12 Ocak 2012 Perşembe

RUS ARAŞTIRMACI V. A. GORDLEVSKİ’NİN ALEVİLİK-BEKTAŞİLİK ARAŞTIRMALARINA İLİŞKİN DÜŞÜNCELER

RUS ARAŞTIRMACI V. A. GORDLEVSKİ’NİN ALEVİLİK-BEKTAŞİLİK ARAŞTIRMALARINA İLİŞKİN DÜŞÜNCELER

Kazakistan’da Yesevilik araştırmaları yürütürken, bir yandan da Sovyet dönemi özellikle tanınmış Rus araştırmacılarının İslam, sufilik, ve Alevilik-Bektaşilik konularındaki araştırmalarını elde etmeye ve bunların çevirisine çalışıyorum. Bu bağlamda, Sovyetler Birliği döneminde Alevilik-Bektaşilik araştırmaları bakımından en tanınmış uzmanın V. A. Gordlevski olduğu söylenebilir. Onun çeşitli yerlerde yayınlanmış makaleleri topluca “Seçilmiş Eserler” olarak ciltler halinde yayınlanmıştır. Gordlevski’nin bu çalışmalarında yer alan  en önemli makaleleri Almatı’da bulunan Milli Kütüphane’den sağlanarak incelenmiş ve değerlendirilmiştir. Bu çalışmalar hakkında çok yazılabilir. Burada ancak bu çalışmalara ilişkin genel bir değerlendirme yapmaya çalışacağım. Genel olarak ifade etmek gerekirse eski Sovyet nüfuzundaki Orta Asya ülkelerindeki yayınlarda, Alevilik-Bektaşilik konusunun pek sağlıklı değerlendirildiği söylenemez. Bunun yanısıra kaynakların nicelik bakımından da yetersiz olduğu söylenebilir. Zaten Gordlevski’nin kendisi de Anadolu’daki dinsel hayat hakkında varolan bilgilerin yetersizliğini vurgulamaktadır. (Gordlevski, 1960b: 245) İncelediğimiz yayınlarda yeterli veriler olmaksızın yapıldığı belli ön yargılı ifadeler dikkat çekmektedir. 1990’lar sonrasındaki yayınlarda da eski Sovyet dönemindeki yayınlarla paralellik görülmektedir. Bu bağlamda bazı ansiklopedi maddelerindeki verilere bakmak gerekmektedir. Bunlarda Bektaşiliği Hıristiyanlıkla benzeştirme yönündeki ifadeler ağırlıklıdır. Mesela Sovyet döneminde yayınlanmış olan, Usmanov’un İslam ansiklopedik sözlüğünde yer alan Bektaşilik’le ilgili şu ifadelere bakınız: “Bu hıristiyanlıktaki mukaddes üçlükü (troyka)ğa taklid kılıp, müslümanların mukaddes üçlükü – Allah, Muhammet, Ali deyip tan oladı.” (Usmanov, 1987: 55)<!--[if !supportFootnotes]-->[2]<!--[endif]--> Ayrıca Alevilik Bektaşilik konusu sadece Bektaşilik başlığı altında alınmış ve bu genel deyim altında yer alan yöresel farklılıklara dikkat edilmeyerek Dedebabalar veya Çelebilere bağlı gruplara ilişkin ritüel ayrıntıları aynı imiş gibi sunulmuştur. (Örn. Bkz. Islam Ensiklopediçeski Slovar, 1991) Sovyet kaynaklarındaki bu gibi yanlış yorumlara Kurbanov ve Kadirzade’de çalışmalarında değinmektedirler. (Kadirzade, 1999; Kurbanov, 2000).

Gordlevski kimdir?

Prof. V. A. Gordlevski tanınmış bir Rus araştırmacı olup aynı zamanda Sovyetler Birliği zamanındaki en büyük bilimsel ünvan olan “Akademik” ünvanına da sahiptir. Akademik terimi bizde kullanılan “akademisyen” terimi ile aynı anlama gelmeyip, her profesör akademik olma derecesine sahip olamamaktadır. Akademik olanların bilimsel yayınları devlet tarafından birçok cilt halinde yayınlanmaktadır. V. A. Gordlevski’nin çalışmaları da bu şekilde yayınlanmıştır. Akademik V. V. Barthold gibi onun çalışmaları da Türkoloji araştırmaları bakımından büyük önem taşımaktadır. Türkiye’deki araştırmacılar onu “Anadolu Selçuklu Devleti” adlı Türkçe yayınlanan eseri ile tanımaktaydılar.

Gordlevski’nin Yanlışlarının Nedenleri

Öncelikle ifade etmek gerekir ki Gordlevski çok büyük bir bilim adamıdır. Alevilik-Bektaşilik konusundaki makalelerinde doğru bilgilere de yer vermiştir. Konuyla ilgili döneminin literatürünü çok başarılı bir şekilde incelemiş ve alanda elde ettiği verilerle birlikte değerlendirerek kullanmıştır. Ancak Gordlevski’nin çalışmalarını kendi alanım  doğrultusunda değerlendirdiğimde yanlış verilerin, yanlış anlamaların ve yorumların bulunduğunu da söylemek durumundayım. Burada bu konular üzerinde durulacak ve buna ilişkin örnekler verilecektir. Gordlevski’nin makalelerindeki hataların bir bölümü belki de onun çalışmalarının kapsamından kaynaklanmaktaydı. Onun makaleleri çok geniş bir alanı içermekte ve din, etnoloji, tarih gibi konuların detayları üzerinde durulmaktadır. Bu kapsam nedeniyle haliyle birçok yanlışlıklar yapmak kaçınılmaz olmaktadır. Belli bir alan ve konuda yoğunlaşılsa idi hiç şüphesiz hata yapma oranı oldukça az olacaktı. Bu durum bütün sosyal bilimciler için geçerli bir doğru olsa gerek. Alevilik gibi değişik mekanlarda farklı süreçlerde farklı sosyal yapılar oluşturmuş çok karmaşık bir konuda bir yabancı araştırmacının, hele kılavuzları da onu yanlış bilgilendirince, hatalı yorumlarda bulunması kaçınılmaz hale gelmektedir.
Gordlevski’nin Alevilik Bektaşilikle ilgili değerlendirmelerinde önemli bilgi eksiklikleri ve buna dayalı yanlış değerlendirmeler oldukça fazladır. Anlaşıldığı üzere o, Alevilik Bektaşilik’in kendine özgü yapısını kavrayamadığı gibi, alan araştırmaları sırasında da kendisini  doğru bilgilendirebilecek kılavuzlardan yoksun olmuştur. Mesela Gordlevski, Sivas’taki Ermeni Milli Okulu’nun öğretmeni Karabet Kapikyan’ın da aralarında bulunduğu pek çok Ermeni’den yardım alıyor, hatta daha sonra mektupla da bilgi alışverişi sürüyor. (Gordlevski, 1960a: 250) Eskiden Sivas şimdi ise Tokat iline bağlı Zile bölgesinde yaşayan Alevi topluluklarından Anşabacılılarla ilgili makalesini tamamen Karabet Kapikyan’ın 1914’te ona gönderdiği mektupta yer alan bilgilere dayandırabiliyor. (Gordlevski, 1962e) Gordlevski’nin en büyük eksikliği bana göre kendine kılavuz olarak o sırada milliyetçilik meselesi nedeniyle Ruslarla yakın temasa geçmiş olan ve Anadolu üzerinde toprak talepleri bulunan Ermenileri seçmiş olmasıdır. Böyle bir ortamda Ermenilerin, Alevi-Sünni meselesini doğru bir şekilde anlamaları tabi ki beklenemezdi. Çünkü, dış güçler tarafından da desteklenen ve abartılı vaatlerle kışkırtılan azınlıklar Osmanlı İmparatorluğu’ndan toprak koparma yarışına girmişlerdi.
Anladığım kadarıyla Gordlevski’nin Alevilik-Bektaşilik’le ilgili makalelerinde varolan yanlış bilgiler bazı temel hatalardan kaynaklanmaktadır. Araştırma sırasında izlenen bu hatalı süreç, toplanan bilgilerin de ne yazık ki eksik ve yanlış bilgilerle dolu olmasına neden olmuştur. Bu hataları şu şekilde özetleyebilirim:
  1. Yazar, yukarıda da ifade ettiğim üzere Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarına rastlayan Anadolu’nun çok çalkantılı bir döneminde orada bulunmuştu. Şöyle ki bu sırada azınlıklar dünyanın  o zamanki büyük güçleri olan Rusya ve İngiltere ile de ilişkiye geçerek bağımsız devlet kurmak ve çeşitli haklar elde etmek çabasındaydılar. Dolayısıyla azınlıklar arasında gerek milli, gerekse dini duygular oldukça gelişmiş durumdaydı.
  2. Yazar’ın Alevilik-Bektaşilik konusunda incelediği kaynaklar da onun hatalı yorumlarında pay sahibidir. Şöyle ki F. Babinger, Le Coq, Grenard, Grothe, Jacob, Tschudi, Von Luschan gibi onun da yararlandığı araştırmacıların çalışmalarında yanlış birçok değerlendirme ve genellemeler söz konusuydu. Anadolu’nun değişik bölgelerinde yöresel farklılıklara sahip değişik Alevi grupları bulunmaktaydı. Bu karmaşık yapıya Alevilerin yüzyıllara dayanan kapalı topluluk hayatı nedeniyle doğru bilgi edinme zorluğu da eklenince hatalı yorumlarda bulunmak kaçınılmaz hale geliyordu.
  3. Yazar, 1916 yılında Erzurum, Hınıs’a Kafkas Cephesi seferine kaydolduğunu ifade ediyor. (Gordlevski, 1960b: 255) Anadolu’da emperyalist hedefleri olan ve buraya asker göndermiş bir devletten, Rusya’dan gelmiş biri olarak ne kadar doğru bilgi sağlayabilirdi? Yaşanılan atmosfer de gerek doğru bilgi toplamaya ve gerekse bunu doğru bir şekilde değerlendirmeye müsait değildi. Ayrıca araştırma amacıyla da olsa Rus ordusunda görev almış bir kişi köken itibariyle araştırmacı da olsa görüştüğü kişilerin ona sağlıklı bilgiler vermesi beklenemezdi.
  4. Yazarın kendine Alevilik-Bektaşilik konusunda aracılık etmek üzere kılavuz olarak Ermenileri seçmiş olması da çok temel bir hatadır. O sırada Ermeniler Ruslar tarafından çeşitli vaatlerde bulunulmuş, bağımsız bir devlet kurmak isteyen bir topluluk olarak, Osmanlı’nın resmi himayesindeki hakim mezhep konumunda olan Sünnilik karşısında tarafsız olamazlardı.  Rövanşist bir yaklaşım içerisinde olduklarından onlara göre Alevilik ve Sünnilik arasında hep zıtlık ve uyuşmazlık hakimdi. Böyle bir bakış açısının meseleye duygusal ve taraflı yaklaşmaya yol açması kaçınılmazdır.

Bazı Hatalı Değerlendirmeler

Alevilerin selamlaşması konusunda Gordlevski’nin söyledikleri de gerçek dışıdır. Şöyle ki bu zamana kadar hiç duymadığım bir bilgi bu. Şöyle diyor: “Ali beklentisinin coşkunluğu Kızılbaşlarda selamlaşmada geçer. Birisi Selam aleyküm “Barış seninle olsun der” Kızılbaş ise Arapça kabul edilen ve aleyküm selamı “barış seninle olsun”u biraz değiştirerek şöyle cevap verirler: “Aley kim Selyam” Kim Ali selam ona”. (Gordlevski, 1960a: 253)
Gordlevski’nin “Kızılbaşların merkezi Fırat’ın iki üst kolu arasındaki Dersim dağlarıdır ve burada onların başkanları (dede) de bulunur. Ama Küçük Asya’nın güneyinde de Elmalı’da (Eski Likya) onların dini merkezleri vardır. Onlar İstanbul yakınında Bursa vilayetinde yaşarlar.” (Gordlevski, 1960b: 260) şeklindeki değerlendirmesi eksik bilgilere dayanmaktadır. Alevilerin dini bakımdan eskiden bir merkezden yönetildiği değil de çok merkezli bir yapılanmadan söz etmek mümkündür. Alevi Ocakları, Çelebiler ve Dedebabalar şeklindeki üç genel dini hiyerarşik merkezden sözedilebiliriz. Bunun altında pek çok yerel dini merkezde vardı doğal olarak.
Gordlevski Alevilerdeki Hızır İlyas Orucu’nun da Ermenilerden alındığını öne sürmektedir. Bu orucun Ermeniler arasında Surp Sarkisa (Kutsal Sergiya) orucu adını taşıdığını söylemektedir. (Gordlevski, 1960a: 245) Alevilerde sakal konusuna ilişkin söyledikleri de mantıksız ifadelerdir. İfadelere bakalım: “Kızılbaş her sakal kılında melek oturduğunu düşünür ve sakalı keserken Allah bereketini kaybedebileceğini riske ediyorlardı.” (Gordlevski, 1960a: 243) Ayrıca Gordlevski İslamın beş şartından Namazın beş vakit uygulanma ilkesinin, Alevilerce 3 vakit olarak uygulandığını ileri sürmektedir. Şöyle diyor: “Müslüman dininin beş “farzı” (abdest, namaz, oruç, zekat, hac) Kızılbaşlarda önemli ölçüde değişikliğe uğramıştır. Böylece Kızılbaş namazı günde üç defa kılar (sabah, öğle, akşam).” (Gordlevski, 1960a: 244) Alevilerde üç vakit namaz olduğuna dair verilere ben Anadolu’nun pek çok yerlerindeki gözlemlerimde rastlayamadım. Bu anlaşılan ona verilen yanlış bilgiler sonucunda yapılmış bir değerlendirmedir.
Gordlevski’nin Tokat Zile bölgesinde yaşayan Alevi topluluklarından Sıraçlar olarak da bilinen Anşabacılılarla ilgili makalesinde de pek çok yanlışlıklar bulunmaktadır. Karabet Kapikyan’ın 1914’te ona gönderdiği mektupta yer alan bilgiler esas alınarak yazılmış bu kısa makale (Gordlevski, 1962e) çok ağır ithamları da içermektedir ki, bunların hayal ürünü olduğuna şüphe yoktur. Çünkü açıkça anlaşılacağı üzere buradaki veriler bir Ermeni’nin kulaktan dolma bilgilerine dayanmaktadır. Bu kişinin, sosyal yapılarını bildiğim Anşabacılıların arasına girip sağlıklı bilgiler edinmesi mümkün değildir. Sır konusunun çok önemli olduğu bu Alevi topluluğunda bırakınız bir yabancıyı bir başka Alevi’nin de bilgi edinmesi pek kolay değildir. Bunu 2001-2002 yıllarında Zile’nin köylerinde bölgede tanınmış bir Dede ile yaptığım ziyaretlerdeki gözlemlerimde açıkça gördüm.  Taliplerin yanı sıra bu ocağın dedelerinin mensup olduğu ailelere genel olarak halk arasında Veli Baba Ocağı ve Kurdoğlu Ocağı diyenler de vardır. Bu ocak mensupları kendilerini Baba olarak nitelerler. Anşa Bacı ve eşi Veli Baba' nın türbeleri Tokat’ın Zile ilçesi’ne bağlı Acısu Köyünde bulunmaktadır. Anşa Bacı’nın soyundan gelen “Kurt” soyadlı aile yani Babalar bugün Tokat’ın Zile ilçesi’ne bağlı Bultu Köyü’nde bulunmaktadırlar. Hiyerarşik olarak babaların altında köylerde cem yürütenler ise “sofu” olarak adlandırılırlar.  Hubyarlılar bu ocağı kendilerinden doğmuş bir ocak kabul ederler ve dolayısıyla Anşa Bacılı taliplerini de kendi talipleri sayarlar. Hubyar ocağından doğmuş bir kol olduğu söylenebilir. Tokat yöresi başta olmak üzere Sivas, Amasya ve Yozgat’da da Anşa Bacılı talipleri başka bir adla Sıraç toplulukları vardır. Örneğin Sivas Yıldızeli Yağlıdere Köyü Anşa Bacılı talibi ve Sıraçlarmış. Hubyarlılar ve Anşa Bacılılar kendilerine Sıraçlar derler. Hubyar veya Anşabacılılara bağlı olmayan Sıraç topluluklar da bulunmaktadır. Ayrıca bazı Anşa Bacılı topluluklar Hubyarlılara alabağırsak derlermiş. Ayrıca Anşa Bacılı toplulukların eski Türkmen geleneklerini koruyan hala yaşattıkları gelenekleri bulunmaktadır.<!--[if !supportFootnotes]-->[3]<!--[endif]--> Burada konumuzun dışına çıkmamak için ayrıntıya girmiyorum. İleride yayınlanacak Ocaklar hakkındaki çalışmamda daha ayrıntılı bilgilere yer vereceğim.
Şimdi gelelim Gordlevski’nin değerlendirmelerine. Yazar bu toplulukla ilgili değerlendirmelerinde çok yanlış çıkarsamalarda bulunmaktadır. Anşa Bacı’nın ailevi durumu ile ilgili iddialar çok yanlış veriler içermektedir. 2002 Yazında Zile’nin Acısu Köyü’nde bulunan ve onların önemli ziyaretgahı olan mekandaki mezarları incelemiştim, dolayısıyla Gordlevski’nin sunduğu veriler tamamıyla yanlıştır. Ayrıca o Anşabacılı adı ile “Bacıyan-ı Rum” arasında ilişki kurmaktadır. Bu isim topluluğa ve ocağa adını veren bir kadının ismi olup “Bacıyan-ı Rum” gibi kadınlardan oluşan bir topluluğu ifade etmemektedir. Bir başka ifadesinde ise Ön Asya Hıristiyanlarındaki Meryem Ana kültünün Kızılbaşlar tarafından da benimsendiğini ifade etmekte, buna ilişkin örnekler sunulmamaktadır ki, bu ifadeler de gerçeği yansıtmamaktadır. (Gordlevski, 1962e)
Burada Gordlevski’nin çalışmalarında varolan genel olarak alan verilerini toplarken yapılan yanlış yönlendirme ve bilgilendirmelerin yol açtığı sorunlara dikkat çekmeye çalıştım. Onun çalışmaları ile ilgili değerlendirilecek  daha pek çok konular bulunmaktadır. Bu konulara ileride devam edeceğiz.


YARARLANILAN KAYNAKLAR

Gordlevskiy, V. A. (1960a): “İz religioznih iskaniy v Maloy Azii Kızılbaşi”, İzbrannie Soçineniya, c.1, İstoriçeskiye Raboti, Moskva, s. 241-254.
Gordlevskiy, V. A. (1960b): “İz religioznoy Jizni Kızılbaşey Maloy Azii”, İzbrannie Soçineniya, c.1, İstoriçeskiye Raboti, Moskva, s. 255-275.
Gordlevskiy, V. A. (1962a): “Hoca Ahmed Yesevi”, İzbrannie Soçineniya, c. III, İstoriya i Kultura, Moskva, İzdatelstvo Vostoçnoy Literaturi, s. 361-368. Bu makalenin önce 1932’de aynı adla yayınlanmış  bu versiyonunu (Festschrift Georg Jacob, Leipzig, s. 57-67) elde etmiştim ki Almanya’da Dr. Aşkım Bozkurt tarafından bana ulaştırılmıştı.
Gordlevskiy, V. A. (1962b): “Dervişi-Bezbojniki”, İzbrannie Soçineniya, c. III, Moskva, İstoriya i Kultura, İzdatelstvo Vostoçnoy Literaturi, s. 32-37.
Gordlevskiy, V. A. (1962c): “Tam Gıde vı Starinu Jili Armiyane ”, İzbrannie Soçineniya, c. III, Moskva, İstoriya i Kultura, İzdatelstvo Vostoçnoy Literaturi, s. 123-128.
Gordlevskiy, V. A. (1962d): “Kızılbaşi”, İzbrannie Soçineniya, c. III, Moskva, İstoriya i Kultura, İzdatelstvo Vostoçnoy Literaturi, s. 201-202.
Gordlevskiy, V. A. (1962e): “O Maloaziatskoy Sekte Anşabacili”, İzbrannie Soçineniya, c. III, Moskva, İstoriya i Kultura, İzdatelstvo Vostoçnoy Literaturi, s. 335-337. (Bu makalenin çevirisi değerli dostum Ali Kenanoğlu’nun katkılarıyla yapılmıştır.)
Islam Ensiklopediçeski Slovar (1991): Moskva, Izdatelstva “Nauka”.
Kadirzade, Hacı Kadir (1999): “Rus Alimi Akademik V. A. Kordlevski’nin Bektaşilikle İlgili Araştırmaları Üzerine Bir Açıklama” , I. Türk Kültürü Ve Hacı Bektaş Veli Sempozyumu Bildirileri (22-24 Ekim 1998), Ankara, Gazi Üniversitesi Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli Araştırma Merkezi, s. 173-176.
Kazak  SSR,  4-Тomdık Kıskaşa Ensiklopediya, “Bektaşiya” md., Тom 1, Almatı, 1984, s. 49.
Kurbanov, Ahat (2000): “Sovyetler Birliğinde Alevi Bektaşi Araştırması”, 1. Uluslararası Hacı Bektaş Veli Sempozyumu Bildirileri, 27-28-29 Nisan 2000, Ankara, s. 338-342.
Usmanov, M. A. (1987): “Bektaşiya”, İslam Spravoçnik, 2. neşr, Taşkent, Üzbek Sovyet ansiklopediyası Baş Redaksiyası, s. 55.
<!--[if !supportFootnotes]-->
<!--[endif]-->
<!--[if !supportFootnotes]--> [1]<!--[endif]--> Ahmet Yesevi Üniversitesi Öğretim Üyesi
<!--[if !supportFootnotes]--> [2]<!--[endif]--> Bu konuda ayrıca bkz. Kazak SSR, 1984: 49.
<!--[if !supportFootnotes]--> [3]<!--[endif]--> Bu ocakla ilgili Şahkulu Dergahı’nda görüştüğüm İlyas Hoca (25 Mart 2000) ve 2001-2002 Yaz aylarında Tokat’taki araştırmalarım sırasında, Tokat, Turhal, Ulutepe (Kelit) Köyü’nde görüştüğüm Anşabacılı taliplerinden Haydar Aydın (22 Ağustos 2001), Hubyar evlatlarından Eraslan Doğanay Dede, Zile’nin Karşıpınar Köyü’nden Salih Dede, Zile’nin Acısu Köyü’nden Mehmet Delen ve Hubyar evlatlarından Ali Kenanoğlu’na verdiği bilgiler için teşekkürü bir borç bilirim.
<!--[if !supportFootnotes]--> [4]<!--[endif]--> Rusça kaynaklar yardımcılarım Alişir Azim, Hasan Bektaş ve Engin Akgün tarafından çevrilmiştir. Ayrıca Didar Şavenov ve Nazgül Abildina’ya da teşekkürü bir borç bilirim.

toklucaktan haberler

dernek nedir.amaçları

TOKLUCAK DER .in ARIK DER ile ZARA DER. yanyana olan arsa ile ilğili bilgiler.. 1- konu hakkında gelişmeler.. 2- varılan durum 3- dernek üyelerinin konu hakkında bilgileri GEREKLİ BİLGİLER TOPARLANIP ..GELİŞMELER..SİZLERE DUYURULACAKTIR. MAİL. ADRESİM ..haloyildiz@gmail.com ..SİZLERİN ULAŞABİLDİĞİ BİLGİLERİ PAYLAŞIRSANIZ ..YAYINLARIZ. ERGÜN YILDIZ..

DERNEK NEDİR? NASIL KURULUR?

Derneğin tanımı

23.11.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5253 sayılı Dernekler Kanununun 2. maddesinde derneğin tanımı; " Dernek: Kazanç paylaşma dışında, kanunlarla yasaklanmamış belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere, en az yedi gerçek veya tüzel kişinin, bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirmek suretiyle oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kişi topluluklarını” olarak yapılmıştır.

Kimler dernek kurabilir

Fiil ehliyetine sahip gerçek veya tüzel kişiler, önceden izin almaksızın dernek kurma hakkına sahiptir.

Dernek kurucusu olabilmeleri ile ilgili olarak, Türk Silâhlı Kuvvetleri ve kolluk kuvvetleri mensupları ile kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri hakkında özel kanunlarında getirilen kısıtlamalar saklıdır.

Ayrıca, onbeş yaşını bitiren ayırt etme gücüne sahip küçükler; toplumsal, ruhsal, ahlakî, bedensel ve zihinsel yetenekleri ile spor, eğitim ve öğretim haklarını, sosyal ve kültürel varlıklarını, aile yapısını ve özel yaşantılarını korumak ve geliştirmek amacıyla yasal temsilcilerinin yazılı izni ile çocuk dernekleri kurabilir veya kurulmuş çocuk derneklerine üye olabilirler.

Oniki yaşını bitiren küçükler yasal temsilcilerinin izni ile çocuk derneklerine üye olabilirler ancak yönetim ve denetim kurullarında görev alamazlar.

Çocuk derneklerine onsekiz yaşından büyükler kurucu veya üye olamazlar.

Dernek kurucusu olacak kişilerde aranan fiil ehliyetine ne şekilde sahip olunur.

4721 sayılı Türk Medeni Kanununda belirtildiği üzere; ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan her ergin kişinin fiil ehliyeti vardır.

Ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmamak: Yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk ve bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmamak yada bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkûm bulunmamaktır.

Ergin olmak: Onsekiz yaşını doldurmuş olmak veya onsekiz yaşın doldurmamış olduğu halde evlenmiş olmak yada onbeş yaşını doldurmuş küçüklerin kendi isteği ve velisinin rızasıyla mahkemece ergin kılınmış olmaktır.

Tüzel kişiler, kanuna ve kuruluş belgelerine göre gerekli organlara sahip olmakla, fiil ehliyetini kazanırlar. Tüzel kişinin iradesi, organları aracılığıyla açıklanır.

Dernekler özel hukuk tüzelkişisi olup, Türk Medeni Kanununun 48. maddesinde belirtilen tüm hak ve yetkilere sahiptir.

Hangi amaçla dernek kurulamaz

Anayasa ve kanunlarla açıkça yasaklanan amaçları veya konusu suç teşkil eden fiilleri gerçekleştirmek amacıyla dernek kurulamaz.

Derneğin amacı; kazanç paylaşma dışında, kanunlarla yasaklanmamış belirli ve ortak bir gayeyi gerçekleştirmeye yönelik, anlaşılabilir ve süreklilik arz etmelidir. Hukuka veya ahlâka aykırı olmamalıdır.

Derneğin kuruluş şekli

Dernekler, kuruluş bildirimini, dernek tüzüğünü ve gerekli belgeleri yerleşim yerinin bulunduğu yerin en büyük mülki amirine verdikleri anda tüzel kişilik kazanırlar.

Dernek tüzüğünün içeriği

Dernekler Mevzuatı gereğince derneğin tüzüğünde aşağıda gösterilen hususların belirtilmesi zorunludur:

a-Derneğin adı ve merkezi. (Derneğinizin adı, daha önce kurulmuş olan bir derneğin adından farklı olmak zorundadır. Dernek adını kontrol etmek için tıklayınız)

b-Derneğin amacı ve bu amacı gerçekleştirmek için dernekçe sürdürülecek çalışma konuları ve çalışma biçimleri ile faaliyet alanı.

c-Derneğe üye olma ve üyelikten çıkmanın şart ve şekilleri.

d-Genel kurulun toplanma şekli ve zamanı.

e-Genel kurulun görevleri, yetkileri, oy kullanma ve karar alma usul ve şekilleri.

f-Yönetim ve denetim kurullarının görev ve yetkileri, ne suretle seçileceği, asıl ve yedek üye sayısı.

g-Derneğin şubesinin bulunup bulunmayacağı, bulunacak ise şubelerin nasıl kurulacağı, görev ve yetkileri ile dernek genel kurulunda nasıl temsil edileceği.

h-Üyelerin ödeyecekleri giriş ve yıllık aidat miktarının belirlenme şekli.

ı-Derneğin gelir kaynakları.

i- Derneğin borçlanma usulleri.

j- Derneğin iç denetim şekilleri

k-Tüzüğün ne şekilde değiştirileceği.

l-Derneğin feshi halinde mal varlığının tasfiye şekli.

m-Dernek geçici yönetim kurulu üyelerinin adı, soyadı, görev ünvanı.

Dernek tüzüğünde kanunen belirtilmesi zorunlu hususlar dışında, Kanuna aykırı olmamak kaydıyla tüzükte yer alması istenilen diğer hükümler eklenebilir.

Örnek Dernek Tüzüğü İçin Tıklayınız.

Dernek kuruluşu için gerekli belgeler

Dernek kurucuları (en az yedi gerçek veya tüzel kişi) tarafından imzalanmış olan (Dernekler Yönetmeliği Ek-2’de bulunan) iki adet kuruluş bildirimi ve aşağıda belirtilen ekleri, derneğin kurulacağı yerin mülki idare amirliğine verilir.

a) Kurucular tarafından her sayfası imzalanmış üç adet dernek tüzüğü,

b) Kurucuların nüfus cüzdan fotokopisi,

c) Dernek kurucuları arasında tüzel kişiliklerin bulunması halinde; bu tüzel kişilerin unvanı, yerleşim yeri ve kuruluş belgesi ile tüzel kişiliklerin organları tarafından yetkilendirilen gerçek kişi de belirtilmek kaydıyla bu konuda alınmış kararın fotokopisi,

d) Kurucular arasında yabancı dernek veya dernek ve vakıf dışında kar amacı gütmeyen kuruluşlar bulunması halinde, bu tüzel kişilerin dernek kurucusu olabileceğini gösteren İçişleri Bakanlığınca verilmiş izin belgesi,

e) Kurucular arasında yabancı uyruklular varsa, bunların Türkiye'de yerleşme hakkına sahip olduklarını gösterir belgelerin fotokopileri,

f) Yazışma ve tebligatı almaya yetkili kişi veya kişilerin adı, soyadı, yerleşim yerlerini ve imzalarını belirten liste.

Büyükşehir belediyesi sınırları içinde kalan ilçeler hariç diğer ilçelerdeki dernek kuruluş işlemlerinde istenen belgeler birer arttırılarak verilir.

Dernekler, kuruluş bildirimi ve eklerini mülki idare amirliğine vermek suretiyle tüzel kişilik kazanırlar.

Çocuk derneklerine tüzel kişiler kurucu veya üye olamazlar, ayrıca çocuk derneklerinde kuruluş bildirimine, kurucu çocukların yasal temsilcilerinin izni eklenir.

Dernek kuruluş bildiriminin incelenmesi

Dernek kuruluş bildirimi ve belgelerin doğruluğu ile dernek tüzüğü, en büyük mülki amir tarafından altmış gün içinde dosya üzerinden incelenir.

Kuruluş bildiriminde, tüzükte ve kurucuların hukuki durumlarında kanuna aykırılık veya noksanlık tespit edildiği takdirde bunların giderilmesi veya tamamlanması derhal kuruculardan istenir. Bu istemin tebliğinden başlayarak otuz gün içinde belirtilen noksanlık tamamlanmaz ve kanuna aykırılık giderilmezse; en büyük mülki amir, yetkili asliye hukuk mahkemesinde derneğin feshi konusunda dava açması içir durumu Cumhuriyet savcılığına bildirir. Cumhuriyet savcısı mahkemeden derneğin faaliyetinin durdurulmasına karar verilmesini de isteyebilir.

Kuruluş bildiriminde, tüzükte ve belgelerde kanuna aykırılık veya noksanlık bulunmaz ya da bu aykırılık veya noksanlık belirli sürede giderilmiş bulunursa; keyfiyet derhal derneğe yazıyla bildirilir ve dernek, dernekler kütüğüne kaydedilir.

Derneğin zorunlu Organları hangileridir

Derneğin zorunlu organları, genel kurul, yönetim kurulu ve denetim kuruludur.

Dernekler zorunlu organları dışında başka organlar da oluşturabilirler. Ancak, bu organlara zorunlu organların görev, yetki ve sorumlulukları devredilemez.

Genel kurul, derneğin en yetkili karar organı olup; derneğe kayıtlı üyelerden oluşur. Genel kurul, dernek organlarını seçer ve derneğin diğer bir organına verilmemiş olan işleri görür.

Genel kurul, üyeliğe kabul ve üyelikten çıkarma hakkında son kararı verir, derneğin diğer organlarını denetler ve onları haklı sebeplerle her zaman görevden alabilir.

Yönetim kurulu, beş asıl ve beş yedek üyeden az olmamak üzere dernek tüzüğünde belirtilen sayıda üyeden oluşur.

Yönetim kurulu, derneğin yürütme ve temsil organıdır; bu görevini kanuna ve dernek tüzüğüne uygun olarak yerine getirir.

Temsil görevi, yönetim kurulunca, üyelerden birine veya bir üçüncü kişiye verilebilir.

Denetim kurulu, üç asıl ve üç yedek üyeden az olmamak üzere dernek tüzüğünde belirtilen sayıda üyeden oluşur.

Denetim kurulu, denetleme görevini, dernek tüzüğünde belirtilen esas ve usullere göre yapar; denetleme sonuçlarını bir raporla yönetim kuruluna ve genel kurula sunar.

Derneğin kuruluşundan sonra yapılması gereken işlemler

A- Defter tutulması

Dernekler tarafından tutulması zorunlu olan defterler temin edilerek kullanmaya başlanılmadan önce dernekler biriminden veya noterden onaylattırılmalıdır.

Dernekler aşağıda yazılı defterleri tutarlar.

a) İşletme hesabı esasında tutulacak defterler ve uyulacak esaslar aşağıdaki gibidir:

1) Karar Defteri: Yönetim kurulu kararları tarih ve numara sırasıyla bu deftere yazılır ve kararların altı toplantıya katılan üyelerce imzalanır.

2) Üye Kayıt Defteri: Derneğe üye olarak girenlerin kimlik bilgileri, derneğe giriş ve çıkış tarihleri bu deftere işlenir. Üyelerin ödedikleri giriş ve yıllık aidat miktarları bu deftere işlenebilir.

3) Evrak Kayıt Defteri: Gelen ve giden evraklar, tarih ve sıra numarası ile bu deftere kaydedilir. Gelen evrakın asılları ve giden evrakın kopyaları dosyalanır. Elektronik posta yoluyla gelen veya giden evraklar çıktısı alınmak suretiyle saklanır.

4) Demirbaş Defteri: Derneğe ait demirbaşların edinme tarihi ve şekli ile kullanıldıkları veya verildikleri yerler ve kullanım sürelerini dolduranların kayıttan düşürülmesi bu deftere işlenir.

5) İşletme Hesabı Defteri: Dernek adına alınan gelirler ve yapılan giderler açık ve düzenli olarak bu deftere işlenir.

6) Alındı Belgesi Kayıt Defteri : Alındı belgelerinin seri ve sıra numaraları, bu belgeleri alan ve iade edelerin adı, soyadı ve imzaları ile aldıkları ve iade ettikleri tarihler bu deftere işlenir.

b) Bilanço esasında tutulacak defterler ve uyulacak esaslar aşağıdaki gibidir:

1) (a) bendinin 1, 2, 3 ve 6 ncı alt bentlerinde kayıtlı defterleri bilanço esasında defter tutan dernekler de tutarlar.

2) Yevmiye Defteri, Büyük Defter ve Envanter Defteri: Bu defterlerin tutulma usulü ile kayıt şekli Vergi Usul Kanunu ile bu Kanununun Maliye Bakanlığına verdiği yetkiye istinaden yayımlanan Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğleri esaslarına göre yapılır.

Tutulacak defter ve kayıtların Türkçe olması zorunludur. Defterler mürekkepli kalemle yazılır.

Defterler bilgisayar ortamında da tutulabilir. Ancak form veya sürekli form şeklinde tutulacak defterler, kullanılmaya başlanmadan önce her bir sayfasına numara verilerek ve onaylatılarak kullanılabilir. Onaylı sayfalar kullanıldıktan sonra defter haline getirilerek muhafaza edilir.

Yevmiye defteri maddelerinde yapılan yanlışlar ancak muhasebe kurallarına göre düzeltilebilir. Diğer defter ve kayıtlara rakam ve yazılar yanlış yazıldığı takdirde düzeltmeler ancak yanlış rakam ve yazı okunacak şekilde çizilmek, üst veya yan tarafına veya ilgili bulunduğu hesaba doğrusu yazılmak suretiyle yapılabilir. Yanlış rakam ve yazının çizilmesi halinde, bu rakam ve yazıyı çizen tarafından paraflanır.

Defterlere geçirilen bir kayıt; kazımak, çizmek veya silmek suretiyle okunamaz hale getirilemez.

Karar defterinin sayfa sonunda imza için bırakılan bölümü hariç defterlerin satırları, çizilmeksizin boş bırakılamaz ve atlanamaz. Ciltli defterlerde, defter sayfaları ciltten koparılamaz. Tasdikli form veya sürekli form yapraklarının sırası bozulamaz ve bunlar yırtılamaz.

Derneklere ait belgeler, kaydedildikleri defterdeki kayıt sırasına uygun olarak numaralandırılır ve dosyalanarak saklanır.

Kayıt zamanı;

İşlemler, defterlere günlük olarak kaydedilir. Ancak, gelir ve gider kayıtları;

a) İşlemlerin, işin hacmine ve gereklerine uygun olarak muhasebe düzeni ve güvenliğini bozmayacak bir süre içinde kaydedilmesi şarttır. Bu gibi kayıtlar on günden fazla geciktirilmez.

b) Kayıtlarını devamlı olarak muhasebe fişleri ve bordro gibi yetkili amirlerin imza ve parafını taşıyan belgelere dayanarak tutan derneklerde, işlemlerin bunlara kaydedilmesi, deftere işlenmesi hükmündedir. Ancak bu kayıtlar, işlemlerin esas defterlere kırkbeş günden daha geç intikal ettirilmesine imkan vermez. Dernek defterlerinin denetim amacıyla istenmesi halinde, kırkbeş günlük sürenin dolması beklenmeden kayıtların işlenmesi zorunludur.

Hesap dönemi;

Derneklerde hesap dönemi bir takvim yılıdır. Hesap dönemi 1 Ocak’ta başlar ve 31 Aralık’ta sona erer. Yeni kurulan derneklerde hesap dönemi kuruluş tarihinde başlar ve 31 Aralık’ta sona erer.

Defterlerin ara tasdiki;

Bu defterlerin kullanılmasına sayfaları bitene kadar devam edilir ve defterlerin ara tasdiki yapılmaz. Ancak, bilanço esasına göre tutulan defterler ile form veya sürekli form yapraklı defterlerin, kullanılacağı yıldan önce gelen son ayda, her yıl yeniden tasdik ettirilmesi zorunludur.

B-Dernek gelirlerinin tahsilinde kullanılacak Alındı Belgelerinin bastırılması

Alındı belgelerinin biçimi;

Dernek gelirlerinin tahsilinde kullanılacak Alındı Belgeleri Dernekler Yönetmeliği 42. maddesinde belirtilen biçim ve ebatta yönetim kurulu kararıyla matbaaya bastırılır.

Alındı belgelerinin kontrolü;

Bastırılan alındı belgelerinin seri ve sıra numaraları ile diğer baskı işlerinde kusur bulunup bulunmadığı, sayman üyece kontrol edilir. Kontrolde hatalı olduğu ortaya çıkan cilt veya formlar geri verilerek aynı miktarda yenisi bastırılır. Alındı belgeleri, matbaadan sayman üye tarafından bir tutanak ile teslim alınır.

Alındı belgelerinin deftere kaydı;

Dernek saymanınca teslim alınan alındı belgelerinin tamamı, numarası en küçük olan alındı belgesi cildinden başlamak üzere defterin yalnızca başlangıç, bitiş ve serisi sütunları doldurularak, her bir satırda bir alındı belgesi cildi gösterilecek şekilde alt alta yazılmak suretiyle kaydedilir. Defterin diğer sütunları, alındı belgesi ciltlerinin gelir tahsil edecek kişilere teslim edilmesi veya teslim edilen alındı belgesi cildinin iade edilmesi sırasında doldurulur.

Alındı belgelerinin kullanımı;

Alındı belgeleri, gelir tahsil etme görev ve yetkisine sahip bulunanlara, sayman üyelerce imza karşılığı verilir ve kullanıldıktan sonra imza karşılığı geri alınır. Bu işlemler Alındı Belgesi Kayıt Defterinde gösterilir.

Alındı belgeleri, sabit boyalı sert veya sivri uçlu tükenmez kalemle okunaklı bir biçimde silintisiz ve kazıntısız olarak doldurulur. Ödemede bulunana asıl yaprak koparılarak verilir, koçan kısmı ciltte bırakılır. Düzenleme sırasında hata yapılırsa, hatalı belge yaprağı ödemede bulunana verilmez. Asıl ve koçan yaprakların üzerine “İPTAL” ibaresi yazılıp her ikisi koparılmadan ciltte bırakılır.

Form şeklinde bastırılan alındı belgeleri, elektronik sistemler aracılığıyla doldurulduktan sonra aslı ödemede bulunana verilir; sureti dosyasında muhafaza edilir.

C- Yetki belgesi düzenlenmesi

Dernek adına gelir tahsil edecek kişi veya kişiler, yetki süresi de belirtilmek suretiyle, yönetim kurulu kararı ile tespit edilir. Gelir tahsil edecek kişilerin açık kimliği, imzası ve fotoğraflarını ihtiva eden (Dernekler Yönetmeliği EK-19’da bulunan) “Yetki Belgesi” dernek tarafından üç nüsha olarak düzenlenerek, dernek yönetim kurulu başkanınca onaylanır. Yetki belgelerinin birer sureti dernekler birimlerine verilir.

Dernek adına gelir tahsil edecek kişiler, ancak adlarına düzenlenen yetki belgelerinin bir suretinin dernekler birimine verilmesinden itibaren gelir tahsil etmeye başlayabilirler

Yetki belgelerinin süresi, yönetim kurullarının görev süresi ile sınırlıdır. Yeni seçilen yönetim kurullarının, yetki belgelerini birinci fıkra esaslarına göre yenilemesi zorunludur. Yetki belgesinin süresinin bitmesi veya adına yetki belgesi düzenlenen kişinin görevinden ayrılması, ölümü, işine veya görevine son verilmesi, derneğin kendiliğinden dağıldığının tespit edilmesi veya fesih edilmesi gibi hallerde, verilmiş olan yetki belgelerinin dernek yönetim kuruluna bir hafta içinde teslimi zorunludur. Ayrıca, gelir toplama yetkisi yönetim kurulu kararı ile her zaman iptal edilebilir. Yetki belgesi ile ilgili değişiklikler yönetim kurulu başkanınca, onbeş gün içerisinde dernekler birimine bildirilir.

D -Gelir–Gider İşlemleri

Dernek gelirleri alındı belgesi ile tahsil edilir. Dernek gelirlerinin bankalar aracılığı ile tahsili halinde banka tarafından düzenlenen dekont veya hesap özeti gibi belgeler alındı belgesi yerine geçer.

Dernek adına gelir tahsil etmekle yetkili olan kişiler, tahsil ettikleri paraları otuz gün içerisinde dernek saymanına teslim ederler veya derneğin banka hesabına yatırırlar. Ancak, tahsilatı 2005 yılı için 1000.- YTL’yi (yeniden değerleme oranında artırılır) geçenler, 30 otuz günlük süreyi beklemeksizin tahsil ettikleri parayı en geç iki iş günü içinde dernek saymanına teslim ederler veya derneğin banka hesabına yatırırlar.

Dernek kasasında bulundurulabilecek para miktarı, ihtiyaçlar dikkate alınarak yönetim kurulunca belirlenir.

Dernek giderleri ise fatura, perakende satış fişi, serbest meslek makbuzu gibi harcama belgeleri ile yapılır. Ancak dernekler, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesi kapsamında bulunan ödemeleri için Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre gider pusulası, bu kapsamda da bulunmayan ödemeleri için Gider Makbuzu düzenlerler.

Dernekler tarafından kişi, kurum veya kuruluşlara yapılacak bedelsiz mal ve hizmet teslimleri (Dernekler Yönetmeliği EK-15’te bulunan) Ayni Yardım Teslim Belgesi ile yapılır. Kişi, kurum veya kuruluşlar tarafından derneklere yapılacak bedelsiz mal ve hizmet teslimleri ise Ayni Bağış Alındı Belgesi ile kabul edilir.

Bu belgeler; Dernekler Yönetmeliğinde ((EK-13) (EK- 14) ve (EK- 15)’de) gösterilen biçim ve ebatta, müteselsil seri ve sıra numarası taşıyan, kendinden karbonlu elli asıl ve elli koçan yaprağından meydana gelen ciltler veya elektronik sistemler ve yazı makineleri aracılığıyla yazdırılacak form veya sürekli form şeklinde, dernekler tarafından bastırılır. Form veya sürekli form şeklinde bastırılacak belgelerin, belirtilen nitelikte olması zorunludur.

Saklama süresi;

Defterler hariç olmak üzere, dernekler tarafından kullanılan alındı belgeleri, harcama belgeleri ve diğer belgeler özel kanunlarda belirtilen süreler saklı kalmak üzere, kaydedildikleri defterlerdeki sayı ve tarih düzenine uygun olarak 5 yıl süreyle saklanır.

İşletme hesabı tablosu;

İşletme hesabı esasına göre kayıt tutan dernekler yıl sonlarında (31 Aralık) (Dernekler Yönetmeliği EK-16’da gösterilen biçimde) “İşletme Hesabı Tablosu” düzenlerler.

Bilanço esasına göre raporlama;

Bilanço esasına göre defter tutan derneklerin yıl sonlarında (31 Aralık), Maliye Bakanlığınca yayımlanan Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğlerini esas alarak bilanço ve gelir tablosunu düzenlemeleri yeterlidir.

E-Üye kayıt işlemleri

Derneğe üye olmaları Kanunla yasaklanmamış olan ve dernek tüzüğüne göre üye olma şartlarını taşıyan kişilerin derneğin yönetim kuruluna yapacakları yazılı üyelik başvuruları yönetim kurulunca görüşülerek en çok otuz gün içinde üyeliğe kabul veya isteğin reddi şeklinde karara bağlanıp, sonucu müracaat sahibine yazı ile duyurulması zorunludur. Derneğin, ilk genel kurul toplantısının yapılacağı tarihe kadar, dernek tüzüğünde sayıları belirtilen yönetim ve denetleme kuruları üye tam sayısının asıl ve yedeklerini oluşturabilecek sayıdan az olmamak üzere üye kayıt edilmesine ihtiyaç bulunmaktadır.

Yönetim kurulunca, karar defterinde alınan karar ile üyeliğe kabul edilmiş bulunanlar dernek üyesi olurlar. Üyeliğe kabul kararının tarih ve sayısı ile üyenin kimlik bilgileri ve aidat ödentileri üye kayıt defterine kayıt edilir.

Yazılı olarak yapılacak üyelik başvurusu, dernek yönetim kurulunca en çok otuz gün içinde karara bağlanır ve sonuç yazıyla başvuru sahibine bildirilir. Başvurusu kabul edilen üye, bu amaçla tutulacak deftere kaydedilir.

Üyelik için kanunda veya tüzükte aranılan nitelikleri sonradan kaybedenlerin dernek üyeliği kendiliğinden sona erer.

Hiç kimse, dernekte üye kalmaya zorlanamaz. Her üye yazılı olarak bildirmek kaydıyla, dernekten çıkma hakkına sahiptir.

Tüzükte üyelerin çıkarılma sebepleri gösterilebilir.

Tüzükte çıkarma düzenlenmemişse üye, ancak haklı sebeple çıkarılabilir. Bu çıkarma kararına, haklı sebep bulunmadığı ileri sürülerek itiraz edilebilir.

F- Genel kurul toplantısı

Derneğin, kuruluş işlemlerinde eksiklik ve kanuna aykırılık bulunmadığına ilişkin olarak mahallin mülki amirliğince yapılan yazılı bildirimi izleyen altı ay içinde dernekler ilk genel kurul toplantısını yapmak ve organlarını oluşturmakla yükümlüdürler.

Genel kurul;

a) Dernek tüzüğünde belli edilen zamanlarda olağan,

b) Yönetim veya denetim kurulunun gerekli gördüğü hallerde veya dernek üyelerinden beşte birinin yazılı isteği üzerine otuz gün içinde olağanüstü toplanır.

Genel kurul toplantıya yönetim kurulunca çağrılır.

Çağrı usulü;

Yönetim kurulu, dernek tüzüğüne göre genel kurula katılma hakkı bulunan üyelerin listesini düzenler. Genel kurula katılma hakkı bulunan üyeler, en az onbeş gün önceden, günü, saati, yeri ve gündemi bir gazetede ilan edilmek veya yazılı ya da elektronik posta ile bildirilmek suretiyle toplantıya çağrılır. Bu çağrıda, çoğunluk sağlanamaması sebebiyle toplantı yapılamazsa, ikinci toplantının hangi gün, saat ve yerde yapılacağı da belirtilir. İlk toplantı ile ikinci toplantı arasındaki süre yedi günden az, altmış günden fazla olamaz.

Toplantı, çoğunluk sağlanamaması sebebinin dışında başka bir nedenle geri bırakılırsa, bu durum geri bırakma sebepleri de belirtilmek suretiyle, ilk toplantı için yapılan çağrı usulüne uygun olarak üyelere duyurulur. İkinci toplantının geri bırakma tarihinden itibaren en geç altı ay içinde yapılması zorunludur. Üyeler ikinci toplantıya, birinci fıkrada belirtilen esaslara göre yeniden çağrılır.

Genel kurul toplantısı bir defadan fazla geri bırakılamaz.

Toplantı usulü;

Genel kurula katılma hakkı bulunan üyelerin listesi toplantı yerinde hazır bulundurulur. Toplantı yerine girecek üyelerin resmi makamlarca verilmiş kimlik belgeleri, yönetim kurulu üyeleri veya yönetim kurulunca görevlendirilecek görevliler tarafından kontrol edilir. Üyeler, yönetim kurulunca düzenlenen listedeki adları karşısına imza koyarak toplantı yerine girerler. Kimlik belgesini göstermeyenler, belirtilen listeyi imzalamayanlar ile genel kurula katılma hakkı bulunmayan üyeler toplantı yerine alınmaz. Bu kişiler ve dernek üyesi olmayanlar, ayrı bir bölümde genel kurul toplantısını izleyebilirler.

Toplantı yeter sayısı sağlanmışsa durum bir tutanakla tespit edilir ve toplantı yönetim kurulu başkanı veya görevlendireceği yönetim kurulu üyelerinden biri tarafından açılır. Toplantı yeter sayısı sağlanamaması halinde de yönetim kurulunca bir tutanak düzenlenir.

Açılıştan sonra, toplantıyı yönetmek üzere bir başkan ve yeteri kadar başkan vekili ile yazman seçilerek divan heyeti oluşturulur.

Dernek organlarının seçimi için yapılacak oylamalarda, oy kullanan üyelerin divan heyetine kimliklerini göstermeleri ve hazırun listesindeki isimlerinin karşılarını imzalamaları zorunludur.

Toplantının yönetimi ve güvenliğinin sağlanması divan başkanına aittir. Genel kurul, gündemdeki konuların görüşülerek karara bağlanmasıyla sonuçlandırılır. Genel kurulda her üyenin bir oy hakkı vardır; üye oyunu şahsen kullanmak zorundadır.

Toplantıda görüşülen konular ve alınan kararlar bir tutanağa yazılır ve divan başkanı ile yazmanlar tarafından birlikte imzalanır. Toplantı sonunda, tutanak ve diğer belgeler yönetim kurulu başkanına teslim edilir. Yönetim kurulu başkanı bu belgelerin korunmasından ve yeni seçilen yönetim kuruluna yedi gün içinde teslim etmekten sorumludur.

Mahkemece kayyım atanması veya Medeni Kanunun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre görevlendirilme yapılması halinde, bu maddede yönetim kurulana verilen görevler bu kişiler tarafından yerine getirilir.

G-Genel kurul sonuç bildirimi;

Olağan veya olağanüstü genel kurul toplantılarını izleyen otuz gün içinde, yönetim ve denetim kurulları ile diğer organlara seçilen asıl ve yedek üyeleri içeren (Dernekler Yönetmeliği EK-3’te belirtilen) “Genel Kurul Sonuç Bildirimi “ ve ekleri yönetim kurulu başkanı tarafından mülki idare amirliğine bildirilir:

Bu bildirime;

a) Divan başkanı, başkan yardımcıları ve yazman tarafından imzalanmış genel kurul toplantı tutanağı örneği,

b) Tüzük değişikliği yapılmışsa, tüzüğün değişen maddelerinin yeni ve eski şekli ile dernek tüzüğünün son şeklinin her sayfası yönetim kurulunca imzalanmış örneği.

Eklenir.

Genel kurul sonuç bildirimi ve ekleri, büyükşehir belediyesi sınırları içinde kalan ilçeler hariç diğer ilçelerde bulunan dernekler tarafından iki suret olarak verilir.

Genel kurul sonuç bildirimleri, dernek yönetim kurulu tarafından yetki verilen bir yönetim kurulu üyesi tarafından da yapılabilir. Bildirimin yapılmamasından yönetim kurulu başkanı sorumludur.

Sandığı bulunan dernekler, sandıklarına ait genel kurul sonuç bildirimi ve eklerini bu maddede belirtilen usulde mülki idare amirliğine bildirirler.

H-Beyanname verilmesi

Beyanname verme yükümlülüğü

Dernek yönetim kurulu başkanları, her takvim yılının ilk dört ayı içinde bir önceki yıla ait Dernek Beyannamelerini (Dernekler Yönetmeliği EK-21’de bulunan) doldurarak mülki idare amirliğine vermekle yükümlüdürler. İl merkezlerinde ve büyükşehir belediyesi sınırları içinde kalan ilçelerde bulunan dernekler beyannamelerini bir adet, diğer ilçe merkezinde bulunanlar ise iki adet olarak verirler.

Şubeler, mülki idare amirliğine verecekleri beyannamelerin birer örneğini bağlı bulundukları derneğe de vermekle yükümlüdürler.

I-Değişikliklerin bildirilmesi

Dernekler, yerleşim yerlerinde (İkametgahlarında) meydana gelen değişiklikleri (Dernekler Yönetmeliği EK- 24’te bulunan)“Yerleşim Yeri Değişiklik Bildirimini”;

Genel kurul toplantıları dışında dernek organlarında meydana gelen değişiklikleri (Dernekler Yönetmeliği EK- 25’te bulunan) “Dernek Organlarındaki Değişiklik Bildirimini”

Doldurmak suretiyle, değişikliği izleyen otuz gün içinde mülki idare amirliğine bildirmekle yükümlüdürler. Bu belgeler, büyükşehir belediyesi sınırları içinde kalan ilçeler hariç diğer ilçelerde bulunan dernekler tarafından iki suret olarak verilir.

Dernek tüzüklerinde yapılan değişiklikler de tüzük değişikliğinin yapıldığı genel kurul toplantısını izleyen otuz gün içinde, (Dernekler Yönetmeliği EK-3’te bulunan) “Genel Kurul Sonuç Bildirimi “ ekinde mülki idare amirliğine bildirilir.

J-Taşınmazların bildirilmesi

Dernekler edindikleri taşınmazları tapuya tescilinden itibaren otuzgün içinde (Dernekler Yönetmeliği EK- 26’da bulunan)“Taşınmaz Mal Bildirimini Formu” nu doldurmak suretiyle mülki idare amirliğine bildirmekle yükümlüdürler.

Bu form, büyükşehir belediyesi sınırları içinde kalan ilçeler hariç diğer ilçelerde bulunan dernekler tarafından iki suret olarak verilir.

K-Mal bildirimi

04.5.1990 gün, 20508 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 3628 sayılı “Mal Bildiriminde bulunulması Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu”na ve bu Kanuna atfen çıkartılmış olan “Mal Bildiriminde bulunulması Hakkında Yönetmelik” gereğince, Türk Hava Kurumunun Genel Yönetim ve Merkez Denetleme Kurulu Üyeleri ile Genel Merkez Teşkilatında ve Türk Kuşu Genel Müdürlüğünde, Türkiye Kızılay Derneğinin Merkez Kurullarında ve Genel Müdürlük teşkilatında görev alanlar ve bunların Şube Başkanları ve Kamuya Yararlı Derneklerin Yönetim ve Denetim Kurulu Üyeleri (Mal Bildiriminde bulunulması Hakkında Yönetmelik ekinde bulunan) “Mal Bildirim Formu”nu tek nüsha olarak doldurmak ve tarih belirterek imzalamak suretiyle mal bildiriminde bulunmak zorundadırlar.

Türk Hava Kurumunun, Türkiye Kızılay Derneğinin ve Kamuya Yararlı Derneklerin Yönetim ve Denetim Kurulu Üyeleri için İçişleri Bakanlığına, bunların Şube Başkanları için bulundukları İl Valiliklerine, Türk Hava Kurumu ile Türkiye Kızılay Derneğinde görev alanlar için Kurum ve Dernek Genel Başkanlığına,

Bu göreve başlama tarihini izleyen bir ay içinde mal bildiriminde bulunmak zorundadırlar.

Mal bildiriminde bulunacak olanların kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait bulunan taşınmaz malları ile 1 inci derece Devlet Memurlarına yapılan aylık net ödemenin beş katından fazla tutarındaki her biri için ayrı olmak üzere, para, hisse senetleri ve tahviller ile altın, mücevher ve diğer taşınır malları, hakları, alacakları ve gelirleriyle bunların kaynakları, borçları ve sebepleri bu mal bildiriminin konusunu teşkil eder.

Mal varlığında önemli bir değişiklik olduğunda bir ay içinde,

Görevin sona ermesi halinde, ayrılma tarihini izleyen bir ay içinde,

Görevlere devam edenler, sonu (0) ve (5) ile biten yılların en geç Şubat ayı sonuna kadar,

Mal bildirimlerini yenilerler.

L-Derneğin İç Denetimi

Dernekte genel kurul, yönetim kurulu veya denetim kurulu tarafından iç denetim yapılabileceği gibi, bağımsız denetim kuruluşlarına da denetim yaptırılabilir.

Genel kurul veya yönetim kurulu, gerek görülen hallerde denetim yapabilir veya bağımsız denetim kuruluşlarına denetim yaptırabilir.

Genel kurul, yönetim kurulu veya bağımsız denetim kuruluşlarınca denetim yapılmış olması, denetim kurulunun yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz.

Derneğin denetleme kurulu; derneğin tüzüğünde gösterilen amaç ve amacın gerçekleştirilmesi için sürdürüleceği belirtilen çalışma konuları doğrultusunda faaliyet gösterip göstermediğini, defter, hesap ve kayıtların mevzuata ve dernek tüzüğüne uygun olarak tutulup tutulmadığını, dernek tüzüğünde tespit edilen esas ve usullere göre ve bir yılı geçmeyen aralıklarla denetler ve denetim sonuçlarını bir rapor halinde yönetim kuruluna ve toplandığında genel kurula sunar.”

İktibas: Dernekler Dairesi Başkanlığı