaldırdılar.). Bu tarihten sonrada, yapılacak bir düzenlemede Kürt- Alevi bölgelerini kapsayan özel bir statü fikri Alişêr'de hep varolmuştur. Zaten kavga öteden beri buradaki insanların taleplerinden ayrı değil ve bunun yok yere değişmeside beklenemez.- Bir kısım insanlar Koçgiri ve Dersim hareketinin farklı yanlarından hareketle bu durumu kendi kafalarında uydurdukları Zaza veya Kırmanc ulusu teorilerine tarihsel arka plan yapmaya çalışıyorlar. Halbuki Koçgiri ve Dersim Kürt-alevi, Kurmanc - Dımıli hareketidir; daha doğrusu bunların ittifakından oluşmaktadır. Dersime gidip oraları harekete geçiren Alişêr Kurmancdır. Dersim direnişi Koçgiri'nin devamı niteliğindedir. Aramızda dil farklılıkları kuşkusuz var, Hindistan'da 600 dil var ve bunun 15 i resmi dil olarak kullanılıyor. Bir de bu "kırmanc" meselesi var. Biz de kendimize Kurmanc diyoruz. Aradaki fark bir harften ibaret ki bu da farklı dilleri konuşmanın getirdiği telafuz farklılığından başka bir şey değil. Kürtlük kavramı tüm bu farklılıkları red eden değil aksine bunları bir şemsiye gibi kendi altında barındıran bir kavram.. O nedenle bu şemsiye altında herkesin yeri var.

Halklara değişik haklar tanıyan bir yönetim kuşkusuz monolatik bir yönetime tercih edilir. Bölgelerin iktidarı paylaştığı zayıf merkezi iktidarın hak tanımaz merkezi bir iktidara yeğlenmesi son derece mantıkidir. Kürtler'inde(Qocgiri Kurtleri dahil) M. Kemal karşısında Vahdettini tercih etmeleri anlaşılır niteliktedir. Burada Vahdettini yani Osmanlı'nın son dönemde geldiği durumu anlatıyorum, yoksa kuşkusuz tercih edilen ne Osmanlı'nın geleneksel yapısı ve nede ideolijisidir. Ayrıca Vahdettin'inmi yoksa M. Kemal'in mi Osmanlı geleneğine daha çok bağlı olduğu tartışılmalıdır. Halklar sorununuda M. Kemal, Abdulhamit çizgisini uç noktaya vardırarak sürdürür. İttihadı Terakki'nin devamcısı olan M.Kemal'in görüşleri ve pratiği önemli birçok sorunda faşizmle kesişmektedir.

Halklara belli haklar tanıyan merkezi olarak zayıf bir iktidar devam etmiş olsaydı ne olacaktı? Batılalaşma ile ilgili reformlar zaten Osmanlı döneminde başlamıştı, bunlar çok ani kararlar alarak olmasada sürecekti. Türkiye'nin asıl handikapı halklar ve farklılıkları kabul edememe (dil ve dini de kapsayan) meselesindedir. Bunu aşan bir iktidarın diğer farklılıkları daha rahatça kabullenmesi bana oldukça mantıki geliyor.

*** Alişêr ile birlikte kardeşi Kasım Çavuş'un torunu Zeynel'de öldürülür. Katillerden birini 13-15 yaşlarındaki Zeynel'in öldürdüğünü yine Alişêr'in yeğenlerinden Mustafa beyan etti. Bu arada Zeynel'in ufak kız kardeşi Seray'da hafif yaralanır. Seray henüz hayattadır. Alişêr kardesi Kasim Çavuş un oglu Yusuf Dersim'de öldürülünce (kimileri bir asiret kavgasinin bitirilmesinde aracilik yaptiginda olduruldugunu beyan ediyorlardi) geride kalan cocuklari evlat olarak alir. Dordu kiz ve biri oglan olan cocuklarin isimleri soyledir: Zeynel , Seray, Gulsehri(Guli), Hanife ve Xatun.

**** Bu mektup meselesine 18 aralık 1991 tarihli Kürdistan Press adlı gazetede çıkan "Koçgiri Hareketini Kürt Teali Cemiyeti mi organize ettt?" başlıklı yazıda değinmiştim. Fakat orada "Başka bir veri de Alişêr tarafından Dursun Qemer'e (Kevreşli) verilen mektubun başına gelenlerle ilgilidir. Anlatılanlara göre, o sıra türkçeyi iyi bilenlerden biri olduğu için mektup Dursun Qemer'e veriliyor ve bu mektubu Rus konsolosluğuna iletecektir. Dursun Qemer(Qember) Rus konsolosluğu diye götürüp Dolmabahçe'ye atıyor. Mektup yöneticilerin eline geçiyor" demiştim.

Doğrusu sonradan aynı yöreden onlarca insan ile yaptığım sohbetlerde ifade edildiği üzere bu kişi Qonikesi'li Qember efendidir. Mektup Rus konsolosluğuna değil, İngiliz konsolosluğuna atılacaktır. Böyle bir olayın varlığını çok önceleri dedemlerin sohbeti sırasında duymuştum, fakat isim olarak sadece Qember efendiyi hatırlıyordum. Daha sonrası bunun kim olabileceğini yurt dışında oturan birine sorduğumda o Kevreş'li Dursun Qember olduğunu söylemişti. İsim ortaklığı yanında, diğer bilgilerde uyuştuğundan, söylenenin doğruluğundan şüphe etmedim.


Burada birçok konuya değinmişken başka bir şeyi daha anlatmakta, bu vesileyle, yarar görüyorum. Koçgiri hareketi günlerinde kürt güçleri oluşturulan ufak birimler halinde eğitim yapmaktadır. Bugün askeri güçleri olan Türkiye Kürdistanı güçlerinin kendi aralarındaki ilişkilerde hakim olan dilin türkçe olduğu biliniyor. O günler askeri güçlere "hazırol!" emri kürtçe ile "silah hopke!" denilerek veriliyor. Buna karşılıkta askerler sağol yerine "paşa xwadê xwaşiya te bıde" diyorlar. Ayrıca hareketin demokratik yönünün altını çizerek belirtmek gerekiyor. Harekete katılmıyor diye hiçbir kürde kötülük yapılmaz. Sünni Türk köylerine, son derece azınlık olmalarına karşın, dokunulmaz; fakat onların önemli bir kesimi sonradan kendilerine saklanma veya korunmaları için sığınan, o zamana kadar kivraları olan, kürtleri ele verirler ve de tertelelere katılırlar.

DOXAN YILDIRIM

toklucaktan haberler

dernek nedir.amaçları

TOKLUCAK DER .in ARIK DER ile ZARA DER. yanyana olan arsa ile ilğili bilgiler.. 1- konu hakkında gelişmeler.. 2- varılan durum 3- dernek üyelerinin konu hakkında bilgileri GEREKLİ BİLGİLER TOPARLANIP ..GELİŞMELER..SİZLERE DUYURULACAKTIR. MAİL. ADRESİM ..haloyildiz@gmail.com ..SİZLERİN ULAŞABİLDİĞİ BİLGİLERİ PAYLAŞIRSANIZ ..YAYINLARIZ. ERGÜN YILDIZ..

DERNEK NEDİR? NASIL KURULUR?

Derneğin tanımı

23.11.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5253 sayılı Dernekler Kanununun 2. maddesinde derneğin tanımı; " Dernek: Kazanç paylaşma dışında, kanunlarla yasaklanmamış belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere, en az yedi gerçek veya tüzel kişinin, bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirmek suretiyle oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kişi topluluklarını” olarak yapılmıştır.

Kimler dernek kurabilir

Fiil ehliyetine sahip gerçek veya tüzel kişiler, önceden izin almaksızın dernek kurma hakkına sahiptir.

Dernek kurucusu olabilmeleri ile ilgili olarak, Türk Silâhlı Kuvvetleri ve kolluk kuvvetleri mensupları ile kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri hakkında özel kanunlarında getirilen kısıtlamalar saklıdır.

Ayrıca, onbeş yaşını bitiren ayırt etme gücüne sahip küçükler; toplumsal, ruhsal, ahlakî, bedensel ve zihinsel yetenekleri ile spor, eğitim ve öğretim haklarını, sosyal ve kültürel varlıklarını, aile yapısını ve özel yaşantılarını korumak ve geliştirmek amacıyla yasal temsilcilerinin yazılı izni ile çocuk dernekleri kurabilir veya kurulmuş çocuk derneklerine üye olabilirler.

Oniki yaşını bitiren küçükler yasal temsilcilerinin izni ile çocuk derneklerine üye olabilirler ancak yönetim ve denetim kurullarında görev alamazlar.

Çocuk derneklerine onsekiz yaşından büyükler kurucu veya üye olamazlar.

Dernek kurucusu olacak kişilerde aranan fiil ehliyetine ne şekilde sahip olunur.

4721 sayılı Türk Medeni Kanununda belirtildiği üzere; ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan her ergin kişinin fiil ehliyeti vardır.

Ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmamak: Yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk ve bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmamak yada bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkûm bulunmamaktır.

Ergin olmak: Onsekiz yaşını doldurmuş olmak veya onsekiz yaşın doldurmamış olduğu halde evlenmiş olmak yada onbeş yaşını doldurmuş küçüklerin kendi isteği ve velisinin rızasıyla mahkemece ergin kılınmış olmaktır.

Tüzel kişiler, kanuna ve kuruluş belgelerine göre gerekli organlara sahip olmakla, fiil ehliyetini kazanırlar. Tüzel kişinin iradesi, organları aracılığıyla açıklanır.

Dernekler özel hukuk tüzelkişisi olup, Türk Medeni Kanununun 48. maddesinde belirtilen tüm hak ve yetkilere sahiptir.

Hangi amaçla dernek kurulamaz

Anayasa ve kanunlarla açıkça yasaklanan amaçları veya konusu suç teşkil eden fiilleri gerçekleştirmek amacıyla dernek kurulamaz.

Derneğin amacı; kazanç paylaşma dışında, kanunlarla yasaklanmamış belirli ve ortak bir gayeyi gerçekleştirmeye yönelik, anlaşılabilir ve süreklilik arz etmelidir. Hukuka veya ahlâka aykırı olmamalıdır.

Derneğin kuruluş şekli

Dernekler, kuruluş bildirimini, dernek tüzüğünü ve gerekli belgeleri yerleşim yerinin bulunduğu yerin en büyük mülki amirine verdikleri anda tüzel kişilik kazanırlar.

Dernek tüzüğünün içeriği

Dernekler Mevzuatı gereğince derneğin tüzüğünde aşağıda gösterilen hususların belirtilmesi zorunludur:

a-Derneğin adı ve merkezi. (Derneğinizin adı, daha önce kurulmuş olan bir derneğin adından farklı olmak zorundadır. Dernek adını kontrol etmek için tıklayınız)

b-Derneğin amacı ve bu amacı gerçekleştirmek için dernekçe sürdürülecek çalışma konuları ve çalışma biçimleri ile faaliyet alanı.

c-Derneğe üye olma ve üyelikten çıkmanın şart ve şekilleri.

d-Genel kurulun toplanma şekli ve zamanı.

e-Genel kurulun görevleri, yetkileri, oy kullanma ve karar alma usul ve şekilleri.

f-Yönetim ve denetim kurullarının görev ve yetkileri, ne suretle seçileceği, asıl ve yedek üye sayısı.

g-Derneğin şubesinin bulunup bulunmayacağı, bulunacak ise şubelerin nasıl kurulacağı, görev ve yetkileri ile dernek genel kurulunda nasıl temsil edileceği.

h-Üyelerin ödeyecekleri giriş ve yıllık aidat miktarının belirlenme şekli.

ı-Derneğin gelir kaynakları.

i- Derneğin borçlanma usulleri.

j- Derneğin iç denetim şekilleri

k-Tüzüğün ne şekilde değiştirileceği.

l-Derneğin feshi halinde mal varlığının tasfiye şekli.

m-Dernek geçici yönetim kurulu üyelerinin adı, soyadı, görev ünvanı.

Dernek tüzüğünde kanunen belirtilmesi zorunlu hususlar dışında, Kanuna aykırı olmamak kaydıyla tüzükte yer alması istenilen diğer hükümler eklenebilir.

Örnek Dernek Tüzüğü İçin Tıklayınız.

Dernek kuruluşu için gerekli belgeler

Dernek kurucuları (en az yedi gerçek veya tüzel kişi) tarafından imzalanmış olan (Dernekler Yönetmeliği Ek-2’de bulunan) iki adet kuruluş bildirimi ve aşağıda belirtilen ekleri, derneğin kurulacağı yerin mülki idare amirliğine verilir.

a) Kurucular tarafından her sayfası imzalanmış üç adet dernek tüzüğü,

b) Kurucuların nüfus cüzdan fotokopisi,

c) Dernek kurucuları arasında tüzel kişiliklerin bulunması halinde; bu tüzel kişilerin unvanı, yerleşim yeri ve kuruluş belgesi ile tüzel kişiliklerin organları tarafından yetkilendirilen gerçek kişi de belirtilmek kaydıyla bu konuda alınmış kararın fotokopisi,

d) Kurucular arasında yabancı dernek veya dernek ve vakıf dışında kar amacı gütmeyen kuruluşlar bulunması halinde, bu tüzel kişilerin dernek kurucusu olabileceğini gösteren İçişleri Bakanlığınca verilmiş izin belgesi,

e) Kurucular arasında yabancı uyruklular varsa, bunların Türkiye'de yerleşme hakkına sahip olduklarını gösterir belgelerin fotokopileri,

f) Yazışma ve tebligatı almaya yetkili kişi veya kişilerin adı, soyadı, yerleşim yerlerini ve imzalarını belirten liste.

Büyükşehir belediyesi sınırları içinde kalan ilçeler hariç diğer ilçelerdeki dernek kuruluş işlemlerinde istenen belgeler birer arttırılarak verilir.

Dernekler, kuruluş bildirimi ve eklerini mülki idare amirliğine vermek suretiyle tüzel kişilik kazanırlar.

Çocuk derneklerine tüzel kişiler kurucu veya üye olamazlar, ayrıca çocuk derneklerinde kuruluş bildirimine, kurucu çocukların yasal temsilcilerinin izni eklenir.

Dernek kuruluş bildiriminin incelenmesi

Dernek kuruluş bildirimi ve belgelerin doğruluğu ile dernek tüzüğü, en büyük mülki amir tarafından altmış gün içinde dosya üzerinden incelenir.

Kuruluş bildiriminde, tüzükte ve kurucuların hukuki durumlarında kanuna aykırılık veya noksanlık tespit edildiği takdirde bunların giderilmesi veya tamamlanması derhal kuruculardan istenir. Bu istemin tebliğinden başlayarak otuz gün içinde belirtilen noksanlık tamamlanmaz ve kanuna aykırılık giderilmezse; en büyük mülki amir, yetkili asliye hukuk mahkemesinde derneğin feshi konusunda dava açması içir durumu Cumhuriyet savcılığına bildirir. Cumhuriyet savcısı mahkemeden derneğin faaliyetinin durdurulmasına karar verilmesini de isteyebilir.

Kuruluş bildiriminde, tüzükte ve belgelerde kanuna aykırılık veya noksanlık bulunmaz ya da bu aykırılık veya noksanlık belirli sürede giderilmiş bulunursa; keyfiyet derhal derneğe yazıyla bildirilir ve dernek, dernekler kütüğüne kaydedilir.

Derneğin zorunlu Organları hangileridir

Derneğin zorunlu organları, genel kurul, yönetim kurulu ve denetim kuruludur.

Dernekler zorunlu organları dışında başka organlar da oluşturabilirler. Ancak, bu organlara zorunlu organların görev, yetki ve sorumlulukları devredilemez.

Genel kurul, derneğin en yetkili karar organı olup; derneğe kayıtlı üyelerden oluşur. Genel kurul, dernek organlarını seçer ve derneğin diğer bir organına verilmemiş olan işleri görür.

Genel kurul, üyeliğe kabul ve üyelikten çıkarma hakkında son kararı verir, derneğin diğer organlarını denetler ve onları haklı sebeplerle her zaman görevden alabilir.

Yönetim kurulu, beş asıl ve beş yedek üyeden az olmamak üzere dernek tüzüğünde belirtilen sayıda üyeden oluşur.

Yönetim kurulu, derneğin yürütme ve temsil organıdır; bu görevini kanuna ve dernek tüzüğüne uygun olarak yerine getirir.

Temsil görevi, yönetim kurulunca, üyelerden birine veya bir üçüncü kişiye verilebilir.

Denetim kurulu, üç asıl ve üç yedek üyeden az olmamak üzere dernek tüzüğünde belirtilen sayıda üyeden oluşur.

Denetim kurulu, denetleme görevini, dernek tüzüğünde belirtilen esas ve usullere göre yapar; denetleme sonuçlarını bir raporla yönetim kuruluna ve genel kurula sunar.

Derneğin kuruluşundan sonra yapılması gereken işlemler

A- Defter tutulması

Dernekler tarafından tutulması zorunlu olan defterler temin edilerek kullanmaya başlanılmadan önce dernekler biriminden veya noterden onaylattırılmalıdır.

Dernekler aşağıda yazılı defterleri tutarlar.

a) İşletme hesabı esasında tutulacak defterler ve uyulacak esaslar aşağıdaki gibidir:

1) Karar Defteri: Yönetim kurulu kararları tarih ve numara sırasıyla bu deftere yazılır ve kararların altı toplantıya katılan üyelerce imzalanır.

2) Üye Kayıt Defteri: Derneğe üye olarak girenlerin kimlik bilgileri, derneğe giriş ve çıkış tarihleri bu deftere işlenir. Üyelerin ödedikleri giriş ve yıllık aidat miktarları bu deftere işlenebilir.

3) Evrak Kayıt Defteri: Gelen ve giden evraklar, tarih ve sıra numarası ile bu deftere kaydedilir. Gelen evrakın asılları ve giden evrakın kopyaları dosyalanır. Elektronik posta yoluyla gelen veya giden evraklar çıktısı alınmak suretiyle saklanır.

4) Demirbaş Defteri: Derneğe ait demirbaşların edinme tarihi ve şekli ile kullanıldıkları veya verildikleri yerler ve kullanım sürelerini dolduranların kayıttan düşürülmesi bu deftere işlenir.

5) İşletme Hesabı Defteri: Dernek adına alınan gelirler ve yapılan giderler açık ve düzenli olarak bu deftere işlenir.

6) Alındı Belgesi Kayıt Defteri : Alındı belgelerinin seri ve sıra numaraları, bu belgeleri alan ve iade edelerin adı, soyadı ve imzaları ile aldıkları ve iade ettikleri tarihler bu deftere işlenir.

b) Bilanço esasında tutulacak defterler ve uyulacak esaslar aşağıdaki gibidir:

1) (a) bendinin 1, 2, 3 ve 6 ncı alt bentlerinde kayıtlı defterleri bilanço esasında defter tutan dernekler de tutarlar.

2) Yevmiye Defteri, Büyük Defter ve Envanter Defteri: Bu defterlerin tutulma usulü ile kayıt şekli Vergi Usul Kanunu ile bu Kanununun Maliye Bakanlığına verdiği yetkiye istinaden yayımlanan Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğleri esaslarına göre yapılır.

Tutulacak defter ve kayıtların Türkçe olması zorunludur. Defterler mürekkepli kalemle yazılır.

Defterler bilgisayar ortamında da tutulabilir. Ancak form veya sürekli form şeklinde tutulacak defterler, kullanılmaya başlanmadan önce her bir sayfasına numara verilerek ve onaylatılarak kullanılabilir. Onaylı sayfalar kullanıldıktan sonra defter haline getirilerek muhafaza edilir.

Yevmiye defteri maddelerinde yapılan yanlışlar ancak muhasebe kurallarına göre düzeltilebilir. Diğer defter ve kayıtlara rakam ve yazılar yanlış yazıldığı takdirde düzeltmeler ancak yanlış rakam ve yazı okunacak şekilde çizilmek, üst veya yan tarafına veya ilgili bulunduğu hesaba doğrusu yazılmak suretiyle yapılabilir. Yanlış rakam ve yazının çizilmesi halinde, bu rakam ve yazıyı çizen tarafından paraflanır.

Defterlere geçirilen bir kayıt; kazımak, çizmek veya silmek suretiyle okunamaz hale getirilemez.

Karar defterinin sayfa sonunda imza için bırakılan bölümü hariç defterlerin satırları, çizilmeksizin boş bırakılamaz ve atlanamaz. Ciltli defterlerde, defter sayfaları ciltten koparılamaz. Tasdikli form veya sürekli form yapraklarının sırası bozulamaz ve bunlar yırtılamaz.

Derneklere ait belgeler, kaydedildikleri defterdeki kayıt sırasına uygun olarak numaralandırılır ve dosyalanarak saklanır.

Kayıt zamanı;

İşlemler, defterlere günlük olarak kaydedilir. Ancak, gelir ve gider kayıtları;

a) İşlemlerin, işin hacmine ve gereklerine uygun olarak muhasebe düzeni ve güvenliğini bozmayacak bir süre içinde kaydedilmesi şarttır. Bu gibi kayıtlar on günden fazla geciktirilmez.

b) Kayıtlarını devamlı olarak muhasebe fişleri ve bordro gibi yetkili amirlerin imza ve parafını taşıyan belgelere dayanarak tutan derneklerde, işlemlerin bunlara kaydedilmesi, deftere işlenmesi hükmündedir. Ancak bu kayıtlar, işlemlerin esas defterlere kırkbeş günden daha geç intikal ettirilmesine imkan vermez. Dernek defterlerinin denetim amacıyla istenmesi halinde, kırkbeş günlük sürenin dolması beklenmeden kayıtların işlenmesi zorunludur.

Hesap dönemi;

Derneklerde hesap dönemi bir takvim yılıdır. Hesap dönemi 1 Ocak’ta başlar ve 31 Aralık’ta sona erer. Yeni kurulan derneklerde hesap dönemi kuruluş tarihinde başlar ve 31 Aralık’ta sona erer.

Defterlerin ara tasdiki;

Bu defterlerin kullanılmasına sayfaları bitene kadar devam edilir ve defterlerin ara tasdiki yapılmaz. Ancak, bilanço esasına göre tutulan defterler ile form veya sürekli form yapraklı defterlerin, kullanılacağı yıldan önce gelen son ayda, her yıl yeniden tasdik ettirilmesi zorunludur.

B-Dernek gelirlerinin tahsilinde kullanılacak Alındı Belgelerinin bastırılması

Alındı belgelerinin biçimi;

Dernek gelirlerinin tahsilinde kullanılacak Alındı Belgeleri Dernekler Yönetmeliği 42. maddesinde belirtilen biçim ve ebatta yönetim kurulu kararıyla matbaaya bastırılır.

Alındı belgelerinin kontrolü;

Bastırılan alındı belgelerinin seri ve sıra numaraları ile diğer baskı işlerinde kusur bulunup bulunmadığı, sayman üyece kontrol edilir. Kontrolde hatalı olduğu ortaya çıkan cilt veya formlar geri verilerek aynı miktarda yenisi bastırılır. Alındı belgeleri, matbaadan sayman üye tarafından bir tutanak ile teslim alınır.

Alındı belgelerinin deftere kaydı;

Dernek saymanınca teslim alınan alındı belgelerinin tamamı, numarası en küçük olan alındı belgesi cildinden başlamak üzere defterin yalnızca başlangıç, bitiş ve serisi sütunları doldurularak, her bir satırda bir alındı belgesi cildi gösterilecek şekilde alt alta yazılmak suretiyle kaydedilir. Defterin diğer sütunları, alındı belgesi ciltlerinin gelir tahsil edecek kişilere teslim edilmesi veya teslim edilen alındı belgesi cildinin iade edilmesi sırasında doldurulur.

Alındı belgelerinin kullanımı;

Alındı belgeleri, gelir tahsil etme görev ve yetkisine sahip bulunanlara, sayman üyelerce imza karşılığı verilir ve kullanıldıktan sonra imza karşılığı geri alınır. Bu işlemler Alındı Belgesi Kayıt Defterinde gösterilir.

Alındı belgeleri, sabit boyalı sert veya sivri uçlu tükenmez kalemle okunaklı bir biçimde silintisiz ve kazıntısız olarak doldurulur. Ödemede bulunana asıl yaprak koparılarak verilir, koçan kısmı ciltte bırakılır. Düzenleme sırasında hata yapılırsa, hatalı belge yaprağı ödemede bulunana verilmez. Asıl ve koçan yaprakların üzerine “İPTAL” ibaresi yazılıp her ikisi koparılmadan ciltte bırakılır.

Form şeklinde bastırılan alındı belgeleri, elektronik sistemler aracılığıyla doldurulduktan sonra aslı ödemede bulunana verilir; sureti dosyasında muhafaza edilir.

C- Yetki belgesi düzenlenmesi

Dernek adına gelir tahsil edecek kişi veya kişiler, yetki süresi de belirtilmek suretiyle, yönetim kurulu kararı ile tespit edilir. Gelir tahsil edecek kişilerin açık kimliği, imzası ve fotoğraflarını ihtiva eden (Dernekler Yönetmeliği EK-19’da bulunan) “Yetki Belgesi” dernek tarafından üç nüsha olarak düzenlenerek, dernek yönetim kurulu başkanınca onaylanır. Yetki belgelerinin birer sureti dernekler birimlerine verilir.

Dernek adına gelir tahsil edecek kişiler, ancak adlarına düzenlenen yetki belgelerinin bir suretinin dernekler birimine verilmesinden itibaren gelir tahsil etmeye başlayabilirler

Yetki belgelerinin süresi, yönetim kurullarının görev süresi ile sınırlıdır. Yeni seçilen yönetim kurullarının, yetki belgelerini birinci fıkra esaslarına göre yenilemesi zorunludur. Yetki belgesinin süresinin bitmesi veya adına yetki belgesi düzenlenen kişinin görevinden ayrılması, ölümü, işine veya görevine son verilmesi, derneğin kendiliğinden dağıldığının tespit edilmesi veya fesih edilmesi gibi hallerde, verilmiş olan yetki belgelerinin dernek yönetim kuruluna bir hafta içinde teslimi zorunludur. Ayrıca, gelir toplama yetkisi yönetim kurulu kararı ile her zaman iptal edilebilir. Yetki belgesi ile ilgili değişiklikler yönetim kurulu başkanınca, onbeş gün içerisinde dernekler birimine bildirilir.

D -Gelir–Gider İşlemleri

Dernek gelirleri alındı belgesi ile tahsil edilir. Dernek gelirlerinin bankalar aracılığı ile tahsili halinde banka tarafından düzenlenen dekont veya hesap özeti gibi belgeler alındı belgesi yerine geçer.

Dernek adına gelir tahsil etmekle yetkili olan kişiler, tahsil ettikleri paraları otuz gün içerisinde dernek saymanına teslim ederler veya derneğin banka hesabına yatırırlar. Ancak, tahsilatı 2005 yılı için 1000.- YTL’yi (yeniden değerleme oranında artırılır) geçenler, 30 otuz günlük süreyi beklemeksizin tahsil ettikleri parayı en geç iki iş günü içinde dernek saymanına teslim ederler veya derneğin banka hesabına yatırırlar.

Dernek kasasında bulundurulabilecek para miktarı, ihtiyaçlar dikkate alınarak yönetim kurulunca belirlenir.

Dernek giderleri ise fatura, perakende satış fişi, serbest meslek makbuzu gibi harcama belgeleri ile yapılır. Ancak dernekler, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesi kapsamında bulunan ödemeleri için Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre gider pusulası, bu kapsamda da bulunmayan ödemeleri için Gider Makbuzu düzenlerler.

Dernekler tarafından kişi, kurum veya kuruluşlara yapılacak bedelsiz mal ve hizmet teslimleri (Dernekler Yönetmeliği EK-15’te bulunan) Ayni Yardım Teslim Belgesi ile yapılır. Kişi, kurum veya kuruluşlar tarafından derneklere yapılacak bedelsiz mal ve hizmet teslimleri ise Ayni Bağış Alındı Belgesi ile kabul edilir.

Bu belgeler; Dernekler Yönetmeliğinde ((EK-13) (EK- 14) ve (EK- 15)’de) gösterilen biçim ve ebatta, müteselsil seri ve sıra numarası taşıyan, kendinden karbonlu elli asıl ve elli koçan yaprağından meydana gelen ciltler veya elektronik sistemler ve yazı makineleri aracılığıyla yazdırılacak form veya sürekli form şeklinde, dernekler tarafından bastırılır. Form veya sürekli form şeklinde bastırılacak belgelerin, belirtilen nitelikte olması zorunludur.

Saklama süresi;

Defterler hariç olmak üzere, dernekler tarafından kullanılan alındı belgeleri, harcama belgeleri ve diğer belgeler özel kanunlarda belirtilen süreler saklı kalmak üzere, kaydedildikleri defterlerdeki sayı ve tarih düzenine uygun olarak 5 yıl süreyle saklanır.

İşletme hesabı tablosu;

İşletme hesabı esasına göre kayıt tutan dernekler yıl sonlarında (31 Aralık) (Dernekler Yönetmeliği EK-16’da gösterilen biçimde) “İşletme Hesabı Tablosu” düzenlerler.

Bilanço esasına göre raporlama;

Bilanço esasına göre defter tutan derneklerin yıl sonlarında (31 Aralık), Maliye Bakanlığınca yayımlanan Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğlerini esas alarak bilanço ve gelir tablosunu düzenlemeleri yeterlidir.

E-Üye kayıt işlemleri

Derneğe üye olmaları Kanunla yasaklanmamış olan ve dernek tüzüğüne göre üye olma şartlarını taşıyan kişilerin derneğin yönetim kuruluna yapacakları yazılı üyelik başvuruları yönetim kurulunca görüşülerek en çok otuz gün içinde üyeliğe kabul veya isteğin reddi şeklinde karara bağlanıp, sonucu müracaat sahibine yazı ile duyurulması zorunludur. Derneğin, ilk genel kurul toplantısının yapılacağı tarihe kadar, dernek tüzüğünde sayıları belirtilen yönetim ve denetleme kuruları üye tam sayısının asıl ve yedeklerini oluşturabilecek sayıdan az olmamak üzere üye kayıt edilmesine ihtiyaç bulunmaktadır.

Yönetim kurulunca, karar defterinde alınan karar ile üyeliğe kabul edilmiş bulunanlar dernek üyesi olurlar. Üyeliğe kabul kararının tarih ve sayısı ile üyenin kimlik bilgileri ve aidat ödentileri üye kayıt defterine kayıt edilir.

Yazılı olarak yapılacak üyelik başvurusu, dernek yönetim kurulunca en çok otuz gün içinde karara bağlanır ve sonuç yazıyla başvuru sahibine bildirilir. Başvurusu kabul edilen üye, bu amaçla tutulacak deftere kaydedilir.

Üyelik için kanunda veya tüzükte aranılan nitelikleri sonradan kaybedenlerin dernek üyeliği kendiliğinden sona erer.

Hiç kimse, dernekte üye kalmaya zorlanamaz. Her üye yazılı olarak bildirmek kaydıyla, dernekten çıkma hakkına sahiptir.

Tüzükte üyelerin çıkarılma sebepleri gösterilebilir.

Tüzükte çıkarma düzenlenmemişse üye, ancak haklı sebeple çıkarılabilir. Bu çıkarma kararına, haklı sebep bulunmadığı ileri sürülerek itiraz edilebilir.

F- Genel kurul toplantısı

Derneğin, kuruluş işlemlerinde eksiklik ve kanuna aykırılık bulunmadığına ilişkin olarak mahallin mülki amirliğince yapılan yazılı bildirimi izleyen altı ay içinde dernekler ilk genel kurul toplantısını yapmak ve organlarını oluşturmakla yükümlüdürler.

Genel kurul;

a) Dernek tüzüğünde belli edilen zamanlarda olağan,

b) Yönetim veya denetim kurulunun gerekli gördüğü hallerde veya dernek üyelerinden beşte birinin yazılı isteği üzerine otuz gün içinde olağanüstü toplanır.

Genel kurul toplantıya yönetim kurulunca çağrılır.

Çağrı usulü;

Yönetim kurulu, dernek tüzüğüne göre genel kurula katılma hakkı bulunan üyelerin listesini düzenler. Genel kurula katılma hakkı bulunan üyeler, en az onbeş gün önceden, günü, saati, yeri ve gündemi bir gazetede ilan edilmek veya yazılı ya da elektronik posta ile bildirilmek suretiyle toplantıya çağrılır. Bu çağrıda, çoğunluk sağlanamaması sebebiyle toplantı yapılamazsa, ikinci toplantının hangi gün, saat ve yerde yapılacağı da belirtilir. İlk toplantı ile ikinci toplantı arasındaki süre yedi günden az, altmış günden fazla olamaz.

Toplantı, çoğunluk sağlanamaması sebebinin dışında başka bir nedenle geri bırakılırsa, bu durum geri bırakma sebepleri de belirtilmek suretiyle, ilk toplantı için yapılan çağrı usulüne uygun olarak üyelere duyurulur. İkinci toplantının geri bırakma tarihinden itibaren en geç altı ay içinde yapılması zorunludur. Üyeler ikinci toplantıya, birinci fıkrada belirtilen esaslara göre yeniden çağrılır.

Genel kurul toplantısı bir defadan fazla geri bırakılamaz.

Toplantı usulü;

Genel kurula katılma hakkı bulunan üyelerin listesi toplantı yerinde hazır bulundurulur. Toplantı yerine girecek üyelerin resmi makamlarca verilmiş kimlik belgeleri, yönetim kurulu üyeleri veya yönetim kurulunca görevlendirilecek görevliler tarafından kontrol edilir. Üyeler, yönetim kurulunca düzenlenen listedeki adları karşısına imza koyarak toplantı yerine girerler. Kimlik belgesini göstermeyenler, belirtilen listeyi imzalamayanlar ile genel kurula katılma hakkı bulunmayan üyeler toplantı yerine alınmaz. Bu kişiler ve dernek üyesi olmayanlar, ayrı bir bölümde genel kurul toplantısını izleyebilirler.

Toplantı yeter sayısı sağlanmışsa durum bir tutanakla tespit edilir ve toplantı yönetim kurulu başkanı veya görevlendireceği yönetim kurulu üyelerinden biri tarafından açılır. Toplantı yeter sayısı sağlanamaması halinde de yönetim kurulunca bir tutanak düzenlenir.

Açılıştan sonra, toplantıyı yönetmek üzere bir başkan ve yeteri kadar başkan vekili ile yazman seçilerek divan heyeti oluşturulur.

Dernek organlarının seçimi için yapılacak oylamalarda, oy kullanan üyelerin divan heyetine kimliklerini göstermeleri ve hazırun listesindeki isimlerinin karşılarını imzalamaları zorunludur.

Toplantının yönetimi ve güvenliğinin sağlanması divan başkanına aittir. Genel kurul, gündemdeki konuların görüşülerek karara bağlanmasıyla sonuçlandırılır. Genel kurulda her üyenin bir oy hakkı vardır; üye oyunu şahsen kullanmak zorundadır.

Toplantıda görüşülen konular ve alınan kararlar bir tutanağa yazılır ve divan başkanı ile yazmanlar tarafından birlikte imzalanır. Toplantı sonunda, tutanak ve diğer belgeler yönetim kurulu başkanına teslim edilir. Yönetim kurulu başkanı bu belgelerin korunmasından ve yeni seçilen yönetim kuruluna yedi gün içinde teslim etmekten sorumludur.

Mahkemece kayyım atanması veya Medeni Kanunun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre görevlendirilme yapılması halinde, bu maddede yönetim kurulana verilen görevler bu kişiler tarafından yerine getirilir.

G-Genel kurul sonuç bildirimi;

Olağan veya olağanüstü genel kurul toplantılarını izleyen otuz gün içinde, yönetim ve denetim kurulları ile diğer organlara seçilen asıl ve yedek üyeleri içeren (Dernekler Yönetmeliği EK-3’te belirtilen) “Genel Kurul Sonuç Bildirimi “ ve ekleri yönetim kurulu başkanı tarafından mülki idare amirliğine bildirilir:

Bu bildirime;

a) Divan başkanı, başkan yardımcıları ve yazman tarafından imzalanmış genel kurul toplantı tutanağı örneği,

b) Tüzük değişikliği yapılmışsa, tüzüğün değişen maddelerinin yeni ve eski şekli ile dernek tüzüğünün son şeklinin her sayfası yönetim kurulunca imzalanmış örneği.

Eklenir.

Genel kurul sonuç bildirimi ve ekleri, büyükşehir belediyesi sınırları içinde kalan ilçeler hariç diğer ilçelerde bulunan dernekler tarafından iki suret olarak verilir.

Genel kurul sonuç bildirimleri, dernek yönetim kurulu tarafından yetki verilen bir yönetim kurulu üyesi tarafından da yapılabilir. Bildirimin yapılmamasından yönetim kurulu başkanı sorumludur.

Sandığı bulunan dernekler, sandıklarına ait genel kurul sonuç bildirimi ve eklerini bu maddede belirtilen usulde mülki idare amirliğine bildirirler.

H-Beyanname verilmesi

Beyanname verme yükümlülüğü

Dernek yönetim kurulu başkanları, her takvim yılının ilk dört ayı içinde bir önceki yıla ait Dernek Beyannamelerini (Dernekler Yönetmeliği EK-21’de bulunan) doldurarak mülki idare amirliğine vermekle yükümlüdürler. İl merkezlerinde ve büyükşehir belediyesi sınırları içinde kalan ilçelerde bulunan dernekler beyannamelerini bir adet, diğer ilçe merkezinde bulunanlar ise iki adet olarak verirler.

Şubeler, mülki idare amirliğine verecekleri beyannamelerin birer örneğini bağlı bulundukları derneğe de vermekle yükümlüdürler.

I-Değişikliklerin bildirilmesi

Dernekler, yerleşim yerlerinde (İkametgahlarında) meydana gelen değişiklikleri (Dernekler Yönetmeliği EK- 24’te bulunan)“Yerleşim Yeri Değişiklik Bildirimini”;

Genel kurul toplantıları dışında dernek organlarında meydana gelen değişiklikleri (Dernekler Yönetmeliği EK- 25’te bulunan) “Dernek Organlarındaki Değişiklik Bildirimini”

Doldurmak suretiyle, değişikliği izleyen otuz gün içinde mülki idare amirliğine bildirmekle yükümlüdürler. Bu belgeler, büyükşehir belediyesi sınırları içinde kalan ilçeler hariç diğer ilçelerde bulunan dernekler tarafından iki suret olarak verilir.

Dernek tüzüklerinde yapılan değişiklikler de tüzük değişikliğinin yapıldığı genel kurul toplantısını izleyen otuz gün içinde, (Dernekler Yönetmeliği EK-3’te bulunan) “Genel Kurul Sonuç Bildirimi “ ekinde mülki idare amirliğine bildirilir.

J-Taşınmazların bildirilmesi

Dernekler edindikleri taşınmazları tapuya tescilinden itibaren otuzgün içinde (Dernekler Yönetmeliği EK- 26’da bulunan)“Taşınmaz Mal Bildirimini Formu” nu doldurmak suretiyle mülki idare amirliğine bildirmekle yükümlüdürler.

Bu form, büyükşehir belediyesi sınırları içinde kalan ilçeler hariç diğer ilçelerde bulunan dernekler tarafından iki suret olarak verilir.

K-Mal bildirimi

04.5.1990 gün, 20508 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 3628 sayılı “Mal Bildiriminde bulunulması Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu”na ve bu Kanuna atfen çıkartılmış olan “Mal Bildiriminde bulunulması Hakkında Yönetmelik” gereğince, Türk Hava Kurumunun Genel Yönetim ve Merkez Denetleme Kurulu Üyeleri ile Genel Merkez Teşkilatında ve Türk Kuşu Genel Müdürlüğünde, Türkiye Kızılay Derneğinin Merkez Kurullarında ve Genel Müdürlük teşkilatında görev alanlar ve bunların Şube Başkanları ve Kamuya Yararlı Derneklerin Yönetim ve Denetim Kurulu Üyeleri (Mal Bildiriminde bulunulması Hakkında Yönetmelik ekinde bulunan) “Mal Bildirim Formu”nu tek nüsha olarak doldurmak ve tarih belirterek imzalamak suretiyle mal bildiriminde bulunmak zorundadırlar.

Türk Hava Kurumunun, Türkiye Kızılay Derneğinin ve Kamuya Yararlı Derneklerin Yönetim ve Denetim Kurulu Üyeleri için İçişleri Bakanlığına, bunların Şube Başkanları için bulundukları İl Valiliklerine, Türk Hava Kurumu ile Türkiye Kızılay Derneğinde görev alanlar için Kurum ve Dernek Genel Başkanlığına,

Bu göreve başlama tarihini izleyen bir ay içinde mal bildiriminde bulunmak zorundadırlar.

Mal bildiriminde bulunacak olanların kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait bulunan taşınmaz malları ile 1 inci derece Devlet Memurlarına yapılan aylık net ödemenin beş katından fazla tutarındaki her biri için ayrı olmak üzere, para, hisse senetleri ve tahviller ile altın, mücevher ve diğer taşınır malları, hakları, alacakları ve gelirleriyle bunların kaynakları, borçları ve sebepleri bu mal bildiriminin konusunu teşkil eder.

Mal varlığında önemli bir değişiklik olduğunda bir ay içinde,

Görevin sona ermesi halinde, ayrılma tarihini izleyen bir ay içinde,

Görevlere devam edenler, sonu (0) ve (5) ile biten yılların en geç Şubat ayı sonuna kadar,

Mal bildirimlerini yenilerler.

L-Derneğin İç Denetimi

Dernekte genel kurul, yönetim kurulu veya denetim kurulu tarafından iç denetim yapılabileceği gibi, bağımsız denetim kuruluşlarına da denetim yaptırılabilir.

Genel kurul veya yönetim kurulu, gerek görülen hallerde denetim yapabilir veya bağımsız denetim kuruluşlarına denetim yaptırabilir.

Genel kurul, yönetim kurulu veya bağımsız denetim kuruluşlarınca denetim yapılmış olması, denetim kurulunun yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz.

Derneğin denetleme kurulu; derneğin tüzüğünde gösterilen amaç ve amacın gerçekleştirilmesi için sürdürüleceği belirtilen çalışma konuları doğrultusunda faaliyet gösterip göstermediğini, defter, hesap ve kayıtların mevzuata ve dernek tüzüğüne uygun olarak tutulup tutulmadığını, dernek tüzüğünde tespit edilen esas ve usullere göre ve bir yılı geçmeyen aralıklarla denetler ve denetim sonuçlarını bir rapor halinde yönetim kuruluna ve toplandığında genel kurula sunar.”

İktibas: Dernekler Dairesi Başkanlığı